19 Ocak 2013 Cumartesi

Timsah timsah olalı, böyle gözyaşı görmedi...




             Çok farklılar..Hep farklılar..Biri görünüşte çok makbul, öbürü çoktan mahkûm..Kuzey ile Güney, gece ile gündüz kadar uzaklar birbirlerine karakter olarak..Kuzey öfkeli olduğu kadar içindekini saklamayan, yüreğinde ne varsa ortaya döküveren biri..Sadece Cemre söz konusu olduğunda içine atıyor her şeyi..Ama Güney..Her ortamda, her ilişkide başka bir adam..Yüzü gülerken içinde neler oluyor anlamak asla mümkün değil..Bu defada yanıltmadı beni..Gözlerine gözyaşını, kalbine planlarını çoktan yerleştirmişti..Bu haftanın yıldızı şüphesiz ki Güney ve bir o kadar da Buğra Gülsoy idi..Ancak bu konuyu yazının sonuna sakladım..Gelelim diğerlerine..

            Kuzey&Güney’in Ferhat’ın ölümünden sonra temposunun epey düştüğü gözle görülüyor. Bir takım şirket planları, halka açılmalar, bu arz olayının bedelini Barış ile evli olan Cemre’nin ödemesi, Kuzey’in her defasında itelediği Cemre’nin umutsuz bakışlarının verdiği bunaltıcı havadan sizleri bilmem ama ben yoruldum bu aralar..Her an ters köşe yapma telaşı ile kimin kim olduğunu bile karıştıracağız yakında..Ferhat’ın katilinin Burak mı, Güney mi tartışması yeterince zihnimizi yorarken, bir üçüncü şüpheli daha çıkıverirse şaşırmayacağım gerçekten..

            Bütün bunların üzerine, hiç anlaşamayan ve sürekli bir kavga eden çift olmalarına rağmen, Handan ile Sami beyin birbirine çok yakıştığını düşünen ben, Sami Bey’e yaşatılan gereksiz ve anlamsız aşk ilişkisinden de hayli rahatsızım. Handan Hanım ile ikisi birbirini tamamlıyorlar bana göre..Ama içimden bir ses, Handan ile Sami Beyin tekrardan barışacağını ve benim buna çok güleceğimi söylüyor…

            Aynur ve Sami ise birbiri ile hiç alakası olmayan iki insan..Handan Hanım’dan sonra, böyle sakin sessiz mütevazı bir karakter yazılması çok normal elbette. Handan Hanım gibi bir tip olsa değişiklik olmazdı. Ve fakat niyeyse Sami ile Aynur’un o yılbaşı resminde bile beni rahatsız eden bir oturmamışlık var..Sanki birbirine geçmeye çalışan ama bir türlü yerlerine oturtamadığımız bir oyuncak misali..Belki Sami babayı sakin sessiz bir hayata yakıştıramıyorum kim bilir..Diyeceğim o ki, Sami ile Aynur, olacak iş değil..

            Zeynep kızımız, her nedense, o iyilik dolu kalbe sahip kızdan, bir anda Küçük Sırlar’ın entrikacı Ayşegül’üne dönüşüverdi. İyilikten şeytanlığa çok hızlı geçiş yapan Zeynebin hızına ben bile yetişemedim..Hangi ara bu kadar kötü oldu anlamadım. Hoş, zaten Merve Boloğur deyince iyi bir karakter yakıştıramıyorum ben ona..Zira kötüyü en iyi oynayanlardan biri o..Bu haftanın beni keyiften dört köşe yapan sahnesi elbette ki, Kuzey’in Zeynebe haddini bildirdiği sahneydi. Kuzey her zamanki dobralığıyla ve yarım yamalak toparladığı cümleleriyle, Zeynebe Zeynebi anlatırken, bir oh çekmedim desem yalan olur..

            Zeynep-Kuzey ilişkisinin artık gerçekleşmeyeceğinin keyfini sürerken, bir anda Barış-Melda ikilisinin aşkına şahit olacağız demiştim ki, hevesim kursağımda kaldı. Melda cidden şahane bir manevra ile Barış’a kibarca haddini bildirirken, ne kadar zeki olduğunu da göstermiş oldu elbette. Barış’ın Melda’ya olan ilgisinin şirket menfaatleri içeren bir yakınlık olduğu öylesine aşikâr ki, insan gülmeden edemiyor. Melda’nın kapısının önünde, dudakları ile neredeyse kapıyı öpen Barış, bu haliyle beni de çok güldürdü..

            Diğer iki âşık adayımız olan Şeref ile Demet ise, henüz birbirlerinden hoşlandıklarını söyleyebilecek cesarete sahip değiller..Kendilerine bile itiraf ederken zorlandıkları bu durumu, etraflarına nasıl açıklayacaklar merakla beklemekteyiz. Açıkçası Demet ile Şeref birbirine çok uygun görünüyor. En azından aynı acılardan geçmiş olmanın verdiği ortak bir yan var..Birbirlerine yakıştırıyorum ben ikisini de. Malum, Ali kardeşimizin yerini alamamış olsa da, en azından onun boşluğunu az da olsa doldurmayı başardı Şeref. Henüz tam olarak Kuzey’in en sağlam dostu olarak gözümüz alışmadı ama görünen o ki, Şeref bu tahta aday olmuş çoktan. Demet ile ilişkisi duyulunca Kuzey’in yeni fırtınalarından birine kapılmazsa tabi bu taht..

            Hani bazen insanların dibe vurma anları olur ya hayatta..İşte Simay deyince sanırım en iyi tarif bu olur. Sürekli olarak, insanlara günlerini göstereceğini söyleyen Simay, asıl bataklığa kendi düştü farkında mı acaba..İnsan fazla büyük konuşmamalı işte. Ailesini kaybetti, eşini dostunu ve en önemlisi ona belli bir güç sağlayan Ferhat’ı da kaybetti, üstelik geçmişte yaptığı her kötülük şimdi tek tek karşısına çıkıyor, oda yetmezmiş gibi, ne olsa Simay’dan biliyor Kuzey..Simay’a bütün bunlar ağır gelmiş olacak ki, geçmişinden sıyrılmak ve soyunmak kurtulmak istedi sanırım. Ve fakat geçmişten sıyrılmayı kıyafetlerinden sıyrılmak olarak anlamış olacak ki, kendini striptiz yaparken buldu kötülükler kraliçemiz. Kuzey’de onu striptiz yaparken buldu üstelik..Herhalde Simay için kelimenin bittiği yer burası olsa gerek..

            Gelelim Banu’ya..Ne yaptılar ettiler, kızı elbirliği ile delirttiler sonunda. Zayıflayan sinirlerinin ayarını kaybedince hastaneye yatan Banu için önce üzüldüm gerçekten. Ama Güney’in içten içe hazırladığı oyunun kurbanı olduğunu görünce daha da çok üzüldüm..Banu’nun durumu gerçekten kritik ama sanırım onun için planlar kuran Güney’in unuttuğu iki isim var..Barış ve Ebru Hanım..Aralarındaki şiddetli savaş şimdi başlayacak sanırım..

            Ve Güney elbette..Yazımın başlığını ona ithaf ediyor ve tekrarlıyorum..Timsah timsah olalı böyle gözyaşı görmedi Güney..O nasıl bir sahtelik ve bu sahteliği nasıl başarılı bir gizleyiş..Hastanede babasına sarılıp ağlarken ki bu haftanın en duygusal sahnesiydi, gerçekten üzüldüm önce onun için. Güney her şeye rağmen, ailesinin çok yalnız bıraktığı biri..Başarısı arttıkça yalnızlığı da çoğalıyor. Ama Güney sonuna kadar bunu hak ediyor canlarım..Evine dönüp hüzünlü konuşmalar yaparken,ağlayıp gözyaşı dökerken, yok dedim bu Güney olamaz. Çünkü Güney bu kadar duygusal olamaz..Nitekim haklı da çıktım. Meğer kendini bu kadar zor, yalnız, acınacak durumda gösteren, gözü yaşlı Güney kardeşimin planları çok başkaymış..O aslında Banu’nun vekâletinin peşindeymiş..Güney, eşinin vekâletini almak için konuşup planlar yaparken, ister istemez Güney’in sonunu düşünmekten alamadım kendimi. Güney için iyi yanları da var diye düşünsem bile, kötü yanı daha ağır basıyor..Zira bu kötü yanını o çok iyi gizlemeyi başarıyor..Onu daha kötü ve tehlikeli yapan da bu zaten..

            Umarım Güney’in foyası yakında ortaya çıkar ve oda Simay gibi layığını bulur diyorum ve bu haftalık Kuzey&Güney için bu kadar yeter diyorum..

            Siyah İnci’den sevgiyle…

            www.twitter.com/blackpearl42


           
           

           

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder