13 Haziran 2014 Cuma

Karadayı, yüzümüzü güldürdü ama azıcık ucundan !!

           Karadayı bu haftaki bölümüyle gerçekten bu sezonun en heyecanlı saatlerini geçirmemizi sağladı. Durum böyle olunca, sezon finali öncesi niyetim olmasa da bir yazı daha hak etti doğrusu..

Bu yazıda dizinin kötülerinden bahsetmek isterim..Zira dizide kötülük üzerine kötülük var..

                Nazif babanın kurtulmasına sevinemedik bile malum, zira Kara ailesinin başı dertten bir türlü kurtulamıyor. Nazif baba aklandı ama bu defa Mahir, Sinan’ı öldürmek suçundan tutuklandı. Gözler de tek şahit olan Feride’nin sevgili babası Mehmet Saim beye çevrildi. Aslına bakarsanız, hiç şahitlik falan beklemiyordum kendisinden ama karakola gelipte şahitlik edince gözlerim doldu. Hoş, bu sevinç kısa süreliymiş ne yazık ki. Zaten Mehmet Saim Bey, dizinin başından beri ilk kez iyi bir hareket yapınca hayli şaşıran ben, işin içinden bir bit yeniği çıkacağını tahmin etmiştim. Adamın her hareketi, her sözü planlı zira. İfadeyi verirken sizi bilmem ama beni sinir etti. Ağzından kerpetenle söküldü sanki kelimeler. Feride’nin saflığı da beni sinir ediyor zaman zaman..Babasının erdemlerine hayran olmuşta, gurur duymuşta falan filan..Hala babasını tanıyamamış kızımız ne yazık ki.

                Neyse, Mahir kardeşim aklandı, düğün hazırlıkları başladı. Hem nişan, hem kına yapılacak dediler, iyi dedik, bekledik. Bu arada Feride’nin annesine de kocaman bir alkış istiyorum. Kadın nihayet doğru yolu buldu, kızının yanında ve Kara ailesinin yanında durmaya karar verdi. Ama ne fayda değil mi canlarım ! Mehmet Saim’in kötülükleri karşısında koca bir ordu olsa nafile.

                Kötülük demişken, Bülent kardeşimden bahsetmeden olmaz değil mi..Bazı izleyicilerin aksine, ben Bülent’in tüm yaşadıklarından ders aldığını ve akıllandığını düşünmüştüm ama yanılmışım meğer. Can çıkmayınca huy çıkmaz hesabı, İlknur’a yine yapacağını yaptı Bülent. Aslında Bülent, İlknur’un bir türlü kendisine gereken değeri vermemesinden dolayı öfkelenip şiddete başvuruyor, o şiddete başvurdukça, İlknur ondan uzaklaşıp ailesine yaklaşıyor haklı olarak. Kim daha çok haklı, bu noktada çözmek biraz zor geliyor..Ama Bülent geçmişteki hatalarının cezasını çekiyor şimdi, İlknur ise haklı bir güvensizlik duymakta ve tedirgin. Erdal avukatın İlknur’a karşı olan hisleri sebebiyle, her şeyi Nazif Babaya anlatması işi bozdu aslında. Durumu en vahim hale getiren ise Küçük Nazif..Küçücük dünyasında, tertemiz ve kocaman kalbi tüm bunları anlayamıyor haklı olarak..Bu arada Bülent ile İlknur kavgasını ayıran Seyis’in İlknur kardeşime bakışı beni tedirgin etti gerçekten. Seyis ile İlknur arasında bir yakınlaşma olmaz inşallah. Benim bu aralar favorim Seyis aslında ama Ayten’in başına gelenleri düşününce bir karanlık aşk daha izlemeye gerek yok diyorum..

                Dizimizin kötüleri pek çok demiştik. Sıradaki kötümüz Necdet. Yahu bu adam geçen sezon benim favorimdi. Kötü falandı ama karizması da vardı. Bu sezon adam yerin dibine geçse yeridir. Sempatisini de yitirdi. Sanırım bunu hissetmemde Ayten’e yaptıklarının etkisi büyük. Zira Aytan dizinin başından beri çekmediği kalmayan bir karakter. Kızın başına gelmeyen kalmadı ve bu kadar kötü olay arasında azıcık yüzü gülse iyiydi. Kızın nişanlısını kaybetmesi, sevdiği adamın burnunun dibinde başkasıyla aşk yaşaması, tecavüze uğraması yetmedi, şimdi bir de kocasının sevgilisi çıktı başına. Ayten o eve giderken Süeda’nın kimden hamile kaldığını sanıyordu acaba. Yahu ne işin var kocanın sevgilisinin evinde. Kadın zaten utanmaz bir kadın. Seni üzmek için elinden geleni yapıyor. Niye gidiyorsun kurcalıyorsun hamileliğini falan. E Necdet te haklı bir yerde. Aylardır Ayten’in gönlünü yapmaya çalışırken, hazır gönlü yapılmış bir hatun bulunca kaçırmadı beyefendi. Birde kadına nikâh kıydı. Ayten yeni bebeğini kaybetmişken, öbür kadını da hamile bıraktı. Her türlü pis işin içine bir de cinayet ekledi, cinayet yetmedi bir de Mahir’e iftira attı..Dolayısıyla Necdet kötülük üzerine kötülük eklemekte açık ara önde gidiyor bu ara maşallah. Ama tüm bu kötülüklerinin de sonu gelecektir, görünen o ki, bu sonu da Ayten ortaya çıkaracak. Hatta çıkardı bile , Necdet kardeşimde yaptıklarının bedelini ödesin bundan sonra..

                Tam kötülük demeyeyim ama büyük bir yanlışın sahibini de yazmak lazım..Songül’den bahsediyorum..Yahu Osman senin peşinden koşarken sen dönüp bakmadın, zaten Yasin ile büyük bir aşk yaşıyordun,tamam sözümüz yok. Ben her daim Osman ile Songül ikilisini yakıştırdım, daha münasip geldi. Hele Osman üniversiteyi kazanıpta, o zirzop lise öğrencisinden, aklı başında, olgun ve karizmatik gence dönüşünce daha bir hoş oldu tamam..Ama Yasin’in suçu ne kardeşim. Adam sana ne yaptı da sen gözünü Osman’a diktin. Üstelik Yasin, senin baban için abin için koşturup duran bir insan. O sizin için koştururken, senin Osman’ın peşinden koşman hiç yakışık almadı Songül, kusura bakma..Yasin, sen onu severken de polisti. Adamın işini gücünü bile bile sevdin, istedin. Uğruna ne acılar çektin. Şimdi surat asmanın ne yeri ne zamanı. Zaten şu saatten sonra bir Osman&Songül aşkı yaşansa bile tadı olmaz benden söylemesi..Zira Yasin bunu hak etmedi..

                Gelelim bu kadar kötü ve kötü olay arasında kaybolmuşken, yüzümüzü güldüren bölüm ayrıntılarına. Ne yalan söyleyeyim, dizi başladığından beri ilk kez bu kadar keyifli ve mutlu bir bölüm izledik. Nişan ve kına hazırlıkları, Feride’nin sarılan saçları, makyajı, sokağa hazırlanan kına ve nişan konsepti, o tatlı koşuşturmalar, heyecanlar, gülen yüzler, izleyenlerinde yüzünü güldürdü eminim..Çok şatafattan hoşlanmadığımdan olsa gerek, böyle sade ve sıcak törenler bana daha keyif veriyor. Dolayısıyla nişan töreni gerçekten çok keyifli idi. Hele Mehmet Saim beyin gelişiyle daha da keyifli hale geldi. Adamın bu güler yüzünün, yumuşak tavrının altından elbette bir kötülük çıkacağını bilsek te, o anların keyfini çıkardık doya doya. Kızının yüzüğünü takan, Mahir’e oğlum diyen, Nazif baba ile kanka muhabbetine giren Mehmet Saim, karanlık planlarını örtbas etmek için yapmış meğer haberimiz yokmuş.

                Anlaşılan dizimizde iki dakika yüzümüz gülse, iki sezon hüzün peşimizi bırakmayacak. Zira son sahnede Mehmet Saim beyin ağzından dökülenleri duyunca açıkcası buz kesildim diyebilirim. Hangi öfke, hangi kin, insanın evladının mutluluğundan daha önemli olabilir insanın aklı almıyor doğrusu. Sezon finali fragmanını izlerken de tüm bu güzelliklerin yine karanlığa dönüştüğünü görüp, yeni sezonda bizi yine mahkemeler, araştırmalar, hüzünler, aşklar, ihanetler bekliyor diyebiliriz..

                DİP NOT              : Lütfen yeni sezonda şu dizinin yayın saatini biraz kısaltın kardeşim, en az 1 saat 50 dakika her bölümü. Bazı bölümler iki saati geçiyor, yazıktır ,günahtır.. Yazana da, oynayana da, ekibine de, izleyenine de..

                Siyah İnci’den sevgiyle..

                www.twitter.com/blackpearl42

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder