Hal böyle olunca,
bu sezon Meryem Uzerli’nin yokluğunun yaratacağı kötü etkiyi azaltmak için olsa
gerek, adeta seçmişte almışlar her oyuncuyu bu sezon sanki..İnce eleyip sık
dokudukları aşikâr. Gelelim yeni sezona merhaba diyen Muhteşem Yüzyıl’dan bizim
gözümüze takılanlara..
Öncelikle
Pargalı’nın sesiyle açılan bölüm seyreden herkeste eminim şok etkisi yarattı.
Ben de hiç beklemiyordum doğrusu..Nasıl güzel olmuş, adeta üç sezon gözümüzün
önünden dizi şeridi gibi geçti gitti…Pargalı’nın sesinden kendi ölümünü bir kez
daha dinlemek çok sarsıcı idi. Bölümün sonuna doğru yine Pargalı İbrahim’in
cümleleri ile şehzadeleri dinlemek, çok ama çok güzel bir sürpriz oldu
seyredenlere..
Dün akşamki bölüm
adeta şehzadelerin resmigeçidiydi…Hani haremde elimizi sallasak şehzadeye
çarptık o derece..Maşallah şehzade üstüne şehzade…Seç, beğen, al..Dördü de
boylu poslu, birbirinden şahane…Hepsi büyümüş tabikide..Maşallah kocaman
olmuşlar. Sarı Selim büyümüş kocaman bir şehzade olmuş. Engin Öztürk çok ama
çok yakışmış karaktere. Ben çok beğendim kendi adıma..Beyazıt’ı ise Aras Bulut
İynemli oynuyor. Beyazıt daha hırslı ve öfkeli bir karakter Selim’e göre. Selim
daha sakin, sessiz ama tehlikeli..Aras Bulut İynemli’de Beyazıt karakter için
biçilmiş kaftan..Burun delikleri yeter zira.. Hele iki kardeşin bir matrak oyunu
vardı ki sormayın. Zannedersiniz ki kazanan tahta oturacak. O ne hırs, o ne
öfke..Çok yakışmışlar kısaca karakterlerine, bayıldım kaldım ikisini de
izlerken. Fakat o da ne…Sarı Selim, çocukluğunda kahve gözlü iken, büyümüş
maviş oluvermiş. Beyazıt ise tam tersi..Oda küçüklüğünde mavi mavi bakarken,
şimdi gözler kahveye dönmüş..Aynı hatayı Mihrimah Sultan için de yapmışlardı, çocukluğunda
kara kara bakan Mihrimah, büyüyünce maviye dönmüştü gözleri..Hoş , mavi gözlü
padişah ile mavi gözlü sarışın Hürrem’den, esmer güzeli Mehmet doğduktan sonra,
büyüdükçe göz renginin değişmesi de normal olsa gerek…
Hazır Hürrem
demişken…Yokluğu çok belli Meryem Uzerli’nin kimse kusuruma bakmasın..Vahide
Perçin, çok sevdiğim takdir ettiğim bayıldığım bir oyuncu…Hiç lafım yok,
haddime de düşmez…Hatta akşam çok ta iyiydi oynarken..Ve fakat göz var izan var
kardeşim, padişah aynı duruyor, Mahidevran, Gülfem maşallah tay gibiler…Hatta
Barbaros bile hiç yaşlanmamış bunca sene..Ya Sümbül…adam neredeyse 30 senedir
aynı.. E Hürrem niye çöktü bu kadar. Hiç olmazsa makyaj ile çok daha güzel
sonuçlar alınabilirdi diye düşünüyorum..Hele Hürrem’in çilleri gerçekten çok
gözüme battı benim..Ve fakat Hürrem ablamızın kurduğu o ses sistemi beni benden
aldı canlarım..Nasıl düşünmüş, nasıl ayarlamış bilmem ama padişah ne konuştu,
anında Hürrem’in kulağının dibinde..Helal olsun dedim gerçekten iletişimde çağ
atlattı kendisi dün akşam..
Mihrimah ise
annesinin izinden gitmeye devam ediyor. İyide Mihrimah kardeşim, şu meşhur
saray teamülleri var ya hani..Senin bas bas bağırıp kardeşlerine
tembihlediğin..Nereye gitti o kurallar, saygılar..Hadi kuralı kaideyi koy bir
kenara, mahrem denen bir olay var..Selim’in odasına öyle paldır küldür girilir
mi ne ayıp şey. Hiç olmamış o sahne
kusura bakmayın..
Mihrimah’ı yazmışken,
efendisi Rüstem Paşa’dan söz etmemek olmaz..Bu sezon Rüstem Paşa’nın en zirvede
olduğu dönem kuşkusuz..Rüstem mesela çok daha karizmatik olmuş. Olgunlaşmış,
olgun bir hava vermişler. Tam vezir-i azam olmuş. Ozan Güven döktürdü
akşam..Pargalı’nın boşluğu da bir nebze olsun doldu bu sayede.
Dün akşamki
bölümün şüphesiz en can alıcı sahnelerinden biri de Cihangir’in kılıç kuşanma
merasimi idi. Daha önce Şehzade Mustafa’nın ve Mehmet’in kılıç merasimlerini
izlemiştik..Hele Mustafa’yı izlerken tüylerim diken diken olmuş, çok
duygulanmıştım. Akşam Cihangir’in yemin töreninde sadece duygusallık yoktu,
üzüntü de vardı. Cihangir, çocukluğundan beri içimi acıtıyor benim, seyrederken
hep gözlerim doluyor. Ama akşam ciddi ciddi ağlattı beni..Gerçek Cihangir’i
düşündüm. Onun duygularını, yaşadıklarını..Daha çok üzüldüm..Tolga Sarıtaş
oynuyor Cihangir’i ve kelimenin tam anlamıyla kusursuz bir oyunculuk sergiledi
akşam. Fiziki engelinden tutun, yüzündeki duygusallığa, gözlerindeki hüzne
kadar çok çok iyiydi..En çok alkışı ona istiyorum bu yüzden..
Bu arada geçen
sezon yine oyunculuk performansı ile büyüleyen Mercan Ağa ortalıklarda yoktu.
Malum Şah Sultan, Mihrimah kızımızın hışmına uğrayıp pılını pırtısını toplayıp
saraydan ayrılırken, pek mahzun ayrılmışlardı bakışa bakışa..Öyle ki bunlar
birbirine âşık herhalde demiştim kendi kendime. Şah Sultan, Mercan ağayı
arkasında bıraktı ama Mercan Ağam sırra kadem basmış. Bakışları ile bile
korkutan, ürküten Mercan Ağamız umarım ilerleyen bölümlerde çıkar ortaya..Pek
çok vezirimizi de akşam göremedik. Hoş dün akşamki bölüm şehzadeler ön
plandaydı oda ayrı konu tabi..
Sultan Süleyman
ise, her zamanki gibi sağ gösterip sol vurdu. Cümle âlem taht sancağına
Beyazıt’ın gitmesini hayal ederken, o Selim’i gönderdi sancağa..Üstelik dün
akşam padişah bir laf etti ki sormayın..Neymiş efendim, başka kardeşi olsa,
taht için canına kıymazmış kardeşinin. E evladına kıyacaksın ya sen birkaç
bölüm sonra. O yüzden bu sezon çok şiddetli geçecek benden
söylemesi..Şehzadelerin sezonu olacak bu sezon eminim..
Ve bir de
Nurbanu’nun !!
Yazının başında
da dediğim gibi bu sezon Meryem Uzerli yokluğu belli olmasın diye Meltem Cumbul
dan tutun, Berrak Tüzünataç’a, Sarp Akkaya’ya kadar çok kuvvetli oyuncular
kadroya alınmış. Ama bana sorarsanız, sezonun en bombası Nurbanu ve Merve
Boluğur’dur. Gerçekten nefis..Çok yakıştırdım ben..Nurbanu en az Hürrem kadar dik
başlı, asi ve hırslı bir kadın ve Merve Boluğur tam cuk oturmuş..Onu bu sezon
çok keyifle izleyeceğimden eminim..
Dün akşamdan
benim aklımda kalanlar bunlar canlarım. Bu sezon Muhteşem Yüzyıl’ın son sezonu.
Çok iddialı ve acılı bir sezon olacak bu kesin. Özellikle Şehzade Mustafa’nın
öldürülmesi, şiddetlenen taht savaşları, entrikalar derken gözümüz yine
ekrandan ayrılmayacak..Yeni bölümlerde, yeni yazılarda görüşmek üzere şimdilik
burada noktayı koyalım..
Siyah İnci’den
sevgiyle…
www.twitter.com/blackpearl42
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder