Kuzey&Güney en son
izlediğimiz 33.bölümüyle yine hedefi tam ortasından vurmayı başardı. Zaman
zaman gerildik, zaman zaman eğlendik ve yine vaktin nasıl geçtiğini
anlayamadık.
Öncelikle Kuzey ve Güney’e birkaç
çift lafımız var..
Kuzey’den başlayalım
elbette..Kuzey sen nasıl bir adamsın ? Nasıl bir yüreğin var senin, nasıl güzel
bir delikanlısın sen..
Evet, nasıl bir adamsın ki, sana
yapmadığını bırakmayan bir kadın için telaşlanıyorsun, onu kurtarmaya
çalışıyorsun ? Bir başkası olsa dönüp o çöp tenekesine bakmazdı, hadi baktı
diyelim, orada Simay’ı görünce umurunda bile olmazdı. Ama o senin dışındaki
sert kabuğun altına saklanmış o şahane kalp elbette ki buna izin vermeyecekti,
üstelik başına gelecekleri bile bile yine de yardım elini uzattın..Nasıl iyisin
sen, nasıl da layıksın sevilmeye..İşte Zeynep ve Cemre bu yüzden bu kadar
savaşıyorlar senin için. O kocaman yüreğindeki adamlık hepimizin gözlerini
yaşarttı bir kez daha. Ve o kalbin içinde yer almanın ne demek olduğunu daha
iyi kavradık. Bu bölüm en güzel şekliyle anlattın sen hepimize bunu. Karakolda
Güney’e yaptığın tavırlar ile de büyük bir alkışı hak ettin elbette. Senin tek
hatan, Cemre’ye aşkını fark ettirmemek için Zeynep ile yaşadığın sahte aşk.
Gerçi her ne kadar bunu yaşasan da, Zeynep için pek ayılıp bayılmadığın da
ortada.
Peki, Güney..Güney sen adam
mısın? Bu sendeki nasıl bir hırs..Hem ailenin öneminden bahsedeceksin, hem
kardeşini sürekli sırtından vuracaksın. Bu ne yaman çelişki..Kardeşinin yeni
ortağı ile planlar yapıp, yine bütün işin sahibi olma planları yapıyorsun.
İllaki kendine pay çıkarmaya çalışıyorsun. Banu ile olan ilişkine bile ticari bakıyorsun.
Senden başka kimsenin başarılı olmasına tahammülün yok. Üzerinde pahalı
kıyafetler ile ucuz kişiliğini kapatmaya çalışıyorsun sadece. Makaranın yabancı
ortakları ile gittiğiniz yemekte fark ettin mi bilmem ama elin yabancı adamları
bile Kuzey’e senden daha çok değer veriyor farkında mısın? Kim bilir, başarının
ve adamlığın asıl anahtarı belki de insana değer vermekten geçiyordur Güney.
Bunu öğreneceksin elbette eninde sonunda ama korkarım bedelini fazla ağır
ödeyeceksin..
Ve gelelim diğerlerine..
Gülten Hanım ile Handan Hanım da
kanka oldular, içtiler, güzelleştiler ya nasıl eğledim anlatamam o sahnelerde.. Nasıl da güzellerdi gerçekten..Nasıl da
paylaştılar yalnızlığı en hüzünlü şekilde. Ayılınca hatırlayacaklar mı bu
dostluğu bilmem ama pek şekerdiler doğrusu..Hele o Sami amcamın kesilip çöpe
atılan pantolonuna ne demeli. Aslında çok komik ve eğlenceli bir sahne gibi görünse
de, o kesilen pantolonda Handan hanımın yıllardır birikmiş öfkesi ve yalnızlığı
vardı..
Bu bölüm Ferhat kardeşimin gerçek
yüzünü gördü mü herkes..Gördü değil mi..Hani o yarı alaycı, sevimli, hafiften
sempatik Ferhat abimiz, isteyince nasıl da acımasız ve kötü olabiliyormuş değil
mi ? Simay’ı aslında eşek sudan gelene kadar dövmek yerine, dilini falan
keseymiş iyiymiş. Yahu Simay, Allah seni bildiği gibi yapsın be kadın. Ne baş
belası imişsin sen. Adeta dokuz canlı hatun. Ölmeyi bilemedi. Kızcağıza da
acıyorum aslında. Kuzey’den kurtulayım derken daha beter belaya bulaştı. Ben
artık Simay noktasında umudumu kestim. Bu hatun her yerden burnunu çıkaracak
artık anlaşıldı. Demek ki neymiş canlarım, tek gecelik ilişki ömür boyu kâbusa
dönüşebiliyormuş. Aman diyeyim dikkat !!
Gülten Hanım ile Cemre yüzleşmesi
de bu bölüme damgasını vurdu. Kadın aylardır içinde tuttuğu ve fark ettiği
gerçekleri Cemre’nin yüzüne yüzüne kendine has üslupla söyledi ama Cemre bu
sefer içine atmadı..Bence çok ta iyi yaptı. İnsanın en yakını ve en iyi
arkadaşı annesidir çünkü. En azından annesi ile dertleşip, her şeyi içine atıp tek başına halletmeye çalışmaktan kurtulur bir parça..
Ve gelelim Barış’a. Barış’ı sona
bıraktım zira Barış için özel birkaç kelam etmek lazım diye düşünüyorum.
Kesinlikle son birkaç bölümdür
Barış’ı fark ettik,keşfettik..O sevimsiz, sinir bozucu, alaycı,ukala halinin
altında meğer ne kadar güzel bakan, güzel davranan, üstelik şahane bir gamzeye
sahip, çekici olduğu kadar romantik biri varmış ta haberimiz yokmuş. Cemre ile
yakınlaşması, Cemre’yi fark etmesi,belki de hak edilmemiş bir aşk acısı çeken
Cemre için güzel bir gelişme oldu. Barış’ın asıl niyetinin ne olduğunu henüz
anlayamadık. Bunu ileride daha net göreceğiz. Yani Cemre’ye olan ilgisi gelip geçici
bir heves mi, Güney’in canını acıtmak için bir hamle mi, Banu’nun Cemre’ye olan
duygularına karşın bir intikam planı mı, yoksa gerçekten samimi bir aşk mı?
Bunun cevabını henüz almasak bile, ben Barış’ın Cemre’nin yanında huzur
bulduğunu anlıyorum. Barış lüks yaşantısı ve yaşadığı kocaman evinde bulamadığı
huzuru, Cemre’nin küçücük ama sıcacık, samimi evinde buldu. Hiç sıkılmadı orada
Gülten hanımı dinlerken, rahattı, mutluydu, samimiydi ve belki hiç olmadığı
kadar kendisi gibiydi..Benim şahsi fikrim Barış ile Cemre’nin şöyle herkese
inat, gerçekten çok güzel bir aşk yaşamasıdır. Böylelikle hem Cemre,
annesi,Ali ve Zeynep karşısındaki imajını tekrar toparlanacak, hem de Kuzey öyle
uyduruk aşklarla nispet yapmanın ne demek olduğunu güzel güzel anlayacak.
Uzattık yine değil mi..Ama laf bitmiyor
ki canlarım. Haydi, şimdilik bu haftalık bu kadar yetsin diyelim..
Siyah İnci’den sevgiyle..
www.twitter.com/blackpearl42
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder