TV Dünyasında
son bir haftanın en çok konuşulan konularından birisi de Feriha’nın soy ismi
oldu. Malum annesi adını Feriha koymuştu, Emir’de sağ olsun soyadını koydu.
Kapıcı Kızı Feriha oldu mu size Feriha Sarrafoğlu. Olmasına oldu da, ne yazık
ki dertler bitmiş olmadı.
Hatırlarsak
Feriha kızımız sevdiği adamla kaçmış ve geçen bölümde de evlenmişti. Anladık ki
nikâhta keramet yokmuş arkadaşlar. Öyle ya Feriha'nın 46.bölümdür gülmeyen
suratı bu son bölümde de ne yazık ki gülmedi. Hatta daha da asıldı. Emir
kardeşimiz “artık ne yapabilirim, Feriha’yı daha nasıl mutlu edebilirim”
endişesiyle gözünün içine bakıyor ama nafile. Adam geçse karşısına iki takla
atsa Feriha yine boş boş bakacak onu öğrendik artık. Yahu kendi rızanla
kaçtığına ve bayıla bayıla evlendiğine göre, insan biraz olsun o anların tadını
çıkarmaz mı ya. Senaristlere sesleniyorum. Böylesine bunalımlı bir aşk olur mu?
Kızın yüzü zerre gülmüyor. Her daim beş karış surat, ağlamaklı bir ses tonu,
her an gözyaşlarının akmaya hazır olduğu gözler, manasız manasız susmalar ve
boş boş dalıp gitmeler. Ben Fatmagül’ün Kerim’i çok sabırlı diyordum ama
Emir’de geri kalmadı maşallah. Artık ben Feriha'nın o suratsız halinden çok
sıkıldım arkadaşlar. Biraz gül, tebessüm et, adama iki güzel söz söyle, tamam
ailenden uzakta evlendin, hiçbir şey istediğiniz gibi gelişmedi ama ömür boyu o
pansiyonda tıkılı kalacak değilsin, eninde sonunda döneceksiniz ve sıkıntılı
günler başlayacak zaten. Birde orada kaldığın iki üç günü zehir etmenin ne
anlamı var. Yok, ailemi üzdüm, yok beni affetmeyecekler, yok özür dilerim, yok
vazgeçtim dilemiyorum, yok şöyle, yok böyle. Ne diye kaçtın o zaman diye sormazlar
mı adama. Lütfen rica ediyorum senaristlerden, azıcık güldürün şu kızın
suratını.
Nikâhta
keramet yokmuş tamam onu anladık ta, para da mutluluk getirmiyormuş yahu.
Baksanıza Gülsüm’e. Kızcağızın yüzü hiç gülmedi. Hoş zaten bir tirbuşon
yüzünden başlayan evlilikten başka bir hayır gelmez oda ayrı konu. Koray’ın
bunalımlı halleri de yordu eminim seyredenleri artık. Ama normal tabi Hande
gibi bir kadın hayatınıza girmişse, artık ne yaşadıklarınızdan, ne de
yaşayacaklarınızdan fazla bir güzellik beklemeyin. Hande her zamanki gibi
oyunlarına devam ederken, kalktı şak diye Levent Hoca’yı öpüverdi yolun
ortasında. Boşluğa düşmüş insanların ne yaptığını bilmez hallerinden biri olsa
gerek diye düşündük ama Allah’tan Koray kardeşim şahit oldu bu öpüşmeye. Çok ta
iyi oldu bana kalırsa. Koray ile Gülsüm’ü ben çok yakıştırıyorum kimse kusura
bakmasın. Aralarında güzel bir aşk olsun, hatta evlilikleri de güzele gitsin,
Koray evde yemek kokularına alışsın, kahvaltı yapmaya alışsın, hatta Pazar
günleri çizgili pijamalarını giyip bulmaca çözsün, Gülsüm ile semt pazarına
gidip pırasa, ıspanak alsın, üzerine de iki çocuk yapsınlar, onları parka
bahçeye götürüp aile saadeti yaşasınlar istiyorum. Evet, biraz fazla şey
istedim fark ettim, işin şakası bir yana, Gülsüm ile Koray’ın mutlu olup
Hande’nin yaptığı bütün şeytanlıkların kurbanı olmasını isteyen sadece ben
değilim sanırım. Koray karakterinin de yeterince Hande peşinde süründüğünü
kabul edelim ve artık yeni aşklara yelken açmalarını seyredelim bence. Ama bir
an önce Gülsüm’e bir imaj tasarlasınlar, o lüks evin içinde Fatmagül gibi zevksiz
bir kılıkla dolaşmasını ben de yadırgıyorum açıkçası.
Cansu
cephesinde ise işler iyice sarpa sardı arkadaşlar. Ama bu bölümün en güzel
sahnesi bence Hande’nin çatır çatır Cansu’nun yüzüne karşı, bir hayalperest
olduğunu, Emir’in Cansu’yu hiçte takmadığını söylemesi oldu. Oh nihayet dedim
kendi kendime, birileri Cansu’ya gerçekleri şöyle açık seçik anlattı. Anlattı
da Cansu anlayacak mı onu da ilerleyen bölümlerde göreceğiz.
Finalde ise
Rıza baba kalp krizi geçirdi, hatta geçirmekle kalmadı yaşam çizgisini de
düzleyiverdi bir anda. Zaten bunca aşağılanma, kötü söz, kötü olay karşısında
Rıza amcamızın kalbi yine iyi dayandı. Sahi Rıza isminde bir güzellik olsa
gerek. Öyle ya, Yaprak Dökümünde A.Rıza beyde maşallah çok sağlam bir kalbe
sahipti. Onca olan bitene rağmen bana mısın dememişti adamcağız son bölüme
kadar. Neyse Feriha'nın babası büyük ihtimal ile ölmeyecek. Aman ölmesin zaten
ortalık, karısı Seher’in dolduruşlarıyla delikanlılık taslayan kılıbık Mehmet’e
kalmasın der Siyah İnci.
Ahh ahh Feriha
ne yazmakla biter, ne anlatmakla. Daha neler neler kaldı ama bu haftalık bu
kadar yetsin diyelim.
Siyah İnci’den
sevgiyle.
www.twitter.com/blackpearl42
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder