İntikam nedense başından beri tam ısınamadığım dizilerden
biri oldu..Son iki bölümdür heyecan dozunun çok azıcık yükselmesi bile diziyi
gözümde zirveye taşıyan bir etken olamadı ne yazık ki…
Kötü mü…Fena değil diyelim..Sadece bu sezonun dizi sektöründe
yaşadığı olumsuzluklar ve dizilere bakış açımızın pek hoş olmadığı bir dönemde
ekran yaşamına başladı..Bu da ister istemez olumsuz etkiledi..Bir de artık
izleyicinin ilk bölümlerden itibaren alıştığı aksiyon, entrika ve heyecan
dozunun öyle çok fazla yüksek olmaması da sanırım tadını tuzunu tam veremedi
dizinin..Beren Saat’in neredeyse beline inen dekolteler sayesinde bir parça
reyting kazanmaya çalışmaları da, dizinin izlenme oranlarının hayli sıkıntılı
olduğunun bir göstergesidir.
Hep söylerim, yine yazıyorum..Yabancı dizilerden uyarlama
diziler için önemli bir nokta var..Orijinalinin muhteşem bir izleyici kitlesi
olması bizim de aynı başarıyı göstereceğimiz anlamına gelmiyor. Zira yabancı
dizilerin yayın süreleri, bizim dizilerin her bir bölümünün neredeyse yarısı
kadar. Dolayısıyla, senaryo çok iyi ilerliyor, heyecan dozunu hep dorukta
hissediyorsunuz. Ama gel gelelim bizim dizilerde süre çok uzun olunca,
senaristlerde hayli sıkıntıda kalıyor elbette. Sonra dön dolaş aynı entrikalar
seyredip duruyoruz…Pardon, durmuyoruz sıkılıyoruz aslında..
Dizinin belki de en büyük eksiği, duygudan yoksun olması..Ne
müzikler, ne ilerleyiş, ne çevrilen dolaplar, verilen tepkiler, öylesine
sıradan ve durağan ki, izleyiciyi bırakın, sanki oyuncular bile şimdiden sıkılmış
gibiler..Zorlama bir öykü seyrediyor gibiyim.
Hep mi olumsuz..Hayır elbette ki değil. İntikam, çok çok
kötü bile olsa, her şeyden önce, iyi bir oyuncu kadrosu var..Hepsi rollerinin
hakkını vermeye çalışıyor..Zaten Nejat İşler ve Mert Fırat, çok sakin sessiz
çekişmeler halinde olsalar bile, o kadar doğal ve güzel oynuyorlar ki,
bayılmamak elde değil. Ama Beren Saat için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Onun
gözlerinde intikam almak için geri dönmüş bir kadının öfkesi yok, kendi halinde
sıradan biri imajı daha çok yakışıyor kendisine..Saçlarını boyatmış bu dizi
için. Çok ta önemliydi.. Hayır, madem boyatacaktın sacını, Fatmagül’ün Suçu
Ne?. Kız dizi boyunca inatla saçını boyatmadı, hele dizinin sonlarına doğru
iyice bıraktı kendi haline, darmadağın saçlarla ekranda onu izleyen bizler
sinir olduğumuzla kaldık..
Başrolünde çok sevdiğimiz beğendiğimiz biri oynuyor diye,
illaki o diziyi çok beğeneceğiz diye bir kural yok. Zaten bu tarafsızlık olur
gibi geliyor bana..Dizinin Nejat İşler gibi bir oyuncuyu bile, sıradan,
herhangi bir ekstra özelliği olmayan karakterde izleyiciye sunması, her ne
kadar rolünü şahane oynasa bile, bana lezzet vermedi..
Şahika ve Haldun Arsoy çiftinde de aynı duygusuzluk söz
konusu..Parasına ve gücüne güvenen bir kadından fazlasıyla uzak bir tablo
çiziyor Şahika..Göz göre göre, eşinin en yakın arkadaşıyla olan ilişkisini
fazlasıyla soğukkanlı karşılaması, evliliklerinin adeta bir ortaklıktan ibaret
olduğunu inatla gözümüze sokmaya çalışmaları, üstelik geçmişte kocasını
aldatmış bir kadın olarak, sütten çıkma ak kaşık masumiyetine sığınması, Haldun
Arsoy’un çok dümdüz,sakin sessiz kendini affettirme çabaları da seyrederken
fenalıklar getiriyor bana..
Bu noktada, Zafer Algöz ve Nejat İşler’in oyunculuklarına
yazık edildiğini düşünüyorum.
Diziyi seyretmeme en büyük sebep, şüphesiz karakterini
oynarken, devleşen Engin Hepileri..Nefis..Dizinin durağan akışına hareket
getiren tek kişi diyebilirim. Hafif esprili tarzı, zaten yakışıklı olan
oyuncuya ekstra bir sevimlilik veriyor. Hatta Yağmur’un sözde intikam planının
gizli kahramanı o diyebilirim. Yağmur’a verdiği teknik destek sayesinde her
türlü planı kolayca kurabiliyor. Dolayısıyla hikâyenin başkahramanı aslında o
bence…
İntikam bu tarzda ve hızda devam ederse, büyük ihtimalle
yakında reytingler intikam almaya başlayacak. Ve Beren Saat’in dekoltelerinin
ne derece kurtarıcı olacağı da tartışılır elbette..
Siyah İnci’den sevgiyle..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder