Show Tv’nin yeni dizisi Adını Kalbime Yazdım, Cumartesi
akşamı ekrana merhaba dedi.
Bende
izleyenler, izlemeyenler için vakit geçirmeden yazayım istedim. Zira bu sezon
çok ama çok yoğun dizi trafiği..Bu sebeple yayınlandığı gün izleyemesem de,
hemen ertesi gün izledim ve bugün de sıcağı sıcağına bilgilendireyim sizleri
dedim..
Karagül yazısını yazarken hani demiştim ya…Bu bildiğiniz
Güneydoğu-töre-aşiret-ağa dizilerine hiç benzemiyor diye…Adını Kalbime Yazdım
çok benziyor..Öncelikle bu tarz dizileri özlediyseniz, biçilmiş kaftan
diyebilirim..
Mardin’de geçen dizinin hikayesi, kan davası üzerine kurulan
klasik bir hikaye..Töreler, gizli sevdalar, kan davaları ve düşmanlıklar, güçlü
erkekler, onlardan daha güçlü kadınlar derken kendinizi Doğu kültürünün tam
ortasında buluvereceksiniz.
Dip Not : Çok göze çarpan bir müziği yok dizinin. Benim
kulağıma çalınmadı öyle iddialı bir melodi..
İlk bölümden benim dikkatimi en çok çeken Halil ağa
karakterindeki Tolga Güleç oldu..İşte dedim izlerken kendi kendime, oyunculuk
böyle olmalı..Öyle bir Geçer Zamanki’nin Ahmet’i gitmiş, yerine bambaşka bir
karakter gelmiş. Bakışıyla, tavrıyla, konuşmasıyla..Bir kere şive konusunda çok
ama çok başarılıydı. Tam bir doğulu olmuş kılık kıyafeti ile konuşması ile de
tamamlamış. Çok beğendim ben halini tavrını..Bayılarak izledim..Genellikle kara
kaşlı, kara gözlü, esmer uzun boylu ağa tiplemelerine alışkın olduğumuzdan,
sarışın bir ağa karakteri ilk başta kafanızda sevimsiz olacakmış gibi gelse de,
Halil ağayı seyrederken hiç te öyle olmadığını anlayacaksınız. Kötü mü..Kötü tabii
ki..İlk bölümden anladığım kadarıyla öfkeli de..Kin büyütmüş içinde, bir o
kadarda hırslı..Daha babasının ölmesini bile beklemeden ağalık ilan edişinden
anlıyoruz bunu da..Dizide favori karakterim Halil ağadır şimdiden söyleyeyim.
Tolga Güleç çok iyi iş çıkarmış, yüreğine sağlık..
Dip Not : Malum aşiret dizileri hayli kalabalık oluyor. İlk
bölümde böyle bir karışıklık vardı mesela.. Olaylar hayli karışıktı, kim kimi
öldürmüş, kim kiminle evlenmiş, biraz sıkıntılı bir anlatım olsa da, ilk yarım
saatten sonra çözmeye başlıyorsunuz olayları yine de..
Diğer başrol Serhan Yavaş uzun zamandır yüzünü özlediğimiz
bir oyuncuydu. Ama ben kendisinde çok fazla bir ilerleme göremedim oyunculuk
adına kusura bakmasın kimse..Donuk bir oyunculuk sergiledi. Üstelik sesine de
dublaj yapılmış, ben hiç sevmiyorum dublajı. Dünyanın en kötü ses tonuna bile
sahip olsa, bir oyuncu illa ki de kendi sesini kullanmalı diyorum. Hal böyle
olunca, sahici olmuyor hiçbir duygu. Zaten mimikler, yüz ifadeleri konusunda
çok başarılı bir oyunculuk sergileyemeyen Serhan Yavaş, bir de dublaj ile
iyiden iyiye uzak geldi bana..Halil ağaya düşman ve kan davası sebebiyle
ailesinden uzakta yaşayan, başarılı zengin iş adamı Ömer karakteri, dizinin
aslında tüm olaylarının ana merkezine gelip oturdu. İlk bölüm için fazla bir
eleştiri yapmak istemiyorum, umarım ilerleyen bölümlerde yavaş yavaş ısınırız
birbirimize..
Dip Not : İlk bölüm için hayli hareketli geçti dizi..Ben
keyifle izledim. Olaylar üst üste ve hızlı gelişti. Umarım aynı tempoyu devam
ettirirler..
Dizinin başrol kadın karakterlerinden İpek Karapınar, hayli
hoştu..Şehirli doktor Leyla karakterinde izledik onu..Muhtemelen, şehir
yaşantısından aşiret kucağına düşüverecek olan Leyla, aşkı ile acıları arasında
kalacak gibi görünüyor. İpek Karapınar’ı ben Küçük Sırlar’da izlemiştim. Orada
psikolojik problemleri olan, zengin ama sorunlu genç kızı çok iyi oynamıştı.
Burada şehirli, cıvıl cıvıl bir doktor rolünde hayli iyiydi. Sıcacık gülümsemesi
ve duygularını ekrandan yansıtan yeteneği sayesinde dizinin sağlam
karakterlerinden biri olacağı kesin..
Diğer dikkatimi çeken kadın karakter, Zilan rolündeki Özge
Korkmaz idi. Ömer’in erkek kardeşinin Kadir’in eşi olan Zilan, gariban bir aileden
gelip böylesine şatafatlı bir hayatın varislerinden olunca, yeterince hırslı
bir kadın olmuş. Eşi Kadir’i gizliden gizliye kışkırtan, ailenin büyüğü Ömer’e
ve onun evleneceği kadına yerini kaptırmak istemeyen Zilan, ortalığı epey
karıştıracak gibi görünüyor. Ben Özge Korkmaz’ı da çok beğenerek izledim.
Bakışlarından yüz ifadesine kadar karakteri çok güzel yansıtıyordu. Bir de
konuşma tarzı ve şiveli tonu eklenince çok şık olmuş..Dolayısıyla Zilan,
dizinin entrikacı karakterleri arasında şimdiden yerini aldı bile..
Hayat Devam Ediyor dizisinden tanıdığımız Meltem Miralıoğlu
ise, Halil ağanın kız kardeşi Dicle rolü ile çıktı ekrana..Biraz garipti kılık
kıyafeti..Süklüm püklüm, yerlerde sürünen etekler, üzerinden düşecekmişçesine
bol bluzlar, kocaman bir hızma, tuhaf bir makyaj, çalı süpürgesi kıvamında
saçlar ile pek sevimli gelmedi bana..Geleneksel bir hayat yaşayan ama modern
hayata özenen Dicle için düşünülmüş bu tarz besbelli ve fakat çok daha şık olabilirdi
kıyafetleri. Onun dışında Meltem’i beğendim ben..Üstü başı biraz daha özenli
olursa, karaktere cuk oturmuş diyebilirim..
Zilan’ın eşi Kadir rolünde ise, benim ilk kez ekranda
izlediğim Erkam Aydar vardı. Başkaca bir yapımda oynadıysa, muhtemelen ben
görmemişimdir. Kadir karakteri gibi doğulu bir ağaya tam yakışır boylu poslu
yakışıklı Kadir, çok ta cesur..Gözü kara, biraz da atılgan. Halil’i gördüğü
yerde vurmaya hazırken, başlarına gelen olay örgüsü, işleri karıştırınca öfkesi
ile intikamı arasında kalanlardan biri oldu o da..Erkam Aydar karakter
kurgulamasında çok iyiydi, şive hariç..Ne yazık ki, o topraklarda doğup büyümüş
bir karakterin düzgün bir İstanbul Türkçesi konuşması bana çok inandırıcı
gelmiyor. Keşke biraz şiveli konuşsaymış, tadına doyulmayacakmış. Onun dışında
benim gözüme batan bir durum olmadı..
Dip Not : Hikaye Mardin’de geçiyor..Görüntüler şahane…
Ve Sona sakladığım bir mücevher..Emel Göksu..İşte bu..Ömer
ile Kadir’in annesi, Kureyşa ana..Ah ne kadar güzeldi, ne kadar şahaneydi ve ne
kadar şıktı..İlk bölümün yıldızlarından biri de odur. Muazzam bir oyunculuk,
karakter vurgusu, şive, bakış, gülüş, öfke..Hepsi birbirinden
kusursuzdu..Dizinin belki de lokomotifi o..Kendine has havası, rolünün hakkını
vermesini sağlarken, ben de ağzım açık bayıla bayıla izledim ne yalan söyleyeyim..
Genel hikayeye gelince…İki düşman aşiretin kavgasıyla
başlayan ilk bölüm, Halil ağanın babasının ölmesi ve ölürken de, bu düşmanlığı
bitirmek için Kızları Dicle’nin, karşı tarafın oğlu Ömer ile evlendirilmesini
vasiyet etmesiyle hareketleniyor..Dicle bu duruma içten içe sevinirken, Ömer
ise yaşadığı kentte tanıştığı doktor Leyla’ya çoktan aşık olmuş ve hatta
evlenme teklif etmiştir. Aile Ömer’i Mardin’e çağırıp Dicle ile evlendirme
hazırlıkları yaparken, Leyla’nın mecburi hizmeti de Mardin’e çıkmıştır.
Gerisini artık izleyip görelim diyorum zira çok ama çok heyecanlı günler bizi
bekliyor..
Dip Not : Ufak tefek kusurlar dışında genel olarak çok çok beğendim ben diziyi…Emeklerine
Sağlık, uzun ömürlü olsun dilerim..
Siyah İnci’den sevgiyle…
www.twitter.com/blackpearl42
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder