Bu yazı ciddiye alınmayacak
biliyorum !
Bir şeyler değişmeyecek
farkındayım !
En azından içimi dökeyim
rahatlayayım..
Zira bu bir zulüm…Bu zulme ve
haksızlığa ne zaman, nerede dur denecek bilmiyorum ama bir gün bu durum sona
ererse, ben de zamanında bu konuya ucundan kıyısından el atmıştım diyerek sevineceğim…
Dizi süreleri…Zulmün adı bu..
Dizileri seyrederdim eskiden,
sonra gördüğüm güzellikleri, beğendiklerimi, beğenmediklerimi yazayım
dedim..İnsanlar okurken keyif alsın, izledikleri dizilere bir de benim baktığım
pencereden baksın..
Çok sevildi yazdıklarım, nasıl
güzel tepkiler, ne acımasız eleştiriler aldım…Ben de çok sevdim yazmayı,
konuşmayı…Oysa dört sene sonra geldiğim noktada tükenmişlerin de tükenmişiyim
artık ben !!
Her gün yeni bir dizi başlıyor,
seyretmek takip etmek zaten imkansız tamamını..Yeni başlayanlara şöyle ucundan
kıyısından bakıp, en azından izlemeyenlere bir ipucu sunayım derken. Bir de ne
göreyim..Dizinin birinin ilk bölümü tam 2 saat 9 dakika…Bir diğeri 1 saat
bilmem kaç dakika..Seyret seyredebilirsen. Yaz yazabilirsen..Bölümün sonuna
gelince, başında ne seyrettiğini unutuyor insan..
İnsaf kardeşim insaf !!
Bir sürü kalabalık karakter,
isimler, olaylar hepsi birbirinin aynısı olmuş…Senaryoyu yazanlara da hak
veriyor insan..Bir noktadan sonra motor yanıyor olmalı. Sinemaya gidiyorsunuz,
bir film izliyorsunuz 1,5 yada 2 saat..Bir bölüm diziye denk…Adamların aylarca
uğraştığı senaryoyu, bizim dizi senaryosu yazanlar, birkaç haftaya yada güne
sığdırmaya çalışıyorlar. Hal böyle olunca da, birbirinin aynısı olaylar,
insanlar ekranı işgal edip duruyor..Kim bilir, belki ben yayınlanan pek çok
diziyi izlediğimdendir, bir bakmışım her şey aynı, olaylar benziyor,
karakterler anımsatıyor. Hiçbir senaryo cazip gelmiyor..
Sonra bizim halkımız günlerce
Meryem Uzerli’yi konuşuyor. Tükendi tükenmedi gitti gitmedi..Yazmıştım onunla
ilgili bir yazı..İyi de bir tek Meryem Uzerli olsa iyi..Ne çok oyuncu var bu
derde muhatap, ağızlarını açsalar zaten suç, konuşmaya, hak istemeye korkar
olduk zira sanat adına..Konuşmasalar, kabullenmek zor..Kabullenseler,
katlanmak..Saatlerce oynayan, tekrar yapan, ezberleyen, üşüyen, ıslanan,
terleyen, ağlayan insanlar…Onları çeken kameralar, yönetmenler, ışıkçılar,
sette çalışan pek çok insan..Günlerce, gecelerce ortaya koyulan kocaman emekler….Sonra
üç beş kuruşluk reklamlara feda edilen diziler. Sonra bir anda aylarca emek
vermiş insanlara vurulan kocaman bir tokat..Yayından kaldırıldı…Niye ???
Reytingi düşük…
Düşer tabii ki..Sen her bölümde
iki saat dizi gösterirsen, bunu reklamlarla üç dört saate çıkarırsan, kim
izler, kim vakit ayırır, ayırsa bile ne kadar dayanır ?
Öyle oyuncu hayranı bir insan
değilim. Onun hayranı, öbürünün fan grubundan falan da değilim. Tamamen
tarafsız izliyorum, oyunculuklara, hikayeye, kurguya, müziğe takmışım kafayı
ben..Ama vicdanım bağırıyor bir yandan..Yazık bu kadar insanın emeğine…Sen bile
yoruluyorsan oturduğun yerde izlerken, sıkılıp bunalıyorsan, bu işin içindeki
insan ne yapsın…
Kusura bakmayın, hiç kimse,
oyuncular çok yüksek paralar kazanıyorlar, bu memlekette asgari ücretle
geçinenler var demesin..Biraz vicdanı olan demesin…Oturduğunuz yerde, sıcacık
evlerinizde siz dizi izleyip, onların yüksek maaşlar aldığını konuşurken…
İşte tam o sırada…
O konuştuğunuz insanlar soğukta,
yağmurda, karda çekim yapmaktalar, çalışmaktalar yani…
Onların işi bu diyebilirsiniz…
Haklısınız…İşleri bu ama bir
farkla…Oyunculuk zor iş…Çok zor iş…
Saatlerce süren dizileri
yetiştirme çabasıyla günlerce uykusuz kalan ve rahatsız ortamlarda çalışmak
zorunda kalanları görünce biraz elimizi vicdanımıza koymalı diye düşünüyorum..
O dizilerde izlediğiniz muhteşem
yalılar, şahane sofralar, pahalı kıyafetler sadece dekor…Onun gerisinde yorgun,
bezgin ama yüreğini koyan bir sürü insan var…
Bu kadar uzun olunca bir bölümün
süresi, ne yazanda, ne oynayanda ne de benim gibi izleyen gariban izleyici de
sabır kalıyor..
Bu yazı ciddiye alınmayacak
biliyorum !!
Ama söylüyorum…
Çözüm belli…Düşürün dizi
sürelerini yarı yarıya…Ama bölüm sayısını artırmadan…Yoksa Umutsuz Ev Kadınları
gibi, süreyi yarıya indirip, haftada iki bölüm yayınlamak değil bahsettiğim…
İnsanlar rahat rahat yazsınlar ve
hayal güçlerini daha güzel çalıştırsınlar, daha özgün, daha farklı senaryolar
yazılsın, oyuncularımız daha mutlu oynasınlar, insanlar dinlenebilsin,
uyuyabilsin, kazandıkları para başkalarının diline dedikodu olmasın, izleyenler
bunalmasın !!!
Vallahi yoruldum !!
İnsanların evlerinde TV
karşısında geçirdiği saatler keyiften işkenceye döndü !!
Bu sezon son diyorum kendi
kendime böyle giderse…Zira ben bile oturduğum yerde yetişemiyorsam, oyuncunun,
yönetmenin, senaristin, teknik ekibin suçu ne !!! Ben oturup iki satır yazmaya
yoruluyorsam, oyuncunun günahı ne… Öyle kıymetli oyuncularımız var ki…Bazıları
ülkeyi terk etti, bazıları dizilerdeki bu gidişle baş edemeyince ekranı bırakıp
tiyatroya ağırlık verdi, dedim ya bu ülkede sanat zor, sanatçılık daha zor,
izleyici olmak bile zor…Kim kimi cezalandırıyor belli değil. Sadece çimenler
eziliyor, filler yine tepişiyor hepsi o..
Kanal yöneticileri, bu işi
organize edenler..Geldiğimiz noktayı siz düşünün…Vicdanınız vardır umarım !!
Bu sömürüye bir son verilsin
artık !! Tüm yüreğimle bunu diliyorum. Çünkü ben memleketimin tiyatrocusunu,
oyuncusunu, genç yeteneklerini kaliteli yapımlarda izleyerek mutlu olmak
istiyorum..
Bunu çok görmeyin artık..
Emeğe saygı duyalım, sanata sahip
çıkalım ! Kendi cebimizi doldurmak adına, başkalarının ruhlarını
boşaltmayalım..Daha çok kazanmak uğruna, değerlerimizi kaybetmeyelim..
Siyah İnci’den sevgiyle…
www.twitter.com/blackpearl42
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder