Dün akşam
yüreğimizi ağzımıza getiren bir bölüm ile ekrandaydı Karadayı…Aslında öyle bir
bölüm seyrettik ki, ben olsam geçen sezonun finalini bu bölümle yapardım..Sakin
geçen sezonun ilk bölümünün de acısını çıkardılar dün akşam..Senaryodan, olayın
kurgusuna, oyuculardan, mimiklere, müziklere kadar çok çok iyiydiler her
biri..Kocaman bir alkış bu bölüm için ekibe..
Gelelim dizimizin
38.bölümünde neler yaşadığımıza..Necdet ile Mahir kapıştılar malum revirin
içinde. Geçen bölüm, cezaevinin hamamına pantolonla giden Mahir’in revire peştamal
ile gitmesini bekledim ama olmadı. Neyse konuyu saptırmayalım, Necdet zaten
Mahir’in yarısı kadar, öldürse cebine koysa götürse kimsenin ruhu duymaz.
Ayrıca bu revirlerin ses geçirmeme gibi bir özelliği mi var acaba. İçerde
kıyamet koptu, Necdet neredeyse Mahir’in elinde can veriyordu, bir Allahın kulu
gelip “siz ne yaparsınız burada kardeşler” demedi..
Necdet’ten
sevdiği birinin öleceğini öğrenen Mahir kardeşimin telaşı hepimizi panik etti.
Aklıma Kuzey&Güney’de Ferhat’ın Ali kardeşimi öldürdüğü sahne geldi..Ona
benzer bir hikâye yazılmıştı ve fakat çok çok daha başarılıydı…Öyle ki, biz kim
ölecek diye düşünmeyi bırakıp, kim hayatta kalacak diye düşünmeye başladık.
Zira Mahir’in hayatındaki herkes bir tuzağın içinde buldu kendini..
Bu arada
hapishaneyi de oyuncak ettiler ayrı konu. İşte Savcı tanıdığın olunca Necdet
gibi, tahliye oluverirsin iki dakikada. Hoş bu sadece dizilerde oluyordur ayrı
konu. Necdet abim tahliye oldu, fıstık gibi bir eve de kuruldu. Sabrına hayran
kaldım Necdet’in..Turgut Savcıya hiçbir şey belli etmedi, içten içe öfkesi onu
delirtse bile sakin kaldı..Ama eminim Turgut’u fena tongaya getirecek benden
söylemesi. Yahu bu Necdet nasıl adam anlamıyorum. Bir bakıyorsun en
acımasızından bir katil, öyle ki en yakın arkadaşını alnından vuracak kadar. Ama
öbür tarafta saf, beceriksiz, telaşlı bir âşık…Ayten’i seviyor bence artık emin
oldum. Ayten de boş değil ona karşı, sadece biraz temkinli davranıyor..Yahu
Ayten. Necdet’ten iyisini mi bulacaksın. Adam sana daha ne yapsın. Ev almış,
dayamış döşemiş gözünün içine bakıyor bir kelam et diye.. Sen kalkmış, Turgut’a
cezasını vermeyecek misin diyorsun. Yahu adam seninle yuva kurmayı planlıyor,
elbet sana kötülük edenler için de vardır bir planı..Ne yalan söyleyeyim ben Necdet
ile Ayten’i i çok yakıştırıyorum. Umarım şöyle ikisine güzel bir aşk
yaşatırlar..
Aşk demişken…Ne
zormuş kardeşim ya…Feride’nin dün akşamki acısı, Mahir’in onu koruma telaşları,
ayrı olupta ayrı kalamayan iki aşığın en hüzünlü halleri dünkü bölümde beni
benden aldı..Allah'tan Feride’nin Bahar gibi bir dostu var..Bahar gerçekten çok
iyi bir dost. Bizim çitlembik, o sevimli sempatik ama aynı zamanda da yürekli
dost, Bahar’a çok büyük bir destek. Ve bir o kadarda sınırları bilen, haddini
aşmayan bir dost. Ah nerde kaldı böylesi diyor insan seyrederken. Akşam
Çitlembik Bahar, kendine yakışıklı çekici bir komşu edindi, hatta hafiften
cilve bile yaptı yan komşusuna ama son sahnede eminim herkesi şok etti..Hani
bazen yardımcı kadın oyuncular, başrol oyuncuyu bile geçer ya…Bahar, tam
anlamıyla böyle bir karakter işte. Hikâyenin gerginliğini hüznünü alıveren,
yüzümüzü güldürüveren her eve lazım Çitlembik, umarım bizi üzüntüye boğmaz..
Mahir bir
günlüğüne cezaevinden çıkıp sevdiklerini koruma planları yaparken hiç
beklemediği bir anda Orhan’ın Yasin’i vurduğunu da duydu. Duydu da ne oldu.
Yahu patlatsana Orhan’ın ağzına burnuna iki tokat. Kendi kendine delikanlılık
yapmaya çalışırken bindiği dalı kesen Orhan’da belki kendine gelirdi birazcık.
Ama Mahir’in atamadığı tokadı Songül attı. Afferim ona. Gitti ihbar etti Orhan’ı…Bu
ihbarla da ailenin tüm erkekleri hapse düşmüş oldu maşallah..
Öbür tarafta ise
Turgut Savcım boş durmadı tabikide..Suat denen karanlık bir adamla buluşup
planlar yaptılar. Ben o buluştukları yere takıldım biraz. İki tarafı YEMYEŞİL
ağaçlarla dolu bir yoldalar, arabanın içinde oturuyorlar, yerler sapsarı yaprak
dolu..Nasıl dalından düşene kadar sarardı bu yapraklar ilginç doğrusu..bu
romantik ortamda, hiçte romantik olmayan planlar yapan Turgut, Mahir’in
çevresine ajanlar yerleştirmeye ve onu sıkıştırmaya kararlıydı..Ama ne
yerleştirme kardeşim ya. Ben seyrederken paranoyak oldum..Ama Allah için Turgut
kardeşimi takdir ettim akşam. Nefes alacak yer bırakmadı Mahir’e..
Ve bölümün
sonlarına doğru, gerilim ve heyecan zirvedeydi canlarım. Nazif Baba hapiste zehirlendi,
Bülent yarı sarhoş eve dönerken tenhada biri boynuna bıçağı dayadı, Mahirlerin
evine gelen sözde elektrikçi İlknur’a bıçağı çekti, Orhan kardeşimi hapiste
Yılan Merdan karşıladı, Songül hastane çıkışı köşeye sıkıştı ve en son
Çitlembik akşamın karanlığında evinde, o sevimli komşusu ile karşı karşıya,
çığlık çığlığa kaldı..Mahir ile Feride’ye de telefondan o çığlıkları dinlemek
düştü..
Sözün özü, her
biri diğerinden zor durumda kaldı ve Mahir kime yetişse, diğerini kurtaramayacak.
Gerçekten her biri nasıl kurtulacak, nasıl kurtuluş senaryoları yazıldı, kim
ölecek merakla beklemekteyim..
Karadayı, ilk
başladığında bu kadar kısır bir konu nasıl dallanıp budaklanacak demiştim,
umarım bizi yanıltırlar demiştim. Bugüne kadar geldiği noktada, şunu
söyleyebilirim ki, ben hiç sıkılmadan, keyifle izledim. Lakin ben hep söylerim,
bir dizinin ömrü iki sezon. Tadında bırakmak lazım. Karadayı ekibinin de bu
sezon sonuna kadar olayları çözme yoluna gidip, şahane bir final yapmasını da
bekliyorum açıkçası..Kendine yakıştığı gibi..
Siyah İnci’den
sevgiyle…
www.twitter.com/blackpearl42
Not : Mahir&Feride aşkı için özel bir yazı gelecek..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder