Bu yazıda Feriha, Emir, Cansu, Koray, Gülsüm, Ceyda
ve onların yaşadıkları yok. Anneler Günü haftasına özel olmak üzere bu defa
farklı ve özel bir yazı bu. Fenomen haline gelmiş dizimizin anneleri için
birkaç cümle edelim bu hafta.
Kötüden
iyiye doğru annelerimize bir bakalım hep beraber.
Hülya hanım. Yani Rüya’nın annesi.
Aslında ona anne demek bile çok yakışıksız bana sorarsanız. Hatta annelerin yüz karası bile diyebiliriz.
Bir kadının nasıl anne olduğunu anlamak için, yetiştirdiği evladına bakmamız
gerekir çoğu zaman. Anasına bak kızını al sözü de bu sebepten söylenmiştir. Öz evladını, kendi maddi menfaatleri için
en çirkin şekilde öne çıkaran bir anne için ne söylenebilir ki? Ve üstelik
bunu yaparken yüzü bile kızarmayan, kızının yaptığından utanacağı yerde, bunu
şahsi bir menfaat kapısı olarak düşünen bir anne için, anne olmasının dışında
başka bir kutsallık konuşulamaz sanırım.
Sanem Hanım. Sanem deyince aklımıza ilk olarak
kötü üvey anne geliyor. Aslında bu kadının tek kötü yanı var. O da hırsı.
Geçmişinde neler yaşamış, nasıl bir hayattan gelmiş bunu bilmediğimizden bu
hırsının asıl sebebini çözmekte zorlansak ta, parayı ve erkekleri çok seven bu
kadın, ne kendi öz evladına ne de Cansu’ya gereken ilgiyi ve şefkati ne yazık
ki gösteremeyen kötü bir anne örneği. Cansu ile uğraşmaktan kendi evladına bile
vakti yok. Hayatını garantiye alma çabası içinde koşturup duruyor ve bu
koşturmaca nedense hiç iyi şekilde değil. Sürekli
kötülük yaparak kendine menfaat sağlamaya çalışan Sanem Hanım elbette ki
dizinin “Allah düşmanımıza vermesin” şeklindeki duaya sebebe olacak anne
figürlerinden biri.
Nevbahar hanım… Dizinin en aristokrat ve
soğuk annesi şüphesiz. Gerçi kısa bir süre önce vefat etti ama dizimize
yaptığı katkılardan dolayı elbette ki listemizde yer alıyor. Nevbahar hanım,
kesinlikle çok resmi bir anne, kültürlü, yüksek sosyetede büyümüş ama ne yazık
ki evlatlarına anne sevgisi ve şefkati
gösterememiş, bunun acısını da derinden yaşamış bir kadın. Galiba en kötüsü
de bu yaşadığı acıyı bile net olarak ortaya dökemeyen soğuk ve uzak yapısı. Bu tür anneler, annelik keyfini bile
yaşamaktan uzaktır ne yazık ki. Her şeyi belli bir kalıp içerisinde
yaşamaya alışmışlardır ve evlatlarını doya doya sevemez, öpemezler. En büyük yanlışları ise, bu davranışlarının,
evlatlarının ilerideki hayatlarında nasıl yaralar açacağını düşünememeleridir.
Tülin Hanım… Dizimizin en modern
annelerinden. Zarif, kibar ve başarılı bir kadın olmanın yanı sıra ileri düşünceli
ve kaliteli bir kadın. Kızı ile
ilişkilerinde bile seviyeli ve mesafeli annemiz. Olaylara pek karışmak
istemeyen, sakin, kendi havasında bir kadın. Kızına kıyasla çok havalı bir
kadın elbette. Kendi ayaklarının üzerinde durabilmeyi başarmış, hoş ama yalnız kadın.
Üstelik modern ve çağdaş hallerine rağmen kızına düşkün, ona zarar gelmesini istemeyen,
ideal anne tiplerimizden birisi.
Hatice Hala… Tahmin edeceğiniz gibi tam bir
Anadolu kadını ve annesi. Baskı altında büyümüş, tutucu, muhafazakâr, biraz
da sivri dilli bir anne. Kızını da aynı baskılarla büyütmüş. Ve fakat bu
baskının kendisine geri dönüşü çok acı oldu. Etrafında olup bitenleri kınayan gözlerle ve sözlerle eleştirirken,
kendisinin aynı duruma düşmesi de, genel olarak çevremizde gördüğümüz bu tip
karakterlerin acı sonu ne yazık ki. Bütün bunların yanında son zamanlarda
Hatice kadın, karşımıza aileyi bir arada tutmaya çalışan, uzlaştırıcı,
barıştırıcı ve idare edici bir konumda çıktı. Bu haliyle de hepimizin
sempatisini kazandı. Yine de bir anne olarak, çok yeterli değil. Zira etrafın korkusu, laf söz olur
endişesi, onun halakızına baskı yapmasına ve mutsuz evliliğini devam
ettirmesine yol açıyor. Geleneksel yapıdaki tüm annelerde bu korku hep
vardır, aman etraf laf söz etmesin korkusu ile kendilerinin ve evlatlarının da
mutluluğuna gölge olurlar hiç bilmeden, istemeden. Oysaki en yumuşacık kalbe
sahiptirler ve kimseyi üzmek istemezler ama aslında en çok kendileri üzülürler.
Aysun hanım. Dizinin en şanssız annesi.
Zengin ama mutsuz kadınımız, evladına belki en yakın olmayı isteyip en uzak
kalan annemiz. Evladı ile evliliği
arasında bir tercih yapmak zorunda kalmış bir anne. Annelikten bir şey
anlayamamış ama bu kendi tercih ettiği bir durum değil. Doğal olarak bunun hem
acısını çekmiş, hem de vicdan azabını. Hala da çekmekte. Belki de bu yüzden
olsa gerek, evladına zamanında annelik yapamamış olmanın üzüntüsü ile şimdi
üzerine fazlasıyla titriyor. Ama bu geç
kalınmışlık telaşı ona bol bol hata yaptırıyor, hata yaptıkça evladından
uzaklaşıyor, uzaklaştıkça yeni hatalar yapıyor, sonuç olarak ta üzülüyor.
Sanırım bir anne için gün be gün evladının kendisinden uzaklaştığını, soğuduğu
görmek kadar acı bir şey olamaz. Bu
anlamda Aysun Hanım dizinin en acı çeken annesi olarak ta karşımıza çıkıyor.
Ve Zehra! Annelerin annesi. Onun için
ne söylense az. Biricik Vahide Gördüm’ün hastalığı olmasa eminim dizi boyunca
çok döktürecekti Zehra kadın. Ama
seyrettiğimiz kadarıyla bile anneliğin fedakâr, güçlü, koruyan, kollayan yanını
görmek isteyen Zehra’ya baksın yeter. O da evladı için çırpınan bir anne.
Kendi yaşadığı hiçbir sıkıntıyı evladının yaşamasını istemeyen bir anne o. Her üzüntüyü içine atarken, evladının
yüzünü güldürmeye çalışan bir anne. İçinde bulunduğu zor hayat şartlarından
evladını kurtarmak isteyen bir anne. Hangi anne bunu istemez ki zaten değil mi?
Zehra evladının hayatının güzel olmasını
sağlamak için mücadele veren bir anne. Üstelik bu mücadeleyi hem evladıyla, hem
de evladına karşı veriyor. Evladına hem destek oluyor, hem hatalarının
üstünü örtüyor, hem de o hatalara kızıp üzülüyor. Cefakâr, fedakâr annemiz Zehra.
Pamuk gibi kalbi ama aynı zamanda iş evladını
korumaya gelince arslan gibi pençeleri var onun. Vahide ablamızın sağlığı
iyiye gidiyor haberleri çıkınca ben Zehra kadının bu hafta, yani anneler günü
haftasında diziye girmesinin çok güzel olacağını düşünüyordum ama olmadı.
Evet, dizimizde kaç çeşit anne varmış değil mi?
Gerçek yaşantımızda, her birimizin mutlaka çevresinde, yakınında uzağında
vardır tariflerimize uygun annelerimiz. Her
biri farklı, her birinin hayatı, hayata bakışı farklı. Ama ortak oldukları
tek bir nokta var. Hepsi de kendi doğrularına göre evlatlarını koruma çabasında
aslında.
Hülya
Hanım, evladını sefaletten…
Sanem
hanım, üvey evladını (pek korumuyor galiba)…
Nevbahar
hanım, evlatlarını nefretlerden.
Tülin
Hanım, evladını olaylardan…
Hatice
hala, evladını dedikodulardan…
Aysun
hanım, evladını, ona layık olmayanlardan.
Ve
Zehra anne, evladını bütün kötülüklerden…
Korumaya
çalışıyorlar…
Hepsi
anne, hepsi kendine göre haklı. İyi ya da kötü. Hepsi evladı için uğraşıyor.
Ve son olarak, anne
olan ya da olmayan ama bize bütün bu duyguları ekrandan yaşatanlara.
Zehra
anne için Vahide Gördüm’e,
Aysun
hanım için Ahu Sungur’a
Hatice
hala için Ayşegül Uygurer’e
Tülin
Hanım için Çiğdem İrtem’e
Nevbahar
için Nuri Nisa Yıldırım’a
Sanem
hanım için Deniz Uğur’a
Hülya hanım için Ayşegül İşsever’e
Sonsuz teşekkürler bu
Anneler gününde. Yüreğinize, emeğinize, gönlünüze sağlık.
Ve bütün annelerin
ellerinden öpüyoruz saygıyla, sevgiyle, hürmetle.
Anneler gününüz şimdiden kutlu
olsun.
Siyah İnci’den sevgiyle…
www.twitter.com/blackpearl42
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder