Başarılı ve yakışıklı bir avukat…
Saf mahalle delikanlısı… Saf olmayan mahalle delikanlısı… Kendi halinde bir şoför…
Sade güzelliğiyle, sade bir hayat süren, fotoğrafçı bir kız… Psikopat bir tecavüzcü…
Yamyam bir polis… Dayakçı ve işkenceci bir hapishane müdürü… Ve eski kulağı
kesiklerden korkusuz, güçlü bir kabadayı…
Ecevit..Bilal..İbo..Zeki..Ahu..
Karşılarında..
İrfan..Gazanfer(Gurur)..Özcan..Sait..
Hepsi bir araya gelirse ne
olur…Alın size Suskunlar…Hepsi bu kadar değildi elbette. Her birinin ayrı hikâyesi,
bir araya gelişleri, yıllar öncesinde içlerine attıkları acıları, çektikleri
işkenceler, uğradıkları tecavüzler ve elbette almak istedikleri bir intikam
vardı. Hem de bir kere tutuşturulduktan sonra şiddeti giderek artan bir intikam
ateşi idi onların ki..Ve küçük bir tesadüfle başlayan bu intikam hikâyesi, akıl
almaz olaylar,oyunlar sonucunda, kendilerine pek çok kötülük yapan o
insanlardan intikam alarak sezonu kapatmıştı…
Peki, her şey bitmiş miydi…Onlara
göre evet..Ama karşı taraf için durum çok farklıydı..Bu defa tam tersi idi
durum. Bu defa kötülük peşlerine düşmüştü onlar hiç farkında olmasalar da..
Suskunlar yeni sezonu yine ses
getiren bir ilk bölüm ile açtı Perşembe akşamı. Dizinin hayranlarından biri olarak
bende ekran karşısında yerimi heyecanla aldım. Yeni sezonun ilk bölümü de,
heyecanla bekleyen seyircisine, beklediklerinin de fazlasını verdi ilk
bölümle..
Keyifli ve cıvıl cıvıl bir düğün
sahnesi ile açılan Suskunlar, benim nazarımda, hiçbir şeye şaşırmamayı
öğretmesi açısından benzersiz bir dizidir. Gerçi böylesine iyi kurgulanmış ve
iyi ile kötünün karıştığı dizilerde, artık her seyrettiğimiz karaktere şüpheye
yaklaşıyoruz. Ama her defasında bizi ters köşeye yatıran senaryo, hangi
taraftan olduğu belli olmayan karakterler, iyi ile kötünün sürekli taraf değiştirmesi bu
sezon da bizi ekrana bağlayacak bu kesin..
Sezonun ilk bölümü Gurur Komiser
üzerine kurulmuştu..Ben bir kez daha bütün ekip ile gurur duyarak Gurur
Komiser’in hikâyesini izledim. Malum, geçen sezon dürbünle Ecevit’i izlerken
bıraktığımız Gurur, nam-ı diğer Gazanfer, hastalığı dolayısıyla kolunu kesseniz
hissetmeyen, ağlayamayan, üstüne bir de yamyam Gurur..Aslında yüreğinin özünde
iyi olupta, hayatın kötülüğe ittiği bir insan..İçindeki kötülüğü yok edebilmek
uğruna kötüleri yakalamak için polis olmayı seçmiş, ama yine de içindeki
kötülüğe engel olamamış Gurur, geçen sezon Ecevit’in peşine düşmeye karar
vermişken, dün akşam gördük ki aslında kendisi kocaman bir tuzağın içine
düşüvermiş.
Ve elbette bütün çektiklerinin
intikamını almak için bir kez daha Kuyudibi’nin yolunu tuttu Gurur..Önce
hepsini dolaştı, sanki onlarla barış yapmak ister gibi davrandı. Elbette
inanmadılar, kovdular, aşağıladılar. Ama
her şey oyunun bir parçasıydı. Aslında hiç değişmemişti Gurur, sadece oyunu
kuralına göre oynamıştı. Çoktan bulmuştu İrfan’ı ve Sait’i. Şeytan üçgenini
kurmuşlardı ve bir yıl önce onları avlayan ve yok etmeye çalışan kim varsa
şimdi tek amaç, karşı tarafı yok etmekti.. Kimse anlamadı, üstelik o kadar usta idi ki
kötülüğü gizlemekte, hiç kimse hissetmedi bile içlerine sızan kötülüğün
boyutlarını. Şimdi sıra karşı tarafta anladığımız kadarıyla..Bu sezon savaş çok
daha şiddetli geçecek ve gözümüzü bile kırpmadan seyredeceğiz…
Bölümden notlara geçmeden önce
Berk Haksan için iki cümle etmek isterim…Dün akşamki bölümün yıldızı
kendisiydi..Kuşkusuz çok yakışıklı, çok karizmatik ve müthiş oynuyor
rolünü..Şöyle düşündüğüm zaman Gurur yerinde başka kim olabilirdi diye, inanın
bulamıyorum. Ses tonu şahane, zaten bu sezon dış seslendirmelerde onun sesi
kullanılmış fark etmişsinizdir. Bakın söylüyorum, bu sezon Berk Hakman dizinin
harika çocuklarından biri olacak yazın bir kenara…Yüreğine, emeğine sağlık
diyoruz ve alkışlarımızı Berk’e gönderiyoruz..
Gelelim bölümden notlara…Gülten
ve İbrahim beni çok ağlattı akşam..İkisi de öyle saf, öyle temiz kalpli ve öyle
masumlardı ki..Nasıl güzel heyecanlı başlamıştı ilişkileri ve nasıl güzel bir
evlenme teklifiydi İbrahim’in teklifi…Heyecanlı, âşık ve böyle aşklara
özendiren bu teklifin sonu düğündü elbette..Ve bu düğün, bir sene önce kendi
yollarına yürüyen Ecevit, Bilal, Ahu ve İbo’yu bir kez daha bir araya getirdi.
Ecevit kardeşim hala karizmatik, yakışıklı ve Murat Yıldırım’ın günden güne
devleşen oyuncuğu ile daha bir keyifli oluyor, ama anladığımız kadarıyla her
sezon Ecevit’in yanında başka bir hatun göreceğiz. Bu sezonda Nisan (Pelin Akil) kendisine eşlik ediyor.
Çok güzel, hoş kadın..Ve elbette ki kötülerin tarafında. Henüz bizimkiler
anlamasa da..Hoş, biz de son sahnede Gurur Komiser ile birbirlerine büyük bir
açlıkla saldırana kadar anlayamadık karşı tarafta olduğunu ama olsun. Nisan,
bizim Suskunlar grubuna sızmayı başarabilecek mi hep birlikte göreceğiz..Ama
benim naçizane tahminim, Nisan, her ne kadar psikopat komiserimiz Gurur için
dünyayı yakmaya hazır görünse de, Ecevit’e sırılsıklam âşık olup her an saf
değiştirebilir, onu da not alalım lütfen..
Ahu mahalleyi terk
edip ülke ülke dolaşan bir fotoğrafçı olmuş, Bilal Ahu’yu elinden kaçırmıştı
geçen sezon malum..Ama anlaşılan Ahu’yu hala sevse bile, en azından Sibel’i
hayatına alarak bir hataya daha imza atmış. Hadi Sibel ile yaşıyorsun
diyelim..E be Bilal, hiç olmazsa adam gibi bir ev tutsaydın. Hala o takır tukur
depodan bozma yerde yarım yamalak eşyalarla yaşamaya çalışıyorsunuz ya ben sana
ne diyeyim. Tamam delikanlısın, her ortam sana uyar ama o narin Sibel kızımız,
ayağında o yüksek topuklular, fönlü saçlar ve şık kıyafetler ile hiç yakışmıyor
o ortama benden söylemesi…Nerede okuduğunu hala çözemediğimiz Sibel kızımız,
nasıl ders çalışıyor, hadi dersi geçtim, Bilal gibi bir ufak çaplı kabadayı ile
ne işin var senin, ben anlayamıyorum. Anlayan varsa anlatsın..
Gelelim
ekranlarımıza yansıyan, bizi üzen, içimizi ezen, ağlatan o tecavüz sahnesine.
Çok güzel bir gelin olmuştu Gülten kızımız ama ne yazık ki, düğün gününde
tecavüze uğrayarak, tecavüz kavramımıza bir yenilik daha getirilmiş oldu çok
şükür. Önce Gurur’dan şüphelenmemizi sağlasalar da, ben o Gülten’in ağzını
kapayan eli, her ne kadar boyları kısaltılmış olsa da kirleri hala duran
tırnakları, o çocuk mezarı gibi ayakları görünce şıp diye anladım İrfan
olduğunu. Zaten Mehmet Özgür abımız, bu gidişle Tecavüzcü Coşkun’un tahtını
fena halde sallayacağa benzer, söylemedi demeyin. Sahne için söylenecek bir
kelime varsa, çok etkileyici olduğudur. Herhangi bir çıplaklık olmadan, o
gerilimi, o dehşeti ve şiddeti o kadar güzel yansıttılar ki, bravo dememek elde
değil doğrusu. Hele hele olay duyulduktan sonra İbo’nun Gülten’in yanına gelip te
o masum, çaresiz gözlerle bakışı, sizleri bilmem ama beni ağlattı cidden.
Gurur Komiser
kadar, sezonun ilk bölümüne damgasını vuran diğer bir kişi elbette ki Takoz İrfan’dı.
İrfan kardeşim hapiste neler çekti, başına neler geldi henüz bilmiyoruz. Büyük
ihtimal o da bir başka bölümde ayrıntılı olarak anlatılacaktır. Ama başına ne
geldiyse, İrfan’ı fena sarsmış. O dağ gibi adam, konuşamayıp derdini kalem ve kâğıtla
anlatır olmuş, saç sakal birbirine karışmış, hoş bu tecavüz olayı onu biraz
kendine getirdi, en azından o sinir bozucu gülümseyişini görmüş olduk, pek
yakında çenesi de açılır eminim. Ama en kısa zamanda sakallarını kesmesini
şiddetle tavsiye ediyoruz. Zira onu İrfan yapan, sadece kötü kalbi ve ruhu,
sadist kişiliği değil. Onun net ve kısa cümleleri, pahalı takım elbiseleri,
hafif alaycı yüz şekli, uzun tırnakları, sakalsız, bıyıksız hali bence onun
kötülüğüne daha çok yakışıyor..Ve şüphesiz, Mehmet Özgür'ün şahane oyunculuğu ile daha bir içimize işliyor kötülük..
İşte böylesine ses
getiren bir bölümle sezona merhaba diyen Suskunlar, eminim bu sezon daha şiddetlenen
savaşın içine bizleri hızla çekerken, aynı tempo ile sezon sonuna kadar bizleri
soluksuz ekrana bağlayacak canlarım. Şimdilik bu kadar..Yeni bölümünde yeni
yazıya kadar sevgiyle kalın..
Siyah İnci’den
sevgiyle..
www.twitter.com/blackpearl42
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder