22 Nisan 2012 Pazar

Kuzey&Güney'de bu hafta...


 
Kuzey&Güney için ne söylesek az. Gün geçtikçe daha bir lezzetli oluyor. Ne düşüneceğimizi şaşırıyoruz seyrederken.

Bakalım bu hafta…Kuzey&Güney’den yana…Neler kalmış aklımızda..

v      Zerrin Tekindor'un samimi ve sahici oyunculuğu mest ediyor beni. “Biz hiç dokunmadan sevdik birbirimizi” cümlesiyle, bu hafta bize küçük bir aşk dersi verdi Gülten hanım. Günümüzün,her şeyi paldır küldür yaşayıp birden bire tüketilen fast food aşklarına çok güzel bir göndermeydi doğrusu.. 

v      Kuzey, infazını yakmamak ve başını belaya sokmamak için Simay’ın korkutmakla yetindi ama ben şöyle ağzını burnunu kırmasını bekledim ne yalan söyleyeyim. Ve fakat böylelikle Kuzeyin artık öfkesine hâkim olma konusunda daha başarılı olduğunu ve aklını kullandığını anlıyoruz. 

v      Simay’a artık kızmaktan çok acımaya başladım. O ne zavallı bir hayattır. Uslanmaz iflah olmaz bir kenar mahalle dilberi Simay. Beni en çok hayrete düşüren ise cesareti ve arsızlığı..VE KİŞİLİKSİZLİGİ ELBETTE. Önce her türlü dolabı çeviriyor, sonra korkudan kim ne isterse onu anlatıyor. Kimin yanında duracağını bir türlü bilemedi. Nerede menfaati varsa o tarafa dönüveriyor. Sanırım sonu da kendisine yakışan bir çirkinlikle olacak..

v      Bu büyük kardeş kavgası giderek Ferhat ile Bekir kavgasına dönecek gibi görünüyor. Dilerim ilerleyen bölümlerde iki mafya babasının kapışmasından çok, Kuzey ve Güney’in karşılıklı savaşını seyrederiz..Daha keyifli geliyor kulağa zira. 

v     Sümer kardeşimin zoraki ortağı Mecit abimizin odası,Unutulmaz dizisinde kullanılan şirket bürosu idi,hatta şu anda Hayat Devam Ediyor dizisindeki Berat kardeşimin holdingteki odası da aynı oda.. dikkatinizi çekti mi bilmem.

v Ferhat sinsi oyunlarına devam ediyor ve sanırım en büyük kabak ta Güney’in başına patlayacak. Çünkü Ferhat bir şeyin çok iyi farkında. Kuzey’in en zayıf noktası Güney aslında. Her ne kadar düşman bile olsa..

v     Güney için de günler zor..Ama Allah’tan çok zeki. Malum Ebru Hanım ile yaptığı ilk raundu kazanmıştı, oysa babasının videosu sayesinde şimdi onların karşısında çok zorda kaldı. Kaldı kalmasına da yine elindekileri kullanmaktan çekinmedi..

v  Ebru Hanım’a da iki çift sözümüz var elbette. Güneyi alt etmeye çalışmayın Sayın Ebru Hanım. Elinizde Banu gibi bir malzeme varken bu çok zor. Üstelik sürekli açık vermektesiniz ve Güney bunları yakalayacak kadar zeki. Bizden söylemesi..

v  Malum Sinanoğlu ailesinin meşhur bir adı var ya, bu ada leke sürmemek için ellerinden geleni yapıp ta sürekli çamura bulaşmalarına, hatta içinde yuvarlanmalarına çok gülüyorum ben. Bir türlü huzur bulamadılar.Ayrıca paranın mutluluk getirmediğini de sürekli didişmelerinden, birbirlerinin açıklarını aramalarından da anlıyoruz..Aslında şöyle bir düşününce, çok varlıklı olmanın, çevrenizdeki insanlara hep şüpheyle yaklaşmanızı sağlayacak bir ruh hali verdiğini anlayıp, halimize şükrediyoruz..

v    Kuzeyin ifade verdiğinden haberi olmayan Güney, Kuzey’e her saldırışında biraz daha gözümüzden  düşüyor mu nedir..Güney’in zehirli sözlerine karşılık Kuzey’in ağzını açıp ta iki laf etmeyişi, onu utandırıp yerin dibine geçirmesi gerekirken bunu yapmayışı da adamlığın zirve noktasıdır elbette..

v      Ve yine de Güney her ne kadar Kuzey’e sürekli öfkesini dile getirse de, röportajda önce kardeşinden söz etmesi ve dalıp dalıp gitmesi de, içinde bir yerlerde kardeşine karşı vicdan azabı duyan birinin günah çıkarması gibiydi ve en etkileyici sahneydi benim gözümde. 

v      Kardeşiyle ipleri koparan Güney, babasıyla da ilişkilerini bu bölüm kısaca özetleyiverdi. “Ne zaman yanımda oldun ki?” sorusu elbette içimizi acıtan bir soru idi, ancak Güney’in kendisine sorması gereken asıl soru “Neden babam hiç yanımda olmadı?” idi. Ki bu sorunun cevabı zaten bütün bu keşmekeşi özetleyen kilit noktadır. Güney’in en büyük sorunu empati yapamaması. Her şeye sadece kendi açısından bakması.  Pardon, Güney emek vermiş hani makara için. Kuzey emek vermedi mi? Hatta tabiri caiz ise işin bütün hamallığını Kuzey yapmadı mı? Sonra da bunca koşturmaya rağmen, tekmeyi yemedi mi? Evet, elbette Güney’in haklı olduğu yerler kesinlikle var. Marka haline getirdiği işine kardeşinin rakip olması kabul edilemez. Ama ben Güney’in yerinde olsam…Babamın dükkânına avukat göndermeyi bırak, her ne şartta olursa olsun kardeşimi de babamı da desteklerdim. Zincirin ortaklarından birinin Sami beyin dükkânına gelip te, Kuzey’i de işin içine alma sahnesi vardı ya. İşte o adam kadar olamamasıdır Güney’in tek suçu. 

v      Ali’nin evindeki hamburger sahnesini seyredip te ağzının suyu akmayan oldu mu bilmem..O nasıl doğal ve iştahlı bir yemekti öyle..Çok severek izledim o sahneyi..

v  Aşk, hiçbir mutluluk oyununa kanmaz. Gözlerinin önünde oynansa bile..Bunu nerden anladık. Ali’nin hamburger-kola partisinde ne zamanki Barış Cemre’yi aradı..Kuzeyin yüz hattı da bize haklı olduğumuzu ispatladı. Kuzeyin yerinde olsam, Simay’ın kafasına, Ferhat’ın ayağına sıkar, Zeynep’e tekmeyi basar, Cemre ile kaçardım. 

v      Zeynep demişken, nasıl sevimsiz nasıl yapmacık. Kuzey’in taklidini yaptığı sahneyi beğenen oldu mu bilmem ama ben hiç keyif almadım. Hani böyle sırnaşık insanlar vardır, sürekli bir yerlerinize dokunur, saçınızı okşar, öper, bunalır sıkılırsınız ya..Zeynep’te tam anlamıyla öyle bir izlenim bırakıyor bende, yapış yapış ve sevimsiz. Üstelik sevilmediğini bile bile en büyük hatayı yapıyor. Aşk zorlanmaz, zorla olmaz, aniden gelir, yüreğe yerleşir ve öyle kolay kolay da yeri dolmaz..

v      Zeynep, Kuzey’i elde etmek için, en sıradan silahı, bedenini aldı eline. Bu her ne kadar onun için doğru ise de, bu final için söylenecek tek cümle, aşkın en derin bıçak yarasını aldığı noktadır ..


Siyah İnci’den sevgiyle...

www.twitter.com/blackpearl42



  



 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder