23 Temmuz 2014 Çarşamba

Para kara olabilir...Peki ya aşk ?

Geçtiğimiz sezona damgasını vurdu Kara Para Aşk. Hikâyesiyle olduğu kadar, hikâyenin hiç beklemediğimiz şekillere girmesiyle de izleyicisinin dikkatini çeken dizi, oyuncuları ile de çok konuşuldu elbette. Performanslardaki gerçekçilik ekranlardan yüreğimize kadar işledi adeta. Özellikle dikkat çeken iki aşk hikâyesi var dizide. Elif ile Ömer… Nilüfer ile Metin…

Kara Para Aşk özleyenler için yazdığım bu yazının konusu da bu iki aşk hikâyesi..Bakalım kimlermiş bu aşkların kahramanları ve nasıl bir aşkmış onlarınki?

Elif ile Ömer…

Ne kadar ayrı dünyalarda her ikisi de…Biri zengin ve çok güzel bir kadın, diğeri evimizin oğlu neredeyse..Biri şirketini kurtarmanın derdinde, diğeri katilin peşinde…Yaptıkları ortaklık önceleri zoraki ise de, zamanla alıştılar birbirlerine..Alışmakla kalmadılar, bir de aşk girdi işin içine..İşte ondan sonrası koskocaman bir bilmece…

Peki,Elif’i Ömer’e âşık eden ne ? Nasıl kapıldı gitti böyle birden bire..Elif, o güne kadar adeta prensesler gibi yaşamış hayatının her döneminde…Zenginlik, mal, mülk, İtalya ile Türkiye arasında yaşamış kafasına nasıl eserse…Kendi işini de yapmış ama keyfine göre…Yapmış sevdiği iş ne ise..Babasının gözdesi, annesinin biricik umudu olmuş git gide…Her şeyin altüst olmasıyla kaldı ortada sudan çıkmış balık misaliyle. Ödeyemeyeceği kadar borç geldi hepsinin üstüne…Tam nasıl çözeceğim diye uğraşırken,tuz biber oldu kaçırılan kardeşi de..

İşte tüm bunların ortasında buldu Ömer’i Elif..Biraz kibirle ve ukalalıkla yaklaştı başlarda Ömer’e. Ama onun iyi niyetinden emin olduktan sonra, hele hele ona güvenmeye başladıktan sonra her şey daha kolaylaştı Elif açısından. Çünkü Elif, o güne kadar cam bir fanus içindeydi adeta. Her şey çok güzel, her şey tozpembe. Hayatın acımasız arka sokaklarına yürüyünce, ürktü birden bire..Ve güvenmek zorundaydı Ömer’e istese de istemese de…Çünkü dünya farklıydı, işler farklıydı…O ise, işleri düzelteyim derken daha da allak bullak etmişti elbette.

Bu noktada Ömer’e sığındı Elif…Onu Ömer’e âşık eden, Ömer gibi birini hiç tanımamasıydı aslında. Ömer onun, o güne kadar tanıdıklarından çok farklıydı. Babasına bile güvenini kaybetmişken, çevresinde fırsat kollayan bir sürü ikiyüzlü arasında, Ömer o kadar gerçek, o kadar dürüsttü ki…Ve bir o kadar da erkek…Ömer, onun güzelliğinden etkilenmeyen, ona tavır yapabilen, Elif’in ukalalıklarına aynı şekilde cevap verebilen bir erkekti. Ömer’i alt edemedi Elif, Ömer’de Elif’e boyun eğmedi. Sertti, bir parça da maçoydu aslında Ömer..Elif’i en çok etkileyen de bu oldu sanırım. Sahiplenen, koruyan, , yeri geldiğinde o benim sevgilim diyerek elinden tutup çekip alan…Ömer, hem çok duygusaldı, hem de güçlüydü..E bir kadın daha ne isterdi…

Ömer ise, Elif’ten aslında başından beri etkilendi ama belli etmedi. Hatta belki anlayamadı da..Çünkü henüz nişanlısını yeni kaybetmiş, çok yaralı ve sarsılmış bir haldeydi. Başlarda birbirlerine sinir olduklarını da söyleyebiliriz. Ömer’in önceliği iş idi..Karşısında ise inatçı ve ukala bir kadın vardı. Ömer’in ondan etkilenmesi sadece güzelliği değildi elbette. Elif’in olaylar karşısında, ailesini korumaya yönelik tavrı, onlar için elinden gelen her fedakârlığı yapması, Ömer’i etkiledi. Dik durmaya çalışırken, kendisine olan ihtiyacını da fark ediyordu Ömer. Ama o çok fazla duygularını belli etmeyi sevmeyen bir erkek olarak, Elif’in ona gelmesini bekledi. Hatta Elif onu öptükten sonra bile Ömer, emin olmayı bekledi. Ömer için tek engel, hayatlarının arasındaki uçurumdan başka bir şey değil. Ne Ömer, Elif’in yaşantısına ayak uydurabilir, ne de Elif, Ömer’in mütevazı hayatının içine girebilir. Üstelik şimdi Ömer, Elif'in kendine söylediği tüm yalanları da biliyor..Aşk, her şeyi halleder mi bilinmez, ama işin diğer ucunda Elif’in karıştığı kara para olayı, bu aşkın belki de en büyük engeli olacak, kim bilir !!

Nilüfer ile Metin…

Cam fanusun içinde bir kadın daha…Ama karşısındaki adam çok daha başka…İmkânsız, unutulmaz, vazgeçilemez ne yapsa da..Nilüfer, çok genç ama bir o kadarda yaşamış hayatını doya doya…Pek takmamış kafasına…Çünkü ailesi varmış arkasında…İyi hoş ta. Nilüfer, çok kırılgan bir çiçek adeta. Üstelik öyle aman aman bir aşk çıkmamış karşısına..Ta ki Metin onu kaçırana, alıkoyana ve yüreğine alana kadar…Metin, görünüşte kötü ve karanlık bir adam..Bir o kadar da çekici ve duygusal..

 Metin ise, daha fena durumda…Çünkü o görünüşte kötü bir adam..Yüreği ne kadar temiz olsa da…Ne zor bir hayat yaşamış aslında. Tüyler ürpertiyor zaman zaman hatırladıkça…Tayyar gibi bir adamın oğlu olmak yeterince zor iken, bir de bunu saklıyor diğer kardeşinden..Tayyar’ın en büyük sırrı Metin, hayatının arka odası, okunmayan sayfası, zengin ve lüks hayatının karanlık tarafı..Diğer oğlu para içinde yüzerken, Metin o paraları kazanmak için koşturmakta..Üstelik babası tarafından dili kesilen annesinin acısı ve intikam ateşi yüreğini yakmakta..Fırsat kollamakta...Tayyar’ın sonu Metin’in elinden olmalı eninde sonunda..Bu kadar öfkeli Metin, bu kadar soğuk..Bu kadar kötü, bir o kadar da kocaman yüreği…Aynı zamanda çok cesur bir adam Metin. Karanlık hayatının ortasına Nilüfer’i alacak kadar cesur..Ve soğukkanlı..Bu özellik babasından geçmiş olmalı…Ama bu soğukkanlılık sayesinde hiç açık vermiyor,bu da işin en güzel yanı..

Babasının planını uygularken, kaçırdığı Nilüfer, Metin’in kalbinde o güne kadar hiç açılmamış bir sayfa açtı adeta..Nilüfer, aradığı samimi ve gerçek sevgiyi, ilgiyi Metin’de bulacaktı. Metin ise onun şefkatine muhtaçtı..İki yaralı yürek, birinde sevgi eksik kalmış, birinde merhamet…Metin, tüm merhametini Nilüfer’e sunarken, Nilüfer’de tüm sevme gücünü ona saklamış sanki…Onun iyi yanını görmeyi başarabilen tek kadın belki de…Belki de bu yüzden Metin, Nilüfer’e kıyamadı, incitemedi, sırf onu incitmek adına kendi hayatını hiçe sayabildi..Sevdi Metin, sanki tüm sevme gücünü Nilüfer’e saklamıştı. Sevdi Nilüfer, sanki dokunmaya kıyamadığı bir kristal vazoydu Metin. İkisi de ortalarında bulundukları ve aslında onları çok incitecek olaylar arasında, birbirlerini hiç incitemediler..Sadece tüm güçleriyle sevdiler, her imkânsızlığa inat…Metin, kimi zaman uzak durdu Nilüfer’den, sırf ona zarar verme korkusuyla, ama aşkına da yenildi her defasında..Nilüfer ise hiç umursamadı bile kimi sevdiğini, baştan aşağı hata olduğunu bildiği halde..O Metin’in kalbinin en derinlerinde kalan sevgi kırıntılarını toplayıp bir araya getirip kocaman bir yumak oluşturabilmeyi başarmıştı çünkü..Canları çok yanacaktı besbelli, ama ayrılık ta ölüm kadar beterdi..

Elif ile Ömer’in durumu bile çok daha umutlu, Nilüfer ile Metin’e bakarsak…Onlarınki öylesine zor bir aşk ki, nereden nasıl bir araya gelirler bilinmez..

İyi de…

Aşkın kolay olduğunu kim söyledi ki  !!


Siyah İnci’den Sevgiyle…


www.twitter.com/blackpearl42

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder