13 Haziran 2014 Cuma

Kurt Seyit ve Şura Sezon Finalinde heyecan üstüne heyecan !!

                Kurt Seyit ve Şura, sezonun belki de en sağlam bölümüyle sezon finali yaptı..Aslına bakarsanız sezon finali mi, final mi anlayamadım başta izlerken. Ama bölümün sonuna doğru yeni sezona kalan soru işaretleri sayesinde anladım ki, bazı olayların cevabı yeni sezonda verilecek.

                Kurt Seyit ve Şura, izleyici üzerinde beklediği etkiyi bırakmadı bu sezon ne yazık ki. Çok büyük umutlarla ve iddialı tanıtımlarla başlayan dizi, gerek başlama zamanı, gerek içeriğinin bizim izleyicimiz tarafından çok cazip bulunmaması sebebiyle büyük bir başarı sağlamadı. Ama bana sorarsanız, kalitesi ve değişik tarzı ile şık bir dizi olduğu kesin.

                Gelelim sezon finalinden aklımızda kalanlara..

                Şura sanki daha çok sevmiş Seyit’i..Anlatılanlardan benim anladığım bu..

                Ve Seyit…Keşke ihanet eden her erkek bu kadar onurlu olsa…

                Bu aşk nasıl yaşandı bilmem ama ekrandan izlediğim çok saçma sapan ayrıntılarla dolu..Seyit felsefe yapacağım diye iyice saçmaladı farkında mısınız? Git ama beni sev oldu mu..Çünkü ben seni hep seveceğim. Yahu gerçekçi olalım biraz. Bu ne saçma sapan istek. O deniz kıyısındaki sahnede tek güzel taraf, Şura’nın Seyit’e yüzüğü iade etmesi idi. Asaletine ve kibarlığına hayran kaldığım Şura, çok onurlu davrandı inkâr edemem. Ama aşk dediğin de, her sıkıntıda ayrılalım demek ise, kusura bakmasın kimse..

                Koskoca kahraman asker Seyit kardeşimi, ağlak bir adama dönüştürdünüz ya, pes diyorum gerçekten…Ayrıca erkek dediğin sözünde durur değil mi..Deniz kıyısında vurulan Şura’ya bir daha asla onu bırakmayacağına dair söz veren Seyit, bir sahne sonra hastanede Tina’ya söz verip Şura’yı terk ediyor. Sürekli söz verip, bir önceki sözünü bozuyor..Bu ne çelişki böyle..Bu ne karakter diyorum izlerken..Bu korkak ve ağlak tavır belki de bize sinir bozucu geliyordur, kim bilir !

                Herkesin Seyit’i Şura’nın hayatından çıkarmaya çalışması itici..Teyzesi bitti, Tina başladı. Siz kimsiniz diyesi geliyor insanın. Şura kızımızın hayatının kararlarını vermek size mi kaldı. Hem ne biliyorsunuz, belki Şura her şeye razı. Sevmek hep iyi günde mi olmalı..Aşk dediğin zaten zararı göze almak değil midir..Sürekli Şura’yı kurtarma çabasındaki teyze ve Tina fazla bencil gibi geliyorlar bana. Şüphesiz Şura’nın iyiliğini istedikleri kesin, ama bunu yaparken Şura’nın isteklerini de düşünmeleri gerek sanki bir parça…Dikkatimi çeken bir nokta da, Seyit tarafındaki insanların bu aşka çok temiz ve iyi niyetli bakmalarına karşın, Şura tarafındakilerin öfke, kin ve ayrılık tarafı olmaları..

                Seyit’in Şura’ya yazdığı mektubu dinlerken, tamam dedim, bu sezon finali falan değil, ciddi ciddi final yapıyorlar. Zira bildiğim kadarıyla kitapta da ayrılıyorlar Seyit ile Şura. Hoş, biz bu güne kadar kitapla başlayıp, kitaptan çok alakasız yerlere sürüklenen ne diziler gördük, ayrı konu. Ben şahsen kitaptaki gibi bitsin istemem ama bizim dizilerimizde şimdi ters köşe modası var malum. Ters köşe yapacağız diye, seyirciyi ekran karşısında ağzı açık bırakan hikâyeler olduğundan, artık tahminde bulunamıyorum şahsen..

                Neyse, Seyit’in yazdığı mektup çok ama çok ağır olmuş. Hiç sevmedim..Bir erkek, bir kadına bu kadar ağır bir terk ediş yaşatır mı diye de düşündüm. Bizim erkekler genellikle susarlar, konuşmazlar zaten ayrı konu. Ama konuşanlar bile incitmeden söylemeye gayret eder. Seyit’in pat pat yazdığı zehirli cümleler, abartılı geldi bana..Hatta kendi kendime, bu mektuptan sonra onurlu ve gururlu Şura adım atmaz, bunlar nasıl barışmak diye dert ettim kendime..

                Celil…Ah Celil..Bakın tekrar söylüyorum, bu diziyi kurtarsa kurtarsa Celil kurtarır..Ushan Çakır’ın büyüleyici karizması ve oyunculuğunu hayran hayran izliyorum..Celil karakteri, Seyit’in aksine çok daha mert, yürekli ve karakterli..Celil’in Alya ile yaptığı evlilik, sadece Alya’yı korumak için değil bunu hissedebiliyoruz. Celil, Güzide’ye duyduğu ama kendine bile söylemediği aşkın farkında elbette, bu aşkın imkânsızlığı sebebiyle de, kendini uzak tutmak ve Güzide’yi de korumak adına yaptı bu evliliği. Dilerim Alya, hep böyle iyi kalpli kalır da Celil’e âşık olmaya falan kalkmaz..

                Celil demişken, Güzide ile aralarındaki yasak ama masum aşk yürekleri titretir benden söylemesi. Merhamet dizisindeki sıkıntılı süreç, nasıl Sermet ve Deniz aşkı sayesinde aşılmış ve dizi can bulmuş ise, Celil ile Güzide aşkı da dizinin kurtuluşu olabilir. Özellikle yangın sahnesinde, Celil’in Güzide’ye aşkını itiraf sahnesi muhteşem bir sahne olmuş. Kendi adıma Seyit ile Şura aşkından çok Celil ile Güzide aşkını daha çekici buluyorum diyebilirim.

                Petro, ihanetin sınırlarını zorluyor, her defasında biraz daha kendini aşıyor..Ama Birkan Sokullu performansı gözleri kamaştırıyor..Oyunlarının en son kurbanı Barones oldu. Aslında Barones’in ölmesini tercih etmezdim, zira dizinin renkli karakterlerinden biriydi. Gerçi belli olmaz, biz ne karakterler öldürüp sonra mezarından çıkardık değil mi?.

                Ayşe’nin utanmazlığından ben utandım artık. Bu ne cüretkarkarlık..Yaptığı oyunlar ortaya çıkacak mı diye bekledim durdum birkaç bölüm boyunca. Sezon finalinde ortaya çıktı bu durum. Celil, Ayşe’nin oyununu öğrendi ama söylemedi. Söyleyemedi ya da. Ama Ayşe’nin utanıp sıkılmadan Seyit’in peşinde koşması beni sinir ediyor. Sanırım babası Ali dayı duysa onu da sinir eder..

                Bölümün sonundaki otel yangını sahnesi hayli güzel olmuş, üstelik bu yangın Celil ile Güzide’yi kavuşturduğu kadar, Seyit ile Şura’yı da kavuşturdu. Daha doğrusu biz öyle sandık. Son dakikada Petro’nun oyunu sayesinde Barones cinayetinden tutuklanan Seyit, Şura’yı bir kez daha yalnız bırakırken, bizlere de bu kadar zamanda bu kaçıncı ayrılık dedirtti..

                Dizimizin daha ilk sezonunda hayli zor olan yolculuğu, bakalım yeni sezonda nasıl bir çizgide yürüyecek..Bekleyelim görelim..

                Siyah İnci’den sevgiyle…

                www.twitter.com/blackpearl42
                               

                

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder