9 Eylül 2012 Pazar

Suskunlar,yeni sezonda da bizi sus pus etti..



Başarılı ve yakışıklı bir avukat… Saf mahalle delikanlısı… Saf olmayan mahalle delikanlısı… Kendi halinde bir şoför… Sade güzelliğiyle, sade bir hayat süren, fotoğrafçı bir kız… Psikopat bir tecavüzcü… Yamyam bir polis… Dayakçı ve işkenceci bir hapishane müdürü… Ve eski kulağı kesiklerden korkusuz, güçlü bir kabadayı…

Ecevit..Bilal..İbo..Zeki..Ahu..

Karşılarında..

İrfan..Gazanfer(Gurur)..Özcan..Sait..

Hepsi bir araya gelirse ne olur…Alın size Suskunlar…Hepsi bu kadar değildi elbette. Her birinin ayrı hikâyesi, bir araya gelişleri, yıllar öncesinde içlerine attıkları acıları, çektikleri işkenceler, uğradıkları tecavüzler ve elbette almak istedikleri bir intikam vardı. Hem de bir kere tutuşturulduktan sonra şiddeti giderek artan bir intikam ateşi idi onların ki..Ve küçük bir tesadüfle başlayan bu intikam hikâyesi, akıl almaz olaylar,oyunlar sonucunda, kendilerine pek çok kötülük yapan o insanlardan intikam alarak sezonu kapatmıştı…

Peki, her şey bitmiş miydi…Onlara göre evet..Ama karşı taraf için durum çok farklıydı..Bu defa tam tersi idi durum. Bu defa kötülük peşlerine düşmüştü onlar hiç farkında olmasalar da..

Suskunlar yeni sezonu yine ses getiren bir ilk bölüm ile açtı Perşembe akşamı. Dizinin hayranlarından biri olarak bende ekran karşısında yerimi heyecanla aldım. Yeni sezonun ilk bölümü de, heyecanla bekleyen seyircisine, beklediklerinin de fazlasını verdi ilk bölümle..

Keyifli ve cıvıl cıvıl bir düğün sahnesi ile açılan Suskunlar, benim nazarımda, hiçbir şeye şaşırmamayı öğretmesi açısından benzersiz bir dizidir. Gerçi böylesine iyi kurgulanmış ve iyi ile kötünün karıştığı dizilerde, artık her seyrettiğimiz karaktere şüpheye yaklaşıyoruz. Ama her defasında bizi ters köşeye yatıran senaryo, hangi taraftan olduğu belli olmayan karakterler,  iyi ile kötünün sürekli taraf değiştirmesi bu sezon da bizi ekrana bağlayacak bu kesin..

Sezonun ilk bölümü Gurur Komiser üzerine kurulmuştu..Ben bir kez daha bütün ekip ile gurur duyarak Gurur Komiser’in hikâyesini izledim. Malum, geçen sezon dürbünle Ecevit’i izlerken bıraktığımız Gurur, nam-ı diğer Gazanfer, hastalığı dolayısıyla kolunu kesseniz hissetmeyen, ağlayamayan, üstüne bir de yamyam Gurur..Aslında yüreğinin özünde iyi olupta, hayatın kötülüğe ittiği bir insan..İçindeki kötülüğü yok edebilmek uğruna kötüleri yakalamak için polis olmayı seçmiş, ama yine de içindeki kötülüğe engel olamamış Gurur, geçen sezon Ecevit’in peşine düşmeye karar vermişken, dün akşam gördük ki aslında kendisi kocaman bir tuzağın içine düşüvermiş. 

Ve elbette bütün çektiklerinin intikamını almak için bir kez daha Kuyudibi’nin yolunu tuttu Gurur..Önce hepsini dolaştı, sanki onlarla barış yapmak ister gibi davrandı. Elbette inanmadılar, kovdular, aşağıladılar.  Ama her şey oyunun bir parçasıydı. Aslında hiç değişmemişti Gurur, sadece oyunu kuralına göre oynamıştı. Çoktan bulmuştu İrfan’ı ve Sait’i. Şeytan üçgenini kurmuşlardı ve bir yıl önce onları avlayan ve yok etmeye çalışan kim varsa şimdi tek amaç, karşı tarafı yok etmekti.. Kimse anlamadı, üstelik o kadar usta idi ki kötülüğü gizlemekte, hiç kimse hissetmedi bile içlerine sızan kötülüğün boyutlarını. Şimdi sıra karşı tarafta anladığımız kadarıyla..Bu sezon savaş çok daha şiddetli geçecek ve gözümüzü bile kırpmadan seyredeceğiz…

Bölümden notlara geçmeden önce Berk Haksan için iki cümle etmek isterim…Dün akşamki bölümün yıldızı kendisiydi..Kuşkusuz çok yakışıklı, çok karizmatik ve müthiş oynuyor rolünü..Şöyle düşündüğüm zaman Gurur yerinde başka kim olabilirdi diye, inanın bulamıyorum. Ses tonu şahane, zaten bu sezon dış seslendirmelerde onun sesi kullanılmış fark etmişsinizdir. Bakın söylüyorum, bu sezon Berk Hakman dizinin harika çocuklarından biri olacak yazın bir kenara…Yüreğine, emeğine sağlık diyoruz ve alkışlarımızı Berk’e gönderiyoruz..

Gelelim bölümden notlara…Gülten ve İbrahim beni çok ağlattı akşam..İkisi de öyle saf, öyle temiz kalpli ve öyle masumlardı ki..Nasıl güzel heyecanlı başlamıştı ilişkileri ve nasıl güzel bir evlenme teklifiydi İbrahim’in teklifi…Heyecanlı, âşık ve böyle aşklara özendiren bu teklifin sonu düğündü elbette..Ve bu düğün, bir sene önce kendi yollarına yürüyen Ecevit, Bilal, Ahu ve İbo’yu bir kez daha bir araya getirdi. Ecevit kardeşim hala karizmatik, yakışıklı ve Murat Yıldırım’ın günden güne devleşen oyuncuğu ile daha bir keyifli oluyor, ama anladığımız kadarıyla her sezon Ecevit’in yanında başka bir hatun göreceğiz. Bu sezonda Nisan (Pelin Akil) kendisine eşlik ediyor.  Çok güzel, hoş kadın..Ve elbette ki kötülerin tarafında. Henüz bizimkiler anlamasa da..Hoş, biz de son sahnede Gurur Komiser ile birbirlerine büyük bir açlıkla saldırana kadar anlayamadık karşı tarafta olduğunu ama olsun. Nisan, bizim Suskunlar grubuna sızmayı başarabilecek mi hep birlikte göreceğiz..Ama benim naçizane tahminim, Nisan, her ne kadar psikopat komiserimiz Gurur için dünyayı yakmaya hazır görünse de, Ecevit’e sırılsıklam âşık olup her an saf değiştirebilir, onu da not alalım lütfen..

Ahu mahalleyi terk edip ülke ülke dolaşan bir fotoğrafçı olmuş, Bilal Ahu’yu elinden kaçırmıştı geçen sezon malum..Ama anlaşılan Ahu’yu hala sevse bile, en azından Sibel’i hayatına alarak bir hataya daha imza atmış. Hadi Sibel ile yaşıyorsun diyelim..E be Bilal, hiç olmazsa adam gibi bir ev tutsaydın. Hala o takır tukur depodan bozma yerde yarım yamalak eşyalarla yaşamaya çalışıyorsunuz ya ben sana ne diyeyim. Tamam delikanlısın, her ortam sana uyar ama o narin Sibel kızımız, ayağında o yüksek topuklular, fönlü saçlar ve şık kıyafetler ile hiç yakışmıyor o ortama benden söylemesi…Nerede okuduğunu hala çözemediğimiz Sibel kızımız, nasıl ders çalışıyor, hadi dersi geçtim, Bilal gibi bir ufak çaplı kabadayı ile ne işin var senin, ben anlayamıyorum. Anlayan varsa anlatsın..

Gelelim ekranlarımıza yansıyan, bizi üzen, içimizi ezen, ağlatan o tecavüz sahnesine. Çok güzel bir gelin olmuştu Gülten kızımız ama ne yazık ki, düğün gününde tecavüze uğrayarak, tecavüz kavramımıza bir yenilik daha getirilmiş oldu çok şükür. Önce Gurur’dan şüphelenmemizi sağlasalar da, ben o Gülten’in ağzını kapayan eli, her ne kadar boyları kısaltılmış olsa da kirleri hala duran tırnakları, o çocuk mezarı gibi ayakları görünce şıp diye anladım İrfan olduğunu. Zaten Mehmet Özgür abımız, bu gidişle Tecavüzcü Coşkun’un tahtını fena halde sallayacağa benzer, söylemedi demeyin. Sahne için söylenecek bir kelime varsa, çok etkileyici olduğudur. Herhangi bir çıplaklık olmadan, o gerilimi, o dehşeti ve şiddeti o kadar güzel yansıttılar ki, bravo dememek elde değil doğrusu. Hele hele olay duyulduktan sonra İbo’nun Gülten’in yanına gelip te o masum, çaresiz gözlerle bakışı, sizleri bilmem ama beni ağlattı cidden.

Gurur Komiser kadar, sezonun ilk bölümüne damgasını vuran diğer bir kişi elbette ki Takoz İrfan’dı. İrfan kardeşim hapiste neler çekti, başına neler geldi henüz bilmiyoruz. Büyük ihtimal o da bir başka bölümde ayrıntılı olarak anlatılacaktır. Ama başına ne geldiyse, İrfan’ı fena sarsmış. O dağ gibi adam, konuşamayıp derdini kalem ve kâğıtla anlatır olmuş, saç sakal birbirine karışmış, hoş bu tecavüz olayı onu biraz kendine getirdi, en azından o sinir bozucu gülümseyişini görmüş olduk, pek yakında çenesi de açılır eminim. Ama en kısa zamanda sakallarını kesmesini şiddetle tavsiye ediyoruz. Zira onu İrfan yapan, sadece kötü kalbi ve ruhu, sadist kişiliği değil. Onun net ve kısa cümleleri, pahalı takım elbiseleri, hafif alaycı yüz şekli, uzun tırnakları, sakalsız, bıyıksız hali bence onun kötülüğüne daha çok yakışıyor..Ve şüphesiz, Mehmet Özgür'ün şahane oyunculuğu ile daha bir içimize işliyor kötülük..

İşte böylesine ses getiren bir bölümle sezona merhaba diyen Suskunlar, eminim bu sezon daha şiddetlenen savaşın içine bizleri hızla çekerken, aynı tempo ile sezon sonuna kadar bizleri soluksuz ekrana bağlayacak canlarım. Şimdilik bu kadar..Yeni bölümünde yeni yazıya kadar sevgiyle kalın..

Siyah İnci’den sevgiyle..

www.twitter.com/blackpearl42

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder