Geçen
sezon başladı Huzur Sokağı..Ben ilk kez yazıyorum. Aslında bu yazıyı daha
yazmaya başlarken de, çok tepki alacağımı biliyorum. Ve fakat beni sürekli
takip eden okuyucularım bilir ki, ben yazılarımda, izlerken hissettiklerimi,
gözüme gönlüme takılanları yazarım. Kimseyi aşağılamak, küçümsemek gibi bir
amacım asla olmadı olamaz da..Beğendiklerimi, beğenmediklerimi tarafsız bir
gözle yazmaya çalışırım.
Geçen
sezon birkaç yorum yaptım Huzur Sokağı için..Çok garip tepkiler aldım her iki
çevreden de..Dolayısıyla geçen sezon hiç hakkında konuşmadım Huzur Sokağı’nın..Bu
sezon ise fikrimi değiştirdim. Her türlü olumlu ya da olumsuz tepkiye hazırım
ne yalan söyleyeyim. Sonuçta bunlar benim hissettiklerim…
Öncelikle
Huzur Sokağı’nın bugüne kadar izlediğim, romandan uyarlanan en kötü senaryo
olduğunu söylemek isterim. Ben Huzur Sokağı kitabını üç kez okudum , iki kez geçmişte, bir kez de geçen sezon dizi başlayınca şöyle bir göz attım..Zira kendimden şüpheye düştüm,
ben unuttum galiba dedim kendi kendime ama yok..İsminden başka, isimlerden
başka bir benzerliği yoktu..Evet, birkaç karakter kitaptakine benziyordu ve fakat
hikâye öylesine farklı idi ki, ben açıkçası geçen sezon, kitaptaki hikâyeden
aldığım keyfi alamadım. Geçen sezon öyle gereksiz karakterler, gereksiz
olaylarla asıl hikâye uzatıldı ki, dizinin ilk yayınlandığı günün heyecanı ve
keyfi ne yazık ki, bitti..
Hal
böyle olunca, benim gözüme her şey takılır oldu dizide..
Aslında
dizinin oyuncu kadrosunda çok iyi oyuncular var..Bir Güven Hokna, her zamanki
gibi şahane mesela..Kutsi, Bilal karakteri için biçilmiş kaftan..Nilgün
Kasapbaşoğlu, bayıla bayıla izlediğim bir oyuncu..Yeşim Salkım deseniz, bir
kadının her şeyi mi güzel olur..Sesi, kendisi ve de oyunculuğu..Fatma Karanfil
ise, Feyza’nın dadısı rolünde şahane...Sinem Öztürk mesela…Şükran karakterini
başka kim oynardı acaba bu kadar güzel..Sinem Öztürk, kapanmış hali ile çok
daha güzel onu da dip not düşelim..
Bu
kadar iyi oyuncu arasına sen kalk Selin Demiratar’ı Feyza karakteri ile
oynat..Dizinin ilk bölümünden 45.bölümüne kadar çok kötü bir oyunculuk
sergiledi, böyle de gidecek besbelli..Tek kelime ile berbat kimse kusura
bakmasın..Suratında ifade yok, duygu yok, gözlerindeki birkaç damla yaşta
muhtemelen gözyaşı ilacı sayesinde oluşuyor..Hayatımda bu kadar dizi
izledim,böyle kötü oyuncu görmedim..Bana göre Kutsi’nin karşısında onu oynatmak
çok büyük bir hatadır zaten..
Kutsi’nin
de dublaj yaptırması ayrı konu tabii ki..Geçenlerde bir yazımda daha söz
etmiştim. Dünyanın en berbat ses tonuna bile sahip olsa bir insan, kendi
sesiyle oynamalı. Bu noktada, Kutsi’nin de inandırıcılığı yok olup gidiyor.
Örneğin Fatih Harbiye dizisindeki Macit ile Neriman aşkı, ya da Kayıp
dizisindeki Mehmet ile Özlem arasındaki elektriği izleyenler beni daha iyi
anlayacaklardır. Feyza ile Bilal arasında o çok büyük olan aşk, nedense beni
hiç heyecanlandırmıyor. Çünkü o duyguyu veremiyorlar ekrandan..
Dizideki
en önemli nokta, tesettürlü genç kızlarımıza çeşit çeşit modeller sunmaları.
Öyle ya, kreşte çalışan Şükran kızımız, bir giydiğini bir daha giymiyor. Çeşit
çeşit pardösüler, kabanlar, şallar, ayakkabılar. Bir tesettür şıklığı almış
başını gidiyor. Ama kreşte çalışan Şükran kızımızın bu parayı nereden bulduğu muallâk.
Zira Şükran’ın pek işe gittiği yok. Benim aklıma geliyor, onun aklına gelmiyor
işe gitmek. Üstüne bir de sürekli kötülük düşünen annesi Saadet hanımı da
eklersek, iş iyice içinden çıkılmaz bir hal alıyor doğrusu. Dindar bir kadın,
bu kadar dedikoducu, kırıcı, kötü kalpli olabilir mi acaba ? Günahı senaryoyu
yazanın boynuna !
Şükran'ın modern örtünme şekli de dikkat çekici. Son zamanlarda tesettür modası, trend tesettür diye çıkan akımları pek takip edemesem de, Şükran'ın giyim kuşam tarzının bu modayı yansıttığı görünmekte. Ne derece uygundur değildir, pek anlamasam da, fazlasıyla modern olduğu kesin...
Dedik ya başında, dizinin kitapla
alakası yok diye…Bilal’in daldan dala konan, açık saçık kız kardeşi mesela.
Gerçekçi olalım, Bilal kadar muhafazakâr bir erkeğin, o tarz rahat bir kardeşi
olması imkânsız. Hoş, Bilal kitapta bahsedilen kadar muhafazakâr değil, onu da
epey ılımlı Müslüman yapmışlar ayrı konu. Öyle ya 45 haftadır toplasan 10 vakit
namaz kılmadı Bilal kardeşim. Hele hele Bilal çizgisindeki insanların, Feyza
tarzındaki kızlar ile pek muhatap olmadıklarını cümle âlem biliyor şimdi kimse
kusura bakmasın. Hele hele Feyza’nın peşinden koşması, diz çöküp gözyaşları ile
yalvarmaları falan da Bilal karakterinin tüm karizmasını yerle bir edip itici
bir hale getirdi diye düşünüyorum.
Yeşim
Salkım’ın oynadığı Emel karakteri..Bu kadar entrikaya ne gerek vardı. Emel
karakteri, Feyza’nın neden üvey annesi oldu. Besbelli, hikâyeyi dallandırıp budaklandırmak
için olsa gerek. Şahsen, Emel’in Feyza’nın kendi annesini oynaması çok daha
mantıklı ve şık olurdu. Hiç olmazsa yıllar sonra ölmüş anneyi mezardan çıkarıp
hortlatmak gibi bir saçmalık izlememiş olurduk. Bu noktada Yeşim Salkım gibi
bir oyuncunun da, oradan oraya sürüklenen Emel karakteri ile harcandığını
düşünüyorum. Geçen bölümde onu saçları toplanmış, kırmızı rujuyla görünce içim
gitti. Keşke dedim kendi kendime, şu dizi yerine şöyle Muhteşem Yüzyıl’da bir
sultan olarak falan izleseymişiz çok daha isabetli olurmuş.
Güven
Hokna’nın oynadığı Saadet karakteri de, biraz yukarıda belirttiğim gibi, dindar
ve mümin kadın tipine pek uymuyor. Bu kadar kindar, öfkeli, kötülük
düşünen ve kavgacı bir kadın karakteri çok itici. Her an isyan eden,
kavga eden bir kadın tipini Güven Hokna elbette ki şahane oynuyor, ama genel
konsept içinde bu karakter fazlasıyla rahatsız ediyor.
Bu
sezon özellikle dikkatimi çeken başka bir husus ta, dizideki başı örtülü tüm
kadınların, şal kullanması oldu. Sanırım yeni bir şal sponsorları var..Genci
yaşlısı hepsinde rengârenk şallar, aynı örtüş tarzı. Hadi gençler neyse de,
orta yaşlı ve yaşlı hatunlarımızın şal bağlamaları da çok abes olmuş benden
söylemesi. Dizinin aslında dindar ve kapalı kesime hitap eden yapısı sebebiyle,
üç beş eşarp firması ile anlaşıp bol bol reklam şansı varken, işi sadece Şükran’ın
kıyafetleri ve annelerin şallarıyla kısıtlamaları da tuhaf..
Konuyu
öylesine dağıttılar ki, artık toparlayamıyorlar. Topu topu iki sezonda derli
toplu, şahane bir hikâye olacakken, allak bullak ettiler senaryoyu..Bir dizi
saçmalık ta cabası…
Mesela
sınav kâğıtlarını okuyan Bilal, Feyza’nın sınav kâğıdını ne cesaret yırtabilir?
Üniversitede bir hocanın böyle bir hakkı var mıdır ?
Deniz
kenarına gelip çiçek atmanın mantığı nedir? Denize çiçek atınca aşk biter mi?
Acılar son bulur mu?
Saadet
hanım neden bu kadar dengesizdir? Neredeyse üzerine yürüyüp evden kapı dışarı
edeceği kiracısına karşı, neden bir saat sonra merhamet gösterip sahiplenmektedir? Üstelik bu davranış, bir kısır döngü halinde neden sürekli tekrar etmektedir?
Bilal
hem evlenip, hem eşine niye surat yapar? İslami çerçevede yaşayan bir erkeğin
bu tavırları doğru mudur? Hele hele Bilal gibi bir insan, evlenip barklanmışken
,Feyza’nın evine kadar gidip diz çöküp yalvarır mı?
Feyza’nın
mezardan dirilip çıkıp gelen annesi Zeynep ablamızın,bunca zaman niye hapis
yattığını anlayamadık hala? Bu sır perdesinin anlamı nedir? Anlamı var
mıdır ya da? Aynı şekilde diziye gereksiz yere dâhil olan Ali karakterinin,
intikam alacağı kişi ve sebepler nelerdir? Bir intikam fırtınası koparmışken,
sebeplerini de açıklamaları mantıklı olmaz mı? Onur Tuna’dan başka adam
bulamadınız mı ? Neden bu kadar yapmacık bir oyunculuk izlemekteyiz?
Feyza’nın
Bilal’ın düğününe gelmesi saçmalığı nedir Allah aşkına? Kim gider kendisini
terk edip başkasıyla evlenen birinin düğününe..Hadi Feyza geldi diyelim, Bilal
onunla niye konuşur? Terslemek için bile olsa, eşinin gözü önünde, hangi erkek, düğün
günü eski sevgilisi ile konuşur?
En
önemli soru !!! Bilal, kitapta Hacer ile evleniyorken, dizide neden çok
alakasız biriyle evlenmiştir? Zaten sevmediği biri ile evlenecekse, bu niye
Şükran olmamıştır? Şükran ile Ali kardeşimi yakınlaştırma çabaları niye dir?
Gereksiz ve itici değil midir?
Bilal
ile evlenen Zeliha kızımın hiç çeyizi yok mudur? Evin içinde bir giydiğini bir
daha giymeyen Zeliha kızımız, gelip öylece niye oturuvermiştir eve? Bir eşya,
bir çeyiz getirmemiş midir? Kocasının yanında başın niye genellikle örtülü
durmaktadır? Hepsini koydum bir kenara, niye bu kadar anlayışlıdır? Ayrıca o nikâh neden mahallenin ortasında
kıyılmıştır?
Muhtemelen
Feyza ile evlenecek olan Selim kardeşim, neden korumalarla gezer durur? Feyza’yı
düğün günü evden almaya geldiğinde sol elinde olan yüzük, nikâh dairesine
gidene kadar hangi ara sağ eline geçmiştir?
Allah
aşkına, Ülker kardeşim bu kadar şık giyinecek parayı nereden bulur?
İnanın
daha yazsam, yazarım, o kadar çok not var ki önümde…Sözün özü şu, dizinin ilk
yayınlandığındaki heyecanını, tadını kaçırdılar, gereksiz bir sürü karakter ve
olayla senaryoyu allak bullak ettiler, bu şekilde giderse de daha çok
saçmalayacaklar.
İlk
sezonda bu kadar uzatmayıp, Bilal’ı Şükran ile Feyza’yı Selim ile evlendirip,
bu sezon da Feyza’nın dine dönüşünü, örtünüşünü hikâyeleyip şahane bir dizi
sunabilirlerdi. Ama böyle giderse, Feyza’nın dönüşümü sanırım 5.sezonda falan
olacak..
Senaryonun
bir an önce toparlanıp, gereksiz ayrıntılardan temizlenerek, ana hikâyeye
odaklanması temennisiyle yazımızı burada noktalayalım..
Siyah
İnci’den sevgiyle…
www.twitter.com/blackpearl42
Selin Demiratar çok iyi bir oyuncu, Feyza rolüne ondan başkası olamazdı.
YanıtlaSilBu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilcok güzel yerlere deginmissiniz, senaryoda cok kopukluk var malesef... Ince ayrintilar hep atlaniyor.
YanıtlaSilSelin Demiratar'in oyunculugu hakkinda yazdiklariniza aynen katiliyorum. Oyuncuda her sahnede ayni mimigi gösteriyor, bu da karakteri ruhsuzlastiriyor.
yapılan yorumlar hoşunuza gitmeyince niye siliyorsunuz
YanıtlaSilSaygısız ve hakaret içeren yorumları siliyorum. Zira okuyan insanların bu tarz yorumları görüp keyfinin kaçmasını istemem. Yoksa her türlü yoruma açığım. Beğenmeyebilir yazdıklarımı insanlar,hakaret ve saygısızlık olmadığı sürece herkes dilediğini düşünebilir ve yazabilir. Saygım sonsuz, edepli olduğu sürece elbette..
Silbence selin demiratar bu rol için biçilmiş kaftan
YanıtlaSilDoğrudur, o sizin düşünceniz, bunlar da benim :) Sevgiler..
Sil