Doksanlar keyfi kısa sürdü…
Doksanlar için bu yazın en iyi işi demiştim başlarda..Başlarda
da öyleydi zaten..En azından doksanların havasına girmiştik. Ufak tefek
eksikler olsa da buna da şükür deyip keyfini sürmeye hazırdık ki, son üç
bölümdür dön dolaş aynı şeyleri seyretmekten sıkılıvermiş buldum kendimi. Fark
ettiyseniz, dizide hiçbir ilerleme yok, o yıllarda çıkan savaşı ya da susuzluğu,
politikacıları ve müzikleri hatırlatmaktan öte gidemedi ne yazık ki. Son üç
bölümdür olanlara bir bakalım mesela ..Her bölümde Süheyla ile kocası bir
parkta buluşup kızları için kavga ediyor, Aysel ile Mesut buluşup hüzünlü
şarkılar eşliğinde Küçük Emrah tarzı bakışıyorlar, Özlem ile Atilla ders
çalışıyor, Tuba ile Mustafa bir küs bir barışık anlaşmaya çalışıyor, anneleri
çekişiyor, Bekir ile Nuri kahvede atışıyor..Mavi arabayı da unutmamak lazım tabi.
İçinde kim olduğunu göremediğimiz ve görevi sadece o yılların müziklerini
çalmaktan ibaret gibi görünen taksimiz, kabak tadı vermeye başladı bana. Hiçbir
ilerleyen olay olmaması, diziyi kısır bir döngüye soktu..Emin’in sevimli ve
komik muhabbeti de olmasa hiç çekilmeyecek. Hatta şöyle diyebilirim ki, diziyi
üç beş bölüm seyretmeyin, kaldığınız yerden devam edersiniz emin olun. Emin
kardeşimin tek başına diziyi nereye kadar taşıyacağı da muallâkta. Bütün
bunlardan ötürü, ben soğudum biraz doksanlardan ne yalan söyleyeyim. Bu şekilde
devam ederse ekran ömrü çok uzun olmayacak gibi geliyor bana..
Benim Hala Umudum var…
Bu diziyi izliyorum ama niye izliyorum onu da bilmiyorum. O
kadar sıkıldım ki böyle senaryolardan aslında. Ama sanırım içimde bir yerlerde
dram seven bir yanım var ki beni itiyor diziye. Hala Zengin oğlan- fakir kız
muhabbetinden çıkamadılar hikâyede bir türlü. Şu manasız manasız susup durmalar
konusunda defalarca yazıldı çizildi ama nafile..Adam romantik bir ortam
hazırlamış evlenme teklif ediyor, kız dümdüz bakıyor suratına. Tepki yok, mimik
yok, bir kelam yok..Ve ekran başındakiler bol bol sinir sahibi oluyorlar
böylece. Dizinin Berk Oktay kısmı ise ayrı bir hikâye. Kardeşi ile problemler
yaşayan sevgili yapımcımız, muhtemelen esas kızımız Umut ile bir aşka yelken
açacak besbelli. Ve fakat aile problemleri ile ilgili hikâye de çok eskimiş bir
hikâye..Hele bu Umut’un abisi Musa ve onun yaptıklarına ne demeli. Namus timsali
delikanlımızın, Umut’un her attığı adımı takip ederken, kendi kız kardeşlerinin
faaliyetlerinden haberdar olmaması da güzel bir çelişki. Kız kardeşlerin de, o
kadar kavga gürültü arasında hiç korkmadan cesaretle ajans ajans dolaşmaları da
beni çok güldürüyor. Dizinin bana göre en dikkat çeken karakteri Asude. Onu ve
eski kocasıyla olan maceralarını izlemeye bayılıyorum. Müthiş oynuyor ve diziyi
bir anlamda sırtlamış görünüyor. Her ne kadar Musa karakterinin gölgesinde
kalsa da, Ali Erkazan’ın oynadığı kötü üvey baba karakterini de yabana atmamak
gerek. Belki de dizinin sevilme sebeplerinden biri de, ezik kadın, kötü ve
huysuz koca, delikanlı geçinen ağabey, geçim sıkıntısı, imkânsız aşk gibi eski
ama eskimeyen pek çok unsuru bir araya getirmesidir. Çok uzun ömürlü bir dizi
olduğunu sanmıyorum ama en azından yeni sezona kadar izleyiciyi oyalayacak gibi
görünüyor..
Aldırma Gönül…
Tam gaz gidiyor. Giderek daha keyifli oluyor. Şahin Irmak
kardeşimin her cümlenin başında ettiği (tövbe estafirullah yav) lafını
saymazsak tabi. Bir noktadan sonra bana itici gelmeye başladı nedense..Ayrıca dizinin
adı niye Aldırma Gönül onu anlamadım. Gönül zaten hiçbir şeye aldırmıyor. Asıl
sıkıntıyı çeken Mahir değil mi..Aldırma Mahir ismi pek ritimsiz olacağından
olsa gerek ismi böyle koymuşlar. Ama içerik ile alakası yok onu söylemek lazım.
En sevdiğim karakter şüphesiz Hayati. En başarılısı da o bence..Nadir Sarıbacak
gerçekten çok ama çok keyifle izlediğim bir oyuncu. Bülent Seyran ise beni Muzo
rolünde çok güldürüyor. Hele hele ülkedeki bunca hır gür arasında, Ayşenil
Şamlıoğlu’nu bir komedide izlemek, kaymaklı ekmek kadayıfı gibi..Yeşim Ceren
Bozoğlu’nu da unutmayalım canlarım zira Petek rolünde harikalar yaratıyor.
Evimin direği kelimesi pek çok evli arkadaşımın diline yerleşti bile..Aldırma
Gönül bir yaz dizisi olması sebebiyle çok uzun süreli olur mu bilmem, ama
yayınlandığı süre içerisinde izleyicisine beklediğinden fazlasını vereceği
kesin..
Babam Sınıfta Kaldı…
Sevmedim..Isınamadım…Öyle işte..
Yeni sezona başlayacak dizilerin tanıtımları yavaştan ekranı
doldurmaya başladı. Yeni sezon için epey iddialı yapım geliyor. Bir sonraki
yazıda tahminler için buluşmak üzere şimdilik sevgi ve barış içinde kalın
canlarım..
Siyah İnci’den sevgiyle…
www.twitter.com/blackpearl42