6 Şubat 2014 Perşembe

Merhamet coştu, coşturdu dün akşam !!

                Aslında yakın zamanda yazmıştım Merhamet ile ilgili bir yazı…Ama özel bir yazıydı o..Epeydir bölüm yorumu yapmadığımı fark edince ve dün akşamki bomba bölümden sonra bir şeyler karalamak gerekli oldu..Hızımı alamadım ne yalan söyleyeyim..Twitter yorumlarından sonra biraz da burada içimi dökeyim dedim..

               Gelelim dün akşamki bölüme..

    Haydi, gözümüz aydın…Nihayet bir hamilemiz daha oldu…Narin hamile !

          Haydi bakalım..Çok şükürler olsun ki, Narin hamile çıktı..Peki Fırat’a ne demeli..Kaç bölümdür ağlak ağlak gezinen Fırat, Narin’in hamilelik haberiyle kendine geldi nihayet..O ne koşuşturmaca öyle..O ne sevimli heyecan..Bayıldım Fırat’ın o hallerine..Bu arada İbrahim Çelikkol’da hakkını veriyor ne yalan söyleyeyim. Nasıl samimi, nasıl doğal oynuyor, zannedersiniz ki gerçekten baba olacak..Çok komikti o halleri..Narin’e bakıp duygulandım, Fırat’a bakıp güldüm sürekli.. Maşallah ne Fırat’mış arkadaş. Kimle beraber olsa bir bebek muhabbetidir gidiyor. Neyse, üçüncü denemede bir çocuk daha ortaya çıktı.  Ama adamın şansından mıdır nedir, hamile kalan kalana ama ortada çocuk yok..Hadi bakalım bu defa başına bir iş gelmeden bebekleri doğsun diyelim..

              Doktor sahnesi var ya…Ben koptum gülmekten yemin ederim..Fırat’ın o şüpheci halleri, Doktora falan tripler atması, yerinde duramaması, Narin’in sakinliği beni benden aldı..Yahu ne kadar bebek istiyormuş bizim Fırat. Ne alaka anlamadım..Adamın içinde çıkmayı bekleyen sorumlu bir baba varmış ta haberimiz yokmuş. Olsun olsun, güzel oldu böyle ben çok sevdim Narin’in hamileliğini, Fırat’ın heyecanını..

             Deniz kaçar, Sermet kovalar…

             Yahu ne kaderin varmış be Sermet..Bir kadın sevdin, kardeşini seçti..Birini sevdin, buda adeta atarlı kaplan..Evet evet Deniz’e atarlı kaplan diyorum ben..Anacım koskoca Sermet Karayel’i mülayim, kılıbık bir adama çevirdi daha ne olsun..Neredennnn nereye geldi camiasının en delikanlısı baksanıza…Adam ne olursa olsun, ne söylerse söylesin Deniz’e karşı bir başka değil mi..Hoş, Sermet herkese bir başka davranıyor ayrı konu..Ali ile başka, Deniz ile başka, Galina ile başka..Şimdi hakkını yemeyelim, Mustafa Üstündağ döktürüyor Allah için..Adam diziyi neredeyse bu sezon tek başına ayağa kaldırdı. Hayır, diğer karakterlere bakın, hepsi normal..Tek tip karakterler, tavırları, tepkileri her durumda aynı..Ama Sermet öylemi ya…Bir bakıyorsun acemi, eli ayağına dolaşmış, heyecandan sesi gitmiş bir âşık…Bir bakıyorsun racon kesen, bir kafa işareti ile adam öldürten, döven, söven bir kabadayı..Yâda mafya mı demeli acaba…Çözemedik ki adamı..Ne iş yapar, nerde iş yapar belli değil..Acayip bir gizem var..Gerçi gizemli oluşu da iyi..Ortalarda değil hiçbir işi..Ali ile bir aradayken ise tam iki komedyen bunlar..Gülmekten ölüyorum hallerine…Sen koskoca Sermet Karayel, otur yanında çalışandan aşk tüyoları al..Neyse konuya dönelim, Deniz tripler attıkça, Sermet daha bir eziliyor yazık..Eve gittin mi merak ettim diye telefon açmaz mı birde..Deniz’e biraz yaklaşmak aslında tüm derdi, merak ettim telefonları bahane…

           Hopppp Deniz Hanım…Eski Sermet Karayel’sin de ne demek !!

           Yahu Deniz, aklın yeni mi başına geldi..Adamın karşısında salya sümük ağlarken, “ucunda ölüm olsa bile ben seni istiyorum”derken, başka adam mıydı bu adam..Adam senin karşına geçti, acık açık cinayetlerinden bahsetti..Daha ne yapsın nasıl anlatsın kendini. Sende kalktın, ay ben seni seviyorum, ay çok razıyım deyip deyip ağlamadın mı..Şimdi sen kalk, iyi düşünmek istiyorum ama sen eski Sermet Karayel’sin de adama..Oldu güzelim…Ne eskisi, ne yenisi, adam aynı adam..Tek fark, sana âşık..Valla benden söylemesi, Sermet cidden Deniz’i çok çok seviyor, yoksa Deniz’in o söylediklerini falan başkası söylese, çoktan Teşvikiye’den kalkmıştı cenazesi..Yâda indirmişti aşağı dövdürmeye, unutmuştu bir buçuk ay..Gerçi şimdi Deniz’i de harcamayalım iki dakikada..Kız da haklı ne yapsın..Sermet’in de sağı solu belli değil ki anacım. Bir bakıyorsun çok romantik, bir bakıyorsun elinin tersiyle itip gidiveriyor..

             Irmak ile kanka olur musun Can, al sana, al sana az bile…

       Sermet kardeşim Can’ı öldürmese bari…Yahu Can karizmayı iyice çizdirdin sende arkadaş ya..Diskonun bahçesi midir otoparkı mıdır artık neresiyse, Sermet’e kafa tutuşuna pek güldüm. Daha öncede hatırlarsanız Sermet’in evin basmıştı bu Can kardeşimiz. Sen Deniz’e nasıl mesaj çekersin, oynattın mı be adam demişti..Asıl sen mi oynattın acaba Can. Dua et Sermet’in âşık dönemine denk geldin, yoksa çoktan senin de namazın kılınmıştı benden söylemesi..Hayır, Irmak ile bunlar birbirine düşman gibiydiler, hangi ara yaklaştınız, dost oldunuz, kanka oldunuz anlamadım ki..Sermet’e iddia yapayım derken başına Irmak belasını aldı Can haberi yok..Al işte atölyen yandı bitti kül oldu..Üzülmedim ne yalan söyleyeyim, Irmağı hayatına alması değil işte öyle..Can her geçen gün Sermet karşısında biraz daha puan kaybediyor. Sümsük, pısırık, asalak bir tipe dönüşüyor gözümde. Önceleri yok ressam, sanatkâr falan diye ucundan kıyısından kurtarıyordu ama şimdi o da para etmiyor..Irmak yüzünden Deniz’in hayatından da çıkmıyor bu sayede.

                Madem Can hayatımızdan çıkmıyor, biz başka hayat kurarız arkadaş !!!

            E ne yapmalı bu durumda..Evlenmeli Deniz’le..Yahu zaten Sermet yatıp kalkıp bu Ali kardeşime dua etsin..Ali’ye çok sinirliyim o ayrı konu ama şimdi Deniz ile Sermet aşkının temel mimarı kendisidir…O ikisinin karşılıklı konuşmaları zaten çok komik, ama bu defa ciddi ciddi evlilik konuştular, Ali fikir verdi, Sermet dinledi..Şahsen bu Ali kardeşim, bu işlerden anlıyor..İyi anlıyor hem de..Ama Allah için öldüm gülmekten. Hele Ali Sermet’e evi steril etme konusunda tüyo verirken koptum resmen.. Eve adam getirip dövmek yok, ağzına silah sokmak yok, kulağını kestim yedirdim yok…Kulağını kestim yedirdim ne ya…Peki Sermet ile oturup bilgisayardan helikopter beğendikleri sahneye ne demeli…Sizi bilmem de benim gözlerimden yaş geldi gülmekten. Şimdi Ali olmasa, Sermet kesin eline yüzüne bulaştırırdı bu işi, neyse ki bir aksilik olmadı bu defa, organizasyon on numara…

Ali hercai çıktı, Tatyana’nın gözü yaşlı..

           Sinirliyim dedim ya Ali’ye..Abi ne iş…Ne alaka şimdi Şadiye..Zaten üç beş kişisiniz..Dön dolaş birbirinize mi âşık oluyorsunuz anlamadım ki..Şadiye’ye niye âşık oldu ki Ali. Mis gibi Tatyana dururken. Sen aylarca kıza ümit ver, cilve yap, sonra Şadiye’ye âşık ol…Hiç olmadı hiç…Hayır, Sermet en başta bunu İrina ile evlendirirken, Tatyana’ya az dil dökmemiş miydi bu Ali. Girip çıkıp Tatyana ile muhabbet etmeye çalışmıyor muydu..Şadiye’nin ne olduğunu da biliyorsun yani..Seni takar parmağına fırıl fırıl çevirir alimallah…Ama bu Ali dedim ya, anlıyor bu işlerden diye..Az biraz fazla anlıyor bu işlerden, biraz da ayran gönüllü müdür nedir. Deniz’in hizmetçisi Şükü kardeşime de hafiften cilvelenmişti bu Ali, sonra Tatyana, şimdi Şadiye…Kusura bakmasın kimse, ben hiç münasip görmedim Şadiye ile ikisini..Şadiye de maşallah, ne çabuk unuttu Zafer kardeşimi..Onun ki de istemem yan cebime koy, bir taraftan abi diyor, öbür taraftan mesaj çekiyor. Ne yüz veriyorsun, bir sen kaldın zaten. Sen de Ali ile evlen, artık kim kimin neyi oluyor iyice karışacak vallahi..Ali kardeşimin derhal Tatyana’nın gönlünü almasını bekliyorum ben o kadar !!

                Evlilik teklifi edeceğiz, karar verdik, mekân seçiyoruz….Ali iş başında…

                Oturmuşlar baş başa, Ali ile Sermet, evlilik teklifi için yer seçiyorlar…Allah aşkına, çok mu aradınız siz orayı…Sermet telaşlarda yağmur yağarsa diye, şeker oldunuz eriyeceksiniz sanki..Kardeşim yağmur yağsa daha iyi işte, daha romantik. Hoş biz mekânın hazırlanmış halini görmediğimiz için başta böyle düşündüm ama yağmur yağsaymış, o tüller falan rezil olacakmış..Ayrıca bu soğukta niye açık mekân diye çırpındınız anlamadım ki, illaki deniz manzarası istiyorsanız, dört tarafı camlı bir yer hazırlasaydınız, niye bu kadar çırpındılar anlamadım açık havada soğukta ortam hazırlayacağız diye…

            Sermet plan yapmakta, Deniz’in kafada bin bir tilki dolaşmakta…
            
           Tüm bunlar olup biterken, Sermet Deniz için uçaktı mekândı uğraşırken, Deniz ile Narin’in ilk müşterisi olan kadına ne demeli..Ne ayaksın be kadın. Yahu iki dakikada harcadılar bitirdiler adamı..Deniz tedirgin oldu, korktu ve haklı da sayılabilir..Tamam da o müşteri kadın pısırık korkağın teki. Deniz öyle değil ki..Vallahi parçalar adamı… Yani şimdi gerçekçi olalım birazcık, Sermet gibi adamlara pek rastlanmaz öyle sokakta. Zaten öyle romantik bir mafya babası da duymadım ben hiç..Öyle elinde çiçeklerle gelip, konuşalım falan filan ama önce çiçekleri suya koy diyecek bir adam, komple yok zaten..Yani aslında Sermet gibi bir erkek dünya üzerinde yok bunu kabul edelim baştan..Deniz elbette ki korkuyor, kim korkmaz ki öyle bir hayatın içine girmekten. Ama âşık be kardeşim..Kim durabilmiş aşkın karşısında..Üstelik Sermet’e tam Deniz gibi biri lazım, öyle pısırık sessiz bir hatun ile yapamaz Sermet abimiz…

                Ve Sermet şeytanın bacağını kırdı…

            Vay arkadaş...Yahu o nasıl güzel bir ortam…O nasıl güzel bir Deniz..O nasıl âşık bir Sermet...Aslında başta ilk gördüğümde dedim ki, al işte dağın başında evlenme teklifi..Ama ciddi ciddi dağın başına çıkmamışlar mı..İn cin top oynuyor kardeşim. Neredeyse uçurumun kenarına kurmuşlar o şahane dekoru. Ama sonra düşününce Sermet gibi bir adam, lokantada romantik bir yemek,mum ışığı eşliğinde evlenme teklif etse çok sıradan gelecekti. Cidden çok sıra dışı ve romantik bir evlenme teklifi idi. Uzun zamandır bu kadar güzel ve duygusal bir sahne izlememiştim. Hakkını vermişler ne diyeyim. Ben Sermet’ten uzun uzun bir konuşma beklemiştim, hatta eline yüzüne bulaştırır yine demiştim ama öyle olmadı. Üç cümle etti adam, tam on ikiden vurdu cümle âlemi..Yüzük falan da yok ortada, hoş dedik ya yakışmaz Sermet abimize öyle sıradan yüzük takmalar falan. Bir karizması var neticede, tamam âşık falan ama onun aşkı da uçlarda..Adam, kendisinden vazgeçip başkasıyla evlenen kadına, üç milyonluk tapu yolluyor daha ne yapsın. Yüzükte neymiş..Adam yüzükle değil, yüreğiyle kendine bağlayanlardan. Yüzük Fırat gibi entel dantel tiplerin işi. O yüzden ben onun Deniz’in ellerini tutup, gözünün içine bakarak evlenme teklif edişine bayıldım…Samimi, yürekten, sahici..Sevgisiyle etkiledi, inandırdı Deniz’i..Şahaneydi gerçekten..

             Irmak varken şeytana ne gerek !!!

           Ciddi ciddi çuvala koyup denize atmalı bu kızı..Yahu yaptığı şeytanın aklına bile gelmez. O değil de, o romantik ortamları bozuldu ya Deniz ile Sermet’in ona üzüldüm..Adam ne zaman Deniz ile plan yapsa bir şeyler çıkıyor hemen..Sen o kadar masraf et, iki lokma yiyemeden kalk gel. Üstelik bir de suçlandı Sermet. Ama size bir şey diyeyim mi canlarım, ben Sermet kardeşimin o bakışlarını çok iyi tanıyorum. Muhtemelen Irmak kızımızın foyasını yine meydana çıkaracak. Hatta bana kalırsa, şöyle kocaman bir kahkaha atıp “Yahu ben Deniz ile evleniyorum, Can kim, ondan banane artık” dese pek güzel olur gibi geliyor…Bakalım haftaya merakımızı gidereceğiz diye düşünüyorum. Ama şu bir gerçek ki, ne kadar kızsak, hatta nefret etsek bile, tüm olayların kilit noktası Irmak..O olmasa ortalık karışmayacak…Bu sebeple Irmak kızımızın yeni maceralarını heyecanla beklediğimizi belirtir, muhtemelen bir tımarhanede son bulacak hayatında başarılar dileriz efendim…

                Son Not : Siz siz olun, yeni bölüm öncesi fragman, kamera arkası, yok set arkası resimleri falan görmemeye gayret edin. Zira sahnelerin tüm büyüsü bozuluyor…

                Siyah İnci’den sevgiyle…

                www.twitter.com/blackpearl42



               
               


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder