19 Ağustos 2013 Pazartesi

Doksanlar keyfi kısa sürsede...Aldırma Gönül...Benim Hala Umudum var..




Doksanlar keyfi kısa sürdü…

Doksanlar için bu yazın en iyi işi demiştim başlarda..Başlarda da öyleydi zaten..En azından doksanların havasına girmiştik. Ufak tefek eksikler olsa da buna da şükür deyip keyfini sürmeye hazırdık ki, son üç bölümdür dön dolaş aynı şeyleri seyretmekten sıkılıvermiş buldum kendimi. Fark ettiyseniz, dizide hiçbir ilerleme yok, o yıllarda çıkan savaşı ya da susuzluğu, politikacıları ve müzikleri hatırlatmaktan öte gidemedi ne yazık ki. Son üç bölümdür olanlara bir bakalım mesela ..Her bölümde Süheyla ile kocası bir parkta buluşup kızları için kavga ediyor, Aysel ile Mesut buluşup hüzünlü şarkılar eşliğinde Küçük Emrah tarzı bakışıyorlar, Özlem ile Atilla ders çalışıyor, Tuba ile Mustafa bir küs bir barışık anlaşmaya çalışıyor, anneleri çekişiyor, Bekir ile Nuri kahvede atışıyor..Mavi arabayı da unutmamak lazım tabi. İçinde kim olduğunu göremediğimiz ve görevi sadece o yılların müziklerini çalmaktan ibaret gibi görünen taksimiz, kabak tadı vermeye başladı bana. Hiçbir ilerleyen olay olmaması, diziyi kısır bir döngüye soktu..Emin’in sevimli ve komik muhabbeti de olmasa hiç çekilmeyecek. Hatta şöyle diyebilirim ki, diziyi üç beş bölüm seyretmeyin, kaldığınız yerden devam edersiniz emin olun. Emin kardeşimin tek başına diziyi nereye kadar taşıyacağı da muallâkta. Bütün bunlardan ötürü, ben soğudum biraz doksanlardan ne yalan söyleyeyim. Bu şekilde devam ederse ekran ömrü çok uzun olmayacak gibi geliyor bana..


Benim Hala Umudum var…

Bu diziyi izliyorum ama niye izliyorum onu da bilmiyorum. O kadar sıkıldım ki böyle senaryolardan aslında. Ama sanırım içimde bir yerlerde dram seven bir yanım var ki beni itiyor diziye. Hala Zengin oğlan- fakir kız muhabbetinden çıkamadılar hikâyede bir türlü. Şu manasız manasız susup durmalar konusunda defalarca yazıldı çizildi ama nafile..Adam romantik bir ortam hazırlamış evlenme teklif ediyor, kız dümdüz bakıyor suratına. Tepki yok, mimik yok, bir kelam yok..Ve ekran başındakiler bol bol sinir sahibi oluyorlar böylece. Dizinin Berk Oktay kısmı ise ayrı bir hikâye. Kardeşi ile problemler yaşayan sevgili yapımcımız, muhtemelen esas kızımız Umut ile bir aşka yelken açacak besbelli. Ve fakat aile problemleri ile ilgili hikâye de çok eskimiş bir hikâye..Hele bu Umut’un abisi Musa ve onun yaptıklarına ne demeli. Namus timsali delikanlımızın, Umut’un her attığı adımı takip ederken, kendi kız kardeşlerinin faaliyetlerinden haberdar olmaması da güzel bir çelişki. Kız kardeşlerin de, o kadar kavga gürültü arasında hiç korkmadan cesaretle ajans ajans dolaşmaları da beni çok güldürüyor. Dizinin bana göre en dikkat çeken karakteri Asude. Onu ve eski kocasıyla olan maceralarını izlemeye bayılıyorum. Müthiş oynuyor ve diziyi bir anlamda sırtlamış görünüyor. Her ne kadar Musa karakterinin gölgesinde kalsa da, Ali Erkazan’ın oynadığı kötü üvey baba karakterini de yabana atmamak gerek. Belki de dizinin sevilme sebeplerinden biri de, ezik kadın, kötü ve huysuz koca, delikanlı geçinen ağabey, geçim sıkıntısı, imkânsız aşk gibi eski ama eskimeyen pek çok unsuru bir araya getirmesidir. Çok uzun ömürlü bir dizi olduğunu sanmıyorum ama en azından yeni sezona kadar izleyiciyi oyalayacak gibi görünüyor..


Aldırma Gönül…
Tam gaz gidiyor. Giderek daha keyifli oluyor. Şahin Irmak kardeşimin her cümlenin başında ettiği (tövbe estafirullah yav) lafını saymazsak tabi. Bir noktadan sonra bana itici gelmeye başladı nedense..Ayrıca dizinin adı niye Aldırma Gönül onu anlamadım. Gönül zaten hiçbir şeye aldırmıyor. Asıl sıkıntıyı çeken Mahir değil mi..Aldırma Mahir ismi pek ritimsiz olacağından olsa gerek ismi böyle koymuşlar. Ama içerik ile alakası yok onu söylemek lazım. En sevdiğim karakter şüphesiz Hayati. En başarılısı da o bence..Nadir Sarıbacak gerçekten çok ama çok keyifle izlediğim bir oyuncu. Bülent Seyran ise beni Muzo rolünde çok güldürüyor. Hele hele ülkedeki bunca hır gür arasında, Ayşenil Şamlıoğlu’nu bir komedide izlemek, kaymaklı ekmek kadayıfı gibi..Yeşim Ceren Bozoğlu’nu da unutmayalım canlarım zira Petek rolünde harikalar yaratıyor. Evimin direği kelimesi pek çok evli arkadaşımın diline yerleşti bile..Aldırma Gönül bir yaz dizisi olması sebebiyle çok uzun süreli olur mu bilmem, ama yayınlandığı süre içerisinde izleyicisine beklediğinden fazlasını vereceği kesin..


Babam Sınıfta Kaldı…
Sevmedim..Isınamadım…Öyle işte..

  

Yeni sezona başlayacak dizilerin tanıtımları yavaştan ekranı doldurmaya başladı. Yeni sezon için epey iddialı yapım geliyor. Bir sonraki yazıda tahminler için buluşmak üzere şimdilik sevgi ve barış içinde kalın canlarım..


Siyah İnci’den sevgiyle…
www.twitter.com/blackpearl42