17 Şubat 2013 Pazar

İntikam soğuk yenir..Ama lezzetlidir..

 

İntikam nedense başından beri tam ısınamadığım dizilerden biri oldu..Son iki bölümdür heyecan dozunun çok azıcık yükselmesi bile diziyi gözümde zirveye taşıyan bir etken olamadı ne yazık ki…

Kötü mü…Fena değil diyelim..Sadece bu sezonun dizi sektöründe yaşadığı olumsuzluklar ve dizilere bakış açımızın pek hoş olmadığı bir dönemde ekran yaşamına başladı..Bu da ister istemez olumsuz etkiledi..Bir de artık izleyicinin ilk bölümlerden itibaren alıştığı aksiyon, entrika ve heyecan dozunun öyle çok fazla yüksek olmaması da sanırım tadını tuzunu tam veremedi dizinin..Beren Saat’in neredeyse beline inen dekolteler sayesinde bir parça reyting kazanmaya çalışmaları da, dizinin izlenme oranlarının hayli sıkıntılı olduğunun bir göstergesidir.

Hep söylerim, yine yazıyorum..Yabancı dizilerden uyarlama diziler için önemli bir nokta var..Orijinalinin muhteşem bir izleyici kitlesi olması bizim de aynı başarıyı göstereceğimiz anlamına gelmiyor. Zira yabancı dizilerin yayın süreleri, bizim dizilerin her bir bölümünün neredeyse yarısı kadar. Dolayısıyla, senaryo çok iyi ilerliyor, heyecan dozunu hep dorukta hissediyorsunuz. Ama gel gelelim bizim dizilerde süre çok uzun olunca, senaristlerde hayli sıkıntıda kalıyor elbette. Sonra dön dolaş aynı entrikalar seyredip duruyoruz…Pardon, durmuyoruz sıkılıyoruz aslında..

Dizinin belki de en büyük eksiği, duygudan yoksun olması..Ne müzikler, ne ilerleyiş, ne çevrilen dolaplar, verilen tepkiler, öylesine sıradan ve durağan ki, izleyiciyi bırakın, sanki oyuncular bile şimdiden sıkılmış gibiler..Zorlama bir öykü seyrediyor gibiyim. 

Hep mi olumsuz..Hayır elbette ki değil. İntikam, çok çok kötü bile olsa, her şeyden önce, iyi bir oyuncu kadrosu var..Hepsi rollerinin hakkını vermeye çalışıyor..Zaten Nejat İşler ve Mert Fırat, çok sakin sessiz çekişmeler halinde olsalar bile, o kadar doğal ve güzel oynuyorlar ki, bayılmamak elde değil. Ama Beren Saat için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Onun gözlerinde intikam almak için geri dönmüş bir kadının öfkesi yok, kendi halinde sıradan biri imajı daha çok yakışıyor kendisine..Saçlarını boyatmış bu dizi için. Çok ta önemliydi.. Hayır, madem boyatacaktın sacını, Fatmagül’ün Suçu Ne?. Kız dizi boyunca inatla saçını boyatmadı, hele dizinin sonlarına doğru iyice bıraktı kendi haline, darmadağın saçlarla ekranda onu izleyen bizler sinir olduğumuzla kaldık..
Başrolünde çok sevdiğimiz beğendiğimiz biri oynuyor diye, illaki o diziyi çok beğeneceğiz diye bir kural yok. Zaten bu tarafsızlık olur gibi geliyor bana..Dizinin Nejat İşler gibi bir oyuncuyu bile, sıradan, herhangi bir ekstra özelliği olmayan karakterde izleyiciye sunması, her ne kadar rolünü şahane oynasa bile, bana lezzet vermedi..

Şahika ve Haldun Arsoy çiftinde de aynı duygusuzluk söz konusu..Parasına ve gücüne güvenen bir kadından fazlasıyla uzak bir tablo çiziyor Şahika..Göz göre göre, eşinin en yakın arkadaşıyla olan ilişkisini fazlasıyla soğukkanlı karşılaması, evliliklerinin adeta bir ortaklıktan ibaret olduğunu inatla gözümüze sokmaya çalışmaları, üstelik geçmişte kocasını aldatmış bir kadın olarak, sütten çıkma ak kaşık masumiyetine sığınması, Haldun Arsoy’un çok dümdüz,sakin sessiz kendini affettirme çabaları da seyrederken fenalıklar getiriyor bana..

Bu noktada, Zafer Algöz ve Nejat İşler’in oyunculuklarına yazık edildiğini düşünüyorum. 

Diziyi seyretmeme en büyük sebep, şüphesiz karakterini oynarken, devleşen Engin Hepileri..Nefis..Dizinin durağan akışına hareket getiren tek kişi diyebilirim. Hafif esprili tarzı, zaten yakışıklı olan oyuncuya ekstra bir sevimlilik veriyor. Hatta Yağmur’un sözde intikam planının gizli kahramanı o diyebilirim. Yağmur’a verdiği teknik destek sayesinde her türlü planı kolayca kurabiliyor. Dolayısıyla hikâyenin başkahramanı aslında o bence…

İntikam bu tarzda ve hızda devam ederse, büyük ihtimalle yakında reytingler intikam almaya başlayacak. Ve Beren Saat’in dekoltelerinin ne derece kurtarıcı olacağı da tartışılır elbette..


Siyah İnci’den sevgiyle..



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder