16 Ağustos 2015 Pazar

Güneş'in Kızları zirveyi de zorluyor..

Yaz sezonunun en iyilerinden biri..Tartışmasız..

Her bölüm bir öncekinden daha gizemli ve iddialı..

Oyuncu seçimlerinden diyaloglara, müziklerinden karakter derinliklerine kadar ince ince düşünüldüğü belli..

Güneşin Kızlarından bahsediyorum elbette..

Özellikle son iki haftadır ekrana kilitlendim. Gümbür gümbür koşturuyor Güneşin Kızları..Yeni sezonu garantileyen dizi, eminim sezonda da aynı başarıyı devam ettirecektir..

Şimdi gelelim son iki haftanın yorumlarına..

Kızların Savaş’ı kaçırmasından başlayalım. Tebrik etmek lazım, aksiyon filmlerini aratmadınız, zaten genellikle böyle sahnelerde her nedense çok şanslıdır insanlar. Kimse görmez, görse de anlamaz..Haluk kişisinden son anda kurtulup, Ahmet amcaya sığındılar ama ne yazık ki eve dönmekten kurtulamadılar. Bu arada Ahmet amca konusunda şüphelerim var..Adamın kardeşleri ile alakası yok. Ailenin üvey evladı falan olabilir mi acaba diye düşünüyorum..Haluk ne kadar öfkeli bir adamsa, Ahmet o kadar sakin, Rana ne kadar kibirliyse, Ahmet o kadar alçakgönüllü..Yakında onunla ilgili de bir gizem ortaya çıkar eminim..

Haluk kişisi yavaştan yüzünü göstermeye başladı. Adamın tam olarak hastalığını çözemedik, zaten neyi çözebiliyoruz ki şu anda..Haluk, öfke kontrolü konusunda başarısız bir adam bunu anlıyoruz, ama herkesin ortasında Ali’yi tokatlaması anlaşılacak gibi değil. Bu arada Güneş’in Haluk karşısındaki boyun eğmez tavırlarına da bayılıyorum. Savaş’ın kaçırılmasının bedelini en ağır ödeyen Ali oldu elbette. Zaten nedense Haluk sürekli birilerine bedel ödetmekten bahsediyor fark ettiniz mi..Her önüne çıkana ‘bunun bir bedeli var, biliyorsun değil mi” sorusunu sorup duruyor. Ali’nin yediği tokat aslında Haluk kişisinin kendi kalesine attığı bir gol idi..Ali zaten tüm suçu üzerine almakla, kızların gözünde hayli puan kazanmıştı. Bu tokat, Haluk için kazanılmış bir zaferden çok, kaybedilmiş bir güvenden başka bir şey değil..

Dip Not : Emre Kınay, Haluk karakteri ile ekrandan adeta ders verir nitelikte bir oyunculuk sergiliyor. Sesini kullanışından mimiklerine kadar,oyunculuk adına tek kelime enfes bir şölen sunuyor izleyiciye..

Selin ile Ali arasındaki engellenemeyen yakınlaşma bu tokat ile daha da arttı. Ali’nin kırılan gururunu ve öfkesini saklamak adına kendini gecelere atması, hatta Didem isimli eski hoşlandığı kıza yaklaşması Selin kadar bizi de çileden çıkarttı canlarım. Didem kişisinin o yapmacık tavırları fazlasıyla itici geldi bana. Üstüne Ali’nin Selin’i sürekli iten tavrı da fena sevimsiz.

Dip Not : Olmamış o Didem..Olmamış hiç..Fatmagül Fakı söylemesi gerekeni ezberlemiş çıkmış, oyunculuk falan değil onunki..Hoş, zaten oyuncu da değil..

Nazlı ile Savaş arasındaki bu arkadaş muhabbeti de fazla uzadı. Yahu herkes birbirine âşık işte, bunu niye saklıyoruz anlamadım ki. Bir arkadaştır, kardeştir, kankadır aldı başını gidiyor ama bakışlara, tavırlara bakarsan arkadaşlıkla alakası bile yok..Sen çocukluğunun en değerli hatırası olan maymunu gidip Savaş’a ver, sonra da sen benim kankamsın de..Kusura bakma Nazlı ama aşk ile arkadaşlığı ayıracak yaştayız. Bu bizim gözümüzden kaçmadıysa, annenin gözünden hiç kaçmaz benden söylemesi. Nazlı ile Savaş aşkı, fazlasıyla iddialı ve karışık. Üstelik daha da karışacak. Özellikle Melisa’nın ortaya çıkmasından sonra. Melisa’nın gidiş sebebini henüz bilmiyoruz elbette, zaten ne biliyoruz ki..Gizem üstüne gizem, sır üstüne sır var her konuda. Savaş’ın kalbi çok yaralı ve fazlasıyla yorgun. Nazlı ise, ne kadar asi görünse de, yumuşacık bir kalbi var..Yâda Savaş yumuşattı kalbini diyebiliriz. Savaş’a olan duyguları onu daha da çılgın yaptı, gözü hiçbir şeyi görmez oldu. Savaş’ın iyiliği söz konusu olunca, onu durdurabilecek kimse yok. Savaş ise bence Nazlı konusunda daha dikkatli hareket ediyor. Melisa’nın gidişi ile kapanmayan yarası hala kanamakta. Nazlı’ya karşı duyguları hayli kuvvetli ama onu üzmekten korkuyor. Dolayısıyla dikkatli yaklaşıyor.  Onların ilişkisi, Selin ile Ali’ye nazaran daha duygusal diyebiliriz..Onlar yaralı kalplerini, birbirlerine merhem etme derdindeler. Birbirleriyle savaşmaktan çok, destek olmak derdindeler. Böyle olunca da, aşkları dostlukla beslenip daha da güçleniyor..Ah bir de söyleyebilseler..Nazlı cidden fena nazlı çıktı...Onu aşkını söylemekten alıkoyan en önemli sebep Savaş’ın geçmişteki Melisa aşkı..Ama burun buruna gez, göz göze, dudak dudağa, diz dize sarmaş dolaş otur, sonrada aşığım demeye utan..Savaş çoktan anladı zaten de, Nazlı’nın itirafını bekliyor bence..Hoş, Savaş’ı hastanenin tepesinde görünce, aşkını itiraf etti ama sonra da öylesine söyledim dedi..Vallahi içim bunaldı benim bu gelgitlerden. Madem söyledin niye inkâr ediyorsun, madem inkâr ediyorsun, niye adama yaklaşıyorsun..Fakat çok önemli bir husus var ki, Melisa geri dönüyor. Zaten kız niye gitti, yok oldu onu da anlamadık henüz..O yüzden Nazlı ile Savaş’ı daha zor ve sancılı günler bekliyor..Yani Nazlı ile Melisa arasında hayli ateşli bir savaş başlayacak Savaş yüzünden eminim..

Dip Not : Bence Melisa, Nazlı’dan daha karizmatik ama Nazlı, Melisa’yı elinde çevirir çevirir fırlatır atar bir köşeye, sevimlilikte açık ara önde..

Gelelim Sevilay kardeşime. Yahu ne hastalıklı bağmış sizinkisi ben anlamadım. Hem Haluk’tan nefret et, hem de adamın kollarına kendini atmaya her an hazır ol..Kadın sürekli Haluk’un peşinde. Madem bu kadar seviyordun niye ayrıldın be kadın..Hoş niye nasıl ayrıldılar o ayrı muamma..Sevilay da ayrı deli..Sen kalk, Güneş’in ayağını sakatladığını itiraf et..Haluk dediğin adam, bakışıyla bile insanı öldürür Sevilay, seninki deli cesareti..Sevilay’ın kendini bu kadar aşağılatması da ayrı konu..Haluk karşısındaki bu zayıflığı ancak Haluk kişisinin daha çok nefretini kazanmana yol açıyor haberin yok..Kadın hem korkuyor, hem meydan okuyor. Haluk ile bu haftaki bölümde yüzleşmeleri hayli şahane bir sahneydi mesela..Bana sorarsanız, Sevilay’da en az Haluk kadar hasta..Böyle bir adamı sevmenin başka bir açıklaması olamaz. Neyse ki aynanın önünde duruyordu da, Haluk kişisi kendini aynada görünce çekti gitti. Yoksa Sevilay’ın ağzı burnu yine yer değiştirecekti..

Dip Not : Sevilay ablacım, Haluk kazara Güneş’den ayrılsa bile –ki çok zor ihtimal- seninle tekrar evlenmez, bunu kafana sok..

Geçen haftanın şüphesiz en bomba sahnesi Selin ve Ali’nin öpüşmesiydi. Valla Selin kusura bakma, seninki istemem yan cebime koy..Adamın peşini bırakma, imalar, bakışlar, göz süzmeler, gülücükler yap..Sonra öpünce dön arkanı git..Tabi olayın şoku ile Selin de ne yapacağını şaşırdı. O an için en iyisi gitmek gibi geldi. Zira Ali onun için bir kardeş ya da arkadaş değil. En azından Nazlı ile Savaş gibi arkadaş muhabbetine girmediler hiç..Onlarınki daha çekişmeli bir aşk. Kavga etmeden duramıyorlar, birbirlerine sürekli kötü sözleri edip kavga ediyorlar çünkü ikisi de aralarındaki çekimden haberdar. Korkuyorlar, ne uzak kalabiliyorlar, ne de bir arada yapabiliyorlar, tehlikenin farkındalar zira..Selin’in koşa koşa uzaklaşmasının tek sebebi de bu. Duygularının açığa çıkmasından korktu ama korku aşka engel olamaz.. Kusura bakma Selincim ama öyle yardım etme bahanelerine kimse inanmaz..Sen de bal gibi Ali kardeşime âşık oldun. Senin tüm sinirin, Ali’nin öpücüğüne karşılık vermen..
Dip Not : Ali Selin’i bir öptü, kafa bir milyon..O nasıl aşkmış arkadaş, adam dayak yedi, gıkı çıkmadı..

Güneş ise artık hiçbir şeyden emin değil. Bildiği tek şey, Haluk kişisinin o tanıyıp sevdiği adam olmadığı. Zaten hep böyle olmaz mı? Evlendikten sonra çıkar herkesin gerçek yüzü ortaya. Ama Güneş’in işi pek zor doğrusu..Haluk sadece öfke kontrolü olmayan bir adam değil. Daha onun hikâyesinde hayli sıkıntılı durumlar var eminim. Güneş artık dayanamadı ve İzmir’e kaçtı ama Haluktan orada da kurtulamadı. Haluk aslında Güneş’i çok seviyor ama kendine hâkim olamadığı öfkesi Güneş’i kaybetmesine yol açacak. Güneş’in İzmir ziyareti öncesi Rana ile konuşması da dikkat edilmesi gereken bir sahneydi doğrusu. Rana Hanım ilk baştaki o reddeden, istemeyen tavrını bırakıp, Güneş ve kızlarını kabullenme sürecine girdi farkındaysanız. Eskisi kadar sert değil. Zaten Rana teyzem, muhtemelen Haluk kişisinin bu manyaklıkları sebebiyle aileye yeni kişiler gelsin istemiyor. Başkalarının hayatı da kararmasın istiyor olmalı. Artık ailenin ne tür sırları varsa, Güneş’in bu sırları öğrenmesi nelere yol açacaksa, Rana hanım bunları kafasında hesap etmiş anlaşılan. Kadıncağız aslında göründüğü kadar kötü değil, tam tersine Güneş ve kızlarını kurtarmaya çalışıyor muhtemelen..Haluk Güneş’in peşinden koşa koşa İzmir’e geldi, itiraflar etti, pişmanlık sözleri söyledi ama Güneş’i ne kadar ikna etti ayrı konu..Tüm bunlar olurken Haluk eski doktorunu bulmaz mı..Bulmakla kalmadı, bizim kafamızı daha beter karıştırdı. O kadını buldum ne demek arkadaş yahu..Hele doktorun söylediklerine ne demeli..Adam Haluk’un söylediklerini duyunca gözleri yerinden oynayacaktı az kalsın, dünyası şaştı. Neymiş arkadaş bu sır bu kadar anlamadık ki..

Gençlerin Ağva gezisini ağzım kulaklarımda izledim ..Hele hele Ali ile Selin bir başka tatlılar..O kayıktaki halleri neydi öyle..Öpüşmüşler, onu halletmişler, bir de üzerine konuşuyorlar…Savaş ile Nazlı ne kadar romantik takılıyorlarsa, Ali ile Selin de o derece dalgacılar..Yâda aşklarını o dalganın altına saklıyorlar..Ali’nin Selin’in damarına basması çok tatlı, üzerine bir de o cazibesi eklenince insanın âşık olası geliyor vallahi..Ama Ali gibisi bulunur mu o ayrı konu..Ali, Selin’e göre çok daha tecrübeli..Dolayısıyla o öpüşmenin Selin üzerinde yarattığı etkinin farkında. Hal böyle olunca, işi gırgıra vurup Selin’i kızdırmak, Ali için büyük keyif oldu..Tabi bizim için de…Hele araya şu Didem sevimsizi girmeseydi daha da iyiydi..Ama ne oldu..Selin intikamını çok fena aldı..Hem de Ali’nin hiç beklemediği şekilde..Doğruluk mu Cesaret mi oyunu, Ali ile Selin arasında kocaman bir kıskançlık savaşına dönünce, Selin Ali’nin en büyük sırrını ortaya dökmeye kalktı. Yahu bir kadının damarına basarsın basmasına ama bedelini de ödersin sonunda..Öyle Selin’in gözünün önünde öpüşmeler, koklaşmalar da bir yere kadar..Yani Selin durdu durdu golü attı Ali’ye..Zaten çalan müzik bile Selin’in bir pislik yapacağını hissettirmişti de, bu kadarını da beklemiyorduk hani..Aç sırtını göster ne demek yahu.. E ama Ali de hak etti birazcık..Öyle gerine gerine Cesaret demesi değil..Hayır, Selin ne kadar cüretkâr bunu biliyorsun..Neyine uğraşıyorsun bu kadar..Zaten ben şimdiden söyleyeyim canlar, bu Ali ile Selin aşk falan yaşayamaz, biri diğerinin elinde kalır o derece..Zaten Selin en sonunda gitti Emre ile barışıverdi, Ali’de bunu Selin’in yanına bırakmadı. Yani canlarım, Ali ile Selin bakalım daha ne kadar canlarını yakacaklar birbirlerinin, izleyip göreceğiz..Çünkü “Unuttum” demek başka, gerçekten unutabilmek çok başka..dilleri başka konuşuyor, yürekleri başka..

Dip Not : Tolga Sarıtaş, göz kamaştırıyor..Yakışıklılık ve cazibesi bir yana, oyunculukta da müthiş bir performansı var..

Selin Ali’nin sırrını ona karşı kullanadursun, Savaş’ın moralini düzeltmeye çalıştıkları bu gezinti, Savaş’ın bunu öğrenmesiyle tam bir felakete dönüştü canlarım..Savaş kendini denize attı, Nazlı da peşinden..Biz genellikle böyle sulu ortamların sonunun öpüşmeyle bitmesine alışkınız ama yine olmadı, bakıştılar, konuştular, suyun içinde tartıştılar yahu..Bu gidişle Savaş ile Nazlı’nın şöyle doludizgin bir aşk yaşaması için ya Melisa’nın gelmesini bekleyeceğiz, ya da ikinci sezonu..

 Dip Not : Peri’nin Brezilya dizilerini aratmayan hayali beni benden aldı..Öldüm gülmekten..Ama çöpçatanlıkta bir yere kadar..

Şimdi gelelim benim kafama takılanlara..

Rana’nın Haluk’a söylediği “Git Sevilay’a her şeyi anlat, bıktım senin tehditlerinden” cümlesindeki her şey ve tehdit ne ?

Haluk kişisinin hikâyesinin tamamı ne?

Güneş’in eski kocası, ona neden Türkan diye hitap etti?

Güneş’in eski kocası ile Haluk arasındaki ilişki ne?

Haluk, Doktora “o kadını buldum” derken ne demek istedi?

Doktor, Haluk’a “sizin kim olduğunuzu biliyor mu” derken ne demek istedi..

Güneş’in kocası niye gitti, niye geri döndü?

Ahmet’in atölyesindeki 1997 yılı imzalı resimdeki kadın Güneş değil mi?

Eğer o resimdeki Güneş ise, Ahmet o resmi nasıl ve ne zaman yaptı?

Rana’nın kocası nerede, Savaş’ı neden evlatlık aldı?

Melisa niye gitti, niye dönüyor?

Sevilay ile Haluk ilişkisini bitiren ne?

Haluk, Ali’nin sırtını o hale getirecek dayağı neden attı..Ali’nin suçu neydi?

 Yemin ederim Lost dizisini geçtiler gizem konusunda. Ama dilerim meseleyi Lost gibi saçma sapan bir sonuca bağlamazlar. Zira böyle giderse Güneş’in Kızları, zirveyi kolay kolay bırakacak gibi görünmüyor diyerek bu uzunnnnn yazımıza bir son verelim..Yeni bölümü heyecanla bekleyelim..

Siyah İnci’den sevgilerle..

Twitter : @_BlackPearI_






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder