31 Aralık 2012 Pazartesi

Dizi dizi diziler..2012'de kaybedenler..



    Yılın son gününde ne yazılır diye düşündüm durdum..Aslında başlanmış ve yarıda kalmış yazılar vardı. Onları bitireyim mi diye düşündüm. Sonra vazgeçtim. Mademki yılın son günü.. Bende dizilerimizi bir yıldan fazla süredir izliyor, yorumluyor, yazıyorum. Şöyle bütün bir yıla genel olarak bakalım ve yılın son yazısında dizilerimizin karnesini bir çıkarayım dedim..Ama beklediğimden daha çok dizi çıktı karşıma. Durum böyle olunca, iki ayrı yazı yazarak, 2012'de kaybedenleri ve yükselenleri yazmaya karar verdim. Buyrun bakalım bu senenin kaybedenlerine bir bakalım..



2012-2013 sezonu diziler açısından çok ta verimli bir yıl olmadı. Gerçi yayından kalkan ve yayın hayatına devam eden dizilerimizi kıyas edersek, devam edenler ağırlıklı. Ama yine de büyük umutlarla başlayan dizilerimiz arasında pat diye yayından kaldırılan pek çok dizi oldu bu sezon. Bazılarının kendisine belli bir izleyici kitlesi edinmesine rağmen üstelik. 

Bu sezon Ustura Kemal, Emir'in Yolu, Uçurum, Ağır Roman, Suskunlar, Hayatımın Rolü, Veda, Evlerden Biri, Babalar ve Evlatlar, Kötü Yol, İffet, Düşman Kardeşler, Sultan, Sudan Bıkmış Balıklar, Son Yaz Balkanlar, Bir Zamanlar Osmanlı, Yahşi Cazibe, İbret-i Ailem, Canımın içi ve daha aklıma gelmeyen pek çok dizi yayından kaldırıldı. Sevdiklerimiz kadar çok eleştirdiklerimizde oldu elbette. Bazılarının senaryoları tam gönlümüze göre değildi, bazılarının oyunculuklarını beğenmedik, bazıları ise senaryo ve cast açısından çok iyi olmasına rağmen, çok iddialı dizilerin yayın günlerinde izleyici beğenisine sunuldu. Kimilerinin günü değişti, kimi izleyicisine adeta sitem edercesine, final bölümü bile çekmeden öylece bitirildi. Bahsettiğim dizilerden pek çoğunu dilimin döndüğünce yazmaya, güzelliklerini ve beğenmediğimiz yönlerini dile getirmeye çalıştım. Zaman zaman tahminlerde bulunduk ve bu tahminlerimizde de yanılmadık. Bütün bunları yaparken izleyiciler gibi düşünmeye gayret ettim. Çoğu zamanda düşüncelerimizde haklı çıktık hep beraber.. Seneye kanalların işi zor gibi görünüyor..Ya çok sıkı projelerle karşımıza çıkacaklar, ya da dizileri ince eleyip sık dokuyacaklar ve risk almayacaklar. Hep beraber yine seyretmeye ve yazmaya devam edeceğiz elbette..

Bu sezonun en çok kan kaybeden dizisi, Emir’in Yolu oldu şüphesiz. Hazal Kaya’nın ayrılması ile başlayan tepkiler, tartışmalar, günlerce devam etti. Kimine güldük geçtik, kimini şaşkınlıkla izledik. Ama şu bir gerçek ki, Hazal Kaya’lı, Feriha’lı dizimiz çok daha keyifliydi. Yeni oyuncular transfer olduysa da, beklenen başarıyı yakalayamayan ve çok büyük bir izleyici kitlesine sahip olan dizi, en sonunda yayından kaldırıldı. 

Bu sezonun en beklenmedik bitişi ise Suskunlar oldu benim gözümde. Zira geçen sene müthiş bir çıkış yakalamıştı dizi. Bu sezona da görkemli başlamıştı ama devamını getiremedi. Blog sayfamda başarısını düşüren sebepleri paylaşmıştım hatırlarsanız. Sonuç olarak Suskunlar ekrana erken veda etmek zorunda kaldı.

Beni üzen finaller ise, Ağır Roman, Veda, Kötü Yol, Sudan Bıkmış Balıklar ve Bir Zamanlar Osmanlı oldu.. Her birinin de senaryosu, oyuncuları gerçekten iyiydi. Mesela Ağır Roman. Çok farklı bir dünyanın kapıları açmıştı bize. Veda, gerçekten çok iyi bir dönem dizisi iken, seyircinin ilgisini çekecek dekoltelerden uzak olduğundan mıdır nedir, beklenen izlenme oranını yakalayamadı. Kötü Yol, senaryosunun çok ağır ilerlemesi sebebiyle seyirciyi sıktı ve adeta seyirciyi cezalandırır gibi garip bir final ile bitirildi. Sultan, İstanbul’a taşınan dizi ekibinin, senaryoyu bir türlü toparlayamaması sonucu tadını kaybetti. Sudan Bıkmış Balıklar, çok keyifliydi, güzeldi, izleyicisi çok seviyeliydi, ama ne yazık ki oda reyting canavarına yenik düştü. Ve fakat çok güzel bir final yaptı ve hepimizin gönlünde tahtını korudu. Bir Zamanlar Osmanlı ise, yine geçen sezondan çok severek izlediğim bir diziydi. Bu sezon hayli değişiklikler ve senaryoda gereksiz ayrıntılarla yola çıktı ama en son ana karakteri Patrona Halil’i oynayan Fırat Tanış’ın diziden olaylı şekilde ayrılması ile izleyicisini kendisinden soğuttu. En sonunda o da ekrana veda eden dizilerden oldu.. İbret-i Ailem ise çok keyifle seyrettiğim, ama ne yazık ki hak ettiği başarıyı göremeyen bir dizi olarak karnemizde, sevilen ve kaybedilenler köşesine oturdu..

Bana göre bitmesi güzel bir karar olan bazı diziler de var elbette. Babalar ve Evlatlar mesela. Fazlasıyla kalabalık, karışık, anlaşılması zor ilişkiler bütünü olan diziler, artık eskisi kadar ilgi görmüyor demiştik. Haklı çıktık ve dizi daha 4.bölümünde yayından kalktı. İffet deseniz o kadar saçma sapan bir senaryoya sahipti ki, sadece gözümüzü değil gönlümüzü de rahatsız ediyordu. Evlerden Biri, Ceyda Ateş’i cilveli ve havalı görmeye alışan izleyiciyi böyle, sıradan mahalle kızı karakterinde pek tatmin etmedi. Ayrıca, tıpkı Kötü Yol’daki gibi, Evlerden Biri’nin senaryosu da çok yavaş ilerledi..Hayatımın Rolü, Haluk Bilginer’in hayalindeki karakter miydi bilmem ama benim hiç hayalimde Haluk Bilginer’in öyle bir rol oynaması yoktu. Yinede uzun bir süre devam eden dizi, geçtiğimiz günlerde yayın hayatına noktayı koydu..Ve elbette ki büyük umutlarla başlayan Son Yaz-Balkanlar. Dizinin daha ilk bölümünde eleştirmiş ve Elveda Rumeli’nin taklidi olduğunu, onu çok anımsattığını söylemiştim..Dediğim gibi de oldu ve dizi 6.bölümünde yayından kalktı. 

Anımsayamadığım, takip etmediğim pek çok dizi daha bu sezonun fırtınasından nasibini aldı elbette. Ben aklıma geldiği kadarıyla şöyle en popüler olanlardan bahsetmeye çalıştım. Artık kanalların işi çok zor. Çünkü Bizimkiler gibi günlük hayatı anlatan bir dizi yapıpta bunu on sene seyirciye izletmek mümkün değil. Seyirci çok bilinçli ve akıllı. Hataları, senaryodaki tutarsızlıkları, oyunculuklardaki eksikleri fark ediyor. Seyredeceği diziye vakit ayıracaksa karşılığını almak istiyor haklı olarak..

Elbette ülkemizdeki dizi sürelerinin uzunluğu da insanı çileden çıkaran ve bıktıran bir durum. Şahsen ben bile bazen sıkılıyorum. Hele üzerinde bir yazı yazacaksam, o dizinin o bölümünü en az iki kez seyretmek zorunda kalıyorum. Nereden baksanız en az bir buçuk saat süren bir bölüm, televizyon reklamları ile neredeyse üç saati buluyor. İsyan etmemek mümkün mü..Üstelik bu sadece izleyici açısından değil, o diziye emek veren insanlar açısından da korkunç bir durum. Biz iki saat oturup izlemekten sıkılıyoruz bir bölümü. Ama o bölüm için günlerce çalışıyor senaryosundan,oyuncusundan,yönetmeninden,set ekibine kadar herkes..Dizi sürelerinin kısalması, gerek senaryo, gerek oyunculuk açısından çok çok daha üst seviyelere taşıyacaktır kaliteyi..

2012 yılının kaybeden dizilerine şöyle bir bakmaya çalıştık..Dilimiz sürçtü ise affola. Yeni yılda yeni dizilerde görüşmek üzere..Sevgiyle kalın..

Siyah İnci’den Sevgiyle..

www.twitter.com/blackpearl42

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder