18 Şubat 2014 Salı

O Hayat Benim...Benim yeni favorim...

Ben bildim ama…

Daha fragmanı izler izlemez…

Dedim ki, kime bakacağımı şaşırdım, bu nasıl kadro…

Hay böyle olunca, insan merak ediyor, bu kadar iyi oyuncu bir araya gelmişken, hikâye nasıl acaba diye…

Ve Pazar günü akşam merhaba dedi O Hayat Benim ekranlara…

Ben dün izleyebildim yoğunluktan..Bugün de sıcağı sıcağına yazayım dedim

Nihayet şöyle meraklar uyandıran bir senaryo ile karşı karşıyayız..Hikâye bana çok farklı geldi. En azından son birkaç sezondur izlediklerime hiç benzemiyor. İlk bölümden hızlı bir tempo ile girdiler olaylara. Öyle ki, oyunculara mı bakayım, kim kimdir onu mu anlamaya çalışayım, hikâyeye mi odaklanayım diye düşünürken, bir baktım ki ilk bölümün sonuna gelmişim.
Hikâyenin kahramanları epey kalabalık, dolayısıyla gözünüz korkabilir ama çok sade bir anlatım ile hemencecik çözüyorsunuz ilişkileri. Bu açıdan çok sevdim ben. Öyle aşırı karışık akrabalık ilişkileri beni yoruyor şahsen.

Öncelikle hikâye dedik, oradan devam edeyim. Biri sizin hayatınızı çalsa, ne yapardınız? Cidden bunu düşündüm izlerken. Ortada iki kız kardeş var..Biri aslında öz değil, bambaşka bir hayatın evladı, zengin bir babanın kızı. Gün gelip baba kızının izini buluyor, ama kızların annesi, para hırsı ile asıl kızın yerine kendi kızını koyuyor..Böylelikle asıl zengin olan kız, eski fakir hayatına devam ederken, bu hayatı hiç hak etmeyen diğeri vuruyor turnayı gözünden…
Mehmet Emir Atahan, hayli zengin ve yakışıklı bir adam..Yıllar önce sevgilisinden bir kızı oluyor, ismi Bahar ancak her zamanki gibi bunu saklıyorlar kendisinden. Yıllar geçipte, kızın dedesi vicdan azabından duramayınca bunu gelip Mehmet Emir beye anlatıyor, kızını bulup sahip çıkmasını istiyor. Çünkü kızını verdiği ailenin durumu pekiyi değil, dolayısıyla Bahar eğitimini bile sürdüremiyor. Tüm bunları duyan ve üstelik yıllardır eşinden bir çocuk sahibi olamayan Mehmet Emir Bey, kızının peşine düşüyor elbette hemen. Ama hesaba almadığı bir durum var..Kızını büyüten ailenin başka bir kızı daha var..Efsun..Ve Bahar’ın üvey annesi, Efsun’un gerçek annesi olan Nuran, tüm bunları duyunca Bahar yerine Efsun’u, Mehmet Emir’e kızı olarak vermeyi ve dolayısıyla Atahanların servetinden faydalanmayı kafaya koyuyor. Planlıyor ve uyguluyor. Bu plan ne kadar başarılı olacak, şüphesiz seyredip göreceğiz..

İlk bölümün bana göre yıldızı Yeşim Ceren Bozoğlu…Kızların annesi Nuran karakteri ile resmen döktürmüş..O Geniş Aile’nin ve Aldırma Gönül’ün eğlenceli, şakacı ve biraz da tatlı sert kadınları gitmiş, yerine hırslı bir mahalle kadını gelivermiş. Nasıl güzeldi, nasıl şahaneydi anlatamam. Bayılarak izledim. Cuk oturmuş karaktere, ya da karakteri kendine yakıştırmış diyeyim, tek kelimeyle nefisti. İnanarak oynamak böyle olsa gerek..Koskocaman alkışlar kendisine…

Diğer dikkatimi çeken Ceren Moray oldu..Hani İşler Güçler'in deli kızı Zehra..Kız kardeşinin sevgilisi ile beraber olacak kadar şahane bir ahlaka sahip olan Efsun karakteri ile çok doğal bir oyunculuk sergiledi cidden. Annesinin hırslı ve bir o kadar ahlaki değerlerden yoksun kızı Efsun, çok inandırıcıydı. Çok beğendim performansını. Tam anlamıyla ortalığı karıştırmaya meyilli, herkesi birbirine düşürecek kadar da tehlikeli..Nuran ve Efsun çok iyi bir ikili olmuşlar. Ve bu hikâyede işin kötü ve entrikacı kısmını güzel idare edecekler gibi görünüyor..

Hazır entrika demişken, zengin evimizin sakinlerinden de söz etmek gerek sanırım..Dedim ya, insan kimi izleyeceğini şaşırıyor..Zira Nuran ve Efsun cephesine karşılık, zengin tarafında da iddialı ve entrikacı karakterler mevcut..

Esas kızımız Bahar’ın gerçek babası Mehmet Emir karakterini Sinan Albayrak üstlenmiş. Açıkçası ben çok yakıştırdım karaktere onu. Zengin ve asil, bir o kadar da mutsuz bir erkek olarak hayli başarılıydı. Bir gençlik sevdasının meyvesini yıllar sonra bulmanın heyecanı, öbür taraftan eşinin çocuk sahibi olamaması, ailenin sorunlu gençlerini yola getirme çabaları, aynı evin içinde o kadar insanı bir arada tutma çabası derken, yeni bulduğu ve ailesi tarafından pek kabul görmeyecek kızının sıkıntısı Mehmet Emir beyi hayli bunaltacak gibi görünüyor…Bakalım ilerleyen bölümlerde tüm bu sorunlarla nasıl başa çıkacak, merakla bekliyoruz..

İlk bölümün dikkat çeken bir diğer oyuncusu Ahu Sungur, tamda kendine yakışır bir karakterle çıktı karşıma..Bu kadına böyle zengin, asil karakterler çok yakışıyor. Zira çok güzel ve rahat bir oyunculuğu var onun. Adını Feriha Koydum’un Aysun hanımı, bu defa çok daha zengin, ailesine bağlı ve biraz da fena bir karakter olan Hülya’yı oynuyor. Saçlar uzamış, hayli hoş olmuş doğrusu…Hülya, Mehmet Emir’in kız kardeşi. Sorunlu bir erkek evlada, genç bir kıza ve sanırım ailenin pek hoşlanmadığı bir kocaya sahip. Laf aramızda, o damadı gözüm tutmadı benim..Herkesin ortasında kalıp, sorun çözmeye çalışan ve bunun ağırlığını taşıyan, üstelik biraz da otoriter annesiyle başa çıkmaya çalışan Hülya, şimdi de ortaya çıkan yiğeni ile uğraşacak gibi görünüyor. Ama bunu ne derece başarır izleyip göreceğiz. Zira Efsun ile baş etmek hayli zor olacak gibi görünüyor..

Dizinin ağır topları, şüphesiz Gülsen Tuncer ile Nurşim Demir olsa gerek..İkisini de çok severek izlerim..Gülsen Tuncer, esas oğlumuz Ateş’in teyzesini oynuyor..Nurşim Demir ise, Mehmet Emir’in annesi rolünde..Bir kere Nurşim hanıma böyle zengin ve özellikle kibirli roller şahane oluyor. Nasıl güzel oynuyor, nasıl güzel bakıyor tepeden tepeden anlatamam..Yüreğine sağlık, çok yakışmış rolüne..

Gülsen Tuncer’i ise Aşk-ı Memnu’nun Ahsen hanımı olarak izlemiştik. Burada daha mütevazı ama biraz gizemli bir karakterde karşımıza çıktı. Yılların usta oyuncusunu tekrar izlemek çok keyif verdi bana..Henüz ilk bölüm olduğundan, olayların ne olduğunu tam anlayamadık, ilerleyen bölümlerde Atahan ailesi ile ne hesabının olduğunu anlayacağız diye düşünüyorum.

Gelelim esas kızımıza ve oğlumuza…Tüm olayların başlangıç karakteri olan Bahar, kendi halinde, çalışkan fedakâr, ailesine yardımcı olan, kardeşinin her türlü sinir bozucu haline katlanan, çok tatlı ve çıtı pıtı bir kızcağız…Bu noktadan hareketle Ezgi Asaroğlu nasıl iyi olmuş bu karaktere anlatamam…Çok sevdim ben, bir parça ilk bölüm heyecanı sezdim kendisinde ama o kadar kusur da olsun artık..Bir kere çok güzel, çok sevimli bir kız zaten. Ben sevdim ne yalan söyleyeyim Bahar karakterini…Üstelik karşı karşıya kaldığı haksızlıkları da görünce, üzüldüm doğrusu..

Esas oğlumuz Ateş’i ise Keremcem oynuyor…Keremcem, tamam boylu poslu pek yakışıklı bir kardeşimiz de, bir o kadar da oyunculuğu ilerletmiş. Genellikle masum ve duygusal rollere yakıştığını düşünsek bile, bu defa çok farklı bir karakter var karşımızda. Atahan ailesinin avukatı Ateş, aynı zamanda geçmişten gelen bir sırra da sahip anladığım kadarıyla..Atahanlar ile bir hesabı var ve içten içe bu hesabı sormanın derdinde..Ben Keremcem’i çok beğendim, oyunculuk performansı çok iyiydi. Daha sert ve ciddi bir karakter olan Ateş, büyük ihtimal Bahar ile bir aşk yaşayacak. Ama bu aşk ikisine neler getirip götürecek hep birlikte izleyeceğiz…

Biraz karışık olduysa kusuruma bakmayın. En sade şekliyle yazmaya çalıştım, hatta karakter analizi bile yapmadım ki, kafanız karışmasın. Yazamadığım oyuncu ve karakter var daha, dediğim gibi dizi hayli kalabalık. Ama hikâyenin ağırlıklı karakterleri böyle..Açıkçası, ben keyif alarak izledim, senaryo, hikâye, oyuncular hepsi çok iyiydi. Genellikle ilk bölüm yazılarında, fazla bir eleştiri, eksik yüksek falan bulup yazmıyorum malum..İlk birkaç bölüm sonra çok daha iyi yerleşiyor karakterler zihnimde, daha sağlam yorumlar yapabiliyorum.

O hayat benim, keyifle izlediğim ve tavsiye edebileceğim bir yapım olmuş..Tüm ekibinin eline yüreğine emeğine sağlık diyerek, yazımızı burada noktalayalım..

Siyah İnci’den sevgiyle…


www.twitter.com/blackpearl42

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder