Zeytin Tepesi…
Bu sezon başlayanlar arasında en
iyilerden biri..
Çok fazla dizi başladı yine sezon
başında, pek çoğu yayından kalktı..Kimi iyiydi gerçekten, kıymeti bilinmedi,
kimi gerçekten olacak gibi değildi…Vakit ilerleyip sezonun ortalarına gelince,
sezon ortasında başlayan dizilerin riski de arttı elbette. Çünkü seyirci
seçimini çoktan yapmıştı.
Bu kaygı ne kadar önem taşıdı
bilmiyorum ama Zeytin Tepesi, çok özenilen bir iş olmuş gerçekten..
Yeni başlayan dizilere genel
olarak göz atıyorum, zira fazlasıyla takip ettiğim dizi var malum, hatta
bazılarını bir iki bölüm geriden takip ediyorum..Aslına bakarsanız yeni
başlayanları takip etme niyetinde değildim. Zeytin Tepesi’ni izleyene kadar…
Her şeyden önce görüntüler çok
nefis…
Oyuncular desem gerçekten hepsi
iyiydi. İlk bölüm olması sebebiyle, elbette ki bir yabancılık, karaktere yeni
yeni oturma durumları gözlemlesem de, genel olarak her biri çok iyi iş
çıkarmış.
Kadro epey kalabalık, ilk bölüm
için bunun dezavantaj olacağını düşündüysem de, çok net anlattılar hikâyeyi.
Kafa karıştırmadılar ama gizemi de korudular..Her şey çok açık seçik değildi
doğal olarak, ilerleyen bölümlere bırakılmış detayları merak ederek izledim ilk
bölümü bu yüzden.
Hikâye size biraz karışık
gelebilir. Ama özgün gerçekten, şimdiye kadar izlediklerime benzemiyor. Ben
böyle diyorsam buna inanın..O kadar çok dizi, karakter, hikâye takip ettim ki
son üç sezondur, artık hepsi birbirine benziyor benim için..Ama Zeytin Tepesi
farklı. Hikâyesiyle, karakterleriyle, anlattıklarıyla..
Gelelim oyunculara..
İlk bölüm için gözüme çarpanlar
Tayanç Ayaydın, Salih Bademci ve Neşem Akhan oldu..Her üçü de beni ters köşe
yaptı diyebilirim. Tayanç Ayaydın, varlıklı toprak sahibi Tarık karakteri ile
karşımızdaydı. İmajı hayli değişikti. Aslında sanırım biraz da yaşını büyük
gösterme çabası yüzünden, daha önce izlediklerimizden oldukça farklı bir
görünümde çıktı. Öfke ve kin dolu Tarık karakterinin sert yönünü de çok iyi
yansıttı ekrandan. Tarık için kötü diyemeyiz belki ama fazlasıyla öfke dolu
olduğu ve bu öfkesinin gözünü kararttığı kesin. İlerleyen bölümlerde , sert
görünümünün altında yatan naif tarafında ortaya çıkacağını düşünüyorum.
Salih Bademci’yi Öyle Bir Geçer
Zamanki Hakan karakteri ile hatırlayacaksınız. Aman Allah…Şimdi Akın karakteri
ile harikaydı akşam gerçekten. Hani yaşayarak oynayanlardan tam olarak. Dedim
ya, ilk bölüm için en iyi performanslardan biri kendisinindi..Emeklerine sağlık..Tarık
abimizin erkek kardeşi olan Akın, hafif serseri, çapkın, başına buyruk, atarlı
bir tip..Sanırım abisinde olduğunu tahmin ettiğimiz yumuşak kalp, kendisinde
hiç yok. Akın kötülük düşünüyor, kötülükte yapıyor..İlk bölümden anladığım bu..
Neşem Akhan ise, beni cidden çok
şaşırttı. Adını Feriha Koydum dizisinin fettan ve kötü gelini Seher gitmiş,
yerine bambaşka bir karakter gelmiş..Onu ilk görür görmez ciddiyeti şaşırttı
beni. Ama birkaç dakika sonra karakteri öyle güzel ortaya koydu ki haliyle ve
tavrıyla, bravo dedim gerçekten. Tutucu, ciddi, insanların ne düşünecekleri
korkusu taşıyan ve aile bireylerini bu tarz laflardan sözlerden korumaya
çalışan, ailesine karşı sivri dilli, açık sözlü ve korumacı, ama dışarıya
sırrını vermeyen, sakin sesiz bir görünüm çizen, söz konusu ailesi olduğumu
yırtıcı bir kaplana dönüşen Suna karakteri, dizinin kilit taşlarından biri
olacak gibi görünüyor. Neşem Akhan, beni gerçekten bu performansı ile hem
şaşırttı, hem hayran bıraktı. Yüreğine sağlık gerçekten.
Ayça Varlıer diyeyim..Daha ne
diyeyim ki..İsmi bile yetiyor..O kadar seviyorum ki onu izlemeyi. Üstelik bu
defa o da beni şaşırttı..Hayli hareketli, kıpır kıpır bir karakterle karşımıza
çıktı..Çok fazla izleyemedik dün akşamki bölümde ama ilerleyen bölümlerde uzun
uzun görmeyi umut ediyorum kendisini.
Ve çok büyük bir usta vardı dün
akşam..Bana da büyük sürpriz oldu. Sevgili Zerrin Sümer..Maşallah yıllar geriye
mi gitmiş ne…Geçmişine bağlı, güçlü ama bir o kadar da kalbi yaralı bir anne Keriman
Hanım..Evladından ona yadigâr kalan torunlarına sıkı sıkıya bağlı bir kadın.
Aslında kızının akıbetini bilmediğinden olsa gerek, ondan kalan her şeye sahip
çıkmış Keriman Hanım. Odasına bile dokunmamış. Bir de topraklarına düşkün elbette, işine
gücüne sahip. Çektikleri sıkıntıları göğüslemeye hazır..Zerrin Sümer’i izlemek
büyük keyif oldu benim için..
Esas Kızımız Deniz karakterindeki
Aslıhan Gürbüz ise, ilk bölüm için sanki biraz heyecanlı idi. Ve fakat ilk
bölüm için gayet iyi iş çıkardı. O güçlü, hırslı, kararlı, ayakları yere sağlam
basan Deniz, daha ilk günden kasaba tarafından dışlanmaya ve zorlanmaya başlasa
da, kolay pes edecek bir tipe benzemiyor. Yarım kalan aşkı, işlemediği bir
cinayetin yükü derken, Deniz’in işi epey zor görünüyor…
Öbür taraftan sürprizlerden biri
de Hakan Karahan idi. Akşam görünce küçük bir hayret çığlığı atmadan edemedim.
Kaçak dizisinin Kız Taylan’ı burada Tarik kardeşimin müstakbel kayınpederi rolü
ile karşımızdaydı. Karizmatik ve gizemli Ragıp karakterine cuk oturmuş Hakan
Bey..Dizinin kötülerinden biri olsa gerek kendisi. Şöyle ilk bölümden benim
anladığım bu. Öbür taraftan Atilla Saral’ı yıllar sonra, ekranda görmek
şaşırttı beni..Çok değişmiş, artık orta yaşlı bir karaktere uygun hale gelmiş.
Yine İpek Tenolcay, Deniz’in annesi rolü ile çıktı karşımıza ama sanırım
sürekli boy göstermeyecek. Merhamet ve Eski Hikâyede izlediğimiz Haldun Boysan
usta da dizide yerini almış.
Gördüğünüz gibi kadro hayli
kalabalık..Hatta kim kimdir zorlanabilirsiniz. Üstelik daha yazamadığım
karakterler var..Dizinin hikâyesi dediğim gibi bana ilginç geldi. Yıllar önce
birbirini seven Deniz ve Tarık, Tarık kardeşimin babasının öldürülmesi ve
cesedinin başında Deniz’in bulunması sebebi ile ayrılırlar, Deniz işlemediği
bir suç için uzun yıllar hapiste kalırken, Tarık ve kardeşleri (4 kardeşler)
sürekli diş bilerler. Erken tahliye olan Deniz’in kasabaya dönmesi ve
anneannesi ile kardeşleri(3 kardeşler) eşliğinde Tarık ve ailesine meydan
okuması hikâyeyi hem karışık hem heyecanlı hale getiriyor. Deniz’in
fabrikasını, işyerini hatta evini kaybetmesine yol açacak büyüklükte borçlarını
ödeme çabaları da, hikâyenin keyfini artırmış. Öbür taraftan Tarık kardeşim
Ragıp abımızın kızı ile nişanlı, Ragıp biraz karanlık bir tip gibi geldi bana.
Bu cinayette parmağı var sanki..Ama ilk bölümde tam net anlayamadık bazı
şeyleri elbette.
Zeytin Tepesi, gerek görsellik,
gerek oyunculuk, gerek hikâye açısından benden tam not aldı. Sevdim, keyifle izledim..Hepsinin emeğine yüreğine sağlık..Umarım uzun ömürlü
olur. Bu keyfi hep beraber, izler ve konuşuruz…
Siyah İnci’den sevgiyle..
www.twitter.com/blackpearl42
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder