Yazayım mı yazmayayım mı diye çok düşündüm zira ben dizileri
izleyip eleştirmeyi, beğendiğim kısımları yazmayı daha çok seviyorum. Böyle
sosyal içerikli yazılardan mümkün olduğunca uzak durmaya çalışıyorum ama son
yaşananlar, okuduklarım, duyduklarımdan sonra bende haddim olmayarak üç beş
cümle etmek istedim..
Son bir haftadır dizi dünyası çalkalanıyor adeta…Pek çok
dünya ülkesinde de gösterilen Muhteşem dizimizin kadın başrolü, Hürrem Sultan
karakterini evimize misafir eden Meryem Uzerli, kelimenin tam anlamıyla aldı
bavulunu çekti gitti..
Arkasına bile bakmadan…
Belki de bakacak takati de yoktu ayrı konu..
Birkaç gündür medyadan takip ediyorum konuyu…Kimi hak
veriyor, kimi yaptığı yanlış diyor, sorumluluktan bahsedenler var, iş disiplini,
yasal yükümlülük, kazanılan büyük rakamlarla ilgili cümleler uçuşuyor etrafta..
Sanat çevresinde kızanlar var, destek olanlar var…
Ben yürekten kutluyorum Meryem Uzerli’yi..Öncelikle ne
olursa olsun, kazancını, ününü, o büyülü dünyayı kendine verdiği değer
sebebiyle bir kalemde siliverdiği için..İkincisi de büyük bir cesaret örneği
gösterip “Kral Çıplak” diyebildiği için..
Tükenmişlik Sendromuna yakalanmış..Genellikle okuduğum bu…Doğrudur,
haklıdır..Kolay değil..Peki ya bizler…Bu yozlaşmanın içinde biz tükenmiyor
muyuz? Biz bile bıkmışken dizilerin sürelerinden, içinde çalışan insanlar ne
yapsın..
Gözünüzü seveyim, kimse bana “çok kazanıyorlar, canları
isterse çalışacaklar” demesin zira oyunculuk çok ama çok zor iş bana göre !!!
Oh ne ala memleket…Sen gel Almanya’dan, burada ünlü ol, bir
sürü para kazan, bu memleketin ekmeğini ye, sonra çek git…Hayır bu kadar basit
değil işte…Bunu evimizde yan gelip yatarak, elimizde çay çekirdek, esneye
esneye dizi seyrederken konuşmak pek kolay gerçekten..Ama soğukta, karda,
kışta, sıcakta, her türlü koşulda, koşulsuz çalışanlar açısından düşünmek en
doğrusu sanırım. Şahsen ben kendi adıma, rahatımı hiç bozmak istemem. Bu
insanlar gece gündüz demeden, üstelik bir sahneyi defalarca tekrar ederek
uğraşıyorlar. Yapmayın etmeyin lütfen..
Bu sene yazılarımı seyrek yazdım. Zira çok yoruldum. Onca
diziyi seyretmeye bile yetişemiyorum, ekran karşısına oturupta birkaç saat bir
bölüm seyretmek bile beni yoruyor. Üstelik yanılmıyorsam, bizim seyrettiğimiz
bir bölüm yaklaşık bir haftada gece gündüz çalışarak çekiliyor..Set şartları
iyiymiş, hoşmuş, şöyleymiş falan filan bana göre hepsi hikaye…Ben bu gariban
halimle, sade yaşantımla bile, iki gün uyku düzenim bozulunca kendime
gelemiyorum. Sete kuştüyü yatak getirseniz ne olur sanki…Üstelik şöhretin
getirdiği bir takım kısıtlamalar da cabası..
Meryem Uzerli’yi tanımam..Ekranda seyrettiğim kadarıyla
oyunculuğu çok iyi..Ben keyif alarak izliyordum kendisini..Birkaç ödül
töreninde konuşmalarına şahit oldum..Saf ve iyiniyetli bir insana benziyor..Ağzına
geleni söyleyen tiplerden hani..Bendeki izlenimi bu..Eğer her şeyi bir kenara bırakıp
gidiyorsa, vardır elbette bu insanın bir sorunu.. Kim paldır küldür, her şeyi
arkasında bırakıp gider..Her gün saçlarını yaptır, kafanda kilolarca taçlar,
ağır kıyafetler, saatlerce çalış..Kendini unut aynaya bakınca, oynadığın
karakteri gör sadece...Neymiş, kendisinin çalışma şartları iyiymiş aslında…Kime
göre, neye göre iyi..Oyuncu 24 saat çalışır gık demez, bir diğeri 3 saatte
bunalır. Herkesin psikolojik yapısı farklı, dayanıklılığı farklı..Kaprislidir
sette onu bilemem..Kaprisi varsa da
helal olsun…Bu kadar yükü taşımak sadece Meryem Uzerli için değil tüm
diğer oyuncular için çok zor..
Meryem Uzerli nasıl bir psikolojiye düştüyse, ödeyeceği
tazminat, fesh edilecek sözleşmesi, hatta oyunculuk kariyerinin tehlikeye
düşmesi bile umurunda olmamış kadının..Birkaç dakika kendimizi onun yerine
koyarsak durumun ciddiyetini anlarız belki..Hepimizin hayatta böylesine
bunaldığı anlar olmuştur..Yaptığı tavır doğrudur yanlıştır herkese göre
değişir. Ama ben artık bardağın taştığını düşünüyorum.
Meryem Uzerli’ye öncelikle acil şifalar dilerim, zira sağlık
sorunu, alaya alınacak, dalga geçilecek yada inanılmayacak bir durum değildir.
Elbet vardır bir sorunu…Acil olarak iyileşip o şahane kahkaları atan kadın
olmasını yürekten diliyorum..
Ve son olarak…Meryem Uzerli’nin, bu ülkede sadece konuşan
ama tepki veremeyen bizlerin, oyuncuların, yetkililerin, oyuncular sendikacılarının,
hülasa ilgilenen kim varsa, hepimize örnek olarak, hiç kimsenin yapamadığı cesareti
gösterip, çekip gitmesini de destekliyorum..
Meryem Uzerli belki bu davranışı yüzünden çok zarara
uğrayacak maddi olarak.
Ve fakat asıl önemli olan, geride kalanların da artık
ellerini masaya vurmaları, Meryem’i örnek alarak, oyunculuğun nasıl da değerli
bir iş olduğunu, kendilerini sömürmek isteyen bir takım büyük adamlara anlatmaları
gerektiğidir..
Büyük paralar kazanmak uğruna, minicik bebeklerin, çocukların zor şartlar altında setlerde çalıştırıldığı, gece gündüz demeden, soğuk sıcak demeden oyuncuların kimi zaman titreye titreye saatlerce bir sahne için uğraştığı,yıllarını tiyatroya vermiş, bu işin eğitimini almış şahane oyuncularımızın haklarının çiğnendiği, zorlandığı, üzüldüğü, kırıldığı, ama yine de seyircisine saygılarından dolayı ne şartta olursa olsun çalıştıkları bu adeta canavarlaşmış sektör başkalarını da yutmadan...Tüketmeden...Umarım Meryem Uzerli ilk ve son örnek olur, dizilerdeki
çalışma şartlarına belli bir standart getirilir..Bizde kaliteli senaryolar ve
oyunculuklarla bezenmiş güzel yapımlar izlemeye ve yazmaya devam ederiz..
Siyah İnci’den Sevgiyle..
www.twitter.com/blackpearl42