AFKEY olarak kısalttığımız Emir’in
Yolu, her türlü tepkiye rağmen yoluna devam ediyor biliyorsunuz. Sevenleri
kadar sevmeyip ağzına geleni söyleyenleri pek çok. Ben diziye, diğer dizilerimize
baktığım gözle baktığım için, seyretmeye de, yazmaya da devam ediyorum.
Sevmeyenler kadar, izleyenler olduğunu da biliyorum çünkü. Ve benim yazılarımda
kullandığım dil, işte bu yüzden tamamen tarafsız ve hafif esprili. Zira
görüyorum ki, izleyiciler seyrettikleri dizilere kendilerini çok fazla
kaptırıp, neredeyse o dünyanın içinde yaşamaya başlıyorlar.
Dolayısıyla bölüm yorumlarına
geçmeden önce seven, sevmeyen herkesten naçizane küçük bir isteğim var..Lütfen
izlediğimiz karakterlerin hayali birer kahraman olduğunu unutmayalım,
izlediğimiz olayların her ne kadar hayatta örnekleri olsa bile, hayal ürünü
birer kurgu olduğunu da unutmayalım. Birkaç saat güzel vakit geçirip, kendi
hayatımıza geri dönelim. Hayatımızın merkezine, bu olayları ve karakterleri
oturtmayalım. Hele hele, bu karakterleri canlandıran oyuncularımıza lütfen
saygılı olalım. Sonuçta her oyuncu, kendisine verilen karakteri ve senaryoyu
oynamak zorunda. İşlerini yapıyorlar kısaca. Birilerini suçlayarak, hakaret
ederek, gönül kırarak öfke yatıştırmak, tepki vermek ne derece doğru, empati
yaparak düşünelim. En önemlisi de şu, izlediğimiz karakterler ile o karakteri
oynayan oyuncuların çok farklı iki insan olduklarını ayıralım. Kimse kimseyi
sevmek zorunda değil elbette, ancak sevdiklerimiz için bile olsa, sevmediğimiz
insanlara hakaret hakkına sahip olmayalım. Önce kendimizi yargılayalım, sonra
başkasına saygı duymayı öğrenelim..Ve söylediklerimin anlaşılacağını dileyerek
bölüm yorumlarımıza geçelim.
Geçen hafta başlayan çok fazla
yeni dizi sebebiyle, AFKEY yazısını iki bölüm birleştirmek zorunda kaldım.
Affınıza sığınarak haydi beraber dizimizde neler olmuş bir bakalım..
Xxx Can Komiser
Can Komiser iyi hoş lafım yok,
amma velâkin fazlasıyla suratsız. Üstelik boyu Emir’e göre epey kısa kalıyor.
Oyuncu seçimi yapılırken dikkat edilmemiş sanırım. Eğer Can Komiser ile Emir
bir aşk yaşayacak olursa, büyük ihtimal yeni bir takoz vakası ile karşı karşıya
kalacağız söyleyeyim. Tabi takozu kullanan Hazal Kaya iken, hiç gözümüze
batmıyordu. Şimdi Can Komiser aynı durumda iken bakalım nasıl olacak. Buna rağmen Can kızımız, hoş ve güzel. Hele
gözlerine bayılıyorum ben. Şöyle azıcık da cilveli olsa, kadınsı giyinse,
saçını şöyle bir savursa eminim daha tatlı olacak..Can Komiser bu arada işi
gücü bıraktı, Emir nerde o orda..Ekip olarak daha doğrusu, Can Emir’in peşinde
koşarken, ortağı da Zülâl’e taktı. Bunların hiç işi gücü yok mu Allah aşkına.
Arka Sokaklar ve Behzat Ç. Dizilerindeki koşuşturmayı düşününce, ister istemez
bunu düşünüyor insan. Ayrıca Can Kızımız, pek bir filozof..Polis olacağına
psikolog olaymış iyiymiş. Üstelik daha mantıklı olurdu bence senaryo açısından.
Emir’in psikolojisini düzeltmekle uğraşırdı diyeceğim ama sanırım o zamanda
Fatmagül’ün Suçu Ne dizisindeki psikolog sahnelerinin taklidi derdik değil
mi..Neyse, kızımız malum her an Emir’in burnunun dibinde ve sürekli döktürüyor
maşallah. Ayrıca tüm emniyet mensubu arkadaşlar, Emir’in peşinde sanki. Emir yolda
yürüyor, adamın birine çarpıp kavga ediyor, hemen arkasında iki polis Emir’in
yumruk atmasını bekliyor. Sonra koşarak gelip kolundan tutup götürüyorlar. Bu
ne acemi ve komik bir sahnedir anlatamam. Ve fakat Emir’in bu karakol muhabbeti
sıktı canlarım beni ya. Hep aynı muhabbet dönüp duruyor, dizide gram ilerleme
yok fark ettiyseniz. Ayrıca ağırlıklı olarak karakolda geçince dizi insan ister
istemez detaylara takılıyor. Emniyette o monitörlerden kaldı mı ya. Eğer
kaldıysa, yazık bizim Türk polisinin haline vallahi.
Xxx Sütkız Zülâl..
Fazlasıyla suratsız ve fakat aynı
zamanda sevimsiz ve itici kusura bakmayın. Bu Sütkız Emir’i kafaya taktı onu
anladık ta, niye kafaya taktı ben onu çözemedim. Ne bekliyor yani. Sütkardeşinin
eski kocasını ayartmayı falan mı planlıyor acaba. Dilerim böyle bir derdi
yoktur. Yoksa Rıza babanın ciddi ciddi kalbine iner artık. Rıza baba demişken,
bu adam ne kadar para kazanıyor acaba çok merak ettim doğrusu. Neden mi? Zülâl’e
dikkat edin canlarım, kız bir giydiğini bir daha giymiyor, hani köyden
geldiğinde beraber alışverişe gidip birkaç parça elbise almışlardı ya. Rıza
baba kaç elbise aldı bu kıza ki.. Giy giy bitmedi. Sütkız elbise, hırka,
babetten oluşan Fatmagül tarzı giyimine son hız devam ediyor. Sürekli elbise
değişiyor üstelik. Maşallah ne gardırop yapmışlar helal olsun dedim kendi
kendime..Gözü de pek çabuk açıldı, koskoca İstanbul’u iki günde öğrendi,
mezarlığa koşmalar, karakolda Emir’i aramalar, Marketten alışveriş yapıp Emir’in
evine gitmeler. Hele birde şöyle bir noktaya dalıp, kendi kendine felsefi
konuşmalar yapmıyor mu, cidden tırsıyorum ben kızdan. Bakın benden söylemesi,
bu kızın okumaya falan niyeti yok. Rıza baba sürekli “sen derslerine çalış
kızım” dese bile, biz henüz Zülâl’in odasına geçip te bir sayfa ders
çalıştığını görmedik. Varsa yoksa Emir..Amacı Emir’i kendine âşık edip okul
falan okumadan, hemen hazıra konmak gibi geliyorsa da, pek olası görünmüyor bu
durum. Hayır, şimdi, bu Zülâl üç gün sonra Tıp Fakültesi’ni kazanır bu
tembellikle biz, konuştuğumuzla kalırız görün bakın..Çok ta inceden işliyor
Emir kardeşimi sütkız. Ama bize işlemez. Feriha benim kardeşimdi diyorsun, Emir’i
tavlamaya kalkıyorsun, sonuç olarak ta komik oluyorsun üstelik. Ben sıkıldım
şimdiden bu kızdan..
Xxx Aysun Hanım..
Ah Aysun Hanım senin derdin hiç
bitmeyecek..Emir yetmezmiş gibi başına bir de Can oğlumuz çıktı. Ama sen dört
ay içinde, ilkokula giden çocuğu, hemen büyütür genç lise delikanlısı yaparsan
olacağı bu. Kadın hangi oğluna koşacağını şaşırdı. Kâh hastanede, kâh
karakolda. Bu yetmezmiş gibi, şimdi Can ile Ömer birbirlerine düşman
kesildiler. Dolayısıyla bu sezon, Aysun hanım geçen sezonlara göre çok daha göz
önünde ve aktif. Bana sorarsanız sıkıntı yok. Zira ben Aysun Hanım ile Sanem
hanımı seyretmekten çok keyif alıyorum. Gerek güzellik, gerek oyunculukta ikisi
de maşallah sınır tanımıyorlar. Aysun hanımın hastanedeki pudra rengi pantolonu
beni benden aldı. Pudra rengini oldum olası sevemedim aslında ama çok yakışmış
kadına Allah için.
Xxx Sanem Hanım..
Dizimizin en ayran gönüllü, para
delisi hatunu Sanem, bu sezon Yavuz’un kanatları altında ama her an düşebilir
fazla yükseğe uçmasın bence. Deniz Uğur, bu sene peruk kullanmıyor sanırım,
saçları uzamış gibi geldi bana. Kullanıyorsa da fark etmez, sağlığı yerinde
olsun yeter ki. Müthiş güzel kadın. Bayılıyorum saçına,makyajına,giyim kuşamına. Dizinin mihenk
taşlarından olan Sanem Hanım, en çok sevgili ve eş değiştiren karakter unvanını
da hala elinde tutmakta. Kadının hayatını bir türlü düzene sokamadılar gitti. Açıkçası
ben Yavuz’la beraber olmasındansa, Ünal Sarrafoğlu ile daha münasip bir ilişki
yaşamasını tercih ederdim. Ama Sanem Hanım bu. Parasız pulsuz gariban hayatını
ne yapsın değil mi canlarım.
Xxx Cansu can..
Cansu bu sezon çok değişik.
Öncelikle burun estetiğini niye yaptırdı Sedef Şahin anlamadım. Herhangi bir
sağlık sorunu sonucu olabilir ama yine de eski hali çok daha hoş ve
karizmatikti. Üstelik bu değişimden sonra, ağzı bir tuhaf olmuş. Fark ettiniz
mi bilmem ama dudak yapısı da hafiften bozulmuş gibi geldi bana. Cansu değil de
başka biri var gibi geliyor karşımda. Üstelik iki bölüm boyunca, iki sezonun en
gözde karakteri Cansu biraz arka plana atılmış gibi geldi. Gerçi en son
izlediğimiz 71.bölümde Sanem hanımın yolladığı adama aşık olacak gibi görünüyor
Cansu ama ben yine de onu daha aktif görmek isterdim doğrusu. Üstelik Feriha
ölmüşken ve Emir yalnız kalmışken Cansu hiçbir fırsatı kaçırmamalıydı bence. Haydi,
Emir’den vazgeçtin, Haldun’u gözüne kestirdin diyelim. Facebooktaki bütün
Haldun’lara ne zaman baktın sen Cansu. Hangi ara taradın o kadar ismi ben
bilemedim..
Xxx Emir..
Emir’e geçmeden önce Çağatay
Ulusoy için şunu söylemeliyim ki, her bölümde biraz daha oyunculukta ilerleme
kaydediyor. İlk sezondaki o mimiksiz, duygusuz, ifadesiz yüz şekliyle oynayan
Çağatay gitti, yerine Emir’in acısını mükemmel yansıtan bir Çağatay geldi. Sadece
yakışıklı olmanın oyunculuk için yeterli olmadığını anlayan yetenekli
gencimizin oyunculuktaki bu müthiş gelişimini hem takdir ederek izliyorum, hem
de kocaman alkışlıyorum. Gelelim Emir
kardeşime. Emir sen her fırsatta soluğu Feriha’nın yanında alıyorsun anladık.
Ama dikkatimi çeken bir durum var o mezarda, o mezarın başındaki eşarp niye hiç
kirlenmez, ilk günkü gibi pırıl pırıl durur. Acaba diyorum arada eve götürüp
yıkayıp ütüleyip geri getiriyor musun? Meyhaneye gidip içip içip, bulaşıkları
yıkama muhabbetine de çok güldüm. Ne alaka ve ne mantık yani bu anlayamadım.
Koskoca Emir Sarrafoğlu dört ay öncesine kadar çok zengin değil miydi? Ne oldu
Feriha ölünce bütün mallarını bir hayır kurumuna mı verdi ki, içtiği rakının
parasını ödemek yerine bulaşık yıkıyor. Karnında bir kurşun yarası ile inşaata
gelip kereste taşıyor. Ne bitmez keresteymiş arkadaş ya taşı taşı bitmedi. O da
haklı ne yapsın. Evde oturmaktan iyidir. Bu ne ya Zülâl gider, Can gelir, Can
gider Aysun gelir, yahu bir rahat verin adama. Eninde sonunda bavulun alıp eski
apartmanına kaçırdınız adamı işte..
Xxx Hatice hala ile Seher..
Müthiş ikili diyorum ben onlara.
Dizinin en şekerleri kesinlikle onlar. Kavgaları, konuşmaları, beraber plan
yapmaları muhteşem..En renkli karakterlerimiz ikisi ve ben çok seviyorum
ikisinin çekişmesini seyretmeye. Hele Seher..Harikalar yaratıyor resmen..Her
türlü gerginlik seyrettikten sonra, çilek reçeli gibi geliyorlar valla..
Xxx Koray, Gülsüm ve Güzel dadı
Pınar..
Oy oy oy..Koray’ın işi çok zor..Bir
tarafta şahane bir dadı, diğer tarafta problemli eski eş. Önce Gülsüm diyelim
zira Pelin Ermiş bu sezon şahane oyunculuk çıkarıyor. Hele son iki bölümdeki
performansı inanılmaz göz doldurdu benim nazarımda. Ama şimdi söyleyin bana
Allah aşkına, Gülsüm’ün boşandığı kocasının evinde ne işi var..Münasip mi orda
yaşaması. Haydi, anne sözü dinledin aşağı indin tamam, peki öğretmenlik işi ne
olacak. Yahu bu ülkede binlerce öğretmen atama beklerken, sen atandığın yerden
işi bırakıp geliyorsun. Olacak iş mi..Bu birazda atama bekleyen kardeşlerimiz
ile dalga geçer gibi oldu kusura bakmayın. Evladını bırakıp gitmesi zaten hata
bir anne olarak. Öbür taraftan Koray saplantısı artarak devam ediyor. Kafayı
Pınar’a taktı. Ne yalan söyleyeyim, çok güzel kız Pınar. Su gibi. Yüzüne
bakmaya doyamıyorum ben maşallah. Şeker mi şeker. Çok sevdim ben Pınar’ı..Koray
ile de fevkaladenin fevkinde yakışmaktalar efendim. Bir de üstüne, Pınar sabah
uyanıp yataktan kalktığı anda bile full makyajlı. Nasıl makyaj ise o gece bile
bozulmuyor. E hal böyleyken, hatun her daim güzel elbette. Neyse ne, Allah için
güzel kız. Koray ile de çok uyumlu. Üstelik ufaklık ile de iyi anlaşıyor.
Gülsüm kardeşim bu gidişle yakında Ruh ve Sinir Hastalıkları hastanesini
boylar, dilerim Pınar ile Koray da mutlu olurlar. Koray ise her zamanki gibi
dengeleri kurmaya çalışıyor. Yusuf Akgün’ün samimi ve doğal oyunculuğunu da çok
severek izliyorum ben..Çok rahat..Seyrederken bakıp kalıyorsunuz. Sadece gözüme
son bölümde, yüzündeki şişlik takıldı. Hani Koray zil zurna sarhoş oldu da,
Emir onu eve getirdi ya. Kapıyı çalarlarken, Koray’ın sol yanağındaki fındıktan
az irice şişlik gözümden kaçmadı. Ciddi bir şey olmadığını umarak, Gülsüm
kardeşimizin de bir an önce aradan çekilmesini ve Koray ile Pınar’ı rahat
bırakmasını dileyerek AFKEY yorumlarımıza son verelim..
Biraz uzun olan yazımızı sabredip
okuyan, okumayan, seven, sevmeyen tüm güzel yürekli canlara da kocaman sevgiler
yollayalım..
Siyah İnci’den sevgiyle…
www.twitter.com/blackpearl42
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder