16 Haziran 2014 Pazartesi

Sezon finali dediğin böyle olur işte..Bravo Karagül ekibine !

                Doğrusunu isterseniz ekran başına otururken içim çok rahattı. Zira Karagül, bugüne kadar seyircisinin istediği her sevinci, hüznü, hareketi dozunda ayarlamış ve sunmuş bir diziydi..Üstelik her bölümde, bir öncekine nazaran heyecan ve aksiyon artarak devam ediyordu.

                Yanılmadım !

                Karagül, geçen sezon sonunda yaptığı gibi, izleyici üzerinde bomba etkisi yaratacak bir bölümle sezona veda etti. Ben kendi adıma söyleyeyim, gözümü ayıramadım, büyük bir dikkat ve heyecanla izledim.

                Yine yapacağını yaptı, izleyicisinin görmek istediğini çok lezzetli bir şekilde sundu. Şimdi gelelim sezon finali notlarımıza..

                Gecenin yıldızları Kadriye ana, Kendal ve Asım idi elbette. Asım, konakta hiç kimsenin yapamadığını yaparak, büyük bir cesaretle Kendal’ın marifetlerini Kadriye anaya izletirken, bizleri de hem hüzne, hem sevince boğdu. Bir parça sevgiye hasret Asım…Babasının bir gülüşüne, saçlarında gezinecek eline muhtaç Asım..Onun dışında kocaman ve pırıl pırıl bir yüreğe sahip Asım..Annesinin gözlerinin önünde, babası tarafından itilip kakılmasını, aşağılanmasını hep içine atmış, elinden fazla bir şey gelmediğinden onun ezikliğini yaşamış Asım..Ve elbette tüm bunların öfkesini, üzüntüsünü içinde hep biriktiren Asım. Konağın en sessizi, en geride kalmış masumu..Bir tokat ile ayağa kalkan, annesinin suskunluğuna artık dayanamayan ve CD yi ortaya çıkaran Asım..Yine de “ama babam” diyen vicdanlı Asım…Fazla konuşmuyordu Asım belki, belki bir iki kelime ile anlatıyordu ne istediğini, ama gözlerindeki anlam bambaşka idi..Tüm bunları ekrandan sunan Can Atak ve muazzam oyunculuk ise, gerçekten konuşulmayacak gibi değil elbette. Sezon finaline de damgasını vuran karakter ve oyunculuk, beni de kendisine bir kez daha hayran bıraktı..Özellikle annesi ile karşılıklı sahnelerde, yüreğimize işlediler her ikisi de..

                Dip Not : Farkındayız değil mi, Asım ile Emine..Onların ki ne kadar hüzünlü bir hikâye..

                Ah..Ahh…Şerif Sezer ! der susarım..Ne diyeyim bilmem ki…Oyunculuğu karşısında büyülendim..Her bölümde, adeta bir oyunculuk dersi verdi cümle âleme..Ama sezon finalinde artık coştu coşturdu. Kadriye ana, neye üzüleceğini şaşırmış, evladının acısına yeni yeni alışırken, çok daha büyük bir ızdırap ile karşı karşıya kalmış, kendi canından kanından evladı, yine kendi canını almış..Ve artık yaşamaya da gerek kalmamış..Bundan ötesi yok, bundan ötesi onun deyimiyle kelamın bittiği yer..Önce silahı aldı eline, sonra kefeni..Yüreği de kanadı, iğne batan parmağı da, bir oğlunu kaybetti, diğer oğlunu da öldürmeye niyetli..Kendal ile beraber ölümüne yürüdü..Evladına kıymış evladına kıyabilir miydi…Belki..Ama karnı acıkan Kendal’a, elleriyle de ekmek yedirirdi..Ve tüm evlatlarının torunlarının kundaklarından evladına kefen dikerdi gözünde yaşlarla..Şerif Sezer’in ellerinden öpüyor, oyunculuğu karşısında dili tutulmuş biri olarak, ne söylesem yetmeyeceğini biliyorum ve “onu ne kadar övsek az” diyerek affımı istiyorum..

                Dip Not : Mezara doğru yürürlerken, o rüzgârda Kadriye ananın başındaki örtü uçmasın diye kol altlarına sıkıştırılması fikrini alkışlıyorum. Detay küçük ama gösterilen özen büyük..

                Kendal ise, tüm korktuklarının başına geldiği anda adeta süt dökmüş kediye döndü..Horladığı, azarladığı onca işçinin arasından sırtına dayanmış bir silah ile götürülürken, annesine karşı gelmedi..Üstelik kendini de savunmak istemedi..Savunsa zaten ne diyebilecekti ki? Belliydi artık işler onun istediği gibi değildi. Belki yorgundu, belki bezgin, ya da içinde kardeşinin vicdan azabı kim bilir..Ama sakindi Kendal, uysaldı. Korkusu sırtındaki namludan çok, annesinin gözlerindeki acıydı..Belki o yüzden isyan etmedi bu defa, belki artık yolun sonuna geldiğini anladı oda…Mesut Akusta, Şerif Sezer karşısında öyle yürekten, öyle gerçekçi idi ki, kendileri ne kadar etkilendi bilemem ama ben ikisini izlerken içimden milyonlarca duygu geçti. Kendal’a öfke duyuyorduk, kin büyüttük içimizde ona karşı, cezalansın istedik hep, hak vermedik, zorda kaldığında da üzülmedik, kötülük nedir, bir insan ne kadar ileri gidebilir onunla öğrendik, ama Kendal’ın içindeki çok nadiren ortaya çıkan sevgi, vicdan ve hüzünden de haberdardık..Mesut Akusta, ustalıkla her duyguyu bize yansıtırken, bize de keyif almak kaldı sadece..

                Dip Not : Sırtında mezar taşı ile uzun yol yürüyen Kendal ağanın terden sırılsıklam olması gerekirdi diye düşünüyorum..

                Ve tüm gerçeklerin Oğuz tarafından açıklandığı sahnede şok olan tüm aile fertleri. Sezon finalinin üç kahramanının yanı sıra, tüm oyuncular gerçekten kusursuzdu. Şimdi onları da tek tek yazmaya kalksam bu yazı çok fazla uzayacak. Ama şu kadarını söyleyebilirim. Ebru’nun yüzündeki o ifade, tüm o büyük acıya rağmen ayakta durma çabası, gücü ve bu gücünü kendisi kadar güçlü olmayanlara sunması, şok olmuş ve isyan etmiş çocuklarını yatıştırmaya çalışması, Ece Uslu’nun bu karakter için nasıl da biçilmiş kaftan olduğunu gösterdi bana..Zira Ebru böyle bir durumda zırıl zırıl ağlayacak, dövünecek bitkin ve yıkılmış bir halde gezinecek kadın değildi. Ece Uslu, acıyı ve gücü yüzünde o kadar iyi taşıdı ki, helal olsun diyorum.

                Dip Not : Ebru ile Baran’ın, Murat onları gizli gizli izlerken, sarılıp acılarını paylaşmaları, akşamın en baba sahnelerinden biriydi. Üstelik o sahnede, “sahi daha Baran’ın gerçek annesinin Ebru olduğu ortaya çıkacak” düşüncesi aklıma geldi..

                Ada, Maya ve Baran babalarına mı üzülsünler, amcalarının ihanetine mi isyan etsinler, ne yapacaklarını şaşırmış bir halde öfkeyle delirdiler..İlayda Çevik ile Ayça Turan’ın gün geçtikçe daha iyiye giden performansları gözden kaçmıyor. Baran ise öfkesiyle ve sevgisiyle tam Anadolu çocuğu işte..Özlem’in panik halleri beni güldürdü, Serdar’ın ise hala ezberci oyunculuğu gözüme battı ne yalan söyleyeyim.

                Dip Not : Düşündüm de, Ada Maya’nın yerinde olsa Serdar konusunda bu kadar olgun olur muydu acaba ?

                Finalde, herkes anasının kucağında, Kendal’ın kanı kefenine damlamakta, Murat ölümüne yollarda…İzleyici ise yeni sezon için gün saymakta…

                Yeni sezonda o kadar soru var ki bizi bekleyen..
                Kendal ölecek mi? (ihtimal vermiyorum)
                Murat ortaya çıkacak mı? (niye gizlendiğini anlamış değilim zaten, planı ne acaba)
                Dizinin müziklerinin albümü falan çıkacak mı? (şahane olur)
                Sibel’in bebeği, onun geçmiş hikâyesi, Ayşe’nin onun kızı olduğu ortaya çıkacak mı?
                En önemlisi, Baran ile Ebru ana-oğul olduklarını öğrenecekler mi?
                Özlem’e ne olacak ?
                Narin ile Oğuz kavuşabilecek mi?
                Fırat ile Ebru aşkı nereye gidecek?
                Ada, Maya ile aslında aynı kişiyi sevdiklerini öğrenecek mi?
               
           Yani kısaca, yeni sezonda da Cuma akşamlarımız çok keyifli ve hareketli geçecek diyelim ve sezon finali yazımızı burada bitirirken, tüm Karagül ekibine bizlere iki sezon boyunca verdikleri keyif için çok teşekkür edelim…

                Siyah İnci’den sevgiyle..

                www.twitter.com/blackpearl42
               


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder