17 Eylül 2013 Salı

Karadayı...Aynı anda kaç kişiyi kurtarabilir tek bir insan..




      Dün akşam yüreğimizi ağzımıza getiren bir bölüm ile ekrandaydı Karadayı…Aslında öyle bir bölüm seyrettik ki, ben olsam geçen sezonun finalini bu bölümle yapardım..Sakin geçen sezonun ilk bölümünün de acısını çıkardılar dün akşam..Senaryodan, olayın kurgusuna, oyuculardan, mimiklere, müziklere kadar çok çok iyiydiler her biri..Kocaman bir alkış bu bölüm için ekibe..

      Gelelim dizimizin 38.bölümünde neler yaşadığımıza..Necdet ile Mahir kapıştılar malum revirin içinde. Geçen bölüm, cezaevinin hamamına pantolonla giden Mahir’in revire peştamal ile gitmesini bekledim ama olmadı. Neyse konuyu saptırmayalım, Necdet zaten Mahir’in yarısı kadar, öldürse cebine koysa götürse kimsenin ruhu duymaz. Ayrıca bu revirlerin ses geçirmeme gibi bir özelliği mi var acaba. İçerde kıyamet koptu, Necdet neredeyse Mahir’in elinde can veriyordu, bir Allahın kulu gelip “siz ne yaparsınız burada kardeşler” demedi..

      Necdet’ten sevdiği birinin öleceğini öğrenen Mahir kardeşimin telaşı hepimizi panik etti. Aklıma Kuzey&Güney’de Ferhat’ın Ali kardeşimi öldürdüğü sahne geldi..Ona benzer bir hikâye yazılmıştı ve fakat çok çok daha başarılıydı…Öyle ki, biz kim ölecek diye düşünmeyi bırakıp, kim hayatta kalacak diye düşünmeye başladık. Zira Mahir’in hayatındaki herkes bir tuzağın içinde buldu kendini..

      Bu arada hapishaneyi de oyuncak ettiler ayrı konu. İşte Savcı tanıdığın olunca Necdet gibi, tahliye oluverirsin iki dakikada. Hoş bu sadece dizilerde oluyordur ayrı konu. Necdet abim tahliye oldu, fıstık gibi bir eve de kuruldu. Sabrına hayran kaldım Necdet’in..Turgut Savcıya hiçbir şey belli etmedi, içten içe öfkesi onu delirtse bile sakin kaldı..Ama eminim Turgut’u fena tongaya getirecek benden söylemesi. Yahu bu Necdet nasıl adam anlamıyorum. Bir bakıyorsun en acımasızından bir katil, öyle ki en yakın arkadaşını alnından vuracak kadar. Ama öbür tarafta saf, beceriksiz, telaşlı bir âşık…Ayten’i seviyor bence artık emin oldum. Ayten de boş değil ona karşı, sadece biraz temkinli davranıyor..Yahu Ayten. Necdet’ten iyisini mi bulacaksın. Adam sana daha ne yapsın. Ev almış, dayamış döşemiş gözünün içine bakıyor bir kelam et diye.. Sen kalkmış, Turgut’a cezasını vermeyecek misin diyorsun. Yahu adam seninle yuva kurmayı planlıyor, elbet sana kötülük edenler için de vardır bir planı..Ne yalan söyleyeyim ben Necdet ile Ayten’i i çok yakıştırıyorum. Umarım şöyle ikisine güzel bir aşk yaşatırlar..

      Aşk demişken…Ne zormuş kardeşim ya…Feride’nin dün akşamki acısı, Mahir’in onu koruma telaşları, ayrı olupta ayrı kalamayan iki aşığın en hüzünlü halleri dünkü bölümde beni benden aldı..Allah'tan Feride’nin Bahar gibi bir dostu var..Bahar gerçekten çok iyi bir dost. Bizim çitlembik, o sevimli sempatik ama aynı zamanda da yürekli dost, Bahar’a çok büyük bir destek. Ve bir o kadarda sınırları bilen, haddini aşmayan bir dost. Ah nerde kaldı böylesi diyor insan seyrederken. Akşam Çitlembik Bahar, kendine yakışıklı çekici bir komşu edindi, hatta hafiften cilve bile yaptı yan komşusuna ama son sahnede eminim herkesi şok etti..Hani bazen yardımcı kadın oyuncular, başrol oyuncuyu bile geçer ya…Bahar, tam anlamıyla böyle bir karakter işte. Hikâyenin gerginliğini hüznünü alıveren, yüzümüzü güldürüveren her eve lazım Çitlembik, umarım bizi üzüntüye boğmaz..

      Mahir bir günlüğüne cezaevinden çıkıp sevdiklerini koruma planları yaparken hiç beklemediği bir anda Orhan’ın Yasin’i vurduğunu da duydu. Duydu da ne oldu. Yahu patlatsana Orhan’ın ağzına burnuna iki tokat. Kendi kendine delikanlılık yapmaya çalışırken bindiği dalı kesen Orhan’da belki kendine gelirdi birazcık. Ama Mahir’in atamadığı tokadı Songül attı. Afferim ona. Gitti ihbar etti Orhan’ı…Bu ihbarla da ailenin tüm erkekleri hapse düşmüş oldu maşallah..

      Öbür tarafta ise Turgut Savcım boş durmadı tabikide..Suat denen karanlık bir adamla buluşup planlar yaptılar. Ben o buluştukları yere takıldım biraz. İki tarafı YEMYEŞİL ağaçlarla dolu bir yoldalar, arabanın içinde oturuyorlar, yerler sapsarı yaprak dolu..Nasıl dalından düşene kadar sarardı bu yapraklar ilginç doğrusu..bu romantik ortamda, hiçte romantik olmayan planlar yapan Turgut, Mahir’in çevresine ajanlar yerleştirmeye ve onu sıkıştırmaya kararlıydı..Ama ne yerleştirme kardeşim ya. Ben seyrederken paranoyak oldum..Ama Allah için Turgut kardeşimi takdir ettim akşam. Nefes alacak yer bırakmadı Mahir’e..

      Ve bölümün sonlarına doğru, gerilim ve heyecan zirvedeydi canlarım. Nazif Baba hapiste zehirlendi, Bülent yarı sarhoş eve dönerken tenhada biri boynuna bıçağı dayadı, Mahirlerin evine gelen sözde elektrikçi İlknur’a bıçağı çekti, Orhan kardeşimi hapiste Yılan Merdan karşıladı, Songül hastane çıkışı köşeye sıkıştı ve en son Çitlembik akşamın karanlığında evinde, o sevimli komşusu ile karşı karşıya, çığlık çığlığa kaldı..Mahir ile Feride’ye de telefondan o çığlıkları dinlemek düştü..

      Sözün özü, her biri diğerinden zor durumda kaldı ve Mahir kime yetişse, diğerini kurtaramayacak. Gerçekten her biri nasıl kurtulacak, nasıl kurtuluş senaryoları yazıldı, kim ölecek merakla beklemekteyim..

      Karadayı, ilk başladığında bu kadar kısır bir konu nasıl dallanıp budaklanacak demiştim, umarım bizi yanıltırlar demiştim. Bugüne kadar geldiği noktada, şunu söyleyebilirim ki, ben hiç sıkılmadan, keyifle izledim. Lakin ben hep söylerim, bir dizinin ömrü iki sezon. Tadında bırakmak lazım. Karadayı ekibinin de bu sezon sonuna kadar olayları çözme yoluna gidip, şahane bir final yapmasını da bekliyorum açıkçası..Kendine yakıştığı gibi..

      Siyah İnci’den sevgiyle…
      www.twitter.com/blackpearl42


      Not : Mahir&Feride aşkı için özel bir yazı gelecek..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder