24 Mart 2012 Cumartesi

Feriha yediği tokadı hak etti mi?

Adını Feriha Koydum iki bölümü daha geride bırakırken, emin olun arkasından konuşacağımız pek çok şey bıraktı da gitti. 

Malum geçen hafta Emir ile Feriha kardeşlerim, ölümsüz aşklarının bedenlerine yaptığı ölümsüzlük etkisi ile Cansu’nun yemeklerine boşalttığı neredeyse koca bir kutu fare zehrinden kurtulmuşlardı. Ve lütfen aramızda doktor var ise, bu fare zehrinin etki süresini anlatsın gözünüzü seveyim. Cansu oturdu başlarında neredeyse iki senelik saçma sapan aşkının özetini çıkardı. Neyse ki Emir kardeşim elini tuttu da ambulans çağırmaya razı etti. Normal şartlarda ikisinin de hastanede mevta olması gerek diye düşünüyorum ben ama maşallah bizimkiler birkaç saatte ayağa kalkıverdiler. 

Hastane sahnesinde beni en çok etkileyen Aysun hanımın gözyaşları oldu açıkçası. Bir annenin ızdırabını sesine, gözyaşlarına öylesine yansıttı ki, bir an kendimi tutamadım. Ve ne kadar sosyete, zengin, gururlu olursa olsun annedir işte sonuçta bir kadın eninde sonunda. Bunu da çok iyi anlamış olduk..

Hastane sahnesinde beni en çok güldüren ise, Feriha’nın artık nihayet bir Sarrafoğlu olduğunu duydukları sahnede hemşirenin kimlik muhabbeti oldu. Şimdi önce “memur bey kimliğinden baktı” dedi, sonra döndü “üzerinde kimlik yoktu eşinin ifadesine göre söyledik” dedi. Ben mi yanlış anladım diye tekrar dinledim ama aynı ifade. Sanırım hemşire kızımız Emir’in anne babasının yüz ifadesini görünce lafı çevirdi ama bizden kaçmadı elbette.
Cansu’nun da kendi kendine plan kurup Feriha ve Emir'i zehirlemesi ve evde aklı başında onca lafı etmesinden sonra, bir anda deli pozlarına girmesi de hayli komikti tabiî ki. Kızım sen koca bir kutu fare zehrini yemeğin içine boşaltıp güzelce kavururken aklın başındaydı da, şimdi kalkıp niye “ben böyle olsun istememiştim” diyorsun. 

Ve okuyucularımdan Nurhan Semiz’in fark ettiği en gülünç hata elbette. Feriha ve Emir zehirlenip yere düşerlerken, Emir masa örtüsünü de tutup olan yemeği, bardağı, çanağı yerlere saçmıştı malum. Cansu hastaneye götürüldükten sonra bunu fırsat bilen Sanem Hanım eve geldiğinde ise ev pırıl pırıl, derli topluydu. Hangi ara kim temizledi onu da merak etmekteyiz şiddetle. Nurhan kardeşimizi de dikkati için kutluyor ve ayrıca teşekkürlerimizi sunuyoruz.

Gelelim bu haftaya.

Şimdi baştan söyleyeyim Mehmet kardeşime. Sen artık itiraf et Mehmet, aslında senin derdin ne Feriha ne Emir. Senin tek derdin bir baltaya sap olamadığın için edinmiş olduğun kompleksler. Feriha’yı bal gibi de kıskanıyorsun kardeşim asıl tahammülsüz olmanın sebebi bu.

 Feriha da da ne şans varmış kardeşim ya. Kızın yüzünü bir türlü güldürmek nasip olmadı. Hoş en mutlu anlarında bile Feriha’nın illaki somurtmaya bir sebebi var oda ayrı konu. Emir’e de kalktı dedi ki “Ben mutsuzluktan ölmüyorum”. Yahu Feriha sen git aynaya bir bak be kızım. Seni seyrederken biz öleceğiz mutsuzluktan nerdeyse. Daha ilk günden zaten karı-koca didişmeye başladılar her türlü. Bir de Bu Feriha’nın dudaklara dikkat eden var mı bilmem ama çok kötü görünüyorlar. Tamam, sade bir mahalle kızı olabilir, o yüzden makyajını sıfır derecesinde göstermeye çalışıyorlar da, e be kardeşim bir nemlendirici bari sürün şu kızın dudaklarına. Her an çatlamış, kupkuru dudaklar beni çok rahatsız ediyor. 

Şu Rüya ve hamilelik muhabbeti birkaç bölüm sürüp bizi sinir etmeye devam edecek diyordum ki Rüya kızımızın annesinin bir cümlesi vardı bu bölüm çok güldüm ben. Feriha’nın elindeki evlilik yüzüğünü duyunca “ucuzluğunu örtmeye yeter mi?” dedi ya. Ben koptum orda gülmekten. Yahu kadın, sen önce kızına bir bak ucuzluktan söz etmeden önce. Kusura bakma da, kapıcı kızı olmak, tek gecelik kadın olmaktan, değer olarak çok daha pahalıdır diye düşünüyorum ben. Üstelik senin kız maşallah sadece Emir için tek gecelik olmamış, birkaç kişiyi de listesine almış. Buna rağmen, kızının yediği her naneyi sineye çekip, üstüne Feriha’ya, babasının namusuyla para kazandığı mesleği sebebiyle ucuz demen pek bir komik oldu. Hayır, yani sürekli zengin fakir ayırımı yapıyorsunuz anladık ta, sınıf atlamak tek gecelik ilişkisini göğsünü gere gere anlatabilmek ile oluyorsa, biz sınıfta kalalım razıyız. Rüya kızımız biraz saf ve annesi olmasa bütün gerçeği ortaya dökecek gibi dursa da, bu bölüm havuz sahnesinde, öyle bir laf etti ki aferin dedim ben ya. Feriha’yı konuşurlarken “Kocası için tek gecelik ve değerli olmadığımın farkında” dedi. Eh bu da bize bir kadının ne kadar alçalabileceğini gösteren güzel bir ayrıntı idi valla.

Aysun hanım ise Feriha’ya yeni bir ziyaret daha yapıp içinde Feriha’ya karşı sürekli biriktirdiği nefreti kustu tekrardan. Anneliğin ve evladının başına gelenlerin etkisi onu günden güne daha kötü biri yapıyor. Ben şahsen okkalı bir tokat daha beklemiştim ama olmadı. Ben asıl bebeğin Emir’den olmadığı ortaya çıkınca Aysun hanımın yüzünü çok merak ediyorum bakalım ne yapacak. Aysun hanım da beni güldürdü bu bölüm. Kalktı Feriha’ya “senin yüzünden dağıldık, perişan olduk” demez mi. Yahu siz dağılalı epey bir zaman olmuş zaten, asıl sıkıntı yaşayan Feriha, ailesi dağılan, ailesinden ayrı kalan, tek başına ayakta durmaya çalışan Feriha. Hayır, siz ne zaman mahvoldunuz onu anlamadım ben.

Ama Allah için Aysun Hanım da, Sanem hanımda müthiş hoş kadınlar ya. Dizide onca genç kız var. Hiçbiri ikisi kadar havalı, şık ve hoş değiller bana sorarsanız. Birde diyorum ki, Aysun hanım Ünal Sarrafoğlu ile yeniden mi evlense acaba. Kadının başka bir kocası ve bilmem kaç bölümdür ortada görünmeyen bir küçük oğlu daha var ama maşallah gece-gündüz Ünal ile beraber. 

Sanem hanımda bu bölüm nihayet muradına erip Cansu kardeşimin velayetini üstlendi. Cansu ile Halil’in hastanede buluşmasına ne dediniz peki canlar? Tencere yuvarlandı kapağını buldu sonunda işte. Ben geçen bölümde rüya görüyor sanmıştım ama gerçekmiş meğer. Yalnız şöyle bir durum var ki, Cansu deli falan değil, kafayı da yemedi. Sadece içine girdiği çıkmazdan kurtulmaya çalışıyor bence. Onca ruh hastasının yanında kalmaktansa, adam gibi git cezanı çek daha mantıklı. Zira Halil her an Cansu’nun tepesine binebilir benden söylemesi.

Babası Emir’in para musluklarını kapattı ya, meğer Emir’in o sular seller gibi harcadığı para kendi parasıymış. Alın size kahkahalarla gülünecek bir konu daha. Koray, beraber içtikleri barda birde demez mi “Kardeşim sen eşek gibi çalıştın kazandın o parayı” diye. Şimdi söyleyin bana Allah aşkına, iki senedir Emir’in çalıştığını gören var mı aranızda? Hatta çalışmayı geçtim, eşek gibi çalışmış üstelik. Ne ara çalıştın, ne ara kazandın o parayı sen Emir. Nasıl bir iş yaptın, ne kadar maaş aldın da bunca zaman lüksün zirvesinde idin anlamadım ben. Elinde içki kadehi, babanın gece klubünde kızlarla günün gün ederek mi kazandın o parayı sen. Güldüm güldüm çok güldüm anlayacağınız.

Gülsüm kardeşim de bu bölüm oturdu Feriha’ya evlilik, fedakârlık dersi verdi ya. Benim de o vakit Gülsüm’e iki çift lafım var. Yahu Gülsüm, seninki evlilik mi, yuva mı, kalktın Feriha’ya akıl veriyorsun. Sanki ortada bir yuvan var da kurtarmaya çalışıyorsun. Feriha’nın evliliği aşktan, seninki mecburiyetten kardeşim. Aradaki dağlar kadar farkı görmeyip, bir de ahkâm kesme olur mu evlilik konusunda. Komik oluyorsun zira.

Ve elbette ki Feriha’nın finalde yediği tokat ile noktalayalım. Pek uzadı biliyorum amma velâkin o kadar çok malzemesi var ki Feriha’nın yaz yaz bitmiyor. İnanın daha pek çok şeyi not almıştım çoğu kaldı.

Feriha o tokadı hak etti mi? Bana sorarsanız evet. Sonuna kadar hak etti. Kızmayın, darılmayın, başlamayın hemen kadına şiddet kötüdür diye. Kadına şiddete karşı çıkmada en önde yürümeye hazırım. Ama sen kalkar da, kocana “başka bir erkekle beraber olsaydım ne olurdu” dersen o tokadı yersin kardeşim uçarı kaçarı yok. Buradan şöyle bir ana fikir çıkarıyoruz. Sınıfı ne kadar yüksek, cüzdanı ne kadar kabarık, boyu posu endamı ne kadar hoş olursa olsun erkek erkektir. Ve siz siz olun hiçbir erkeği, bir başka erkeğin adını anarak tartışmada yeneceğinizi düşünmeye kalkmayın. Tokadı yer, alır çantanızı kuzu kuzu yürürsünüz işte karanlığa.

Şimdilik bu kadar canlar. Yeni bir yazıda görüşmek dileğiyle…

Siyah İnciden sevgiyle….

www.twitter.com/blackpearl42

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder