Adını
Feriha Koydum bu haftada bendenizi sinir etmeyi başardı canlarım. Dizinin sonuna
yaklaşırken gerçekten artık konular fazlasıyla uzaması, sıkıcı ve saçma sapan
gelişmeler olması, sizi bilmem ama beni yordu gerçekten
Bana
sorarsanız bu hafta dizi bomboştu. Hiçbir gelişme yoktu kayda değer. Emir bol
bol Feriha’nın peşinden koştu, Feriha’da onu tersledi. Ama yine de üç beş
konuşacak konu buldum sizler için. Bu hafta dizinin kızlarını, erkekleri ve
yaşanan aşkları ele alalım dedim kendi kendime. Malum dizideki kızlarımızın
hepsi erkekleri peşlerinden koşturup süründürmekteler. Hepsi kendine göre
haklı. Hepsi kendine göre âşık. Bana kalırsanız, aşk adına dizide yaşananlar,
aşkı da yerin dibine geçirdi, sevgiyi de…
Öncelikle
tabiî ki FERİHA. Dizinin en kaprisli hatunudur kendisi, Feriha kardeşimi
yürekten tebrik etmek lazım, zira iki senedir o küçücük boyuyla ve beş karış
suratıyla koskoca Emir Sarrafoğlu’nu kendine oyuncak etmeyi başardı.
Çevresindeki onca düşmana ve kötülüğe rağmen, tek şans vermediği kişi Emir
dikkat ettiyseniz. Bu kız kendine bu kadar niye güveniyor ben bir türlü
anlamıyorum. Hayır, yani neyin var senin vazgeçilmeyecek onu anlamadım ben. Her
an asık bir surat, sürekli Emir’i terslemeler, konuşma isteğini geri çevirmeler
derken, ciddi ciddi adamı elinde oynatıyor. Hem adamın gömleğini almış koynuna
koklaya koklaya yatıyor, hem de telefonlarına bile çıkmıyor. Bu nasıl bir
dengesizlik. Hangi aşk bu kadar gururludur, insan sevdiği kişi ile ilişkisini biraz
olsun düzeltmeye çalışır, hataları görmezden gelir, alttan alır, fedakarlık
yapar. Bunlar daha iki günlük evliyken, her şeyi yaşadılar tükettiler. Hayır,
yani hak edilmiş bir tokat, ne kadar büyük mesele haline geldi. Bir Allahın
kulu da çıkıp ta yahu kardeşim bu tokat niye atıldı, ne oldu ne yaşandı demedi.
Gülsüm şöyle yarım ağız sordu ama cevap alamadı elbette. Benim tavsiyem, Sakın ola
ki, eşinize, sevgilinize Feriha’yı örnek alıp ta, o havaları atmayın. Zira öyle
erkekler sadece senaryolarda yazılıp, ekranlarda canlandırılıyorlar artık o
kadar. Yani sadece tokat yemekle kalmaz, kapının önüne atılırsınız, öyle
peşinizden falan da kimse koşup gelmez benden söylemesi. Ama Feriha kızımız
akıllı mı, şanslı mı artık her neyse, Emir’i sürüklüyor peşinden şimdilik.
Emir de tam saf âşık, Allah adama
boy pos yakışıklılık vermiş, birde duygusal saf bir kalp vermiş ki tam olsun. Lütfen
biri bana Emir’in suçunu söyleyebilir mi? Hangi zengin, yakışıklı erkek Emir
gibi peşinde koşar bir kızın. Kusura bakmayın ama Emir gibi bir erkek yok
farkındasınızdır umarım. Adam iki senedir Feriha’nın peşinde koşmaktan
yorulmadı, vallahi ben seyretmekten yoruldum. Emir’in artık biraz kendini geri
çekmesi ve Feriha’ya gününü göstermesi lazım. Emir peşinde koştuğu sürece,
Feriha’nın ne yüzü gülecek ne kaprisleri bitecek. Birde Feriha’nın kaldığı
yurda gitti ya Emir, çıkarmış güvenlik görevlisine nüfus cüzdanını göstermez
mi. Beni gülme tuttu. Yahu adama n.cüzdanını göstereceğine 200–300 lira
koysaydın avucuna, değil Feriha’yı göstermek, eve bile servis ederlerdi. Ama garibim babasının para musluklarını kapatmasından sonra, hala son model arabalarda (!) gezmesine rağmen cebinde parası yok demek ki..
Ya bir de şu okul muhabbeti var
ki ben en çok orda gülüyorum. Arkadaşlar, bu çocuklarımız üniversiteye niye
geliyorlar. Ne ders var, ne kitap, ne sınav var ne hoca. Bir Levent Hoca var
bildiğimiz, zaten ondan başka derse giren de yok. Ama çok önemli bir şey var.
Emir ile Feriha’nın ne olduğunu anlamadığımız ve iki senedir devam eden proje
çalışması. Allahım yarabbim okula geliyorlar proje, gidiyorlar proje. Ortada
uzadıkça uzayan, başı sonu belli olmayan, sadece Emir ile Feriha’yı bir araya
getirmek için hazırlanmış bir plan gibi duran proje çalışması. Bir an önce bu
çalışmanın da bitmesini yürekten diliyorum.
Gelelim Koray ve Gülsüm’e.
Hayatımda böyle saçma sapan bir ilişki görmedim. Karı koca karşılıklı
oturmuşlar, kocanın sevdiği kadından bahsediyorlar. Allah aşkına hiç saygı da
yok. Hangi kadın kendisine böyle bir evliliği yakıştırır, kocasının sevgilisini
bile bile, bir gün evliliğinin düzeleceğine inanır. Koray zaten artık lokanta
kedilerine döndü. Hani lokantanın içinden gelen yemek kokularını alıp ta,
kapının önünden ayrılmayan kediler vardır ya. Koray da Hande’nin peşinde, biri
kaçıyor öbürü kovalıyor. Yani bir aşk ancak bu kadar yerin dibine
geçirilebilirdi zaten. Hande her zamanki yapmacık hareketlerine, konuşma
tarzına devam etmekte, Binbir kaprisle Koray’ı peşinden koşturmakta. Hayır,
yani Koray Gülsüm’den boşanıverse Hande tekmeyi basacak adım gibi eminim.
Beraber vakit geçirelim dediler bu bölüm, ormana koşmaya gittiler. Gülmekten
öldüm resmen. Hele Hande’nin dört dörtlük makyajı ve fönlü saçları ile koşu
yapması spor anlayışımıza da yeni bir tarz getirdi.
Dizimizin diğer aşık erkeği
Levent Hocamızın da iki takla atmadığı kaldı Feriha ve ailesine yaranmak için.
Adam ne yapsam etsem, Feriha için bir şey yapsam diye düşünüp duruyor. Allahtan
Feriha kızımız kendi kocasına göstermediği yakınlığı adama gösteriyor da,
Levent ağabeyimizde kendini avutuyor böylelikle. Bu bölümde nerden geldiği, kim
olduğu, ne iş yaptığı ve amacının ne olduğunu anlayamadığımız sevgili Nevbahar
Hakkın rahmetine kavuştu. O kadıncağızın hastalığı neydi, niye öyle aniden
ölüverdi hiç anlamadım. Levent abi, sen de annenin ölümünü beklermişsin
kardeşine sarılmak için. Kadının sağlığında birbirinizi yediniz, kadının da
ömrünü yediniz, şimdi oturun annenizin mallarını yiyin iki kardeş artık ne
diyeyim ben size.
Nevbahar öldü ölmesine de
Mehmet’te işsiz kaldı ben en çok ona üzüldüm. Nasıl ödenecek şimdi o yatak
odasının masrafı, hadi onu geçtim sevgili Seher kızımız maniküre para nasıl
bulacak. Seyrederken aklıma Cem Karaca’nın o şahane şarkı sözü geldi. Yok
içmeye bir şişe bile ayran, neyine gerek senin tahtırevan. Gerçi Seher, Emir'den tırtıkladığı paralarla epey idare eder gibi geliyor bana..
Bu bölümün son sahnesinde, Levent
ile Feriha’nın aşk dedikodularını duyan Emir’in o manasız kaçırma sahnesini
seyrettik. O nasıl kaçırmaydı kardeşim ya. Ne Emir şöyle omzuna atabildi
Feriha’yı, ne de Feriha yumruklayıverdi Emir’in sırtını. Nasıl yapmacık bir
sahneydi öyle. Etkilenenler kusuruma bakmasın da, çok kötü bir sahneydi. Yalnız
özellikle belirtmek istiyorum ki, Çağatay Ulusoy’un oyunculuğunda çok ciddi
ilerleme görüyorum ben.
Dediğim gibi, dizideki bütün
ilişkiler cidden çok kötü durumda. Konu uzadıkça iyiden iyiye her şey
darmadağın oldu. Ve sanırım en kötüsü artık toparlanacak hali de kalmadı. Sezon
sonunda dizi biteceğine göre, nasıl olup ta her şey yoluna girecek merakla
beklemekteyim.
Şimdilik AFK’dan bu kadar
canlarım..
Siyah İnci’den sevgiyle..
www.twitter.com/blackpearl42
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder