Cuma akşamı başladı Yasak..Epeydir
tanıtımları ekranda idi..Şimdilerde yeni modamız bu zaten..Yeni bir dizi
başlamadan, aylarca tanıtım, resim, fragman, kamera arkası görüntüleri abartılı
şekilde yayınlanıyor..Sanırım sektördeki acımasız rekabet yüzünden..Yinede
Yasak bu anlamda Kurt Seyit&Sura kadar bıktırıcı olmadı diyebilirim.
Tanıtımlarında çok fazla kişi
göremedik. Bu yüzden dün akşam yayınlanan ilk bölümde epey sürprizle
karşılaştım..
Dizi, hikâye açısından Aşk-ı
Memnu’yu hatırlatıyor..Hatta epey benziyor.
Dul, iki çocuklu zengin bir adam,zengin adamla evlenen hırslı ve
mal,mülk düşkünü sıradan bir kadın, bu kadının âşık olduğu başka bir adam,
zengin bir hayat, konaklar, büyük evler, hizmetçiler, aşçılar, kâhyalar derken,
dizi bana Aşk-ı Memnu dizisini başka bir zaman diliminde izliyormuşum gibi bir
his verdi doğrusu..
Hikâye ilerleyen bölümlerde
değişir mi bilmem, ama ilk bölümden bana anımsattığı bu..
Gelelim oyuncu kadrosuna…
İşte dizinin en şahane yanı..Kimi
izlesem diye şaşırıyor insan…Üstelik sevdiğim, beğendiğim pek çok oyuncunun
yanı sıra, sürprizler, şaşkınlıklar, gülümsemeler arasında izledim ilk bölümü.
Doğal olarak hikâyenin tanıdık olmasının olumsuzluğu da bu sayede aşılmış
diyebilirim..
Dizinin ağır topu elbette ki
Fikret Kuşkan..Kendisinin o büyüleyici oyuncuğu karşısında ne söylenebilir
ki..Zengin, iki çocuklu Nazım bey karakteri ile karşımıza çıkan Sevgili Kuşkan,
her zamanki gibi şahane oyunculuğu ile gözlerimi kamaştırdı. Muhtemelen güzel
başlayan evliliği bir kâbusa dönecek..Bize de Nazım bey için üzülmek düşecek..
Burak Yamantürk diğer başrol
erkek oyuncusu. Kendisini Veda dizisinde izleyip çok beğenmiştim. Burada
sakallı hali ile karizması bir parça azalmış olsa da, Nejat karakterinde hayli
başarılı idi ilk bölüm için.
Nazım beyin kızı Asude’yi Ezgi
Eyüboğlu’na vermişler. Çokta iyi etmişler. Çok yakışmış zengin,asil ve biraz da
sivri dilli Asude karakterine..Babasına düşkün, onu pek paylaşmak istemeyen, hafif
şımarık büyümüş, üstelik gözü açık Asude, eminim babasının yeni eşine hayli zor
günler geçirtecek o konakta..
Görür görmez yüzümü güldüren bir
isim var..Özellikle bahsetmek isterim…Tuğçe Kumral…Eski Hikâye’de onu çok
severek izlemiştim, dizi başlamadan birkaç gün önce kadroda olduğunu öğrenince
çok sevindim. Zira gerçekten çok yetenekli bir genç sevgili Tuğçe…Dizide Nazım
beyin evinde çalışan hizmetlilerden birini oynuyor..Ne kadar doğal, sahici
oynuyor..Yolu açık olsun..
Evin kahyası Mehveş Kalfa ise,
hepimizin yakından tanıdığı yılların tecrübeli oyuncusu Ayşe Tunaboylu’ya teslim
edilmiş. Katı ve otoriter tavrıyla Mehveş Kalfa, bana biraz Harry Potter serisindeki
Prof. Mcgonagall karakterini anımsattı..Elbiseler, duruş, tavır, gözündeki
gözlükler, saç stili çok benzemiş ona..Konak çalışanlarını tir tir titreten
Mehveş Kalfa’nın, evin yeni hanımıyla olan maceralarını bu yüzden merak ettim
doğrusu..Mehveş Kalfa’nın sürekli uğraştığı Saniye kadın ise, yine tanıdık bir
isim tarafından canlandırılmış. İncilay Şahin, huysuz ve tatlı kadın rollerinin
bir numaralı kadın oyuncusu..Burada tam da benim sevdiğim ve keyif aldığım
gibi, oynadığı diğer karakterlerden epey farklı bir karakterle karşıma çıktı.
Bilirsiniz, ben en çok benzer karakterleri oynayan oyuncuları eleştiririm.
Sevgili İncilay Şahin, oyunculuk gücüyle o sevimli tavırlarını birleştirince,
ortaya gözü açık ama ezik aşçı Saniye çıkmış..Mehveş Kalfa ile Saniye kadının
atışmaları eminim dizinin en eğlenceli sahneleri olacak..
İlk bölümün yıldızlarından biri
de Buket Dereoğlu idi..Şahsen fikrimi söylemek isterim, çok ama çok şaşırdım.
Zaten başta tanıyamadım, nasıl farklı, nasıl değişik..O çıtı pıtı, sevimli
kibar genç kız rollerinde izlediğimiz Buket Dereoğlu, Nazım beyin komşusu Münevver
karakteri ile karşımıza çıktı. Muhtemelen Nazım beye âşık olan Münevver Hanım,
bunu pek belli etmemeye çalışıyor, ama içten içe entrika dolu bir kadına
benziyor..Buket Dereoğlu’nu yürekten kutluyorum, müthiş oturmuş karakterin
içine..
Deniz Çakır ise, bu proje için
çok yanlış bir isim olmuş. Şahsen ben Deniz Çakır’ın oyunculuk anlamında yıllardır
ekranda bir gelişme gösterdiğini görmüyorum. Onu Yaprak Dökümü ve İffet
dizilerinde, Ya Sonra filminde izledim. Burada da hiç fark yok..Oynadığı
karakterlerin ismi, kılık kıyafetleri değişiyor sadece. Onun dışında tüm
mimikler, ses tonu, ağlaması, gülmesi, bakışı her şeyi aynı. Hiçbir farklılık
yok. Dolayısıyla ben onu izlerken Ferhunde ya da İffet’ten farklı bir karakter
izlemedim açıkçası..Olmamış, yakışmamış, tüm hikâyenin kilit noktası olan
karakter, üzerine oturmamış bu yüzden..Bana göre dizinin en zayıf halkası da
budur..
Gürbey İleri mesela..Bayıldım
bayıldım..O Muhteşem Yüzyıl’ın kasıntı Şehzade Mehmet’i gitmiş, yerine uçarı,
zirzop bir genç gelmiş..Calibe hanımın erkek kardeşi rolündeki Gürbey İleri
‘nin yakışıklılığına zaten edecek lafım yok, ama çok çok şeker bir karakter
olan Nabi’yi çok başarıyla oynamış, şahsen yaptığı dengesizliklerle beni çok
güldürdü..
Nejat oğlumuzun hocası Mehmet
Esen ve Calibe hanımın annesi rolündeki Ayşegül Uygurer de benim için sürpriz
iki isim oldu. Başta da dediğim gibi, nereye dönseniz bir usta oyuncu var
dizide. Dolayısıyla, eğer hikâye birkaç bölüm sonra, Aşk-ı Memnu hikâyesinden
biraz daha farklı bir eksende devam ederse, Yasak iddialı bir dizi olabilir. Bu
arada en önemli ayrıntı yayınlandığı gün elbette. Karşısında Karagül gibi iki
sezondur Cuma akşamını kimselere bırakmayan bir dizi var. Aynı zamanda Med
Cezir de Cuma akşamı yayınlandığından, Yasak dizisinin böyle bir dezavantajı da
mevcut. Bakalım ilerleyen günlerde bu dezavantajı avantaja çevirebilecekler mi,
neler değişecek, hep beraber izleyelim
görelim diyerek yeni dizimizin ilk yazısına son verelim..
Siyah İnci’den sevgiyle..
www.twitter.com/blackpearl42
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder