Gelelim
bu haftadan bizim kalemin payına düşenlere…
Geçen
birkaç haftada hep Ayten’in kötü kaderini düşünmekten kendimi alamadım iyi mi?
Kızcağızın başına gelmeyen kalmadı, nişanlısını kaybetti, ailesi zaten yok, bu
aralar kız kardeşi de ortada yok, karanlık bir kocası var, bir de kocasının
dostu var hatta karnında bebeği, kocasından yediği dayaklar yetmezmiş gibi, bir
de bizim kabadayı grubunun kavgasının ortasında kaldı..Daha ne olsun. Neyse ki,
süper kahraman Mahir yetişti de kurtardı. Ama Mahir, Ayten’i kurtarırken
aslında kendi ne büyük bir çukura düştüğünün farkında değildi elbette.
Seyrediyorum,
seyrederken yok artık, bu kadarı da olmaz diyorum, ama olduğunu da biliyorum ne
yazık ki..Adalet dediğimiz en güvenilecek kavram, ne hallerde ve kimlerin
elinde sunuluyor bizlere..Yok bütün bunlar sadece kurgu diyoruz, ama izlerken
de böyle haksızlıkların olabileceği korkusundan kurtulamıyoruz.
Mahir
gerek karakolda komisere, gerek savcıya ifade verirken bunları düşündüm..Ne
konuşuyorsun Mahir dedim kendi kendime, kime neyi anlatmaya çalışıyorsun. Senin
cezan çoktan kesilmiş, sonun belli. Öyle ya da böyle sen suçlu çıkacaksın, ya
da affedileceksin daha büyük bir suç işlemen için..
Mahir gibi delikanlı adamların
varlığı hayranlık uyandırırken, Feride’nin gereksiz azarları da canımızı
sıkıyor. Yahu sen bu adamı başından beri biliyorsun, tanıyorsun. Mahir
haksızlığa gelemeyen, bunu da gerektiğinde fiziksel gücüyle gösteren bir adam
zaten. Güçlü, kuvvetli, cesur ve delikanlı..Bunu bilmeyen kaldı mı? Tüm
bunların üstüne, sen Mahir için aileni bile arkanda bırakmışken, Mahir’in nasıl
bir adam olduğunu biliyorken ve sözde onun için her şeyi göze almışken, kalkıp
çocuk azarlar gibi, Mahir’i azarlaman, kapris yapman, böyle olmaz demen
yakışmadı. Mahir’den değişmesini beklemek, yok söz verdin tutamadın gibi ergen
tripleri yapmak, koskoca Hâkime hanıma hiç yakışmıyor kusura bakmayın..Sözünü
tutmadın dediğin Mahir, bir kadının namusunu kurtarmak için karıştı o kavgaya,
bunu da belirtmek lazım galiba. Üstelik Mahir gibi delikanlı adamların pek te
kalmadığı düşünülürse, Feride’nin bu davranışı bana bencilce geldi biraz..
Kişi, karşısındakini değiştirmeye
kalktığı anda önce aşkı yaralar, sonra tüm bir ilişkiyi, sonra da bütün
hayatını..
Mahir, karakolda ifadesini bile
alınmadan nezarete götürülürken, Yasin oradan oraya koşturup hiçbir sonuç
alamazken, elleri kolları aniden bağlanıvermişken, kapıda Nazif baba bir haber
beklerken insanın içi daralıyor..Ve Mahir, tam tutuklanıp hapise götürülürken, çok daha acımasız bir plan için salıveriliyor..
Haklı bu kadar güçsüz ise,
adaletin sadece gözleri değil, elleri, dilleri de bağlı gerçekten..
Bu arada, Sinan kardeşimin içine
ne zaman ufak çaplı bir mafya babası girdi acaba? Geçen sezon babasının yerine
gazetenin başına geçip Mehmet Saim beyden intikam alma hesapları yapan Sinan
efe, bu sezon keskin bir dönüş yapıp karanlık işler yapan, kanunsuz mal
sevkiyatları ile uğraşan, kadın kaçırmaya kalkışan, haddini fazlasıyla aşan bir
noktaya gelmedi mi? Zaten yeterince sevimsiz olan Sinan karakterinin, bu son
noktaya gelmiş hali şöyle güzel bir ölümü hak etti doğrusu.
Karadayı’da şiddet kadına kadar
uzandıysa, bundan sonrasını düşünmek hayal gücünü zorluyor ..
Necdet-Sinan-M.Saim üçgeninde
sular ısınmaya, savaş kızışmaya başlıyor. Şimdiden ihanetler ve çözülmeler
başladı. Ayten’e el uzatan Sinan, Necdet’in öfkesini umursamasa da, Necdet’in
itirafları karşısında Mehmet Saim bey tarafından ipi çekilecek gibi görünüyor.
Diğer taraftan, Mehmet Saim beyin, Sinan ile beraber mahalleli ile uğraşması
bana çok küçük bir hesap gibi geliyor. Mahir ve ailesini cezalandırmak için
mahalleyi yerinden oynatmak, mahalle sakinlerini öldürmek ne demek..Muhtemelen
en sonunda Mehmet Saim bey de köşeye sıkışacak ve kendini kurtarmak için Sinan’ı
ve Necdet’i gözünü bile kırpmadan harcayacak.
Ve fakat şunu hiç mi düşünemiyor bu büyük adam…Kızının
sevdiği adamı mahvedip kızını geri kazanması mümkün mü? Oturup yeni atanan
savcıyla Mahir’in kaderini değiştirecek kararlar alırken, her yere eli kolu
uzanan bu adamın kötülükte sınırlarının olmadığın anlıyoruz.
İyi ya da kötü, Necdet Ayten’i
sevdi aslında. Hastanede bebeğini kaybeden Ayten’in, Necdet’e nefretini
kusarken, gözlerindeki öfkeden ve acıdan bunu anladım…Bir de bebek sahibi
olacağını öğrendiği anda gözlerindeki ışıltının, o bebeği kaybettiğini duyunca
kararmasından anladım Necdet’in yüreğinde bir yerlerde Ayten olduğunu..Gerçi
Ayten’de Necdet’in ona olan sevgisinin kıymetini pek bilemedi yalana gerek yok.
Kendini takıntı haline getirdiği Kara ailesinin bir ferdi gibi görmesi,
evliliğine ve eşine olan soğuk ve uzak tavrı, hırçın ve öfkeli hali karşısında
Necdet yine de çok anlayışlıydı ona karşı. Hatta hastane odasında Ayten haddini
fazlasıyla aştı bana göre. Gerçekte olsa o lafları hiçbir kadın edemez,
etmemeli de zaten. Hoş, o kadar lafı edecek ömrü olmazdı hiçbir kadının ayrı
konu..Hayır, anlayamadığım konu, madem Necdet’ten bu kadar nefret ediyorsun,
onun bebeğini niye istiyorsun be kadın..Necdet’te âlem..Ben senin hamile olduğunu
bilsem sana el kaldırır mıydım lafı, hamile iken seni dövmem ama bebek yoksa
dövebilirim sinyali gibi oldu sanki..Kısacası canlar, Ayten ile Necdet, her
ikisi de, hem haklılar, hem haksız..
Of içimiz karardı dediğimiz
noktaları çok olsa da, güzel şeyler de oluyor Karadayı’da..Bülent ile İlknur’un
yeniden bir araya gelme ihtimali, Nazif’in mutluluğu bizlerin de yüzünü
güldürüp, dizinin o karanlık tarafından uzaklaştırıyor..Bülent’in pişmanlığı,
geç kalınmış mutluluğu yakalamaya yetecek mi bilmiyoruz, ama ben kendi adıma
Bülent’in yerlerde sürünen aile reisliği görevini toparlayıp, aklı başında bir
aile babasına dönüşmesine memnun oldum..Hele hele Nazif’in mutluluğu, İlknur’un
mutluluk gözyaşları, son birkaç haftanın en güzel olayıydı..
Bir çocuğun gözlerindeki ışıltı,
bazen dünyanın en büyük fedakârlıklarına değer..
Osman ile Songül arasında neler
oluyor..Osman’ın hayatına sızmaya çalışan kız, Songül’ü rahatsız mı etti biraz.
Songül, belki de ilk kez Osman’ın kendisinden başkasını sevme ihtimalinin
olduğunu anladı..Ama bozulmaya hakkı var mı..O tartışılır işte..Yasin’de en az
Osman kadar fedakâr ve sevgi dolu Songül’e karşı..En azından Yasin, Orhan’ın
yapamadığı kardeşliği gösterdi Mahir’e. Ve dolayıyla Kara ailesine layık
olduğunu da ispatladı.
Osman ile Songül arasında bir yakınlaşma başlar ise, bu
Songül’ün masumiyetine leke düşüreceğinden, hoş olmayacak diye düşünüyorum..
Bu arada Merdan kardeşimin sesi
soluğu kesilince, Seyis’in hiç çıkmayan sesi yükselmeye başladı. İlk icraatı da
Orhan’ı Mahir’e karşı kullanmak olacak anlaşılan. Orhan kardeşim, kendini dört
duvarın arasında, üç beş garibana ağa yapması kolay da, yarın dışarı çıktığı
vakit, abine ve babana karşı durmak, ayrıca o kadar güçlü kabadayı arasında sağ
kalmak öyle basit iş değil. Sen şimdi orada ahkâm kesiyorsun Orhan kardeşim,
abim karşıma dikilse kar etmez diyorsun da, Mahir’in tek bir tokadı ile duvara
yapışır kalırsın onu da bil istersen. Bu ne arkadaş. Tüm kabadayı âlemi işi
gücü bıraktı, Mahir ile mi uğraşıyor yani şimdi. Yok mu başka işi gücü bu
adamların.
Kerime Hanım’a iki çift lafım
olacak..Feride’ye “sürekli vukuat çıkaran birinin karısı mı olmak istiyorsun” sorusu
sanırım Kerime hanımın soracağı en son soru bile değil. Zira kendi kocasının
çıkardığı vukuatlardan haberi yok. Böyle konuşmak kolay ama Mahir, Mehmet Saim’in
yanında pırıl pırıl kalıyor.. Mahir en azından gizli kapaklı işler çevirmiyor
Mehmet Saim Bey gibi..Gizli bir tehlike olmaktan çok uzak..Bakalım Mehmet Saim
beyin vukuatları ortaya dökülünce, Kerime hanım sorduğu bu sorudan ve Kara
ailesine karşı takındığı imalı ve aşağılayıcı tavırdan dolayı utanmayı
becerebilecek mi?
Mehmet Saim Bey gibi bir bakanın
böyle elini kolunu sallaya sallaya her yere girip çıkması, ulu orta herkesle
görüşmesi biraz tuhaf değil mi?
Karadayı için sezonun son
yazısının sonuna gelmişken, yeni sezonda işlerin çok daha karışacağını tahmin
ediyorum. Karadayı için son yazımız ama sosyal medyadan diziye dair yorumlarım
devam edecek.
Yeni sezon benim en büyük isteğim, Mehmet Saim beyin tüm
foyalarının meydana çıkması ve Feride’nin babasının yargılandığı mahkemenin hâkimi
olması diyerek yazımıza son verelim..
Siyah İnci’den sevgiyle..
www.twitter.com/blackpearl42
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder