19 Eylül 2012 Çarşamba

Öyle kavgalar ettik ki...




Bu sezon Öyle Bir Geçer Zamanki seyrederken, özellikle 80 li yıllarda yaşamış olanların geçmişten çok şey bulacağını düşündüm geçenlerde..Hazır düşünmüşken, bu hafta farklı bir gözle izleyeyim dedim..Geçtiğimiz sezon, Aşk açısından inceleyip bir yazı yazmıştım hatırlarsanız, bu hafta seyrederken Kavgalarımızı düşündüm..Bakalım neler düşmüş kalemimizin payına. 

Kavgalarımız oldu en az aşklarımız kadar…Her dönemde, her yaşımızda,
Sağ- Sol kavgaları ettik..Ahmet gibi, Osman gibi, Hakan gibi..Bazen ne için kavga ettiğimizi bile bilmeden…Bazen Osman gibi sırf arkadaşımızın hatırına..Bazen de bir şeyleri savunmak adına..Bazen her şeyi düzeltmek istedik masumca..Bazen en yakınımız kurban gitti hain bir kurşuna..Koştuk gece gündüz demeden yollarda, hep yakalandık kaçtıkça..Ne istiyorduk, ne elde ettik bu kavganın sonunda..Belki bir parça gözyaşı, bir parçada yürek yangını..Kardeştik hepimiz, biliyorduk aslında..Kardeşimize el kaldırdık, devletimize el kaldırdık, devlet te bize el kaldırdı, ama onun tokadı çok daha ağırdı..

Evlat kavgası ettik..Cemile gibi..Hangi anne etmezdi ki..Bütün emeklerimiz onlar için değil miydi..Hastalıklarına ilaç, gözlerine yaş, dertlerine derman olduk kimi zaman..Ağladılar ağladık, güldüler güldük..Hep sevdik evlatlarımızı, hep en iyiyi istedik onlar için. Ve hep en zoruna katlandık Gözlerinde bir damla ışık olsun diye çalıştık ve savaştık ve en acımasız kavgamızı hayatla yaptık sırf bu yüzden. Cemile’yi seyreden evlat sahibi her kadının, mutlaka kendinden ya da kendi hayatından bir parça bulduğundan eminim. Hayatının bir döneminde, bir sayfasında illaki kesişmiştir yolu Cemile ile her annenin. 

Kardeş kavgaları ettik..Mete ile Osman gibi..Bazen ablamızın arkadaşlarına takılmak isterdik, bazen abimizle sokak kavgalarına gitmek..Bazen sırf onların dikkatini çekelim diye yaramazlık yapardık..Ama ne olursa olsun, azarlanırdık,  oturtulurduk, bir türlü arkadaş olamazdık onlarla. Ve patlardı elbette işin sonunda kavga..Hep kaybeden biz olurduk oysa..Çünkü annemizle babamız, onlardan yanaydı her koşulda..Mete ile Osman arasında, Osman’ın büyümesiyle yavaştan ortaya çıkan kavgaları her birimiz yaşadık şüphesiz. Kimi zaman bir kimlik kavgasına dönüştü anlaşmazlıklarımız. Kimi zaman kıskandık kardeşimizi, kimi zaman istemedik. Osman aslında Mete’nin gençliğinde yaptığı hatalardan farklı bir şey yapmıyor..İçeriği biraz değişse bile, genç olmanın, birey olmanın, kendini ispat etmenin çabasında, Mete bunun farkında olmasa da..Yâda farkında ama koruma içgüdüsü ağır basıyor bir baba edasıyla..

Ekmek kavgası da ettik elbette..Yağ kuyruklarında, ekmek kuyruklarında, uyanıp kör bir sabaha düştük yollara..Bazen tüp bekledik, bazen gazyağı..Kimi sıraya uymadı, kimi hakkına razı olmadı. En yakınımızdı bazen bu yüzden düşmanın en azılısı..Paramız varken, aradığımız yoktu..Aradığımızı bulunca da paramız..İşimiz yoktu, paramız yoktu, yiyeceğimiz yoktu zaman zaman..Elektriğimiz yoktu çoğu zaman..Hepsi gelir geçerdi de, şu ekmek kavgası yok mu hiç bitmezdi işte.. Kuyruklarda bekleyen insanları seyrettikçe daha bir içine içine oturuyor insanın o günler..Daha bir gözleri doluyor seyredenlerin eminim. Cemile’nin bir iş kurabilme ve evini geçindirebilme telaşı, Hakan’ın başvurduğu bütün işlerden olumsuz yanıt alması, Ahmet’in teklifini onurluca ve kibarca reddetmesi, Mete’nin plakçı dükkânında kaset doldurması, Necati’nin günün modasına uygun şarkılar söylemesi, hepsi ama hepsi…Bir ekmek kavgası mücadelesi..

Aşk kavgaları da ettik elbette. Kimi zaman sevgilimizle, kimi zaman en yakın bildiğimizle..Ailemize karşı durduk, yüreğimize karşı durduk, tüm dünyaya karşı durduk Berrin gibi, Ahmet gibi, Hakan,Soner ya da Aylin gibi..Sevdik,ihanete uğradık, terk ettik, terk edildik, direndik..Yenik çıktığımız da oldu, yüreğimizde kocaman zaferler kazandığımızda..Bazen el salladık sevdiklerimizin arkasından Hakan gibi, bazen gözyaşı döktük kaybettiğimizi sandığımız sevgili için Berrin gibi..Gün geldi, yüreğimizin istediği yerde olamadık Ahmet gibi…Bazen hayatımız altüst oldu gidenlerin arkasından Soner gibi,kimi zaman da can verdik Aylin gibi,kimi zamanda tutarak ellerinden ölüme uğurladık sevgilimizi Mete gibi..Kimi zaman yuvamız oldu aşk..Kavgamız,yuvamızı kurtarmak adınaydı Cemile gibi..Direndik, mücadele ettik Caroline gibilerle kahraman bir asker gibi..Ama aşk,nerede nasıl yaşanırsa hayatımızın hep merkezindeydi..Kahramanlarımızın her biri, aşkın her halini yaşadılar gözümüzün önünde ve biz kimi zaman ağlayarak, kimi zaman gülerek, kimi zaman imrenerek seyrettik hep onları..

Kendimizle kavgalar ettik en çok…Soner gibi..Kabullenemediğimiz gerçeklerin yüzümüze vurduğu anlarda en çok…Görmek bile istemediklerimizi hayatımızın merkezine oturturken..Yapamayacağımızı, tekrar başaramayacağımızı düşündüğümüz anlarda kavga ettik en çok kendimizle..Soner’in Aylin’i kaybedişi, kabullenemeyişi, Deniz’i evine,yüreğine alma çabası, aslında kendisiyle kavga etmek değil de neydi başka? Hasefe nine değil miydi, kendi öz oğlunu kendi eliyle vurup hapse giren..Ne büyük bir iç hesaplaşmaydı, ne büyük kavgaydı onunkini..Elkızını korumak için oğluna ateş edebilen bir anne yüreğinin kavgasını siz düşünün..Ve Ali Kaptan etti en çok kendiyle kavgayı..Yaptığı hatadan dönmeyi istediği anlarda, pişman olduğunu kendine bile itiraf edemediği anlarda, Cemile’yi yeniden kazanmak istediği ama kaybettiğini anladığında, yeniden bir aile olabilmek için çok kavga etti kendiyle. Onu ölüme götüren, ölümü tercih ettiren, kim bilir, belki kazanamamaktı bu kavgayı kendi içinde kendiyle..

En büyük kavgayı aslında hayat bizimle etti..Biz kazandığımızı sandığımız her anda bizi yerle bir etti…Ve Öyle bir geçer zamanki..Bize hayatın her türlü kavgasını öğretti…İşte belki bu yüzden bu kadar sevildi..


Siyah İnci’den sevgiyle..

www.twitter.com/blackpearl42

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder