29 Mayıs 2014 Perşembe

Aşk yasak, entrika serbest !!

                Yasak dizisinin ilk bölümünü izlediğimde, bana Aşk-ı Memnu’yu hatırlattığını yazmıştım, hala da öyle, diziyi beğenmekle beraber öyle çok aman aman bir hikâyesi yok, bahsi geçen diziyle çok benziyor demiştim.

                Ama ilerleyen bölümlerde hikâye biraz daha şık hale geldi. Elimden geldiği kadar takibe aldığım diziler arasına girdi çoktan.

                Kusursuz değil elbette, hele benim gibi huysuz ve her detaya takılan biri için..Bunları da yazacağım ama diyebilirim ki, Yasak, fazlasıyla özenli ve kaliteli bir yapım..

                Şimdi gelelim bu haftaya..

                Her bölüm heyecan dozunu biraz daha artıran Yasak, aynı konağın içinde, odalardan odalara fırtınalar estiriyor her hafta. Kim hangi odada ne yapıyor, kim gelecek, kim yakalayacak korkusu, izlerken beni bile heyecanlandırıyor.  O konağın içinde yakalanmadan bir aşk yaşamak mümkün değil, bir sürü oda, bir sürü çalışan var. Bol bol da yasak aşk var elbette..Hatta ben son bölümde dönen dolapları takip etmekten yoruldum gerçekten..

                Sanırım Nazım Bey, evlendiğine bin pişman..Adamın başına gelmeyen sıkıntı kalmadı. Yeni hanımının ailesinin konağa yerleşmesi de ayrı konu elbette. Tüm bunların yanında Nazım Bey biraz tuhaf ve ani kararlar alıyor. Öfkesi sebebiyle yanlışlar da yapabiliyor..Görev nedeniyle şehirden gideceğim diye büyüdüğün konağı niye satıyorsun be adam..Paraya ihtiyacı mı var sanki..Görüşüne bakılırsa, hali vakti yerinde..Konak dursun yerli yerinde, zira o konak daha çok olaylara gebe. Ayrıca akıllı geçinen Nazım Bey, bu hafta Nejat’ın gizli aşkını Justin sanmaz mı..Çok güldüm doğrusu. Yahu ne gizlisi, asıl aşk burnunun dibinde haberin yok..Gerçi Nejat, Calibe’den vazgeçmiş görünüyor ama hiç belli olmaz bu işler benden söylemesi.

                Bu haftanın sürprizi Ali Fuat oldu elbette. O anasının kuzusu, terbiyeli, beyefendi Ali Fuat kardeşimin çocuğu varmış ta haberimiz yokmuş. Nerden çıktı o çocuk, hikâyesi nedir çok merak ettim doğrusu. Muhtemelen Asude’nin bu çocuk meselesinden haberi yok. Hatta Asude’nin aslında Ali Fuat’a bayıldığı da yok. Onunki o konaktan kurtulma hevesi sadece. Asude’nin fazlasıyla şımarık olduğunu düşünüyorum ben. Babasının evlenmesini kabullenmemiş olabilir, annesinin bazı hatıralarına saygısızlık yapılıyor diye düşünüyor olabilir, ama Calibe’ye olan şiddetli düşmanlığını çok belli ediyor. Gereğinden fazla olumsuz düşünceyle dolu. Haklı olduğu yerler var elbette. Bence onun bu öfkeli ve hırçın halinden kurtaran da Nejat aşkı olacak..İçimden bir ses Nejat ile Asude’nin birbirine âşık olacağını söylüyor. Ki bana sorarsanız, böyle bir aşk dizinin heyecanını çok artıracaktır..Bakalım izleyip göreceğiz.

                Bu arada konak maşallah düşman yuvası..Herkes birbirine düşman gibi. Nabi’de olmasa konağın hiç neşesi yok. Ama Nabi’de bazen dozu kaçırıyor sanki..

                Asude ile Ali Fuat kaçtılar beraber bu hafta. Calibe, değme aksiyon filmine taş çıkaracak bir planla kaçırdı hem de Asude’yi konaktan..Asude gitmesine gitti de, olan Ruşen’e oldu. Nazım beyin öfkesinden nasibini alan Ruşen, evden kovulurken, çok hüzünlü bir sahne olmuş gerçekten. Bu arada evin mutfak kısmı daha eğlenceli bence. Bu hafta Ruşen’in vedası bir hayli hüzünlü olsa da, ben onun tekrar konağa geri döneceğinden eminim. Nabi ile aralarındaki o sevimli aşk ise yüzümüzü güldüren bir ayrıntı..

                Bu arada ben hala Calibe değil Ferhunde seyrediyorum..Hal ve hareketler , mimikler, ses tonu aynı..Hiçbir değişiklik, Calibe’ye özgü bir durum yok açıkçası. Dolayısıyla karakterden çok Deniz Çakır izliyorum diyebilirim. Dizide beni en çok rahatsız eden de bu.

                Calibe’yi izlerken başlayan huzursuzluğum, Münevver hanım sayesinde yok oluveriyor elbette. Buket Dereoğlu cidden büyülüyor beni. Münevver hanım, hem çok güzel hem de zeki bir kadın. Aslına bakarsanız Calibe ile bir tek o başa çıkabiliyor..Çok keyifle izlediğim karakterlerden biri de Saniye Kadın..Yanına yamak almaktan çok korkuyor niyeyse. Sanırım işinden olma korkusu olsa gerek. Her gelenin burnundan getiriyor ama bunu da hiç belli etmiyor..Etrafıyla didişmesi de cabası..Dedim ya, konağın mutfağı, üst katlarda dönen entrikalar ve aşk oyunlarından çok daha eğlenceli..Mutfağın havası bana biraz yabancı dizilerdeki mutfakları hatırlattı, çalışanların kıyafetleri de tabii ki..Hele Kalfa kadın, hala Profesör McGonagall gibi geziyor. Calibe gelene kadar konakta hayli forsu olan kalfa kadın (ismini unuttum), şimdilerde Calibe sayesinde kaybettiği gücünün hüznünü yaşıyor..

                Dizide dekorlar benim gözümü fazla tırmalıyor. Çok şatafatlı ve göz yorucu bir dekoru var dizinin. Şıklık konusunda lafım yok ama nereye bakayım şaşırıyorum gerçekten. Konağın iç dekorunun çok gerçekçi olmasına karşın, konağın dışı daha yapay duruyor.

                Ne yazık ki dizinin reyting sonuçlarında çok başarılı bir grafiği yok. Daha öncede söylediğim gibi, Cuma akşamları çok riskli bir gün..Zira o akşama yerleşmiş ve izleyici kazanmış belli diziler var. Yasak şimdilik heyecanlı gidiyor. Ama hikâye tıkandığı anda, zaten son birkaç sezondur dizilerden iyice bunalmış olan izleyici, her an başka bir tercih yapabilir..

                Sezon kapanmak üzere..Yasak, çok yeni bir dizi. Ne yazık ki, biraz geç kaldı yayına girmekte. Yeni sezonu bekleseydi sanki daha başarılı olurdu gibi geliyor. Zira yaz tatilinde devam etse bile, böyle entrika dolu diziler yazın pek tutmuyor..Başarısının yükselmesini dileyerek yazımıza son verelim.

                Siyah İnci’den sevgiyle…

                www.twitter.com/blackpearl42


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder