2 Şubat 2013 Cumartesi

Kuzey&Güney'de neler oldu neler..




Kuzey&Güney hareket dolu bir bölümle karşımızdaydı bu hafta. Dizinin hayranlarını üzen haber hemen arkasından geldi. Dizinin Haziran ayında final yapacağının açıklanması, işin tadında bırakılacağının bir işaretiydi aslında.


Ben bir dizinin iki sezondan fazla uzun sürmesinden yana değilim. İkinci Bahar, Ezel, Canım Ailem, Hayat Devam Ediyor, Aşk-ı Memnu ilk aklıma gelen, hikâyeyi tadında bırakan diziler. Şahsen Kuzey&Güney’in de tadında bitirilmesi, reyting uğruna hikâyenin büyüsünün bozulmaması beni de memnun etti.

Gelelim 60.bölüme.

Cemre’nin Barış’ın odasında yakalanmasıyla başlayan bölüm, daha ilk sahneden beni sinir etti elbette. Yahu Cemre, Barış evdeyken o gömlek aranır mı? Adamın gözü sürekli üstünde, seni takipte zaten. Sabah olsun, Barış işe gitsin, gir doya doya ara gömleği. Üstelik o kadar gömlek arasında, aradığını bulamadın. Biraz beceriksiz misin nesin Cemre. Bak Güney, eliyle koymuş gibi, birkaç dakikada gömleği buluverdi. Gömlekte ne gömlekmiş ama. Barış özel diktirip, bir de içine adını yazdırıyormuş. Cidden böyle zenginler var mı bilmiyorum ama yoksa bile bundan sonra, içinde giyenin ismi yazılı gömlek üretimi başlarsa hiç şaşırmam. Ayrıca o Güney'in şıp diye buluverdiği meşhur gömlek, dikkatli okuyucularımdan Sevgili Serap hanım sayesinnde bir ayrıntı daha hatırlattı. O gömleği Barış oteldeki çöp tenekesine bırakmıştı. Serap hanımı dikkati ve hafızası için kutluyor ve teşekkürlerimi de sunuyorum..

Zeynep, Handan Hanım’ın tahtını sallayacağa benziyor bu gidişle değil mi canlarım. Bu kadar sevimsiz, itici bir karakter olabilir mi. Hele bu bölüm artık  zıvanadan çıktı. Şaşırdı artık iyice. Tam anlamıyla, başlardaki yurtdışında okumuş kültürlü eğitimli, seviyeli kız karakterinden çıkıp, cadaloz bir kötülük makinesine dönüştü hatun. Ne yapışkanmışsın be Zeynep. Kuzey sana dönmez artık. Boşuna dükkân dağıtmana gerek yok. Yaptığın her hareket, her söz, her taşkınlık, Kuzey’i senden biraz daha uzaklaştıracak hala anlayamadın mı? Artık ağzınla kuş tutsan, hatta ne kuşu, gergedan yakalasan nafile. Ortada yaşadıkları bir şey de yok. Ne yaşadın da bu kadar bağlandın diyesi geliyor insanın. Hoş, onunki biraz da Cemre’ye inat olsun. Ancak Zeynep kızımızın bu bölüm şirkette istifa etme oyunlarını yaparken giydiği, siyah, etekleri dantelli elbiseye bayıldım. Çok güzel taşıyordu Merve Boloğur elbiseyi, yakıştırmış üstüne. Kötüyü o kadar iyi oynuyor ki Merve, öyle yakıştırıyor ki kendine, korkarım bu kızcağıza hep kötü karakter rolleri gelecek.

Sami babamızın Kuzey ile diyaloglarına dikkat diyorum. Ben bayılıyorum ikisinin çekişmesine. Karşılıklı sahneleri çok çok iyi gerçekten. Bu bölüm beni en çok eğlendiren, dükkânı savaş alanına dönmüş halde gören Sami Baba oldu. Nedir bu gençlerden çektiği bu adamın yahu. Olaysız günleri yok. O değil de, canım yumurtalara üzülürken, Kuzey’in elinde fırça onları yarım yamalak süpürme telaşına da güldüm elbette. Birde üstüne Sami baba fırçaladı ya onu. Hey Allahım baba-oğul olsalar ancak bu kadar gerçekçi olurdu tartışmaları.

Sami babanın başında kavak yelleri esiyor malum birkaç haftadır. Yeni bir aşk rüzgârına kapılan Sami Baba, hafiften değişiklikler gösteriyor. Daha mülayim, daha anlayışlı, sevecen olmaya, daha doğrusu bu yanını öne çıkarmaya gayret ediyor. Ey aşk sen nelere kadirsin böyle. Hepsi neyse de, Gülten hanım ile sırdaş oldular ya, ben daha ne diyeyim size. Gülten Hanım’ın akıl verişleri, Sami babanın aldığı akılları uygulayışı, gidip Gülten Hanım’a anlatışı, kendi aralarında gizli kapaklı işler çevirmeleri pek hoş doğrusu. Hoş ta, keşke Kuzey ile Cemre için de böyle çabalasaydınız..Sözün özü, kaç yaşında olursanız olun, aşk yüreğe damladı mı, onu gencecik heyecanlı bir delikanlı yapıveriyor böyle..

Ya Simay’a ne demeli..Adamı öldürdüm diye emniyete koşan Simay, öldürdüğü adamdan hiçbir iz bulamayınca neye uğradığını şaşırdı. Biz Simay’a hep kızıyoruz da, bir gecelik hatası yüzünden bütün hayatı altüst oldu. Ha Simay uslu durdu mu, elbette ki hayır ama yine de kadın olunca işiniz daha zor oluyor işte böyle. Simay’ı yakında Banu ile aynı hastanede tedavi görürken görürsek hiç şaşırmayın..

Banu demişken, Banu’nun hastalığı kabak tadı verdi artık bana..Ya iyileştirin şu kızı, ya da tam delirtin olsun bitsin..Sürekli aynı durumun dönüp durmasından sıkıldım ben..Eminim yakında tamamen aklını yitirecek Banu. Zira Handan Hanım, köşke geri döndü. Aslında ihtiyaçtan ya da istendiğinden değil ama Güney’i kendi yanına çekebilmek ve zapt edebilmek için Ebru Hanım’ın kibar bir jesti diyebiliriz buna. Ve fakat cidden dönüşü muhteşem oldu. İkinci şans verdiğiniz her insan, sizin şanslarınızı yok eder. (Bir Siyah İnci atasözü daha).. Handan Hanım, daha ilk günden çileden çıkardı evin görevli kızlarını, bakalım Banu ne yapacak..

Kuzey’in, Demet ve Şeref konusundaki şüphelerinin ve dillendirmeye bile korktuğu durumun gerçekleşmesi de, bu bölüme damgasını vurdu elbette. Kuzey, Demet ile Şeref arasındaki yakınlaşmayı duymadan, öpüşmelerine şahit oluverdi. Ben şahsen, her ikisinin de üzerinde bir Kuzey fırtınası kopmasını bekliyorum. Aslında Demet ile Şeref kardeşimi birbirlerine çok yakıştırıyorum. Bu arada, ilişkiye başlamak içinde öpüşmek gerekiyormuş bunu da öğrenmiş bulunmaktayız hep beraber. Hayırlı uğurlu olun, Allah Kuzey’in gazabından korusun diyelim.

Bu haftalık da Kuzey&Güney için aklımıza takılanlar, dilimize dolananlar böyle. Haftaya görüşmek üzere.

Siyah İnci’den sevgiyle…






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder