Bu
sezonun hayli iddialı yapımlarından Kaçak, geçtiğimiz Salı günü başladı. Ama ne
başlama.
Diziyi Volkan
Kocatürk yönetiyor..Oradan başlayalım öncelikle..O kim diyebilirsiniz..Bilenler
bilir..Efsane dizi Şubat’ın yönetmeniydi kendisi..Yönetmenlikteki iddiasını
Kaçak dizisinde devam ettirmiş. Ortaya konulan işi görünce anlıyor insan..
Müziklerde
Kıraç imzası var..Zaten onun elinin değdiği o kadar belli ki..Sahne sahne,
inceden inceye işlenmiş adeta..
Peki
ya oyuncular…Cımbızla seçip almışlar…Bir Gürkan Uygun izledim daha ilk bölümde.
Kurtlar Vadisi’nin onca yıllık Memati’si burada kah Ahmet oldu kah Serhat..Bu
kadar yıl boyunca üzerine adeta yapışan bu karakterden sonra, onunkisi hayli
cesaret isterdi aslında. Öyle ya, çok farklı bir rol, çok farklı bir hikâye…Ama
daha ilk bölümünde beni çarptı Kaçak. Bunda da en büyük pay kuşkusuz Gürkan Uygun’un
muhteşem oyunculuğundaydı. İyi ki ayrılmış Kurtlar Vadisinden, iyi ki kurtulmuş
o karakterden. Serhat’ı izleyince çok memnun oldum gerçekten..
Serhat’ın
eşi Nurgül karakterinde Özlem Yılmaz’ı izledik. Ne kadar özlemişim
onu..Anlaşılan bu dizide de bol bol ağlayacak Özlem Yılmaz. Şu kızcağızı bir
komedi de izlemeden ölmem umarım. Sürekli ağlatıyorlar kadını. İlk bölümden
anladığım kadarıyla, burada da gözyaşları pek durmayacak gibi görünüyor.
Üstelik ben onun performansını izlerken kendimden geçtim..Evladını kaybeden bir
kadının acısını öyle güzel yansıttı ki ekrana, etkilenmemek mümkün değil..Bu
noktadan hareketle, Özlem Yılmaz kusursuz bir seçim olmuş Nurgül karakteri
için..
Dizinin
ağır toplarından Mustafa Avkıran, güçlü, zengin ve acılı bir baba karakteri ile
karşımıza çıktı. Ben bu adamı seviyorum..İzlemeyi daha çok seviyorum. Hele
öfkeli rollerin en iyi oyuncusu diyebilirim. Burada pek fazla öfkesini
göremedik henüz ama muhtemelen ilerleyen bölümlerde o kötü yanı ortaya
çıkacaktır. Oynadığı karakter olan İsmet Ali Topcuoğlu, güçlü, öfkeli ama aynı
zamanda da yufka yürekli.Evladının acısı ile bir başkasının evladının katili
olmak arasında kalan bir insan..
Bir
diğer güzellik ise Berk Hakman elbette. Suskunların psikopat Gurur’u burada,
zengin babamızın damadı Ertan karakterinde. Güzel bir karısı, çocuğu ve
kayınpederinin imkânlarının sağladığı kibre sahip biri Ertan. Kötü ama esprili
karakter listemize eklenmiş bulunmakta kendisi..Alaycı tavırları, kendine has üslubu,
şahane ses tonu, bakışları derken, onu izleme keyfini tekrar elde ettiğim için
ben kendi adıma çok memnunum..Çok ama çok iyiydi ilk bölüm Berk Hakman..Hakkını
vermiş Ertan karakterinin..
Begüm
Birgören ise, karizmatik kadınlar listemde hayli üst sıralarda yer alan bir
oyuncudur..Onu en son Ağır Roman’da izlemiştim. Orada çok hoştu. Burada da aynı
hoşluk devam ediyor. Ses tonu, bakışları, duru güzelliği ve yeteneği ile rolüne
cuk oturmuş. İsmet Ali babamızın güzel kızı, daha çok babası ile kocası
arasında denge kurmaya çalışan zor bir hayat onunkisi..
İsmet
Ali’nin eşi rolünde başka bir usta var..Selda Özer hasta bir kadın rolünde bu
defa..Başına neler gelmiş daha ilk bölümde onu görünce merak ediyor
insan..Anlaşılan oda ayrı bir hikâye..
İlk
bölümde hayli dikkatimi çeken genç oyuncu Yağız Atakan Savaş oldu..Onu Ezel ve
Kayıp Şehir’den hatırlarsınız sanırım. Ekranlarda büyüyen ve büyüdükçe hem
yakışıklı, hem tecrübeli bir oyuncu olan Yağız, keşke başka bir karakterde
olaymışta, dizinin kadrosunda bol bol izleseymişiz iyiymiş. Belki geçmişe
dönüşlerde karşımıza çıkar diye umut ederek, onu yüreğinden öpüyorum bol bol..Şahane
olmuş, genç kızlara duyurulur buradan.
Dizide daha pek çok tanınmış ve
sevilen oyuncularımız var..Mesela İnanç Konukçu..İlk bölümde henüz göremedik
kendisini ama Behzat Ç.’nin unutulmaz Hayalet’i bakalım burada nasıl bir
performans ile karşımızda olacak merakla bekliyorum..
Gelelim dizinin ana hikâyesine..İçindeki
evlat acısı ve intikam ateşi ile yaşayan İsmet Ali, yıllar sonra bir tesadüf
eseri bu imkânı bulunca oğlunun katilinin peşine düşüyor ancak ne yazık ki,
yıllar önce yaşadığı o acıyı bir yanlış sonucu, Serhat’a yaşatıyor. Serhat ise,
İsmet Ali’nin oğlunu öldürdükten sonra, onlardan kaçarak kendisine bambaşka bir
hayat kuran eski bir polis..Şimdilerde küçük bir kasabada kahvecilik yapan ve
Ahmet ismi ile geçinen kardeşimizin kahvesini görünce, kahveye gidesi geliyor
insanın. Küçük hayatlar, sıcacık yaşamlar ile başlayan dizimizin ortalarına
doğru aksiyon bir anda karşımıza çıktı, heyecan tavan yaptı. Benzin istasyonu
baskını, hiç gözlerini kırpmadan insan öldüren katiller, ölen masum insanlar
beni şokta bıraktı. Aksiyon sahneleri kusursuz çekilmişti, ben kendi adıma
birkaç kez üst üste izledim ve bir hata bulamadım. Hoş hata da aramadım
aslında. Zira öylesine iyilerdi ki, keyfini çıkarmak düştü izleyene. Kuyumcu
soygunu deseniz fevkalade bir sahne olmuş. Kahveci Ahmet’in bir anda eğitimli
bir polise dönüştüğü o sahnede nefesimi tuttum diyebilirim. Hele hele evladını
kurtarmak için dört kabadayıya kafa tutan Ahmet’in performansı çok iyiydi
doğrusu. Sahneler çok özenli, oyuncular müthişti ..Bir kişi dört adamı nasıl
etkisiz hale getirir canım, olur mu öyle saçmalık demek isterdim ama öyle
kusursuz çekilmiş ki açıkçası beğenmekten başka bir yol bulamadım..Üstelik
evladını kurtarmak için gözünü bile kırpmayan Ahmet’in, o masum yavruyu
kollarının arasında kaybetmesi de yüreğimizden vuran bir sahne olmuş gerçekten.
Kocaman alkışlar tüm ekibe gidiyor, sonuna kadar hak etmişler..
Daha ilk bölümde şok üstüne şok yaşatan
dizimiz eğer bu tempoda giderse, Salı akşamlarının vazgeçilmezi olur benden
söylemesi..Henüz izlemediyseniz mutlaka izleyin derim ben, zira Kaçak bu sezon
adından çok söz ettirecek..
Siyah İnci’den sevgiyle…
www.twitter.com/blackpearl42
Yazılarınızı çok beğenerek takip ediyorum :) Fox'da yayınlanan Bir Aşk Hikayesi adlı diziyi çok seviyorum ben. İlk başlarda bilinmese de şimdilerde büyük bir hayran kitlesi oluştu dizinin. Her twitter tagı ttlere yerleşiyor artık. Sizin diziyi izleyip yorumlamanızı çok isterim. :)
YanıtlaSil