10 Nisan 2012 Salı

Önce sakinleştirici alın, Sonra Feriha'ya bakın..

             
            Adını Feriha Koydum bu haftada bendenizi sinir etmeyi başardı canlarım. Dizinin sonuna yaklaşırken gerçekten artık konular fazlasıyla uzaması, sıkıcı ve saçma sapan gelişmeler olması, sizi bilmem ama beni yordu gerçekten

            Bana sorarsanız bu hafta dizi bomboştu. Hiçbir gelişme yoktu kayda değer. Emir bol bol Feriha’nın peşinden koştu, Feriha’da onu tersledi. Ama yine de üç beş konuşacak konu buldum sizler için. Bu hafta dizinin kızlarını, erkekleri ve yaşanan aşkları ele alalım dedim kendi kendime. Malum dizideki kızlarımızın hepsi erkekleri peşlerinden koşturup süründürmekteler. Hepsi kendine göre haklı. Hepsi kendine göre âşık. Bana kalırsanız, aşk adına dizide yaşananlar, aşkı da yerin dibine geçirdi, sevgiyi de…

            Öncelikle tabiî ki FERİHA. Dizinin en kaprisli hatunudur kendisi, Feriha kardeşimi yürekten tebrik etmek lazım, zira iki senedir o küçücük boyuyla ve beş karış suratıyla koskoca Emir Sarrafoğlu’nu kendine oyuncak etmeyi başardı. Çevresindeki onca düşmana ve kötülüğe rağmen, tek şans vermediği kişi Emir dikkat ettiyseniz. Bu kız kendine bu kadar niye güveniyor ben bir türlü anlamıyorum. Hayır, yani neyin var senin vazgeçilmeyecek onu anlamadım ben. Her an asık bir surat, sürekli Emir’i terslemeler, konuşma isteğini geri çevirmeler derken, ciddi ciddi adamı elinde oynatıyor. Hem adamın gömleğini almış koynuna koklaya koklaya yatıyor, hem de telefonlarına bile çıkmıyor. Bu nasıl bir dengesizlik. Hangi aşk bu kadar gururludur, insan sevdiği kişi ile ilişkisini biraz olsun düzeltmeye çalışır, hataları görmezden gelir, alttan alır, fedakarlık yapar. Bunlar daha iki günlük evliyken, her şeyi yaşadılar tükettiler. Hayır, yani hak edilmiş bir tokat, ne kadar büyük mesele haline geldi. Bir Allahın kulu da çıkıp ta yahu kardeşim bu tokat niye atıldı, ne oldu ne yaşandı demedi. Gülsüm şöyle yarım ağız sordu ama cevap alamadı elbette. Benim tavsiyem,   Sakın ola ki, eşinize, sevgilinize Feriha’yı örnek alıp ta, o havaları atmayın. Zira öyle erkekler sadece senaryolarda yazılıp, ekranlarda canlandırılıyorlar artık o kadar. Yani sadece tokat yemekle kalmaz, kapının önüne atılırsınız, öyle peşinizden falan da kimse koşup gelmez benden söylemesi. Ama Feriha kızımız akıllı mı, şanslı mı artık her neyse, Emir’i sürüklüyor peşinden şimdilik.

Emir de tam saf âşık, Allah adama boy pos yakışıklılık vermiş, birde duygusal saf bir kalp vermiş ki tam olsun. Lütfen biri bana Emir’in suçunu söyleyebilir mi? Hangi zengin, yakışıklı erkek Emir gibi peşinde koşar bir kızın. Kusura bakmayın ama Emir gibi bir erkek yok farkındasınızdır umarım. Adam iki senedir Feriha’nın peşinde koşmaktan yorulmadı, vallahi ben seyretmekten yoruldum. Emir’in artık biraz kendini geri çekmesi ve Feriha’ya gününü göstermesi lazım. Emir peşinde koştuğu sürece, Feriha’nın ne yüzü gülecek ne kaprisleri bitecek. Birde Feriha’nın kaldığı yurda gitti ya Emir, çıkarmış güvenlik görevlisine nüfus cüzdanını göstermez mi. Beni gülme tuttu. Yahu adama n.cüzdanını göstereceğine 200–300 lira koysaydın avucuna, değil Feriha’yı göstermek, eve bile servis ederlerdi. Ama garibim babasının para musluklarını kapatmasından sonra, hala son model arabalarda (!) gezmesine rağmen cebinde parası yok demek ki..

Ya bir de şu okul muhabbeti var ki ben en çok orda gülüyorum. Arkadaşlar, bu çocuklarımız üniversiteye niye geliyorlar. Ne ders var, ne kitap, ne sınav var ne hoca. Bir Levent Hoca var bildiğimiz, zaten ondan başka derse giren de yok. Ama çok önemli bir şey var. Emir ile Feriha’nın ne olduğunu anlamadığımız ve iki senedir devam eden proje çalışması. Allahım yarabbim okula geliyorlar proje, gidiyorlar proje. Ortada uzadıkça uzayan, başı sonu belli olmayan, sadece Emir ile Feriha’yı bir araya getirmek için hazırlanmış bir plan gibi duran proje çalışması. Bir an önce bu çalışmanın da bitmesini yürekten diliyorum. 

Gelelim Koray ve Gülsüm’e. Hayatımda böyle saçma sapan bir ilişki görmedim. Karı koca karşılıklı oturmuşlar, kocanın sevdiği kadından bahsediyorlar. Allah aşkına hiç saygı da yok. Hangi kadın kendisine böyle bir evliliği yakıştırır, kocasının sevgilisini bile bile, bir gün evliliğinin düzeleceğine inanır. Koray zaten artık lokanta kedilerine döndü. Hani lokantanın içinden gelen yemek kokularını alıp ta, kapının önünden ayrılmayan kediler vardır ya. Koray da Hande’nin peşinde, biri kaçıyor öbürü kovalıyor. Yani bir aşk ancak bu kadar yerin dibine geçirilebilirdi zaten. Hande her zamanki yapmacık hareketlerine, konuşma tarzına devam etmekte, Binbir kaprisle Koray’ı peşinden koşturmakta. Hayır, yani Koray Gülsüm’den boşanıverse Hande tekmeyi basacak adım gibi eminim. Beraber vakit geçirelim dediler bu bölüm, ormana koşmaya gittiler. Gülmekten öldüm resmen. Hele Hande’nin dört dörtlük makyajı ve fönlü saçları ile koşu yapması spor anlayışımıza da yeni bir tarz getirdi.

Dizimizin diğer aşık erkeği Levent Hocamızın da iki takla atmadığı kaldı Feriha ve ailesine yaranmak için. Adam ne yapsam etsem, Feriha için bir şey yapsam diye düşünüp duruyor. Allahtan Feriha kızımız kendi kocasına göstermediği yakınlığı adama gösteriyor da, Levent ağabeyimizde kendini avutuyor böylelikle. Bu bölümde nerden geldiği, kim olduğu, ne iş yaptığı ve amacının ne olduğunu anlayamadığımız sevgili Nevbahar Hakkın rahmetine kavuştu. O kadıncağızın hastalığı neydi, niye öyle aniden ölüverdi hiç anlamadım. Levent abi, sen de annenin ölümünü beklermişsin kardeşine sarılmak için. Kadının sağlığında birbirinizi yediniz, kadının da ömrünü yediniz, şimdi oturun annenizin mallarını yiyin iki kardeş artık ne diyeyim ben size.
 
Nevbahar öldü ölmesine de Mehmet’te işsiz kaldı ben en çok ona üzüldüm. Nasıl ödenecek şimdi o yatak odasının masrafı, hadi onu geçtim sevgili Seher kızımız maniküre para nasıl bulacak. Seyrederken aklıma Cem Karaca’nın o şahane şarkı sözü geldi. Yok içmeye bir şişe bile ayran, neyine gerek senin tahtırevan. Gerçi Seher, Emir'den tırtıkladığı paralarla epey idare eder gibi geliyor bana..

Bu bölümün son sahnesinde, Levent ile Feriha’nın aşk dedikodularını duyan Emir’in o manasız kaçırma sahnesini seyrettik. O nasıl kaçırmaydı kardeşim ya. Ne Emir şöyle omzuna atabildi Feriha’yı, ne de Feriha yumruklayıverdi Emir’in sırtını. Nasıl yapmacık bir sahneydi öyle. Etkilenenler kusuruma bakmasın da, çok kötü bir sahneydi. Yalnız özellikle belirtmek istiyorum ki, Çağatay Ulusoy’un oyunculuğunda çok ciddi ilerleme görüyorum ben. 

Dediğim gibi, dizideki bütün ilişkiler cidden çok kötü durumda. Konu uzadıkça iyiden iyiye her şey darmadağın oldu. Ve sanırım en kötüsü artık toparlanacak hali de kalmadı. Sezon sonunda dizi biteceğine göre, nasıl olup ta her şey yoluna girecek merakla beklemekteyim. 

Şimdilik AFK’dan bu kadar canlarım..

Siyah İnci’den sevgiyle..

www.twitter.com/blackpearl42

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder