9 Eylül 2012 Pazar

Adını Feriha Koydum-Emir'in Yolu pek uzun değil gibi..




Kuşkusuz, hakkında en çok konuşulan, yorum yapılan, yazılan, çizilen ve özel bir hayran kitlesi olan bir dizi Adını Feriha Koydum..Geçen sezon sonunda Hazal Kaya’nın diziden ayrılması ile başlayan tepkiler, yaz boyunca devam etti. Neredeyse her gün, çeşit çeşit yorum okuduk, çeşit çeşit haber çıktı hakkında. Emir’in Yolu olarak devam etmesine karar verildi. Bu elbette ki Hazal Kaya hayranlarını, Emir ile Feriha aşkını izlemeyi sevenleri öfkelendirdi. Ve Nihayet Cuma akşamı çok büyük bir merakla beklenen yeni sezon ilk bölümü yayınlandı.

 Ben ancak bu akşam seyredebildim…

Yazdığım bütün yazılarda, tarafsız bir gözle bakmaya çalışıyorum. İyi ya da kötü ne gördüysem, içimden geldiği gibi yazıyorum. Bazen sırf bu yüzden tepkiler alsam bile, doğru olanın böyle davranmak olduğuna inanıyorum. Bu sebeple, diziye elimden geldiği kadar tarafsız yaklaşmaya, her zamanki tarzımı ve tavrımı korumaya çalıştım. 

Şimdi bu sezon AFKEY seyredecekler için bir tavsiye ile başlamak isterim. Bu dizinin AFK ile alakası yok canlarım. Feriha’nın ölümünden sonra Emir’in hayatını konu alan bambaşka formatlı bir dizi. Öncelikle bu psikolojiden kurtulmak lazım. O gözle bakmak lazım. Elbette ki Feriha’nın etkisi sürüyor, sürmeye de devam edecek. Elbette ki, eski konular, eski karakterlerden bazıları var..Ama benim gördüğüm, dizimizin hayli şekil değiştirdiği. 

Bakalım yeni sezonda bizim gözümüze naçizane neler takılmış..

Açılış müziği Sezen Aksu-Dua idi. Geçen sezonun kapanış şarkısı idi aynı zamanda. Müzik seçimi için ellerinden öperim kim sorumluysa, on numara beş yıldız bir seçim olmuş. Konuya cuk oturmuş..Hoş bu şarkıyı hangi sahneye koysanız, cuk oturur o ayrı konu. 

Şimdi bu sezonun bomba iki karakterini analiz ederek giriş yapalım canlarım. İlk karakterimiz Zülâl..Feriha’nın sütkardeşi..Rıza babamız aldı getirdi köyden okutmaya. Yahu Rıza baba, sen Feriha’yı okuttun da ne oldu Allah aşkına. Başına gelmeyen bela kalmadı. Nerden çıktı şimdi bu kız. Üstelik Zülâl kızımız, sanki bir korku filminde oynuyor muşta, orada çok korkunç bir şey görmüş, gözlerini belertmiş, donmuş kalmış..O ne saçma sapan donuk bir insan ya, o ne saçma sapan bakışlar. Vallahi ürktüm kızın bakışlarından. Haddinden fazla sevimsiz bir karakter kimse kusuruma bakmasın. Üstelik tehlikeli de. Yani hiçbir şey yapmasın, bakışlarıyla bile öldürür adamı. Hatun her an, eline ekmek bıçağını alıp, birilerini doğrayacakmış gibi bakıyor. Anladık gözler iri, güzel ama çok korkunç be Zülâl..Bir o kadar da duygusuz, insan ölen sütkardeşinin odasına girince bir duygulanır, titrer şöyle, ağlar değil mi. Hatun bunlar yerine aynaya taktı kafasını. Kendini hiç görmedi herhalde daha önce aynada. O aynaya uzun uzun bakmalar falan neyin nesi..Seher soru soruyor, kız aynaya konuşuyor. Üstelik eli maşalı gerçekten, dili uzun..Öyle Feriha gibi kendine laf edilince, susmuyor. Zaten maşallah ağzı da pek laf yapıyor. Nerelerde öğrendiyse, o aşk meşk olaylarını, yok yaralı kurtlar dağdan inermiş te, geri dönmezmiş te bir sürü geveledi durdu çenesiz..Ne edebiyat var mı bizim köylü güzelinde. Emir yaralı kurt, sen de dağların ceylanı ol, kurt senin peşine düşsün bari olmazsa..Bir köylü kızına göre de burnu fazla havalı gibi geldi bana..Hayır, bu Zehra annenin sütünden midir nedir..Feriha kızımızın da burnu pek havalıydı hatırlarsanız. Ayrıca, sen İstanbul’a ne zaman geldin, ne zaman öğrendin ki, kalktın tek başına mezara gidiyorsun, o boynundaki çember neyin nesi, boynun terlemesin diye herhalde. Zira o çember başa örtülür diye biliyorum ben. Zehra anne de hep boynunda taşırdı, yeni moda falan mı acaba bilemedim ben.. Bu Zülâl ile Emir birbirine âşık olacak falan demeyin vallahi düşer bayılırım. Bir zengin oğlan-köylü kızı aşkı daha kaldıracak gücüm yok benim, sizleri bilemem tabi. 

Uzun lafın kısası….Seni hiç sevmedim sütkız…Ha sütanneni severdim ayrı konu...Rıza baba, senin de başında zaten Seher delisi var, Hatice hala var, yetmedi mi başındakiler de bir de bu kızı aldın geldin demezler mi adama..Derler elbette. 

İkinci karakterimiz Can Komiser. O nasıl isim öyle. Ve Niye öyle..Nasıl bir mantıklı açıklaması var çok merak ediyorum. Şöyle güzel güçlü bir kadın ismi bulamadınız mı bir polis için yahu..Acaba dedim, bir ihtimal Emir’in sevgilisi olursa, Emir ona “Can’ım” diye hitap etsin diye mi buldular anlamadım ki. Yani şunu düşündüm, kendim bile düşüncemi çok saçma bulup güldüm..Ancak bu hatun, Emir’in sevgilisi olmak için fazla kısa canlarım. Üstelik çok çenesiz ve ukala..Her ne kadar boyundan büyük işlere kalksa da, Emir ile bir aşk hikâyesi, boyunu epey aşıyor gördüğüm budur. Umutsuz Ev Kadınları’nın saf âşık Levent’i de burada Can kızımıza ortak olmuş, tam yerini bulmuş. Sözün özü şudur ki, her iki kızımız da Emir ile aşk yaşayacak tipe, karaktere, duyguya sahip değiller benim görüşüm..

Gelelim gidenlerden sonra elimizde kalanlara. Malum bu sezon pek çok eksikle başladı AFKEY..Sadece Feriha değil, Hande, Mehmet, Gülfidan, Levent, Zehra anne de diziden ayrıldı. Ben en çok Ece kızımızı merak ettim doğrusu. Nerelere kaybolmuş Ece. Yağmur Tanrısevsin, geçen sezonun sonlarına doğru diziye dâhil olmuştu hatırlarsanız, ama o berbat oyunculuğu o kadar tepki almıştı ki, sanırım kendisini izleyince, o da diziden ayrılmaya karar verdi. Pek isabetli bir karar olmuş, sevindim ben şahsen. Aman seni Tanrısevsin Yağmur kızımız, bizden uzak  ol yeter ki..

Mehmet de ayrılmış diziden ve Türkmenistan’a uçmuş sözde..Ne işi var oralarda onu da anlamadım. Kardeşi Ömer’de köyden dönmüş ama 3 sene 3 ayda, neredeyse 10 yıl birden büyüyüvermiş. Aynı durum Emir’in erkek kardeşi Can için de geçerli. Can çocukken pek bir sevimsizdi ama büyüyüp delikanlı olunca pek yakışıklı, hoş olmuş. Ve fakat 3 yıl 3 ayda nasıl aşağı yukarı 10 yaş büyüdüler ben bir türlü anlayamadım. 

Zehra anne de,Feriha’ya sıkılan kurşunlardan nasibini almış canlarım. Ama benim dikkatimi çeken nokta, Zehra anne için bir mezar bile hazırlanmamış olması idi. Nerede onun mezarı. Neden hiç gösterilmedi. Dizinin en baş karakterlerinden biri olan Zehra anne için bir mezar bile kazılmaması doğrusu beni üzdü. 

Gülsüm kızımız öğretmen olmuş, doğuya gitmiş. Şimdi soruyorum size..Kaç anne evladını bırakır çeker gider. Bu kadar saçma sapan bir şey görmedim ben. Aferin Gülsüm dedim seyrederken, öğretmen olmuşsun ama anne olamamışsın ne yazık. Bana çok saçma geldi o küçücük çoğunu Koray’a bırakıp gitmesi. Bu arada Koray kardeşim de, Feriha’ların apartmanın cazibesine dayanamamış, taşınmış bile.. Ne apartmanmış kardeşim ya, koskoca İstanbul’da hepsi tıkılıp kaldılar o apartmana. Bu arada Koray’ın ne iş yaptığını bilen varsa söylesin. Hala milletvekili babasının parasını yiyor galiba. Tabi babası hala milletvekili ise..Koray kardeşim için de yeni bir sevgili adayı var anlaşılan. O kızın da gözlerinde bir tuhaflık var. Sanki ödü patlamış, gözleri fal taşı gibi açılmış, bir daha da düzelmemiş gibi bakıyor...Yok yok, bu yeni kızların hiçbirine ısınamadım ben ne yazık ki..

Gelelim Seher kızımıza. Şimdi öncelikle Seher sen hadi Rıza babanın yüzüne bakıyorsun da, Hatice Hala’nın yüzüne nasıl bakıyorsun be hatun. Sen değil miydin kocanı, Hatice halanın oğlu ile aldatan..Bu nasıl iş ben anlamadım..Kafayı da hafiften sıyırmış sanırım, evde kendi kendine konuşup duruyor. Hayır, konuştuğu konu da konu olsa..Evin tek hanımı olmuşta..Güleyim bari..Hanımlık sana bulaşır mı acaba. Hadi hanım oldun diyelim, o kapıcı dairesine hanım olsan ne olur Seher..Seni gören de, deniz kıyısında yalıda oturuyorsun, her işine hizmetçilerin koşuyor sanacak. Sen bırak hanımlığı falan da, bu Zülâl senin başına fena bela olacak sen onu düşün bence..

Cansu ile Lara kızımızı çok kısa süreli olsa da gördük ama Cansu’nun burun estetiği elbette gözümüzden kaçmadı. Küçük bir dipnot olarak düşelim..

Aysun hanım…Hala yaşlanmadı..Hala çok güzel,şık ve hoş..Hala Ünal Sarrafoğlu ile çekişiyor. Zaten bu çiftin Emir dışında konuşacak, kavga edecek bir konuları yok..Ama bu sezon Aysun hanım, oğlu ile daha yakından ilgilenecek gibi görünüyor. Üstelik Aysun hanıma epey iş düşüyor bu dönem, zira Feriha ile uğraşırken, başına şimdi iki tane gelin adayı çıktı. Ben cidden bu kadın için üzülüyorum. Kadının ömrü oğlunun peşinde koşmakla, gelinleri ile mücadele etmekle geçip gidiyor. Bir de Ahu Sungur gerçekten ağlıyor galiba, gözleri doluveriyor birden, sesi titriyor, insan ister istemez bir annenin acısına şahit oluyor. Gerçi benim Aysun hanıma tavsiyem, yol yakınken sen Emir’in peşini bırak Aysun hanım, Can’a sahip çık..Fena asi bir çocuk olmuş zira ..

Diğer taraftan Sanem Hanım da aynı..Yine bir zenginin kollarında. Yavuz Sancaktar ile aşk meşk olaylarını epey ilerletmişler gördüğümüz kadarıyla. Bakalım bu sezon Sanem Hanım kaç zengin sevgili yapacak kendine diye düşünüyorum ama ortada pek zengin de kalmadı. Ancak Sanem hanımın, makyajı, kıyafetleri, saç şekilleri için bile seyredilir bu hatun. 

Yavuz Sancaktar için de iki çift lafım var..Yavuz kardeşim, sen ne zaman filozof oldun. İçine Nihat Doğan kaçmış biz görmeyeli. O ne laflar, ne cümleler. Üstelik hiç yakışmıyor ağzına. Hani babasının mezarını ziyarete geldi ya bölümün başında. Her ne hikmetse, tesadüfe bakın ki, Yavuzun babasının mezarı ile Feriha’nın mezarı arasında iki adımlık mesafe var. Başka yer kalmamış gibi gelmişler Feriha’yı buraya gömmüşler. Gerçi annesinin mezarının yeri bile belli değil, bu açıdan bakarsak yine iyi yer bulmuş Feriha cık..Neyse, Yavuz kardeşim mezarlığın kapısında kalktı Sanem hanıma “Bazı gelenekler tek kişiliktir” gibi bir cümle söyledi. Ben zaten o an başladım gülmeye. Yahu Yavuz, sen hangi geleneğe uydun ki buna uyuyorsun. Üstelik ben hiç böyle bir gelenekte duymadım. Can kızımızın emanet edildiği mektuptan sonra da “O şakayı bize baba yadigârımız yaptıysa, o şaka bizim alın yazımızdır” cümlesini edince, ben sustum artık bu bilgelik üzerine..Hele yardımcısı Kamil..O da ne..Bu adam diyorum kendi kendime..Evet bu adam, Kuzey hapisteyken, elinden Ferhat’ın mektubunu çekip, dalga geçe geçe okuyan adam değil mi…Burada fena halde ciddi yalnız onu belirteyim..

Ve gelelim Emir’e..Malum dizimizin adı bile değişti Emir’in yolu oldu..Hoş, bu yol bu diziyi uçuruma doğru götürüyor sanki biraz..

Emir, öncelikle sen kesinlikle bir Kuzey değilsin, olamazsın kardeşim. O yüzden bırak o yan yan bakışları, yaralı kurt tavırlarını. Saçın başın, şeklin şemalın değişmiş ama olsun. Sana hiç yakışmıyor bu sert tavırlar. Çağatay Ulusoy çok başarılıydı rolünü ustalıkla oynamış gerçekten. Ona kocaman bir alkış gidiyor bizden elbette. Ama bu ilk bölümde Emir beni çok güldürdü ne yalan söyleyeyim. Emir meğer bir halk kahramanı olmuş ta haberimiz yok..Üstelik dokuz canlı mübarek..Yangınlara dalıp insan kurtarmalar, çatışmaların ortasına, kurşunların üzerine yürümeler, sokak serserilerine çatıp dayak yemeler, küveti su doldurup içine yatmalar, karı-koca kavgasına karışmalar, inşaatta çalışmalar..Nerede o elinde içkisi, gece âlemlerinin prensi..Bir an yumruğunu havaya kaldırıp uçuverecek sandım Süpermen gibi..Kardeşim ölmek istiyorsan, çıkarsın bir binanın tepesine atıverirsin kendini aşağıya..Böyle ucuz cesaret gösterilerine ne gerek var..Hayır, üstelik ölmenin de bir adabı var..Koskoca Emir Sarrafoğlu dayak yiyerek ölür mü hiç..Bu arada Emir kardeşim evini değiştirmiş, şahane bir eve taşınmış diyeceğim ama ben o evi daha önce görmüştüm Emir kardeş kusura bakma…Hayat Devam Ediyor dizisinde Pelin kardeşimin zengin anne-babasının evi ta kendisi..Zira o mavi kadife koltuğu bir gören bir daha unutmaz..Gözümüzden kaçmadı bunu da söylemek isterim. Ayrıca erkek okuyucular için bir tavsiyem var..Emir Sarrafoğlu kaslarının sırrı çözüldü canlarım..Öyle kaslar istiyorsanız, gidin inşaatta çimento torbası taşıyın..Anlaşılan Emir kardeş yaz boyunca inşaatta işçilik yapmış..

Dizimizin yeni sezon ilk bölümü, pek çok eksik isimle başlarken, yeni oyuncular da çok fazla göz doldurmadı. İlerleyen bölümler bizlere neler gösterecek henüz bilmiyoruz, ben geçen sezonun sonunda, çok iyi bir senaryo ve kurgulama yapılırsa, dizinin yoluna devam edebileceğini söylemiştim. Ancak görünen o ki, bu şekilde Emir’in yolu fazla uzun değil. Umarım yanılırım ve bu dizi sadece Çağatay Ulusoy hayranlarının takip ettiği bir dizi olarak devam etmez. 

Son olarak Emir-Feriha aşkı sevenlere bir sözüm var..Bu diziden artık böyle bir aşk hikâyesi beklemeyin canlarım..Zira yeni giren karakterlerde o ışığı göremedim ben…

Şimdilik burada noktalayalım..

Siyah İnci’den sevgiyle..

www.twitter.com/blackpearl42





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder