Erken
final yapacağı söylentileri ortalıkta dolanmaya başlayınca, şaşırmadım
aslında..Çünkü bu sezon, yeterince alıştık bu duruma..Bir sürü kaliteli dizi
yayından kalktı, saçma sapanlar ise ekranda hala..
Çalıkuşu,
her birimizin çocukluğundan, gençliğinden hatırladığı bir dizi idi. Ve tekrar
yeni versiyonu çekileceği haberleri çıkınca, artık günümüzde unutulan o masum
aşklara özlem duyan bizler, heyecanlandık elbette.
Bir de
başrollerinde Fahriye Evcen gibi, tertemiz ve masum rollerin bir numaralı ismi ile
Burak Özçivit gibi en yakışıklı rollere, en bi yakışan adam olunca, tadından
yenmez oldu dizimiz.
Diziyi
başından beri izlemekteyim. Küçük entrikalar, kötü adamlar, kadınlar elbette
olmazsa olmazımız. Ama bu dizinin en güzel yanı nedir derseniz, ben unutulmaya
yüz tutmuş pek çok değerin kibar bir şekilde anlatılması derim.
Her
biri birbirinden nazik karakterler, kullandıkları düzenli ve edepli Türkçe,
öfke anında bile kibar tavırlar gösteren erkekler, zarif kadınlar, büyük ve
birbirine bağlı aileler, en önemlisi de artık unuttuğumuz o tertemiz ve saf bir
aşk..
Kamran
ile Feride’nin çocukluktan başlayan o tatlı-sert aşkları, kalplerinin
gururlarının pençesinden kurtulup birbirlerine doğru yaklaşması, Feride’nin
tavırlarındaki utanma duygusu ve zarafet, Kamran’ın bakışlarındaki ve
sözlerindeki romantizm, yan yana ve baş başa oldukları her an içimizi
titretti..
Aşk
aslında böyle bir şeydi.. Hayâdan, edepten, utanmadan oluşmuş, birkaç güne
değil bir ömre sığdırılmış idi aşk..Tıpkı Besime Hanım ile Seyfettin Bey gibi,
nice zorluklardan geçmiş, nice sınavları aşmış, bir aile olmayı başarmıştı
aşk..Birbirinden faydalanmayı değil, birbirine sımsıkı sarılıp bağlanmayı
öğretmişti Çalıkuşu sayesinde izlediğimiz aşk.
Unuttuğumuz
kalp çırpıntılarını hatırlattı bize Kamran ile Feride..Aşkın yeri geldi mi,
güvenmeyi de, beklemeyi de, kıskanmayı da, özlemeyi de, fedakârlık etmeyi de, gururunu yenip sevdiğine koşmayı da
gerektirdiğini öğretti aynı zamanda…
Aile
olmanın sadece nikâhtan , imzadan, aynı evde yaşamaktan oluşmadığını da öğretti
bize Çalıkuşu..
Yani
kısaca,
Unuttuğumuz,
kıymetini bilemediğimiz pek çok değeri gösterdi bize, hem hatırlattı, hem
utandırdı..Hala böyle aşklar vardı, olabilirdi..
Ama ne
oldu !!!
Dizinin
çok büyük bir eksiği vardı..
Saçma
sapan bir aşk hikâyesi anlatılmıyordu, iki kardeşe âşık bir kız, ya da bir kıza
âşık iki erkek kardeş yoktu dizide. Dekoltesi bol kızlar, yâda oyunculuk
bilmeyen ama yakışıklı olması yeterli görülen erkekler de yoktu. Sahtekârlıktan
çok dürüstlüğün önemi anlatılıyordu, yalandan çok doğru sözlü olmanın ne büyük
erdem olduğu, dış güzellikten çok ahlakın önemi..Oyunculuklar güzeldi, olması
gerektiği gibi. Anlatılan değerler, heyecanlar, üzüntüler, her ailenin
yaşayacağı şeylerdi, abartılı, hayal ürünü olaylar değildi hiç biri, öyle
gösterişli evler, kusursuz kadınlar ve erkeklerden oluşmamıştı. Her biri
içimizden, yakınımızdan bir parça taşıyordu.
Kötülerin
eninde sonunda cezasını bulduğunu izliyorduk, iyiler tertemiz kalıyordu,
karışık bir sürü olay hikâyesi de yoktu, sade ve berraktı her şey. Karman
çorman, karışık aşk ilişkileri yoktu, Naif bir aşk hikâyesi vardı, gizli
kapaklı saçma sapan sırlar da yoktu. Entrikası vardı, bize ters düşen olayları
da. Ama kötüler cezalarını çekiyordu, yaptıklarının bedelini ödüyordu. Öyle
ihtiraslı aşk sahneleri, öpüşmeler, sevişmeler de yoktu. Her şey olması
gerektiği gibiydi. Sade, gösterişsiz idi her şey, Aşkta, ihanette..
E dizinin
tutmaması normal değil mi? Biz böyle şeylerden hoşlanmazdık ki, izlemezdik.
Bize gerçeküstü insan hikâyeleri lazımdı, gerçekten uzak kadınlar ve erkekler,
abartılı olaylar, yok artık diyeceğimiz ilişkiler, yüzümüzü kızartan öpüşme ve
sevişme sahneleri, gereksiz dekolteler, kimin eli kimin cebinde belli olmayan
karışık aşk ilişkileri…
Gerçeğe yakın hikâyelerin,
böylesine temiz duyguların bizim izleyicimizde yeri yoktu ki…Öyle bir izleyici
kitlesi vardı ama dizinin yayın hayatına devam etmesine yeterli olmayacak kadar
azdı..O izleyici idi işte asıl kıymetli olan ama kıymeti de bilinmeyen..
Birde inadına yapar gibi, kanalın gereksiz saçma sapan dizileri erken saate alıp, böylesine izlenesi bir yapımı geç saatte yayınlaması eklenince, illaki de olması gereken reytingler düştü elbette...
Birde inadına yapar gibi, kanalın gereksiz saçma sapan dizileri erken saate alıp, böylesine izlenesi bir yapımı geç saatte yayınlaması eklenince, illaki de olması gereken reytingler düştü elbette...
Hep
söylerim, çok okumak gerek. Zira okumak, insanın hayata başka bakmasını sağlar,
sizi oturduğunuz yerde, bambaşka dünyalara, ortamlara taşır, ayağınıza kadar
pek çok insan getirir, sizi onlarla tanıştırır, kaynaştırır, onların arasında,
onların yaşadıklarını görmenizi sağlar..Ve çok şey öğretir size okumak…
Elbette
ki, günümüzde, teknoloji denen illet, hayatımızı kolaylaştırırken, insani
değerlerimizi, edebi, saygıyı, sevgiyi ve aşkı uzaklaştırdı bizden..Yeni çıkan
kitaplardan çok sosyal medyayı takip ediyoruz..İki sayfa kitap okumak zor
gelirken, saatlerce ekran karşısında vakit öldürmek daha keyifli ve kolay
geliyor..Annemizi babamızı kardeşimizi sevmekten çok, ekranda izlediğimiz karakterleri seviyoruz. Dolmuşta, otobüste, metroda bir yaşlı görünce başımızı çeviriyoruz ki, yer vermek zorunda kalmayalım. Kulaklarımız bilmem kimin söylediği, anlaşılmaz şarkılarla dolu. Kimseyi yargılamak haddim değil, ama kitap okumayan, hayatı elindeki
telefondan ibaret sanan bir kesimin, gerçek aşklardan, tertemiz duygulardan,
sevgiden saygıdan uzaklaştığını biliyorum ve görüyorum zaten…Kimse kusura bakmasın ama gerçek bu !!
Hal
böyle olunca, Çalıkuşu gibi, olması ve yaşanması gereken aşkı anlatan diziler
elbette tutmayacak. Dizinin büyük bir hayran kitlesi var. Her birine çok büyük
saygı duyuyorum. Zira böylesi bir dizinin sevilmesi, anlaşılması, aşktan
anlayan, böylesine bir aşkı özleyen, kıymetini bilen izleyicilerin olması, bir
parça da olsa yüreğimi ferahlatıyor..
Ben
Çalıkuşu dizisini ilk bölümünden itibaren büyük bir keyifle izledim, anlatılan hikâye,
biraz kitapta anlatılana nazaran uzatıldı, olaylar yavaş ilerledi, ama dizi ilk
bölümünden itibaren, o şık ve zarif çizgisini hiç bozmadı, güldürdüğü de oldu,
ağlattığı da..
Eğer
söylentiler gerçek çıkar da, birkaç bölüm sonra final yapacak olursa, izleyicisini
çok üzecek..Çalıkuşu’nun yayınlandığı Kanal D, bu sezon çok ciddi yayın
hataları yaptı ve sırf bu yüzden kaliteli çoğu dizi yayından kalktı.
İzlenmesine rağmen, izleyicisinin isteğine rağmen..
Çalıkuşu yayından kalkarsa
üzüleceğiz elbette, ama unutmayalım, kaybeden Kanal D olacak, zira yayın
politikasındaki hatalar sebebiyle, artık Kanal D kendine olan güveni kaybetti.
Çalıkuşu bitebilir ama aşk her
daim kazanacak..
Çalıkuşu ekibine, yazanından
çizeninden müziğini yapanına, set ekibinden, oyuncusuna kadar canla başla
çalışan tüm ekibe yürekten teşekkürler ederim kendi adıma ve izleyicisi adına.
Umarım bu yazı, Çalıkuşu için yazdığım son yazı olmaz…
Siyah İnci’den sevgiyle..
www.twitter.com/blackpearl42