Çarşamba akşamı 2.bölümüyle ekrana gelen Eski Hikâye’yi
yazmak bu haftaya nasip oldu. İlk bölüm sonrası yazamadığım için üzülmüştüm
doğrusu. Ama bu haftaki bölümü izledikten sonra, iyi ki beklemişim dedim.
İlk bölümünde sakin ve tanıdık bir hikâye
izlenimi bırakan Eski Hikâye, ikinci bölümüyle adeta bomba etkisi yarattı..
Eski Hikâye,
öldürülen babasının intikamını almaya niyetli, hayli zeki ve cesur bir gencin,
Mete’nin hikâyesi…Aslında olayı böyle tanımlayınca çok sıradan gibi geliyor
kulağa..Ama açıkçası, senaryoyu öyle yazmış ve kurgulamışlar ki, sanki daha
önce hiç buna benzer bir hikâye izlememiş gibi oluyorsunuz.
Şahsen,
oyuncu seçimi konusunda bir ödül verilecek olsa, ben Eski Hikâye dizisine
verirdim. Her karaktere, müthiş özenmişler doğrusu. Karakterlerin hepsi
üzerinde uzun uzun konuşulacak kadar derinlikli, üstelik her karakteri, daha ilk
bölümden üstlerine geçirmiş oyuncular ile süslemişler. Tadı, tuzu, lezzeti çok
yerinde olmuş..
Dizinin
ağır toplarından Murat Daltaban, öylesine iyi, öylesine kusursuz ki, ben onu
seyretmelere doyamadım..Oynadığı Murat Boztepeli, hayata ve insanlara karşı acımasız olduğu
kadar, kızına da çok düşkün bir baba aynı zamanda. Öfkeli, güçlü ve
tehlikeli..İşleri konusunda hiç kimseye acıması yok, ağzı da iyi laf yapıyor
doğrusu. Doğru soruları, doğru zamanda
sormayı biliyor, üstelik çok ta zeki. Karşısında durabilmek için en az onun
kadar akıllı olmak gerekiyor. Mete’nin babasının katillerinden olan Boztepeli,
elbette ki Mete’nin hedef tahtasının merkez noktası…Murat Daltaban’ın o kendine
has oyunculuğu ile Boztepeli karakteri, bu defa gerçekten ekranlardan kötü ne
demek, izleyiciye anlatacak gibi.
Boztepeli’nin
sağ kolu Cengiz Timuçin..Sadık bir yardımcı olduğu kadar, o da en az Boztepeli
kadar merhametsiz görünüyor. Cengiz
karakterini bizlerle tanıştıran Sermet Yeşil..Son zamanlarda oyunculuğu ile
beni kendimden geçiren Sermet Yeşil’i en son Şubat dizisinde izlemiş ve
bayılmıştım. Aslında Cengiz karakterini izlerken, sanki bir parça doğulu şivesi
kullansa çok daha iyi olacakmış gibi geldi bana..Cengiz, Boztepeli’nin en
sağlam adamı gibi görünüyor..Onun her dediğini yerine getirmeye çalışan, ama
eline yüzüne bulaştırmayı da ihmal etmeyen, içten içe Boztepeli’ye de bozulan,
azarlanmaktan hoşlanmayan, kendinden güçlü olandan gördüğünü, kendinden güçsüz
olana uygulayan Cengiz, kötülük konusunda Boztepeli’den geri kalmayacak gibi
görünüyor..
Dip Not :
Murat Daltaban ile Sermet Yeşil, müthiş bir ikili olmuşlar. Karşılıklı
sahnelerini dikkatle izlemenizi tavsiye ederim !
Şeytan
üçgeninin üçüncü kenarında eski polis, yeni güvenlikçi Sadri karakteri ile
Osman Alkaş var..Onu Öyle Bir Geçer Zamanki dizisinde, Ekrem Tatlıoğlu
karakteri ile izlemiştik hatırlarsanız. Sadri’de Boztepeli’nin en büyük
yardımcılarından. Zor bir işi var, zor da bir hayatı. Emeklilik keyfini süreceği
bir dönemde çalışmanın, Boztepeli’nin öfkesi ve azarları altında ezilmenin
bedelini, evine ve ailesine ödetiyor bir anlamda. İki kızına da çok düşkün bir
aile babası, bir o kadar da sert bir aile reisi..Kızlarının hatalarına karşı pek
anlayışlı sayılmayan Sadri bey, kızı ile patronu arasında kalacak gibi
görünüyor yakın zamanda..Osman Alkaş’a çok yakışmış böyle aile babası
karakteri. E haliyle biraz da sert bir karakteri oynuyor, çok ta iyi oynuyor bu
tarz rolleri. Dolayısıyla Sadri karakteri de, esas oğlan Mete’ye bir hayli
çektirecek gibi görünüyor..
Dip Not :
Dizi müzikleri ciddi ciddi muhteşem..Öyle böyle değil ben çok beğendim..Her
sahneye, her karaktere uygun müzik yapmışlar nerdeyse..Bolahenk yapmış
müzikleri…Gerçekten yüreklerine sağlık diyorum..
Dizinin
kilit karakteri, Esra Boztepeli. Murat Boztepeli’nin biricik kızı..Pek hayattan
haberi yok..Babasının ona sağladığı güzel imkânları bol bol kullanan, genç,
hareketli, güzel mi güzel kızımız, muhtemelen Mete’nin intikam planlarının
önemli bir kısmını oluşturuyor. Esra karakterini oynayan Damla Debre, aslında
hiç oynamasa, bir köşede otursa bile, bakmalara doyulmayacak kadar güzel. Daha
önce Adını Feriha Koydum dizisinde karşılaştığımız Damla, zengin, güzel ve
hayata tozpembe bakan genç kız karakterine cuk oturmuş..
Dip Not : Diziyi Bahadır İnce yönetiyor..Belli de ediyor kendini..Sahneler çok çok özenli..
Ve
şüphesiz ki, bu kadar gerilim dolu dizinin içine, zekice yerleştirilmiş iki
karakter..Ragıp ve Kese..Özellikle ikinci bölümde, Ragıp öyle böyle değil,
gözlerimden yaş gelene kadar güldürdü beni. Mahallenin meraklı sakinlerinden,
Mete’nin yakın arkadaşlarından. Komik, esprili, Kazım Sinan Demirer açıkçası
benim çok keyifli zaman geçirmemi sağladı. Ragıp karakteri, kendine has
konuşması, tavırları ile sağlam karakterlerden biri olmuş..
Dip Not :
Ragıp ile Mete’nin birlikteyken tatlı tatlı çekişmelerini kaçırmayın..Hele bir
Türk filmi diyalogu vardı ki bu hafta, evlere şenlik..
Karadayı
izleyenlerin yakından hatırlayacağı Diren Polatoğulları ise, Kese karakteri ile
Eski Hikâye’de bana göre zirvedekilerden biri..Mete’nin arkadaşı olan Kese, Boztepeli’nin
adamlarından. Bir anlamda Mete’nin Boztepeli’ye ulaşması için gerekli
köprülerden biri. Hem kötülerin yanında, hem de içinde bozulmayan iyi bir yanı
var..Mete’yi seviyor, ama bu sevgisi gerçeği öğrenene kadar diye düşünüyorum.
Kese aslında her an, herkese ihanet edebilecek bir izlenim bıraktı bende..Ben
Diren Polatoğulları’nı Karadayı’da izlerken bu kadar etkilenmemiştim. Açıkçası
burada oyunculuğunu çok daha iyi gösterme şansı olmuş bence..Dizide her
karakter, hikâyenin içinde aynı derecede önemli..Her karakterin hikâyesini
merak ediyorsunuz, geçmişi ve geleceği ile..
Bir de Ali
Barkın var elbette..O da kötülerin yanında..Yâda öyle görünüyor..Pamir
karakterini oynayan Ali Barkın’ı da Hayat Devam Ediyor’da Bekir karakterinde
izlemiştik. Buradaki rolü Bekir kadar karizmatik ve iddialı olmasa da, Pamir o
güven vermeyen ve her an ihanet edebilecek duruşuyla, ilerleyen bölümlerde epey
hoplatacak bizi yerimizden.
Dip Not : O kadar çok kötü var ki Mete hepsiyle
nasıl baş edecek, merakla bekliyorum..Muhtemelen
o gücü aşktan alacak..Yada kendisi de kötü olacak..
Aşk
deyince, dizinin asıl kızı Türkan’a geldi sıra elbette..Türkan, avukat ama taze
bir avukat. Boztepeli’nin kafasında, Türkan’ı pis işlerini temizlemekte
kullanmak geçiyor gibi görünüyor. Oysaki Türkan, hala eskilerde kalmış saf ve
temiz bir mahalle kızı izlenimi vermekte. Ailesi ile yaşıyor, meslek sahibi, akıllı ama bir
o kadar da babasının hala ezdiği bir genç kız. Aklı başında ve mantıklı, en
azından kardeşine nazaran. Ama aşk deyince onun da eli ayağına
dolaşıyor...Türkan’ı oynayan Funda Eryiğit, uzun zaman sonra farklı bir imaj
ile karşımızda..Önce Canım Ailem’de sonra Uçurum’da izlediğimiz Funda Eryiğit,
kısacık kesmiş o güzelim saçlarını ve çok çok güzel..Doğal, samimi ve rahat
oynuyor, güzel gülüyor, üstelik partneri Buğra Gülsoy ile o kadar uyumlu bir
ikili olmuşlar ki, karşılıklı sahnelerinde ister istemez o saf temiz mahalle
aşklarını hatırlıyorsunuz..Gülümsüyorsunuz..Mete ile aralarında başlayan
yakınlık onu heyecanlandırıyor, Mete’yi merak ediyor, ama bir o kadar da
Mete’ye bayılan Esra’ya duygularını belli etmemeye çalışıyor. Mete ile
aralarındaki elektrik ve yakınlık, ilerleyen bölümlerde epey güzel bir aşka
dönüşecek gibi görünüyor.
Dip
Not : Mete ile Türkan..Karşılaştıklarında nasıl sevimliler, nasıl heyecanlılar
ve nasıl âşıklar..Kendileri bile henüz farkına varamadılar..Komikler,
gülümsetiyorlar ve en önemlisi o eski mahalle aşklarını özletiyorlar..İkinci
bölümdeki kapı önünde saat alışverişi ve parti dönüşü arabada karşılıklı
sahneler izlemeye değer..
Ve
Mete..İyi eğitimli..Her konuda..Okulunda başarılı olduğu kadar, kavgada da iyi,
silah kullanmakta da..En önemli özelliği sakinlik olsa gerek..Öylesine sakin ki
olaylar karşısında, ürkütüyor..Bu sakinlik elbette zekâsının da büyüklüğünü
gösteriyor. Zira olaylar karşısında sakin davranabilmek öne iyi bir akıl
ister. Zeki ama aynı zamanda kirlenmemiş
saf ve temiz bir yanı da var. Babasının intikamı söz konusu olduğunda buz gibi
olmayı beceriyor, ama iş aşka geldi mi sevimli bir mahalle delikanlısı o
aslında. Düşmanlarına karşı öfke ve kin dolu olan Mete, iş Türkan ile yan yana olmaya
geldiğinde içi pır pır atan bir delikanlıya dönüşüveriyor. Eskiye dair biriktirdiği çok şeyi var, bir
elinde intikam ateşi, diğerinde aşk kıvılcımı..Küçük bir kıvılcım, büyük bir
ateşi söndürür mü hep birlikte göreceğiz. Mete’nin intikam ile aşk arasında
kalacağı aşikâr. Zira Türkan, Mete’nin düşmanlarından birinin kızı. Mete’nin
ruhundaki yaralar, aşk ile iyileşir mi…Sanırım bunu da Buğra Gülsoy anlatacak
bize..Buğra Gülsoy Güney gibi iddialı bir karakterden sonra, hiç ara
vermeden Mete olarak karşımıza çıktı. Aslında ilk bölümün ilk sahnesinde ki
uzun saçlı, sakallı ve gözlüklü hali ile hayli farklı bir imaj çizdi. O tiple
birkaç bölüm oynasaydı keşke diye düşündüm izlerken..Bu defa daha farklı bir
karakterin içinde. Ve bu defa da yakıştırmış kendine…
Dip
Not : Buğra Gülsoy’un bakışlarına,yüzünün aldığı ifadelere dikkat derim
ben..Hiç konuşmadan bile oynayabilir bu adam..
Ben gergin dizileri çok sevmediğimden olsa gerek, Eski Hikâye’de muzip tiplerin çok
başarılı olması , yerine göre izleyiciyi gerginlikten alıp güldüren bir
havasının olması ve elbette ki hikâyenin işleyişi sebebiyle, diziye ikinci
bölümünde çok ısındım diyebilirim. Dizinin bana göre en büyük eksiği, yayın
saatidir. Hem hafta içi hem de çok geç başlayıp geç bitmesi sebebiyle, dizi
için hayli büyük bir dezavantaj bu durum. Erken bir saatte yayınlanıp, hatta
yayınlandığı akşam izleyiciye iki kez seyretme şansı verilmesi durumunda, Eski Hikâye
eminim kısa zamanda gözde bir dizi olacaktır. Zira bunu hak
etmişler..Cümlesinin eline, diline, yüreğine, emeğine sağlık diyelim..Yolu açık
olsun..
Siyah
İnci’den sevgiyle…
www.twitter.com/blackpearl42
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder