29 Mayıs 2012 Salı

Adını Feriha Koydum 62.Bölüm notları..


            Adını Feriha Koydum bu hafta bizi epey şaşırtan gelişmelerle doluydu. Artık yavaş yavaş finale yaklaşırken seyrettiğimiz gelişmeler, daha önceki yazımda bahsettiğim senaryolardan bazılarına uyarken hiç beklenmedik olaylar da bizleri şaşırttı doğrusu.

            Öncelikle Koray’ın doğum günü partisi sebebiyle, birbiriyle ilişkisi olan o kadar insanın aynı çiftliğe doluşmasını bir konuşalım. Koray Hande’ye âşık, Hande Emir’e âşıktı şimdi kime âşık belli değil, Levent Feriha’ya, Feriha Emir’e, Ece’de Emir’e, Emir Feriha’ya,Gülsüm Koray’a..Kafanız karıştı değil mi. Cidden hepsini bir arada görünce ilk aklıma gelen bu oldu ve çok güldüm. Herhalde geçmişte, günümüzde ve gelecekte bu kadar karmaşık ilişki yumağına sahip insanı bir araya getirmek büyük başarı olsa gerek. Hande kızımızı öncelikle yürekten kutluyoruz. 

            Hande kızımızın çiftlik evi dikkatinizi çekti mi bilmem ama bizden kaçmaz. Kuzey&Güney seyredenler fark etmiştir. Geçen bölüm Burak kardeşim, Venüs’e yaptığı sürpriz ziyarette aynı evin aynı terasında aynı hasır koltuklarda oturmuşlardı. 

            Doğum günü partisi için hazırlıklar sürerken Hande ile Feriha’nın dertleştiğini de görünce yüreğimiz ferahladı adeta..Birbirlerine bir bıçakları eksikti, bunlar hangi ara bu kadar yakınlaştılar şaşırsam da güzel bir gelişme olduğunu düşünüyorum. En azından Hande, Cansu gibi Emir konusunu hastalıklı bir saplantı haline getirmeden kestirip attı. Hande’ye ikinci bir kutlama daha geliyor bu sebepten.

            Feriha ile Emir bu bölümde iki cümle ile barışıverdiler. Yahu kardeşim, madem bu kadar kolay barışacaktınız, haftalardır bizi niye sinir ettiniz. Hele dizimizin sürekli izleyicileri daha iyi hatırlayacaklardır, bölümün birinde sadece Emir ile Feriha çekişmesini tartışmasını izledik, aynı evin içinde bir türlü orta yolu bulup ta sorunları çözememişlerdi. Şimdi ne oldu yani , açık hava, bol oksijen beyinlerini mi çalıştırdı acaba, havuzun başında birkaç saniyede iki cümle ile barışıp koklaşmaya başladılar. Madem öyle, bizim suçumuz ne, barışacaksınız diye bekledik tırnaklarımızı yiye yiye..

            Feriha ile Emir barışadursun, Gülsüm hayatının en büyük hatasını yaparak yemekte her şeyi döküp indirdi maşallah. İçtiği şarabında etkisiyle Koray’ı elinde tutmak için yaptığı oyunları anlattı. Sanki çok işe yaramış gibi. Ve elbette hepimizin beklediği bomba Koray’dan geldi. Hoş zaten o boşanmak için çareler arayıp duruyordu. Gülsüm, bir anlamda ekmeğine yağ sürdü Koray’ın. Bu evliliğin zaten başından beri düzelecek bir durumu yoktu. Bunun Gülsüm’de çok farkındaydı sadece kendini kandırdı. Ben en çok Hatice Hala’nın tepkisine güldüm. Gülsüm boşanacaklarını söyleyince kadının dili tutuldu. E be kadın, belli değil miydi zaten kızının evliliğinin normal bir evlilik olmadığı. Hayır, ne bekliyordun ki, bu kadar şaşırdın. Başından beri bu evliliğin yürümeyeceği belliydi, üstelik Gülsüm açık açık annesi ile konuşmuştu ama Hatice Hala’mız kendi kafasına göre bu çakma evliliğin sürmesi gerektiğine inandırmıştı kendini. Tabi beklenti yüksek olunca, yaşanan yıkıntı da büyük oluyor sonunda..

            Allah aşkına, Ece kadar yüzsüzünü gören var mı merak ediyorum. Bir insanın yüzüne yüzüne istenmediğini adeta haykıracaksın, o ise hiçbir şey duymamış gibi keyfine bakacak. Gerçekten Ece karakteri gereksiz olduğu kadar, ne kadar sinir bozucu olduğunu da bu bölüm anlattı bize. Hele o helikopter komedisine ne demeli. Kendimi bir an Görevimiz Tehlike falan seyrediyorum sandım. Hemen elimi kumandaya uzattım acaba yanlış bir kanala mı atladım diye ama yok. Eli tespihli holding sahibi kabadayımız Yavuz imiş gelen. Ne oldu hayrola? Bir şey yok geçerken uğramış Ece kızımızı almaya. Tövbe Yarabbi, sanki Uluslarası operasyon düzenliyorsun. Bin arabaya gel kardeşim, helikopter de neyin nesi. Silahlı adamlar koşturuyor etrafta bir panik bir telaş. En sonunda Ece’yi karga tulumba helikoptere atıp uçtular da rahat bir nefes aldık ama olan bizim Emir ile Feriha’nın öpücükleri ile Koray’ın doğum günü partisine oldu elbette.

            Gelelim Lara-Bülent ikilisine. Yapmayın gözünüzü seveyim. Lara gibi kendinden ve köpeğinin süsünden başka bir şey bilmeyen bir kızı, elinde temizlik kovası ile Bülent’in kapısına gönderirseniz, ben çok gülerim buna. Bu arada Lara kardeşimin sevgilisi İlker vardı hatırlıyor musunuz? Nereye kayboldu o çocuk, ayrıldılar mı? Ayrıldılarsa bizim niye haberimiz olmadı. Sessiz sakin İlker’i aradan çıkardılar galiba Lara ile Bülent’i Yaklaştırmak için amma velâkin İlker Bülent’e kıyasla çok çok daha aklı başındaydı benden söylemesi.

            Hazır ikililerden söz etmişken, Gülsüm’ün ağabeyi Akif beyimiz ile Seher arasındaki cilevelerden de söz etmek lazım. Bakın benden söylemesi, bu Akif ile Seher birbirlerini sevip kaçıp giderlerse hiç şaşırmayın. Hadi Seher kızımız oynak, cilveli, neşeli onu anladık ta, Akif’e ne oluyor. İnsan kuzeninin eşine öyle bakar mı yahu. Ben bu Akif abinin bakışlarından huylandım canlarım ne yalan söyleyim. Seher zaten dünden razı. Geceliklerle adamın karşısına çıkmalar falan. Mehmet bu saf ve pısırık haliyle farkına hiç bir şeyin varmasa da, Rıza baba bu sefer kesin kalpten gider gibi geliyor bana..

            Dizimizin en bomba ikilisi elbette Feriha ile Aysun Hanım..Karşılıklı sahneleri kayınvalide-gelin çekişmesi yaşayanlar için ideal sahneler. Bu bölümde de karşılıklı konuştular ama bir farkla. Aysun hanım Feriha’dan yardım istedi üstü kapalı da olsa. Bana sorarsanız Aysun hanımın tek amacı, oğluna kendisinin söz geçiremeyeceğini bildiği için, Feriha’yı ortaya sürmek. Feriha sayesinde oğlunu tehlikelerden kurtarmak..Aysun hanım Feriha’nın oğlu üzerindeki gücünün farkında. Söylediği “oğlumu yenebilen tek insansın” sözü de bunun en güzel kanıtıydı. Bu arada Aysun hanımın üzerindeki turkuaz elbise benden öncelikle rengi, sonrasında ise modeli ve elbette ki Ahu Sungur’un elbiseyi taşıyışı ile on puan aldı. 

            Kıyafetler konusunda bu hafta benim en çok dikkatimi çeken Emir’in son sahnede giydi o su yeşili gömlek oldu. Bu sene malum yaz çok renkli geçecek. Yeşiller,maviler, sarılar, pembeler var. Ama kardeşim, bir insana bu kadar mı yakışır bir renk. Bunu sosyal paylaşım sayfamda da dile getirmiştim ama orada okuyamayanlar için burada da yazayım dedim. Eminim bu bölümden sonra yeşil gömlek satışlarında bir patlama olacaktır. Hoş herkes Çağatay Ulusoy gibi yakıştırabilir mi o da ayrı konu elbette. 

            Son sahnemizde ise olanlar oldu. Hepimizin şaşkın bakışları arasında Emir, Rıza babanın elini öptü. Feriha’nın işareti üzerine dönüp Rıza babaya bakarken, Ben Emir’in gözlerinde,umut, barışma isteği ve biraz da korku gördüm. Bakalım formalite icabı yapılan bu el öpme, Rıza babanın kalbindeki kırıklıkları ve öfkeyi bitirecek mi ? Koskoca Emir Sarrafoğlu’nu bile dize getiren Rıza babamıza da hürmetler sunarak bu yazımızı bitirelim.


            Siyah İnci’den sevgiyle…

            www.twitter.com/blackpearl42

                         

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder