7 Mayıs 2012 Pazartesi

Kuzey Sen nasıl bir adamsın…Güney sen adam mısın?

Kuzey&Güney en son izlediğimiz 33.bölümüyle yine hedefi tam ortasından vurmayı başardı. Zaman zaman gerildik, zaman zaman eğlendik ve yine vaktin nasıl geçtiğini anlayamadık.

Öncelikle Kuzey ve Güney’e birkaç çift lafımız var..

Kuzey’den başlayalım elbette..Kuzey sen nasıl bir adamsın ? Nasıl bir yüreğin var senin, nasıl güzel bir delikanlısın sen..

Evet, nasıl bir adamsın ki, sana yapmadığını bırakmayan bir kadın için telaşlanıyorsun, onu kurtarmaya çalışıyorsun ? Bir başkası olsa dönüp o çöp tenekesine bakmazdı, hadi baktı diyelim, orada Simay’ı görünce umurunda bile olmazdı. Ama o senin dışındaki sert kabuğun altına saklanmış o şahane kalp elbette ki buna izin vermeyecekti, üstelik başına gelecekleri bile bile yine de yardım elini uzattın..Nasıl iyisin sen, nasıl da layıksın sevilmeye..İşte Zeynep ve Cemre bu yüzden bu kadar savaşıyorlar senin için. O kocaman yüreğindeki adamlık hepimizin gözlerini yaşarttı bir kez daha. Ve o kalbin içinde yer almanın ne demek olduğunu daha iyi kavradık. Bu bölüm en güzel şekliyle anlattın sen hepimize bunu. Karakolda Güney’e yaptığın tavırlar ile de büyük bir alkışı hak ettin elbette. Senin tek hatan, Cemre’ye aşkını fark ettirmemek için Zeynep ile yaşadığın sahte aşk. Gerçi her ne kadar bunu yaşasan da, Zeynep için pek ayılıp bayılmadığın da ortada.

Peki, Güney..Güney sen adam mısın? Bu sendeki nasıl bir hırs..Hem ailenin öneminden bahsedeceksin, hem kardeşini sürekli sırtından vuracaksın. Bu ne yaman çelişki..Kardeşinin yeni ortağı ile planlar yapıp, yine bütün işin sahibi olma planları yapıyorsun. İllaki kendine pay çıkarmaya çalışıyorsun.  Banu ile olan ilişkine bile ticari bakıyorsun. Senden başka kimsenin başarılı olmasına tahammülün yok. Üzerinde pahalı kıyafetler ile ucuz kişiliğini kapatmaya çalışıyorsun sadece. Makaranın yabancı ortakları ile gittiğiniz yemekte fark ettin mi bilmem ama elin yabancı adamları bile Kuzey’e senden daha çok değer veriyor farkında mısın? Kim bilir, başarının ve adamlığın asıl anahtarı belki de insana değer vermekten geçiyordur Güney. Bunu öğreneceksin elbette eninde sonunda ama korkarım bedelini fazla ağır ödeyeceksin..

Ve gelelim diğerlerine..

Gülten Hanım ile Handan Hanım da kanka oldular, içtiler, güzelleştiler ya nasıl eğledim anlatamam o sahnelerde.. Nasıl da güzellerdi gerçekten..Nasıl da paylaştılar yalnızlığı en hüzünlü şekilde. Ayılınca hatırlayacaklar mı bu dostluğu bilmem ama pek şekerdiler doğrusu..Hele o Sami amcamın kesilip çöpe atılan pantolonuna ne demeli. Aslında çok komik ve eğlenceli bir sahne gibi görünse de, o kesilen pantolonda Handan hanımın yıllardır birikmiş öfkesi ve yalnızlığı vardı..

Bu bölüm Ferhat kardeşimin gerçek yüzünü gördü mü herkes..Gördü değil mi..Hani o yarı alaycı, sevimli, hafiften sempatik Ferhat abimiz, isteyince nasıl da acımasız ve kötü olabiliyormuş değil mi ? Simay’ı aslında eşek sudan gelene kadar dövmek yerine, dilini falan keseymiş iyiymiş. Yahu Simay, Allah seni bildiği gibi yapsın be kadın. Ne baş belası imişsin sen. Adeta dokuz canlı hatun. Ölmeyi bilemedi. Kızcağıza da acıyorum aslında. Kuzey’den kurtulayım derken daha beter belaya bulaştı. Ben artık Simay noktasında umudumu kestim. Bu hatun her yerden burnunu çıkaracak artık anlaşıldı. Demek ki neymiş canlarım, tek gecelik ilişki ömür boyu kâbusa dönüşebiliyormuş. Aman diyeyim dikkat !!

Gülten Hanım ile Cemre yüzleşmesi de bu bölüme damgasını vurdu. Kadın aylardır içinde tuttuğu ve fark ettiği gerçekleri Cemre’nin yüzüne yüzüne kendine has üslupla söyledi ama Cemre bu sefer içine atmadı..Bence çok ta iyi yaptı. İnsanın en yakını ve en iyi arkadaşı annesidir çünkü. En azından annesi ile dertleşip, her şeyi içine atıp tek başına halletmeye çalışmaktan kurtulur bir parça..

Ve gelelim Barış’a. Barış’ı sona bıraktım zira Barış için özel birkaç kelam etmek lazım diye düşünüyorum.

Kesinlikle son birkaç bölümdür Barış’ı fark ettik,keşfettik..O sevimsiz, sinir bozucu, alaycı,ukala halinin altında meğer ne kadar güzel bakan, güzel davranan, üstelik şahane bir gamzeye sahip, çekici olduğu kadar romantik biri varmış ta haberimiz yokmuş. Cemre ile yakınlaşması, Cemre’yi fark etmesi,belki de hak edilmemiş bir aşk acısı çeken Cemre için güzel bir gelişme oldu. Barış’ın asıl niyetinin ne olduğunu henüz anlayamadık. Bunu ileride daha net göreceğiz. Yani Cemre’ye olan ilgisi gelip geçici bir heves mi, Güney’in canını acıtmak için bir hamle mi, Banu’nun Cemre’ye olan duygularına karşın bir intikam planı mı, yoksa gerçekten samimi bir aşk mı? Bunun cevabını henüz almasak bile, ben Barış’ın Cemre’nin yanında huzur bulduğunu anlıyorum. Barış lüks yaşantısı ve yaşadığı kocaman evinde bulamadığı huzuru, Cemre’nin küçücük ama sıcacık, samimi evinde buldu. Hiç sıkılmadı orada Gülten hanımı dinlerken, rahattı, mutluydu, samimiydi ve belki hiç olmadığı kadar kendisi gibiydi..Benim şahsi fikrim Barış ile Cemre’nin şöyle herkese inat, gerçekten çok güzel bir aşk yaşamasıdır. Böylelikle hem Cemre, annesi,Ali ve Zeynep karşısındaki imajını tekrar toparlanacak, hem de Kuzey öyle uyduruk aşklarla nispet yapmanın ne demek olduğunu güzel güzel anlayacak. 

Uzattık yine değil mi..Ama laf bitmiyor ki canlarım. Haydi, şimdilik bu haftalık bu kadar yetsin diyelim..

Siyah İnci’den sevgiyle..

www.twitter.com/blackpearl42

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder