Kuzey&Güney hareket dolu bir bölümle karşımızdaydı bu
hafta. Dizinin hayranlarını üzen haber hemen arkasından geldi. Dizinin Haziran
ayında final yapacağının açıklanması, işin tadında bırakılacağının bir
işaretiydi aslında.
Ben bir dizinin iki sezondan fazla uzun sürmesinden yana
değilim. İkinci Bahar, Ezel, Canım Ailem, Hayat Devam Ediyor, Aşk-ı Memnu ilk
aklıma gelen, hikâyeyi tadında bırakan diziler. Şahsen Kuzey&Güney’in de
tadında bitirilmesi, reyting uğruna hikâyenin büyüsünün bozulmaması beni de
memnun etti.
Gelelim 60.bölüme.
Cemre’nin Barış’ın odasında yakalanmasıyla başlayan bölüm,
daha ilk sahneden beni sinir etti elbette. Yahu Cemre, Barış evdeyken o gömlek
aranır mı? Adamın gözü sürekli üstünde, seni takipte zaten. Sabah olsun, Barış
işe gitsin, gir doya doya ara gömleği. Üstelik o kadar gömlek arasında,
aradığını bulamadın. Biraz beceriksiz misin nesin Cemre. Bak Güney, eliyle
koymuş gibi, birkaç dakikada gömleği buluverdi. Gömlekte ne gömlekmiş ama.
Barış özel diktirip, bir de içine adını yazdırıyormuş. Cidden böyle zenginler
var mı bilmiyorum ama yoksa bile bundan sonra, içinde giyenin ismi yazılı
gömlek üretimi başlarsa hiç şaşırmam. Ayrıca o Güney'in şıp diye buluverdiği meşhur gömlek, dikkatli okuyucularımdan Sevgili Serap hanım sayesinnde bir ayrıntı daha hatırlattı. O gömleği Barış oteldeki çöp tenekesine bırakmıştı. Serap hanımı dikkati ve hafızası için kutluyor ve teşekkürlerimi de sunuyorum..
Zeynep, Handan Hanım’ın tahtını sallayacağa benziyor bu
gidişle değil mi canlarım. Bu kadar sevimsiz, itici bir karakter olabilir mi.
Hele bu bölüm artık zıvanadan çıktı. Şaşırdı artık iyice. Tam anlamıyla,
başlardaki yurtdışında okumuş kültürlü eğitimli, seviyeli kız karakterinden
çıkıp, cadaloz bir kötülük makinesine dönüştü hatun. Ne yapışkanmışsın be Zeynep.
Kuzey sana dönmez artık. Boşuna dükkân dağıtmana gerek yok. Yaptığın her
hareket, her söz, her taşkınlık, Kuzey’i senden biraz daha uzaklaştıracak hala
anlayamadın mı? Artık ağzınla kuş tutsan, hatta ne kuşu, gergedan yakalasan nafile.
Ortada yaşadıkları bir şey de yok. Ne yaşadın da bu kadar bağlandın diyesi
geliyor insanın. Hoş, onunki biraz da Cemre’ye inat olsun. Ancak Zeynep
kızımızın bu bölüm şirkette istifa etme oyunlarını yaparken giydiği, siyah,
etekleri dantelli elbiseye bayıldım. Çok güzel taşıyordu Merve Boloğur
elbiseyi, yakıştırmış üstüne. Kötüyü o kadar iyi oynuyor ki Merve, öyle
yakıştırıyor ki kendine, korkarım bu kızcağıza hep kötü karakter rolleri
gelecek.
Sami babamızın Kuzey ile diyaloglarına dikkat diyorum. Ben
bayılıyorum ikisinin çekişmesine. Karşılıklı sahneleri çok çok iyi gerçekten. Bu
bölüm beni en çok eğlendiren, dükkânı savaş alanına dönmüş halde gören Sami
Baba oldu. Nedir bu gençlerden çektiği bu adamın yahu. Olaysız günleri yok. O
değil de, canım yumurtalara üzülürken, Kuzey’in elinde fırça onları yarım
yamalak süpürme telaşına da güldüm elbette. Birde üstüne Sami baba fırçaladı ya
onu. Hey Allahım baba-oğul olsalar ancak bu kadar gerçekçi olurdu tartışmaları.
Sami babanın başında kavak yelleri esiyor malum birkaç
haftadır. Yeni bir aşk rüzgârına kapılan Sami Baba, hafiften değişiklikler
gösteriyor. Daha mülayim, daha anlayışlı, sevecen olmaya, daha doğrusu bu
yanını öne çıkarmaya gayret ediyor. Ey aşk sen nelere kadirsin böyle. Hepsi
neyse de, Gülten hanım ile sırdaş oldular ya, ben daha ne diyeyim size. Gülten
Hanım’ın akıl verişleri, Sami babanın aldığı akılları uygulayışı, gidip Gülten
Hanım’a anlatışı, kendi aralarında gizli kapaklı işler çevirmeleri pek hoş
doğrusu. Hoş ta, keşke Kuzey ile Cemre için de böyle çabalasaydınız..Sözün özü,
kaç yaşında olursanız olun, aşk yüreğe damladı mı, onu gencecik heyecanlı bir
delikanlı yapıveriyor böyle..
Ya Simay’a ne demeli..Adamı öldürdüm diye emniyete koşan
Simay, öldürdüğü adamdan hiçbir iz bulamayınca neye uğradığını şaşırdı. Biz
Simay’a hep kızıyoruz da, bir gecelik hatası yüzünden bütün hayatı altüst oldu.
Ha Simay uslu durdu mu, elbette ki hayır ama yine de kadın olunca işiniz daha
zor oluyor işte böyle. Simay’ı yakında Banu ile aynı hastanede tedavi görürken
görürsek hiç şaşırmayın..
Banu demişken, Banu’nun hastalığı kabak tadı verdi artık
bana..Ya iyileştirin şu kızı, ya da tam delirtin olsun bitsin..Sürekli aynı
durumun dönüp durmasından sıkıldım ben..Eminim yakında tamamen aklını yitirecek
Banu. Zira Handan Hanım, köşke geri döndü. Aslında ihtiyaçtan ya da
istendiğinden değil ama Güney’i kendi yanına çekebilmek ve zapt edebilmek için
Ebru Hanım’ın kibar bir jesti diyebiliriz buna. Ve fakat cidden dönüşü muhteşem
oldu. İkinci şans verdiğiniz her insan, sizin şanslarınızı yok eder. (Bir Siyah
İnci atasözü daha).. Handan Hanım, daha ilk günden çileden çıkardı evin görevli
kızlarını, bakalım Banu ne yapacak..
Kuzey’in, Demet ve Şeref konusundaki şüphelerinin ve
dillendirmeye bile korktuğu durumun gerçekleşmesi de, bu bölüme damgasını vurdu
elbette. Kuzey, Demet ile Şeref arasındaki yakınlaşmayı duymadan, öpüşmelerine
şahit oluverdi. Ben şahsen, her ikisinin de üzerinde bir Kuzey fırtınası
kopmasını bekliyorum. Aslında Demet ile Şeref kardeşimi birbirlerine çok
yakıştırıyorum. Bu arada, ilişkiye başlamak içinde öpüşmek gerekiyormuş bunu da
öğrenmiş bulunmaktayız hep beraber. Hayırlı uğurlu olun, Allah Kuzey’in
gazabından korusun diyelim.
Bu haftalık da Kuzey&Güney için aklımıza takılanlar,
dilimize dolananlar böyle. Haftaya görüşmek üzere.
Siyah İnci’den sevgiyle…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder