27 Eylül 2012 Perşembe

Babalar ve Evlatları..Son Yaz-Balkanlar giriş..




 Babalar ve Evlatlar

Çok kalabalık bir dizi..Öncelikle seyredeceklerin yanlarında kalem-kâğıt bulundurmasını tavsiye ederim. O kadar çok karakter var ki, ben ilk bölümde kim kimdir anlayana kadar epey çaba harcadım. Bunun temelinde senaryonun işleyişinde karakterlerin tanıtılmamasının da rolü var elbette. 

Toplamda dört aile var. Birinde tek çocuk, diğerinde üç, kalan iki ailedekileri henüz tam sayamadım. Hepsi birbirine benzeyen sakallı adamlar, korumalar, iki çok güçlü mafya ailesinin yıllar öncesine dayanan klasik bir kan davası hikâyesi..Olmazsa olmazımız tecavüz de var şüphesiz..Ailelerin dördünde de birbirine geçmiş ilişkiler, karışık aşklar, karanlık adamlar, güzel kadınlar, yakışıklı erkekler, büyük ve bazı üstü kapalı gizli işler gibi bana çok yaratıcı gelmeyen bir senaryo açıkçası. Karakterlerin zenginliği hikâyenin devamlılığı açısından, hani herkes için ayrı hikâye yazarız mantığı ile çok cazip gibi görünse bile, bana çok sevimli gelmedi. Zira ilk iki bölümde hızla ilerleyen konular arasında, sürekli notlarıma bakınıp durdum. İlk iki bölümde bu kadar karışık olan olaylar örgüsü, ileride biraz daha karışacak gibi görünüyor. Mafya hesaplaşmalarının içine aşk entrikaları da girecek büyük ihtimal. Ve bu kadar karışıklığın daha da karmaşık hale gelmesi beni aşar canlarım kısacası öyle söyleyeyim.

Dizi, gün olarak Salı gününde yayınlanması, karşısında üç sezondur zirveyi kimseye kaptırmamış Öyle Bir Geçer Zamanki olması, sezona geç girmesi sebebiyle de pek uzun ömürlü olacak gibi görünmüyor. Şüphesiz, ilk bölümlerden diziyi çok şiddetli ve acımasız bir şekilde yerden yere vurmak gibi bir niyetimiz asla yok. Kaldı ki, kadrosu çok güçlü, Serdar Gökhan iki bölümdür harikalar yaratıyor,Erol Demiröz yaşına göre karizmatik bir rolün hakkından gelmiş ustalıkla,  Sinan Tuzcu’yu zaten çok severek izlerim, Murat Ünalmış pek konuşup etmedi henüz, sanki bir önceki dizideki karakterini düşünüyor gibi oynuyor, Fatma Girik haliyle laf edilemez şekilde şahane ve çok güzel. Hangi birini yazayım şimdi o kadar çoklar ki,neyse oyunculukları daha henüz aman aman detaylı incelemeye fırsatım olmadı henüz dediğim sebeplerden ötürü ama her biri birbirinden güzel ve kusursuz oynuyor şimdilik gördüğüm bu..Dilerim ben yanılırım,Babalar ve Evlatlar,seyirciyi ters köşeye yatıracak çok zekice bir senaryo dâhilinde ilerleyerek ekranlarda kendine sağlam bir yer edinir de, dizimizin ilerideki yazılarını da yazmak nasip olur..

 
Son Yaz- Balkanlar

İlk bölümü yine aynı Salı akşamı başlayan Son Yaz-Balkanlar, ilk bölümden benim damağımda tuzsuz bir yemek tadı bıraktı. Hiç lezzet alamadım yani. Bunda sanırım daha önce Elveda Rumeli gibi, bu güne kadar şive,oyunculuk ve senaryo konusunda şahane bir dizi seyretmiş olmanın da etkisi oldu. Kıyas yapmak gereksiz diyeceğim ama öylesine Elveda Rumeli’yi anımsatan bir ilk bölüm izledim ki ister istemez Elveda Rumeli ile kıyasladım ve sonuç olarak Son Yaz-Balkanlar Elveda Rumeli’nin kötü bir kopyası gibi geldi bana. 

Mekânlar, evler, insanlar, konuşmalar, hepsi Elveda Rumeli’yi anımsattı bana. Ve fakat bu anımsatma olumsuz yönde ne yazık ki. Neredeyse Elveda Rumeli’de seyrettiğim pek çok oyuncu burada da var. Çoğunluğu Makedon kökenli olan bu oyuncuların varlığı bir parça diziyi izlenir kıldı nazarımda. Çünkü Makedon ağzı konuşma şivesini onlardan başka düzgün konuşan pek yok dizide. Biliyorsunuz, bu tarz dizilerde şive ve beden dili çok çok önemli. Bu anlamda dizideki pek çok oyuncu, yeni bir sınavdan geçecek diyebiliriz. Erman Saban’ın diziye dâhil olması çok isabetli bir karar olmuş, zira kendisini Muhteşem Yüzyıl’a tam oturtamamıştım. Şimdi nasıl kendi gibi ve doğal, nasıl güzel oynamış konuşmuş anlatamam. Tardu Flordun kesinlikle çok başarılıydı. Bazen konuşuyorum, kızıyorlar bazıları ama işte kardeşim yapan yapıyor, beceren beceriyor. Yetenek sadece yakışıklı olmakla ya da güzel olmakla olmuyor bunu kafamıza sokamadık bir türlü. Çok beğendim Tardu’yu ama başrol Furkan Palalı’nın şive konusunda kesinlikle çok daha fazla çalışması gerektiğini düşünüyorum. Genellikle Elveda Rumeli havası vardı dizide kimse kusura bakmasın. Sanki birkaç kişi değişmiş dizide bir de başroller. Gözüm Ertan Saban’ı aramadı desem yalan olur. Bu arada Muhteşem Yüzyıl’da Nigar Kalfa rolündeki Filiz Ahmet eğer öldürülecekse, kesinlikle Son Yaz Balkanlara geçiş yapsın derim ben naçizane..

Dizinin kadın oyuncularından Hazal Kaya için henüz rolüne tam adapte olamamış bir acemilik sezdim. Sanki üzerine giydiği elbise tam oturmamış, yerleştirmeye çalışıyor. Dilindeki şive arada bir düzelip İstanbul ağzı konuşuyor. Hafif bir ısınamama sorunu görülse bile, ilk bölüm için yine de ben performansını beğendim. Büyük ihtimal ilerleyen bölümlerde, oyunculuk adına daha başarılı bir performans sergileyecek. Ayrıca dizinin kuşkusuz en güzeli o. Bunu söyleyince Tuğçe Kazaz için iki cümle etmem lazım geliyor. Tuğçe Kazaz çok değişmiş, yaşlanır gibi olmuş, çökmüş. Yüzündeki estetiklerden midir nedir, çok şaşırdım. O şahane güzellik gitmiş ne yazık ki. Bu da Hazal Kaya’nın güzelliğini daha bir ortaya çıkarmış. Ayrıca Tuğçe’nin performansı da ne yazık ki çok kötüydü. Konuşmasından tutun, oyunculuğuna kadar çok eğreti bir performans sergiledi.

Son Yaz Balkanlar, bende ilk bölümden fazlasıyla Elveda Rumeli kokan, ama onun kadar güzel kokmayan bir izlenim bıraktı. Yukarıda söylediğim gibi, ilk bölüm için bu yabancılığı çekmemiz normal diyerek, ilerideki birkaç bölümü izledikten sonra, kararımızı verelim diyorum.

Siyah İnci’den sevgiyle..

www.twitter.com/blackpearl42

1 yorum:

  1. Yazınız bana göre çok doğru tespitlerde bulunmuş. =) Neredeyse herşeyi ile aynı dizi. Evler zaten kesinlikle eski evler. Başka ev yokmuş herhalde koca ülkede.

    Eski manken sonra da oyuncu adayı olan berrak tüzünataçlı vahide gitmiş, yerine manken ama hala oyuncu adayı bile olamayan tuğçe kazazlı zeynep olmuş. arif ise bildiğimiz karakalpaklı olma yolunda ilerliyor.

    tardu flordun amcasının kaymakamı ile idealist öğretmen alex arasında sıkışmış kalmış. emine ise, ilk bölümlerin şen şakrak, anasına her türlü şakayı edebilen zarifesi olmuş. bu kadar benzediğine göre sonunda muhakkak zarife kadar üzülür.

    hasan ile haticeyi göremedim diyenler üzülmesin. onlar da gostivardan göç edip parasızlıktan mecburen baba evine doğru geleyler.. onların üsmeni yok ama tatlı bir ömerleri var =))

    Amcasının kaymakamını, meryemi, cabbarı ve hatta sütçüyü ise aramayın. onlar malesef elveda rumelinin neşeli repliklerinde, ideallerinde kaldılar. burada üç oyuncu adayı ve bir oyuncu arasında sıkışmış bir dizi izleyeceğiz =(

    NOT: Ben de Ertan Saban ı çok aradım ama zannetmeym ki aynı hatayı yapıp bu ekiple çalışsın.. Makedonyalı Türk oyuncuları izlemenin keyfi yanımıza kar kalacak, izlemeye dayanabilirsek tabi.. =)

    YanıtlaSil