3 Şubat 2014 Pazartesi

Kayıp bitti..Eski Hikaye bitiyor..Sıradaki hangisi...

Kayıp…

Kayıp, finali tam da beklediğim gibi çıktı..Hiç şaşırmadım, yorulmadım..Kendisine yapılan haksızlığa cevap verircesine, saçma sapan, ayarsız, özensiz bir final yaptılar. Siz bize böyle yapar, kıymetimizi bilmez, erken final isterseniz, alın size final dediler adeta..Aslında 14. Bölümde final yapacağı haberleri çıkınca, 14. Bölümde finale yakışır bir kurgu izlemiştik hatırlarsanız. Kerem eve döndü, asıl patron ortaya çıktı falan filan..Tüm olaylar sonuçlandı ve Mehmet, vurulduğu yerde bulduğu yüzükle işin başlangıç noktasının Özlem olduğunu gördü..Ve belki de öldü orada..Keşke 14.bölümde final yapılsa ve orada bırakılsaydı. Çok daha şık olurdu eminim. Kanalın kararsızlığı ekibe de yansımış olacak ki, adamlar final yazdıktan sonra, dizinin yeniden devam etme kararı üzerine ne yapacaklarını şaşırdılar. Zira 14.bölümden sonraki bölümler tam bir fiyaskoydu. Nitekim Pazartesi günkü final de bana göre tam bir fiyasko oldu. Sürekli ters köşe yapan dizinin dümdüz bir finalle bitmesi beni üzdü ne yalan söyleyeyim. Hele Mehmet kardeşimin, dizinin son birkaç dakikasında tüm milletin başına geleni özetlemesine ne demeli..Muhtemelen 39 bölüm olarak tasarlanan dizide, eğer erken final olayı olmasaydı, Mehmet’in tüm anlattığı sonuçlar, şahane bir senaryo ve olay örgüsüyle bize sunulacaktı eminim..Ama ne yazık ki, tüm kilit karakterler birkaç dakikanın içine sığdırılıverdi..Mehmet’in Özlem’i hapishanede ziyaret etmesi ve oğlunun resmini getirip önüne koyması da, tam anlamıyla komediydi..Nerden buldun, nasıl buldun, niye buldun? Aynen Faik kardeşimin ölmesi gibi..O niye öldü. Pat diye ortaya çıkan Defne, pat diye hayatımızdan niye çıktı. Onun gelme amacı neydi, hayli esrarengiz görünen Defne, hiçbir fonksiyonu olmadan olaydan çıktı gitti. Kısacası Kayıp, yaptığı final ile tam anlamıyla bir iki saat kaybettirdi bana..

Eski Hikâye…

Kayıp ile aynı akıbete uğradığından dolayı, Eski Hikâye’yi de aynı yazıda ikinci bir başlık yaptım. Zira birazdan yazacağım sebepler her iki dizi için de geçerli.

Eski Hikâye, bir iki hafta sonra final yapacak. Henüz izlemedik ama Kayıp kadar kötü olmaz umarım sonu..En azından bir takım olaylar açıklığa kavuştu şimdiden, sebeplerini ve sonuçlarını izleyebiliyoruz. Eski Hikâye, kadro açısından çok iyi ve sağlam bir hikâyeye sahipti. Ama her zamanki gibi bir takım hesapların kurbanı oldu. Aslında her izleyişimde bu korkuya kapılmadım değil. Zira bazı diziler, baştan belli ediyor kendini ve kalitesini. Bizim beklentilerimize aykırı olduğu zamanda, önce yayın saati değişiyor, sonra bir bakıyoruz final bölümü gelmiş. Bazı hikâyeler, farklı ve derinlikli oluyor. Eski Hikâye, bu derinlikli hikâyelerden biriydi. Ben bir diziyi izlerken karakter üzerinde düşünmeyi seviyorum. Başroldekinden en kıyıda köşede kalanına kadar. Eski Hikâye, bu anlamda her karaktere özenilmiş bir yapımdı.

Bu iki diziye bir tane daha kardeş geliyor. Cinayet dizisi de aynı sona doğru gidiyor. Zira yayın saatini Pazar günü 23.15 gibi fazlasıyla uçuk bir saate aldılar. Hem de ne için..Küçük Ağa dizisi gibi aklı başında olanın keyif almayacağı, sıradan, basit, esprileri bile güldürmeyen bir dizi için. Oysa Cinayet, ilk bölümünde çok ısınmasam da, ikinci bölümünden itibaren keyifli bir hale gelmiş ve giderek de lezzetleniyordu. Umarım bu hata hemen düzeltilir de, Küçük Ağa gibi bir dizi için Cinayet harcanmaz.

Gelelim neden Eski Hikâye ve Kayıp gibi dizilerin, uzun sürmediğine…

·         Daha önce de söylemiştim, yine söylüyorum. Bizim halkımız, böyle dizilerden hoşlanmıyor..Bu tarz gerçekçi hikâyeler gözümüzü boyamıyor çünkü. Fazlasıyla çıplak ve gerçekçiler zira..Öyle abartılı yalılar, süslü kadınlar, yakışıklı erkekler, pahalı arabalar, makyajlar, mücevherler, karmaşık aşk ilişkileri, entrikalar yok böyle dizilerde. Hikâyeleri özgün ve farklı. Alıştığımız gibi değil yani. Daha içimizden, daha tanıdık aslında. Oysa bizim halk olarak hoşlandığımız böyle gözümüzü boyayan, ağzımızı açık bırakan hayatlar izlemek. Gerçek hikâyeler bizim çok ilgimizi çekmiyor. 

·         Diğer bir sebep, elbette ki kanalın tavrı..Sen bir diziyi belli bir gün ve saate koymaz, sürekli saatiyle günüyle oynarsan, elbette seyirci kaybı olacaktır. Bakın Kuzey&Güney dizisine..Karşısında Muhteşem Yüzyıl gibi bir yapım varken, hiç tavırlarını bozmadan Çarşamba akşamı yayınlamaya devam ettiler. Hiç yerinden oynatmadılar. Ve sonunda kendi izleyicisi Kuzey&Güney’i finale kadar taşıdı iki sezon boyunca. Dizinin yeri ve saati değiştiği anda, tüm cazibesini kaybettiği kesin. Dolayısıyla kanalın yayın politikasını belirlerken, yayın günü ve saati konusunda ciddi bir araştırma yapılması bu sorunu ortadan kaldıracaktır diye umuyorum.

·         Kayıp ve Eski Hikâye gibi dizilerde, bazen olay örgüsü, karakterler, hatta yapılan espriler çok zekice oluyor. Ama bu kadar keskin zekâ ürünü hikâyeler, ne yazık ki anlaşılmıyor. Hele espriler. Hoş, Kayıp öyle çok fazla esprisi olan bir dizi değildi. Ama, örneğin Eski Hikâye dizisindeki Kese ve Zeynep karakterleri, hayli enteresan bir espri anlayışına sahiptiler, her babayiğidin harcı değil anlamak elbette. Hal böyle olunca, dizinin ne anlatmak istediğini anlayan kesim oranı hayli düşük oluyor. Zira bizim izleyicimiz yukarıda açıkladığım türden dizileri seviyor.

·         Bir diğer sebep yüksek dizi enflasyonu elbette. O kadar çok dizi yapılıyor ki ve o kadar saçma sapan diziler yapılıyor ki. Bakıyoruz reyting listesine, dizi pek yükseklerde değilse, hop kaldır onu, yeni dizi koy yerine. Hal böyle olunca, izleyicide bir bıkkınlık oluşuyor. Üstelik o korkunç boyuta gelen dizi sürelerini de hesaba katarsak işin içinden çıkmak mümkün değil. Her sezon yüze yakın dizi başlıyor ama neredeyse yarısı sezon ortasına gelmeden dökülüp gidiyor. Arada böyle sağlam hikâyeler çıkıyor ama onlar da bu yayın kirliliğinin kurbanı olup gidiyor.

·         Çok fazla dizi olunca, hikâyeler de zamanla birbirine benzemeye başlıyor. Ben bu kadar dizi takip edince, bir noktadan sonra “şu ev, şu dizideydi”, “şu otel, şurada çıkmıştı” noktasına geliyorum. Bu durumda, farklı hikâyeler beni cezp ediyor. Kayıp ve Eski Hikâye’den bu kadar keyif almamın sebebi de buydu..Ama alışılmışın dışına çıkıldığında, belli bir standarda alışmış olan izleyici bunu kabullenmiyor.

·         Bazen, sadece başrol oyuncusunun popülerliği yüzünden devam eden saçma sapan diziler, böyle kaliteli yapımların önüne geçebiliyor.


Peki, ne yapmalı..Aslında ne desek boş. Herkes bildiğini okumakla meşgul zira..Dolayısıyla, daha pek çok iyi proje, heba edilir, çöpe atılır..Olan yazanın, çekenin, oynayanın ve izleyicinin emeğine olur..

Kayıp ve Eski Hikâye benim keyif alarak izlediğim iki dizi idi. Her ikisine de emek veren tüm ekibe yürekten sevgiler gönderiyorum. Emeklerine sağlık...Çarkın içinde parçalandılar ama umarım bu tarz diziler çoğalır, kıymeti bilinir..Belki böylelikle tek eğlence kaynağı olan TV, bir işkence aleti olmaktan çıkıp, keyif makinesine dönüşebilir..

Siyah İnci’den sevgiyle..

www.twitter.com/blackpearl42



1 yorum:

  1. Əvvala Salam.Gözəl bacım çox düzgün yazmısan. Eski Hikayə mənim yaralı yerim. çox dərin, başarılı, sevimli, kaliteli, baxımlı olmaqla yanaşı bu dizini digərlərindən fərqləndirən bir şey vardı ki oda dizinin çox canlı olması, oyuncularının canlı oynaması idi. və insanı sanki bir reallığa aparırdı.və izləyici bir anlıq hər şeyin reallığını anlayırdı. Çox təəssüf ki dizi reyting qurbanı oldu. İndi Kızıl elma dizisi yanımlanır. neymiş Türkiyənin yeni həyacanıymış.... düzdü kızıl elma yaxşı bir dizi hakklarına girməyəlim ama EskiHikayenin yerinə keçəcək kadarda mükəmməl deyildi. ama gərək belə bir dizilər belə ərkən sonlanmamalı.((((((
    Eski hiyayemizi özlüyəcəyik oyuncuları və dizi içindəki Çox yaxşı olan bütün xarakterləri)) Dizim hakda çox şey yazmaq olar ama nəyə yarar nə faydası olar. artıq olan olmuş və finala 2 bölüm qalmış((((

    sonda hər kəsə uğurlar və bol-bol naliyətlər arzu edirəm. bunu yazdığınız üçündə Sizə çox çox təşəkkür edirəm..
    İmza:Zulmetde-nur)))

    YanıtlaSil