Bu sezon Öyle Bir Geçer Zamanki
seyrederken, özellikle 80 li yıllarda yaşamış olanların geçmişten çok şey
bulacağını düşündüm geçenlerde..Hazır düşünmüşken, bu hafta farklı bir gözle
izleyeyim dedim..Geçtiğimiz sezon, Aşk açısından inceleyip bir yazı yazmıştım
hatırlarsanız, bu hafta seyrederken Kavgalarımızı düşündüm..Bakalım neler
düşmüş kalemimizin payına.
Kavgalarımız oldu en az
aşklarımız kadar…Her dönemde, her yaşımızda,
Sağ- Sol kavgaları ettik..Ahmet
gibi, Osman gibi, Hakan gibi..Bazen ne için kavga ettiğimizi bile
bilmeden…Bazen Osman gibi sırf arkadaşımızın hatırına..Bazen de bir şeyleri
savunmak adına..Bazen her şeyi düzeltmek istedik masumca..Bazen en yakınımız
kurban gitti hain bir kurşuna..Koştuk gece gündüz demeden yollarda, hep
yakalandık kaçtıkça..Ne istiyorduk, ne elde ettik bu kavganın sonunda..Belki
bir parça gözyaşı, bir parçada yürek yangını..Kardeştik hepimiz, biliyorduk
aslında..Kardeşimize el kaldırdık, devletimize el kaldırdık, devlet te bize el
kaldırdı, ama onun tokadı çok daha ağırdı..
Evlat kavgası ettik..Cemile
gibi..Hangi anne etmezdi ki..Bütün emeklerimiz onlar için değil
miydi..Hastalıklarına ilaç, gözlerine yaş, dertlerine derman olduk kimi
zaman..Ağladılar ağladık, güldüler güldük..Hep sevdik evlatlarımızı, hep en
iyiyi istedik onlar için. Ve hep en zoruna katlandık Gözlerinde bir damla ışık
olsun diye çalıştık ve savaştık ve en acımasız kavgamızı hayatla yaptık sırf bu
yüzden. Cemile’yi seyreden evlat sahibi her kadının, mutlaka kendinden ya da
kendi hayatından bir parça bulduğundan eminim. Hayatının bir döneminde, bir
sayfasında illaki kesişmiştir yolu Cemile ile her annenin.
Kardeş kavgaları ettik..Mete ile
Osman gibi..Bazen ablamızın arkadaşlarına takılmak isterdik, bazen abimizle
sokak kavgalarına gitmek..Bazen sırf onların dikkatini çekelim diye yaramazlık
yapardık..Ama ne olursa olsun, azarlanırdık,
oturtulurduk, bir türlü arkadaş olamazdık onlarla. Ve patlardı elbette
işin sonunda kavga..Hep kaybeden biz olurduk oysa..Çünkü annemizle babamız,
onlardan yanaydı her koşulda..Mete ile Osman arasında, Osman’ın büyümesiyle
yavaştan ortaya çıkan kavgaları her birimiz yaşadık şüphesiz. Kimi zaman bir
kimlik kavgasına dönüştü anlaşmazlıklarımız. Kimi zaman kıskandık kardeşimizi,
kimi zaman istemedik. Osman aslında Mete’nin gençliğinde yaptığı hatalardan
farklı bir şey yapmıyor..İçeriği biraz değişse bile, genç olmanın, birey
olmanın, kendini ispat etmenin çabasında, Mete bunun farkında olmasa da..Yâda
farkında ama koruma içgüdüsü ağır basıyor bir baba edasıyla..
Ekmek kavgası da ettik
elbette..Yağ kuyruklarında, ekmek kuyruklarında, uyanıp kör bir sabaha düştük
yollara..Bazen tüp bekledik, bazen gazyağı..Kimi sıraya uymadı, kimi hakkına
razı olmadı. En yakınımızdı bazen bu yüzden düşmanın en azılısı..Paramız
varken, aradığımız yoktu..Aradığımızı bulunca da paramız..İşimiz yoktu, paramız
yoktu, yiyeceğimiz yoktu zaman zaman..Elektriğimiz yoktu çoğu zaman..Hepsi
gelir geçerdi de, şu ekmek kavgası yok mu hiç bitmezdi işte.. Kuyruklarda
bekleyen insanları seyrettikçe daha bir içine içine oturuyor insanın o
günler..Daha bir gözleri doluyor seyredenlerin eminim. Cemile’nin bir iş
kurabilme ve evini geçindirebilme telaşı, Hakan’ın başvurduğu bütün işlerden
olumsuz yanıt alması, Ahmet’in teklifini onurluca ve kibarca reddetmesi,
Mete’nin plakçı dükkânında kaset doldurması, Necati’nin günün modasına uygun
şarkılar söylemesi, hepsi ama hepsi…Bir ekmek kavgası mücadelesi..
Aşk kavgaları da ettik elbette. Kimi
zaman sevgilimizle, kimi zaman en yakın bildiğimizle..Ailemize karşı durduk,
yüreğimize karşı durduk, tüm dünyaya karşı durduk Berrin gibi, Ahmet gibi,
Hakan,Soner ya da Aylin gibi..Sevdik,ihanete uğradık, terk ettik, terk edildik,
direndik..Yenik çıktığımız da oldu, yüreğimizde kocaman zaferler kazandığımızda..Bazen
el salladık sevdiklerimizin arkasından Hakan gibi, bazen gözyaşı döktük
kaybettiğimizi sandığımız sevgili için Berrin gibi..Gün geldi, yüreğimizin
istediği yerde olamadık Ahmet gibi…Bazen hayatımız altüst oldu gidenlerin
arkasından Soner gibi,kimi zaman da can verdik Aylin gibi,kimi zamanda tutarak
ellerinden ölüme uğurladık sevgilimizi Mete gibi..Kimi zaman yuvamız oldu
aşk..Kavgamız,yuvamızı kurtarmak adınaydı Cemile gibi..Direndik, mücadele ettik
Caroline gibilerle kahraman bir asker gibi..Ama aşk,nerede nasıl yaşanırsa
hayatımızın hep merkezindeydi..Kahramanlarımızın her biri, aşkın her halini
yaşadılar gözümüzün önünde ve biz kimi zaman ağlayarak, kimi zaman gülerek,
kimi zaman imrenerek seyrettik hep onları..
Kendimizle kavgalar ettik en çok…Soner
gibi..Kabullenemediğimiz gerçeklerin yüzümüze vurduğu anlarda en çok…Görmek
bile istemediklerimizi hayatımızın merkezine oturturken..Yapamayacağımızı,
tekrar başaramayacağımızı düşündüğümüz anlarda kavga ettik en çok
kendimizle..Soner’in Aylin’i kaybedişi, kabullenemeyişi, Deniz’i evine,yüreğine
alma çabası, aslında kendisiyle kavga etmek değil de neydi başka? Hasefe nine
değil miydi, kendi öz oğlunu kendi eliyle vurup hapse giren..Ne büyük bir iç
hesaplaşmaydı, ne büyük kavgaydı onunkini..Elkızını korumak için oğluna ateş
edebilen bir anne yüreğinin kavgasını siz düşünün..Ve Ali Kaptan etti en çok
kendiyle kavgayı..Yaptığı hatadan dönmeyi istediği anlarda, pişman olduğunu
kendine bile itiraf edemediği anlarda, Cemile’yi yeniden kazanmak istediği ama
kaybettiğini anladığında, yeniden bir aile olabilmek için çok kavga etti
kendiyle. Onu ölüme götüren, ölümü tercih ettiren, kim bilir, belki
kazanamamaktı bu kavgayı kendi içinde kendiyle..
En büyük kavgayı aslında hayat
bizimle etti..Biz kazandığımızı sandığımız her anda bizi yerle bir etti…Ve Öyle
bir geçer zamanki..Bize hayatın her türlü kavgasını öğretti…İşte belki bu
yüzden bu kadar sevildi..
Siyah İnci’den sevgiyle..
www.twitter.com/blackpearl42
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder