Her sezonun başında,
ortasında ve hatta sonuna doğru pek çok dizi başlıyor..Kimileri bir iki sezon
sürüyor, kimi sezon sonunu bile göremiyor, kimileri de şahane başarılara ulaşıyor.
Bunların sebeplerini zaman zaman yazıyorum, takipçiler bilir.
Son iki sezonun en başarılı yapımı Karagül ise, Cuma akşamlarını her
daim zirvede tamamlarken, aslında farkında olmadan çok ta önemli bir tüyo
veriyor bu sektöre…
Karagül’ün zirve yolculuğundan bahsetmek istiyorum bu yazıda..Neden bu
kadar başarılı, neden hep en yüksekte ve neden bu kadar favori..Benim gözümden
ve kalemimden bir başarı hikâyesi okumaya hazır iseniz, buyurun Karagül’ü
Karagül yapan unsurlara göz atmaya..
#aşk
Karagül, bir yapımda, dizide, filmde
mutlaka olmazsa olmaz bir konu olan aşk kavramını en geniş kapsamda işliyor.
Aşkın her halini, her çeşidini görmek mümkün. Üstelik her hikâyeye ayrı bir
özen gösteriliyor..Baran ile Ayşe’nin tertemiz ve masum aşkını izleyip, lise
çağlarına dönüyor, gülümsüyoruz. Ada ile Maya’nın aynı erkeğe olan aşklarını
izleyip, bir çözüm bulamıyor, üzülüyor ama kimseye kızamıyoruz. Ebru ile Murat’ın
derin aşkı ve uğruna katlandıkları bizi etkilerken, Narin’in Murat’a olan
karşılıksız aşkı çarpıyor yüzümüze. Melek ile Recep aşkı, öyle hüzünlü bir
ayrılıkla bitiyor ki, gözyaşlarımıza engel olamıyoruz. Üzerine Sibel’in aşkının
kocaman bir gençlik hatası olduğunu öğreniyor ve kendi kızına ablalık yapışını
izleyip kahroluyoruz. Oğuz ile Narin'in ayrılığa mahkum edilen aşkı bizi yaralarken, Fırat'ın Ebru'ya olan aşkı ve desteği yaralarımızı sarıp umutlandırıyor bizleri..Yani aşk, her hali ile çıkıyor karşımıza ve her biri
birbirinden çok farklı işleniyor..
#aksiyon
Dizilerde
genellikle ilk bölüm çok hareketli ve heyecanlı olur. İzleyiciyi tam on ikiden
vurmaktır amaç, ama ilerleyen bölümlerde bu tempo düşer. Hatta bazen ilk bölümün
heyecanı, kocaman bir sıkıntıya döner. Oysa Karagül, daha ilk bölümden itibaren
başlayan aksiyon ve hareket hızını hiç düşürmeden her bölüme taşımayı başardı,
her sahne kusursuz çekildiğinden (yönetmene kocaman bir alkış) olsa gerek,
temposu bugüne kadar hiç düşmedi. Bu izleyiciyi ekrana bağlayan en önemli unsurdur
bana göre..
#oyunculuk
Daha önceki Karagül yazılarımda da
belirtim bunu ama bir kez daha söylemekte fayda var..Bir dizinin oyuncuları çok
önemlidir, o oyuncuların büründüğü karakteri ne kadar içselleştirdiği de..Ekranda
izlerken, oyuncuya değil, karaktere odaklanabiliyorsanız, orada oyuncuyu değil
karakteri görebiliyorsanız, işte o oyuncu rolünün hakkını vermiş demektir.
Karagül, oyunculuk açısından zirvede bunu kimse inkâr edemez sanırım. Her
karakter için mükemmel uyum sağlayan bir oyuncu kadrosu olması yanında, her
birinin şahane oyunculuğu karşısında şapka çıkarmak gerekli..Oyunculuktaki bu
başarı, senaryonun ve hikâyenin de gerçekçiliğini artırarak, izleyicide derin
etkiler bıraktı şüphesiz.
#senaryo
Senaryo
elbette..İlk bölümden itibaren, senaryonun ilerleyişi çok sağlam..Açık bir
nokta, hata bulmak mümkün değil. İzlerken oturup ta, yok artık bu kadarı da
olmaz dediğim bir olay olmadı. Her olay doğal sürecinde ve sahici. Tekrara
düşmeyen bir olaylar silsilesi izliyoruz her hafta. Sırf sahne uzasın diye
yazılmış gereksiz diyaloglar, uzun uzun bakışmalar göremiyorsunuz. Her sahnenin
içi dolu. Araya serpiştirilen espriler, fazlasıyla kaliteli ve dozunda
ayarlanmış. Hele hele Kadriye Ana karakterinin ağzından dökülenler, anlattığı hikâyeler,
ağzımızı açık bırakacak derecede şahane..Senaryo güçlü kalem ister, sağlam
yürek ister ve bu noktada Karagül’ün bu başarısında senaryodaki bu işleyişin de
önemli yeri var..
#müzik
Karagül
müzikleri, hikâyenin işleyişine uygun olarak çok güzel yerleştirilmiş, sadece
müziği bile insanı heyecanlandırmaya yetiyor, sahneye olan müzik uyumu, kulak
tırmalamayan melodileri ile Karagül müzikleri de kusursuz..
#karakter
derinliği
Kuşkusuz,
Karagül karakterlerinin her birinin bu kadar derinlikli yazılmış olması ve
karakterlere verilen bu önemin de izleyici üzerindeki etkisi büyük. Öyle ki,
dizideki her karakter için ayrı bir yazı yazmak, o karakteri analiz etmek
mümkün. Her karakterin ayrı bir hikâyesi var ve bu hikâyeler öyle sıradan hikâyeler
değil. Üstelik tüm karakterlerin hikâyeleri bir şekilde kesişiyor. Karakter
analizleri üzerinde düşünülerek yazıldığı belli. Adeta her birini ailemizden
gibi iyi tanıyoruz, ama yeri geldiği anda da verdikleri tepkiler ile ters köşe
olabiliyoruz. Bu derinlik elbette ki kaliteyi artıran bir unsur.
#karakter
dengesi
Karakterlerin derinliği kadar, hikâyelerinin
dengesi de çok iyi ayarlanan dizide, her karakter bir diğeri kadar önemli.
Mesela son dönemde Melek karakterinin geri planda kaldığını düşünebilirsiniz.
Zira Recep öldükten sonra Melek karakteri konakta daha sessiz ve geride kaldı
diye düşünürken, Murat’ın Melek ile karşılaşması, tüm merkeze Melek karakterini
oturtuverdi. Aynı şekilde Rüzgar karakterinin sakin sessiz bir çocuk olarak
yansıtılırken, kaçırılıp hikayenin tam ortasına onun yerleştirilmesi de bu
dengeli işleyişin sonucudur..Bu dengenin sağlanması da kuşkusuz senaryo
ekibinin başarısıdır.
#ekip,
ışık, yönetim, görüntü
Çok fazla mekânda
geçmeyen dizinin bu kadar popüler olmasında elbette ki set arkası ekibin de çok
emeği var besbelli. Netlik ve görüntü kalitesi yanında çekim açılarının da çok
iyi ayarlandığını görüyoruz. Özellikle rüya sahnelerinin çekimleri fazlasıyla
emek harcanarak yazılıp çekilmiş besbelli. Çok etkileyici rüyalar izliyoruz
sayelerinde. Ayrıca Halfeti’nin o cennetimsi görüntüleri eşliğinde çekiliyor dizi
ve fakat manzara gözümüze gözümüze sokulup bu doğa güzelliğinin hikâyenin önüne
geçmesi de engelleniyor. Tadında bırakılan bu doğal güzellik, hikâye ile
birleşince ister istemez gerçekçilik hissi veriyor.
#merak
ve gizem
Murat’ın daha ilk bölümde sulara
gömülmesi ile başlayan gizem, 47.bölümün sonuna gelindiğinde hala devam
etmekte. Birkaç bölüm öncesine kadar Murat’ın başına neler geldiğini büyük bir
merakla beklerken, son bölümlere doğru onun gizli hayatına dâhil oluyoruz. Öbür
taraftan hep kötü diye bildiğimiz Kasım’ın da aslında Murat’ın adamı olduğunu
öğrenip, kocaman bir ters köşe yaşıyoruz. Ebru’nun elinden alınan oğlu Baran’ın
sırrı, ustalıkla elden ele dolaştırılan CD, zekice planlarla kazılan kuyular,
Ada ile Maya arasındaki merak edilen aşk düğümünün nasıl çözüleceği de elbette
izleyiciyi merak içinde bırakan ayrıntılar olarak diziyi seyredilir kılıyor..
#kadınlar
ve toplumsal gerçekler
Ülkemizdeki kadınların yaşadıklarını en
gerçekçi biçimde ekrana yansıtıyor Karagül..Zira bu ülkede Narin gibi, sevmek için başkalarının iznine ihtiyaç duyan
, Emine gibi, haksızlığa uğrayıp susan, Sibel gibi, sadece güçsüz diye,
istemediği ilişkilere zorlanan, Ayşe gibi bakacak kimsesi olmadığından
birilerinin yanına sığınan ve her hakarete katlanan, Ada ya da Maya gibi varlıklı
bir hayat yaşarken, yokluğun tam ortasında kalan, Kadriye ana gibi evlatlarının
derdi ile kavrulan pek çok kadın var.. Bu ülkede, Kendal gibi, gücünü bileğinde
zanneden, adamlık nedir bilmeyen pek çok erkek var.. Ve bu ülkede, Ebru gibi,
her zorluğa direnen, şiddete başkaldıran kadınlar da var..
Kolundan tutulan, saçından
savrulan, odalara kilitlenen, dövülen, sövülen, öldürülen, aşağılanan, mecbur
bırakılan, sevemeyen, mutlu olamayan, sevdiğine kavuşamayan, evladıyla sınanan,
evladından ayrılan kadınlar, kadınlarımız…
İzlerken, aslında bir yerlerde,
böyle yaşamlar yaşadıklarını, bu zorluklara katlandıklarını bildiğimiz
kadınlarımız…
İşte Karagül başarısının en büyük sırrı burada..Karagül,
ülkemin en büyük gerçeğini abartısız, tarafsız ve net şekilde ekrana taşıyor..Karagül
başarısının altında, tüm bu güzel ekibin yanı sıra,
ülkemin bu gerçeğini yansız, tarafsız, en yalın şekilde anlatması da yatar..
Karagül, benim gözümde budur…Başarısında
haklıdır, bugüne kadar yapılmış yüzlerce yapımın arasından böylesine sıyrılması
ve özel olmasının sebepleri de budur...Cümle ekibin, yazanın, çizenin,
oynayanın, ter dökenin yüreği uzun ömürlü olsun…Saygıyla eğiliyorum her birinin
önünde…Tüm bunları yaşattıkları ve paylaştıkları için…
Siyah İnci’den sevgiyle..
www.twitter.com/blackpearl42
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder