12 Nisan 2014 Cumartesi

Kaçak, kaçırılmayacak bölümlerle tam gaz ilerlemekte..


                Kaçak, bu sezonun hareket konusunda en bereketli dizilerinden biri…Benim de favorilerimden..Her bölüm aksiyonu ve heyecanı giderek artan dizinin 24.bölümü de beklentilerimi karşıladı doğrusu..Bakalım bu haftadan neler kalmış aklımızda..

                Serhat ile Merve’yi birbirine nedense yakıştıramıyorum..Aynen Nurgül ile Ertan’ı yakıştıramadığım gibi. Her iki çiftimiz de ayrı dünyaların farklı insanları..Bir araya gelmeleri mümkün değil, zaten Merve ile Serhat’ın acı bir aşk hikâyesinden kalan çocukları var onları bağlayan. Nurgül ile Ertan kardeşimin ki daha da beter. Onların ki intikam sebebiyle başlamış bir ilişki. Bana sorarsanız, ben Ertan’ın şimdi değilse bile ilerleyen bölümlerde Nurgül’e sırılsıklam âşık olmasını ve dizinin hep çatışma, kavga, silah, mafyadan ibaret aksiyonunun içine sağlam bir aşk hikâyesinin yerleştirilmesinden yanayım.

                Merve’nin Serhat’a Umut konusunda yaptığı beklenmedik itiraf herkesin hayatını alt üst etti. Babasının kafasına silah dayanmasını bekliyormuş meğer. Umut Serhat’ın çocuğu idi, biz zaten biliyorduk bunu. Ve fakat fark ettiniz mi bilmem ama Umut Ertan’a daha çok benziyor. Gülümsetti bu ayrıntı beni..

                Kaç yaşına gelmiş kızını bodruma kilitleyen İsmet Ali babamız kızını hala liseli ergen falan zannediyor olabilir. Ama sanırım kızını dövmek için biraz geç kaldı. O kadar güzel bir kadının onca erkek adam arasında, mutlaka birine âşık olacağı kesin,Yine de okumuş, aklı başında bir kadının babasının zoruyla evlenmesini de insanın aklı almıyor. Söz konusu İsmet Ali olunca, her şey mümkün elbette. Kendisinden torununun gerçek babasının saklanmasına sinirlendi İsmet Ali Topçuoğlu, sanki yıllarca torununun babası olarak bildiği şahıs çok matah, çok değerli biri..Ertan neticede, fazla zorlamaya gerek yok..

                Serhat kaçtı, bir cami avlusuna sığındı. Haklı bir kaçış olsa gerek, haklı bir dinlenme. Çocuğunu kaybetmek kadar zor olsa gerek, yıllardır kendisinden gizlenen gerçeğe kavuşmak..Kafasında bin bir deli soru ile sığındığı avlu ona huzur verdi mi bilinmez, ama ekibin Serhat olmadan allak bullak olduğu da kesin..

                Dadaylı ile Doktor baş başa kaldılar da, bir arada kalamadılar. Serhat olmadan bu ekibin de anlamı olmadığını anlamış bulunduk..Favori dizimin favori karakterleri, bu haftaki bölümün de yıldızları oldular..Özellikle Nazmi’nin iş görüşmesi kısmına bayıldım, itiraf edeyim..Üstelik Dadaylı’nın ısrarla iş görüşmesini sonlandırması da üstüne kahkaha ekti. Hayır, Nazmi çalışsın kime zararı var ki. Adam 24 saat çalışmayacak sonuçta. İşten arta kalan vakitlerde kahramancılık oynamaya devam eder yine. Ayrıca midelerine de yumurtadan başka bir yiyecek girmiş olur fena mı?

                Nurgül’ün gözünü kocaman evlerle ve milyarlarca liralık gelinlikle boyamaya çalışan Ertan ürküttü beni…Başında da söylediğim gibi, sadece Serhat’tan intikam almak için bu kızla evleniyorsa Ertan, kızdan önce kendine yazık edecek..Elbette elinde kerpeten, dil koparan, kulak kesen bir adamın içinden, bir aşk kelebeği çıkmaz..Ama Ertan, intikam almak için evlendiği kadına âşık olursa neler olur, izlemek isterim doğrusu..

                Ertan’ın gülüşüne bayılıyorum..O sevimli hareketleri, mimikleri, kötülüğü sevimli hale getiren tavırları doğru mudur, tartışılır. Zira adam işkence ederken bile, öyle bir üslup kullanıyor ki, olayın şiddetinin farkına varamıyoruz. Zaten dizinin en muazzam yanı da bu olsa gerek. O kadar şiddeti, silahı, çatışmayı, yasadışı işi, böyle küçük ve güzel ayrıntılar sayesinde, öyle bir sunuyorlar ki, gözümüze batmıyor, rahatsız etmiyor…

                Gökhan’ın yakalanmasının ve dilinin kesilmesinin ardından, Topçuoğlu ekibinin, sözde Ertan’a baskın yapmak isterken baskına uğradıkları sahnede,hele de Topçuoğlu ekibinin bana göre en hoş ve karizmatik adamı Fatih’in vurulması yüreğimizi ağzımıza getirse de, akıllı telefonların bir işlevinin de kurşuna karşı durmak olduğunu öğrenip derin bir nefes alıyoruz..

                Şahin göz sayesinde çözülen işler, bulunan adresler falan filan tamam da, kim bu Şahin göz, neden bu kadar gizli ve bir o kadar yardımsever? Doğrusunu isterseniz, gözüme batmaya başladı bu gizlilik..

                Bu hafta, bebekleri çalınan aileye yardım eden Dadaylı ile Doktor’un, Rusyalı’nın adamları karşısında faka bastıkları sahne de, hayli iddialı olmuş doğrusu. Dövme ayrıntısı düşünemeyen iki kafadar, başta kendilerini ele verseler de, işi kahramanlığa dökmeyi başardılar. Bu kafadan dalma olaylarını da ellerine yüzlerine bulaştırıp, küçücük bir çakıdan medet ummaya kalınca iş, Allah’tan Serhat yetişti de, olay tatlıya bağlandı. Bu arada Serhat’ın sadece kafası için istenen on milyona karşılık, adamlarımızın birer milyon etmesi de beni o kadar kavga dövüş arasında gülümseten bir ayrıntı oldu.

                Dikkatimi çeken bir ayrıntı daha var, Serhat hem araba kullanıp, hem tek eliyle, üstelik sol eliyle tuttuğu silah sayesinde birer birer kötü adamları indirirken, neden karşı taraf bu kadar kötü nişancıdır..Değil adamlara, arabaya bile isabet etmez mi bir tek kurşun..Neyse, en azından minik bebişimiz kurtuldu diyerek, detayları görmezden gelelim..

                Ama detay demişken, Nurgül’ün teyzesinin evinin iç dekorunun niyeyse nikâh konseptine pek bir uygun olması, gözden kaçacak gibi değildi..

                Onlar erdi muradına, biz çıkalım kerevetine demek isterdim, ama Ertan hiç vakit kaybetmeden planını uygulamaya koyunca, Serhat bu evliliği öğrenip neler yapacak gerçekten merak ediyorum..

                Bu arada 26.bölümden itibaren dizinin yönetmeni Volkan Kocatürk yerini bir başkasına bırakacak. Bakış açısını çok sevdiğim, Karadağlar ve Şubat gibi efsane dizilere imzasını atan sevgili Kocatürk, en sevdiğim ve beğendiğim yönetmenler arasında..Yolu açık olsun..Umarım, bu yönetmen değişikliği, bugüne kadar izlediğimiz görsel şöleni olumsuz etkilemez diyelim ve yazımıza son verelim..

Siyah İnci’den sevgiyle..

www.twitter.com/blackpearl42

                

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder