Yaz sezonunun en iyilerinden
biri..Tartışmasız..
Her bölüm bir öncekinden daha
gizemli ve iddialı..
Oyuncu seçimlerinden diyaloglara,
müziklerinden karakter derinliklerine kadar ince ince düşünüldüğü belli..
Güneşin Kızlarından bahsediyorum
elbette..
Özellikle son iki haftadır ekrana
kilitlendim. Gümbür gümbür koşturuyor Güneşin Kızları..Yeni sezonu garantileyen
dizi, eminim sezonda da aynı başarıyı devam ettirecektir..
Şimdi gelelim son iki haftanın
yorumlarına..
Kızların Savaş’ı kaçırmasından
başlayalım. Tebrik etmek lazım, aksiyon filmlerini aratmadınız, zaten
genellikle böyle sahnelerde her nedense çok şanslıdır insanlar. Kimse görmez,
görse de anlamaz..Haluk kişisinden son anda kurtulup, Ahmet amcaya sığındılar
ama ne yazık ki eve dönmekten kurtulamadılar. Bu arada Ahmet amca konusunda şüphelerim
var..Adamın kardeşleri ile alakası yok. Ailenin üvey evladı falan olabilir mi
acaba diye düşünüyorum..Haluk ne kadar öfkeli bir adamsa, Ahmet o kadar sakin,
Rana ne kadar kibirliyse, Ahmet o kadar alçakgönüllü..Yakında onunla ilgili de
bir gizem ortaya çıkar eminim..
Haluk kişisi yavaştan yüzünü
göstermeye başladı. Adamın tam olarak hastalığını çözemedik, zaten neyi
çözebiliyoruz ki şu anda..Haluk, öfke kontrolü konusunda başarısız bir adam
bunu anlıyoruz, ama herkesin ortasında Ali’yi tokatlaması anlaşılacak gibi
değil. Bu arada Güneş’in Haluk karşısındaki boyun eğmez tavırlarına da
bayılıyorum. Savaş’ın kaçırılmasının bedelini en ağır ödeyen Ali oldu elbette.
Zaten nedense Haluk sürekli birilerine bedel ödetmekten bahsediyor fark ettiniz
mi..Her önüne çıkana ‘bunun bir bedeli var, biliyorsun değil mi” sorusunu sorup
duruyor. Ali’nin yediği tokat aslında Haluk kişisinin kendi kalesine attığı bir
gol idi..Ali zaten tüm suçu üzerine almakla, kızların gözünde hayli puan
kazanmıştı. Bu tokat, Haluk için kazanılmış bir zaferden çok, kaybedilmiş bir
güvenden başka bir şey değil..
Dip Not : Emre Kınay, Haluk
karakteri ile ekrandan adeta ders verir nitelikte bir oyunculuk sergiliyor.
Sesini kullanışından mimiklerine kadar,oyunculuk adına tek kelime enfes bir
şölen sunuyor izleyiciye..
Selin ile Ali arasındaki
engellenemeyen yakınlaşma bu tokat ile daha da arttı. Ali’nin kırılan gururunu
ve öfkesini saklamak adına kendini gecelere atması, hatta Didem isimli eski
hoşlandığı kıza yaklaşması Selin kadar bizi de çileden çıkarttı canlarım. Didem
kişisinin o yapmacık tavırları fazlasıyla itici geldi bana. Üstüne Ali’nin
Selin’i sürekli iten tavrı da fena sevimsiz.
Dip Not : Olmamış o
Didem..Olmamış hiç..Fatmagül Fakı söylemesi gerekeni ezberlemiş çıkmış,
oyunculuk falan değil onunki..Hoş, zaten oyuncu da değil..
Nazlı ile Savaş arasındaki bu
arkadaş muhabbeti de fazla uzadı. Yahu herkes birbirine âşık işte, bunu niye
saklıyoruz anlamadım ki. Bir arkadaştır, kardeştir, kankadır aldı başını
gidiyor ama bakışlara, tavırlara bakarsan arkadaşlıkla alakası bile yok..Sen
çocukluğunun en değerli hatırası olan maymunu gidip Savaş’a ver, sonra da sen
benim kankamsın de..Kusura bakma Nazlı ama aşk ile arkadaşlığı ayıracak
yaştayız. Bu bizim gözümüzden kaçmadıysa, annenin gözünden hiç kaçmaz benden
söylemesi. Nazlı ile Savaş aşkı, fazlasıyla iddialı ve karışık. Üstelik daha da
karışacak. Özellikle Melisa’nın ortaya çıkmasından sonra. Melisa’nın gidiş
sebebini henüz bilmiyoruz elbette, zaten ne biliyoruz ki..Gizem üstüne gizem,
sır üstüne sır var her konuda. Savaş’ın kalbi çok yaralı ve fazlasıyla yorgun.
Nazlı ise, ne kadar asi görünse de, yumuşacık bir kalbi var..Yâda Savaş
yumuşattı kalbini diyebiliriz. Savaş’a olan duyguları onu daha da çılgın yaptı,
gözü hiçbir şeyi görmez oldu. Savaş’ın iyiliği söz konusu olunca, onu
durdurabilecek kimse yok. Savaş ise bence Nazlı konusunda daha dikkatli hareket
ediyor. Melisa’nın gidişi ile kapanmayan yarası hala kanamakta. Nazlı’ya karşı
duyguları hayli kuvvetli ama onu üzmekten korkuyor. Dolayısıyla dikkatli
yaklaşıyor. Onların ilişkisi, Selin ile
Ali’ye nazaran daha duygusal diyebiliriz..Onlar yaralı kalplerini, birbirlerine
merhem etme derdindeler. Birbirleriyle savaşmaktan çok, destek olmak
derdindeler. Böyle olunca da, aşkları dostlukla beslenip daha da güçleniyor..Ah
bir de söyleyebilseler..Nazlı cidden fena nazlı çıktı...Onu aşkını söylemekten
alıkoyan en önemli sebep Savaş’ın geçmişteki Melisa aşkı..Ama burun buruna gez,
göz göze, dudak dudağa, diz dize sarmaş dolaş otur, sonrada aşığım demeye
utan..Savaş çoktan anladı zaten de, Nazlı’nın itirafını bekliyor bence..Hoş,
Savaş’ı hastanenin tepesinde görünce, aşkını itiraf etti ama sonra da öylesine
söyledim dedi..Vallahi içim bunaldı benim bu gelgitlerden. Madem söyledin niye inkâr
ediyorsun, madem inkâr ediyorsun, niye adama yaklaşıyorsun..Fakat çok önemli
bir husus var ki, Melisa geri dönüyor. Zaten kız niye gitti, yok oldu onu da
anlamadık henüz..O yüzden Nazlı ile Savaş’ı daha zor ve sancılı günler
bekliyor..Yani Nazlı ile Melisa arasında hayli ateşli bir savaş başlayacak
Savaş yüzünden eminim..
Dip Not : Bence Melisa, Nazlı’dan
daha karizmatik ama Nazlı, Melisa’yı elinde çevirir çevirir fırlatır atar bir
köşeye, sevimlilikte açık ara önde..
Gelelim Sevilay kardeşime. Yahu
ne hastalıklı bağmış sizinkisi ben anlamadım. Hem Haluk’tan nefret et, hem de
adamın kollarına kendini atmaya her an hazır ol..Kadın sürekli Haluk’un
peşinde. Madem bu kadar seviyordun niye ayrıldın be kadın..Hoş niye nasıl
ayrıldılar o ayrı muamma..Sevilay da ayrı deli..Sen kalk, Güneş’in ayağını
sakatladığını itiraf et..Haluk dediğin adam, bakışıyla bile insanı öldürür
Sevilay, seninki deli cesareti..Sevilay’ın kendini bu kadar aşağılatması da
ayrı konu..Haluk karşısındaki bu zayıflığı ancak Haluk kişisinin daha çok
nefretini kazanmana yol açıyor haberin yok..Kadın hem korkuyor, hem meydan
okuyor. Haluk ile bu haftaki bölümde yüzleşmeleri hayli şahane bir sahneydi
mesela..Bana sorarsanız, Sevilay’da en az Haluk kadar hasta..Böyle bir adamı
sevmenin başka bir açıklaması olamaz. Neyse ki aynanın önünde duruyordu da,
Haluk kişisi kendini aynada görünce çekti gitti. Yoksa Sevilay’ın ağzı burnu
yine yer değiştirecekti..
Dip Not : Sevilay ablacım, Haluk
kazara Güneş’den ayrılsa bile –ki çok zor ihtimal- seninle tekrar evlenmez,
bunu kafana sok..
Geçen haftanın şüphesiz en bomba
sahnesi Selin ve Ali’nin öpüşmesiydi. Valla Selin kusura bakma, seninki istemem
yan cebime koy..Adamın peşini bırakma, imalar, bakışlar, göz süzmeler,
gülücükler yap..Sonra öpünce dön arkanı git..Tabi olayın şoku ile Selin de ne
yapacağını şaşırdı. O an için en iyisi gitmek gibi geldi. Zira Ali onun için
bir kardeş ya da arkadaş değil. En azından Nazlı ile Savaş gibi arkadaş
muhabbetine girmediler hiç..Onlarınki daha çekişmeli bir aşk. Kavga etmeden
duramıyorlar, birbirlerine sürekli kötü sözleri edip kavga ediyorlar çünkü
ikisi de aralarındaki çekimden haberdar. Korkuyorlar, ne uzak kalabiliyorlar, ne
de bir arada yapabiliyorlar, tehlikenin farkındalar zira..Selin’in koşa koşa
uzaklaşmasının tek sebebi de bu. Duygularının açığa çıkmasından korktu ama
korku aşka engel olamaz.. Kusura bakma Selincim ama öyle yardım etme
bahanelerine kimse inanmaz..Sen de bal gibi Ali kardeşime âşık oldun. Senin tüm
sinirin, Ali’nin öpücüğüne karşılık vermen..
Dip Not : Ali Selin’i bir öptü,
kafa bir milyon..O nasıl aşkmış arkadaş, adam dayak yedi, gıkı çıkmadı..
Güneş ise artık hiçbir şeyden
emin değil. Bildiği tek şey, Haluk kişisinin o tanıyıp sevdiği adam olmadığı. Zaten
hep böyle olmaz mı? Evlendikten sonra çıkar herkesin gerçek yüzü ortaya. Ama
Güneş’in işi pek zor doğrusu..Haluk sadece öfke kontrolü olmayan bir adam
değil. Daha onun hikâyesinde hayli sıkıntılı durumlar var eminim. Güneş artık
dayanamadı ve İzmir’e kaçtı ama Haluktan orada da kurtulamadı. Haluk aslında
Güneş’i çok seviyor ama kendine hâkim olamadığı öfkesi Güneş’i kaybetmesine yol
açacak. Güneş’in İzmir ziyareti öncesi Rana ile konuşması da dikkat edilmesi
gereken bir sahneydi doğrusu. Rana Hanım ilk baştaki o reddeden, istemeyen
tavrını bırakıp, Güneş ve kızlarını kabullenme sürecine girdi farkındaysanız.
Eskisi kadar sert değil. Zaten Rana teyzem, muhtemelen Haluk kişisinin bu
manyaklıkları sebebiyle aileye yeni kişiler gelsin istemiyor. Başkalarının hayatı
da kararmasın istiyor olmalı. Artık ailenin ne tür sırları varsa, Güneş’in bu
sırları öğrenmesi nelere yol açacaksa, Rana hanım bunları kafasında hesap etmiş
anlaşılan. Kadıncağız aslında göründüğü kadar kötü değil, tam tersine Güneş ve
kızlarını kurtarmaya çalışıyor muhtemelen..Haluk Güneş’in peşinden koşa koşa
İzmir’e geldi, itiraflar etti, pişmanlık sözleri söyledi ama Güneş’i ne kadar
ikna etti ayrı konu..Tüm bunlar olurken Haluk eski doktorunu bulmaz
mı..Bulmakla kalmadı, bizim kafamızı daha beter karıştırdı. O kadını buldum ne
demek arkadaş yahu..Hele doktorun söylediklerine ne demeli..Adam Haluk’un
söylediklerini duyunca gözleri yerinden oynayacaktı az kalsın, dünyası şaştı.
Neymiş arkadaş bu sır bu kadar anlamadık ki..
Gençlerin Ağva gezisini ağzım
kulaklarımda izledim ..Hele hele Ali ile Selin bir başka tatlılar..O kayıktaki
halleri neydi öyle..Öpüşmüşler, onu halletmişler, bir de üzerine konuşuyorlar…Savaş
ile Nazlı ne kadar romantik takılıyorlarsa, Ali ile Selin de o derece
dalgacılar..Yâda aşklarını o dalganın altına saklıyorlar..Ali’nin Selin’in
damarına basması çok tatlı, üzerine bir de o cazibesi eklenince insanın âşık
olası geliyor vallahi..Ama Ali gibisi bulunur mu o ayrı konu..Ali, Selin’e göre
çok daha tecrübeli..Dolayısıyla o öpüşmenin Selin üzerinde yarattığı etkinin
farkında. Hal böyle olunca, işi gırgıra vurup Selin’i kızdırmak, Ali için büyük
keyif oldu..Tabi bizim için de…Hele araya şu Didem sevimsizi girmeseydi daha da
iyiydi..Ama ne oldu..Selin intikamını çok fena aldı..Hem de Ali’nin hiç
beklemediği şekilde..Doğruluk mu Cesaret mi oyunu, Ali ile Selin arasında
kocaman bir kıskançlık savaşına dönünce, Selin Ali’nin en büyük sırrını ortaya
dökmeye kalktı. Yahu bir kadının damarına basarsın basmasına ama bedelini de
ödersin sonunda..Öyle Selin’in gözünün önünde öpüşmeler, koklaşmalar da bir
yere kadar..Yani Selin durdu durdu golü attı Ali’ye..Zaten çalan müzik bile
Selin’in bir pislik yapacağını hissettirmişti de, bu kadarını da beklemiyorduk
hani..Aç sırtını göster ne demek yahu.. E ama Ali de hak etti birazcık..Öyle
gerine gerine Cesaret demesi değil..Hayır, Selin ne kadar cüretkâr bunu
biliyorsun..Neyine uğraşıyorsun bu kadar..Zaten ben şimdiden söyleyeyim canlar,
bu Ali ile Selin aşk falan yaşayamaz, biri diğerinin elinde kalır o derece..Zaten
Selin en sonunda gitti Emre ile barışıverdi, Ali’de bunu Selin’in yanına
bırakmadı. Yani canlarım, Ali ile Selin bakalım daha ne kadar canlarını
yakacaklar birbirlerinin, izleyip göreceğiz..Çünkü “Unuttum” demek başka,
gerçekten unutabilmek çok başka..dilleri başka konuşuyor, yürekleri başka..
Dip Not : Tolga Sarıtaş, göz
kamaştırıyor..Yakışıklılık ve cazibesi bir yana, oyunculukta da müthiş bir
performansı var..
Selin Ali’nin sırrını ona karşı
kullanadursun, Savaş’ın moralini düzeltmeye çalıştıkları bu gezinti, Savaş’ın
bunu öğrenmesiyle tam bir felakete dönüştü canlarım..Savaş kendini denize attı,
Nazlı da peşinden..Biz genellikle böyle sulu ortamların sonunun öpüşmeyle
bitmesine alışkınız ama yine olmadı, bakıştılar, konuştular, suyun içinde
tartıştılar yahu..Bu gidişle Savaş ile Nazlı’nın şöyle doludizgin bir aşk
yaşaması için ya Melisa’nın gelmesini bekleyeceğiz, ya da ikinci sezonu..
Dip Not : Peri’nin Brezilya dizilerini
aratmayan hayali beni benden aldı..Öldüm gülmekten..Ama çöpçatanlıkta bir yere
kadar..
Şimdi gelelim benim kafama
takılanlara..
Rana’nın Haluk’a söylediği “Git
Sevilay’a her şeyi anlat, bıktım senin tehditlerinden” cümlesindeki her şey ve
tehdit ne ?
Haluk kişisinin hikâyesinin
tamamı ne?
Güneş’in eski kocası, ona neden
Türkan diye hitap etti?
Güneş’in eski kocası ile Haluk
arasındaki ilişki ne?
Haluk, Doktora “o kadını buldum”
derken ne demek istedi?
Doktor, Haluk’a “sizin kim
olduğunuzu biliyor mu” derken ne demek istedi..
Güneş’in kocası niye gitti, niye geri
döndü?
Ahmet’in atölyesindeki 1997 yılı
imzalı resimdeki kadın Güneş değil mi?
Eğer o resimdeki Güneş ise, Ahmet
o resmi nasıl ve ne zaman yaptı?
Rana’nın kocası nerede, Savaş’ı
neden evlatlık aldı?
Melisa niye gitti, niye dönüyor?
Sevilay ile Haluk ilişkisini
bitiren ne?
Haluk, Ali’nin sırtını o hale
getirecek dayağı neden attı..Ali’nin suçu neydi?
Yemin ederim Lost dizisini geçtiler gizem
konusunda. Ama dilerim meseleyi Lost gibi saçma sapan bir sonuca bağlamazlar.
Zira böyle giderse Güneş’in Kızları, zirveyi kolay kolay bırakacak gibi
görünmüyor diyerek bu uzunnnnn yazımıza bir son verelim..Yeni bölümü heyecanla
bekleyelim..
Siyah İnci’den sevgilerle..
Twitter : @_BlackPearI_