28 Şubat 2012 Salı

Adını Suratsız Koydum.

TV Dünyasında son bir haftanın en çok konuşulan konularından birisi de Feriha’nın soy ismi oldu. Malum annesi adını Feriha koymuştu, Emir’de sağ olsun soyadını koydu. Kapıcı Kızı Feriha oldu mu size Feriha Sarrafoğlu. Olmasına oldu da, ne yazık ki dertler bitmiş olmadı. 

Hatırlarsak Feriha kızımız sevdiği adamla kaçmış ve geçen bölümde de evlenmişti. Anladık ki nikâhta keramet yokmuş arkadaşlar. Öyle ya Feriha'nın 46.bölümdür gülmeyen suratı bu son bölümde de ne yazık ki gülmedi. Hatta daha da asıldı. Emir kardeşimiz “artık ne yapabilirim, Feriha’yı daha nasıl mutlu edebilirim” endişesiyle gözünün içine bakıyor ama nafile. Adam geçse karşısına iki takla atsa Feriha yine boş boş bakacak onu öğrendik artık. Yahu kendi rızanla kaçtığına ve bayıla bayıla evlendiğine göre, insan biraz olsun o anların tadını çıkarmaz mı ya. Senaristlere sesleniyorum. Böylesine bunalımlı bir aşk olur mu? Kızın yüzü zerre gülmüyor. Her daim beş karış surat, ağlamaklı bir ses tonu, her an gözyaşlarının akmaya hazır olduğu gözler, manasız manasız susmalar ve boş boş dalıp gitmeler. Ben Fatmagül’ün Kerim’i çok sabırlı diyordum ama Emir’de geri kalmadı maşallah. Artık ben Feriha'nın o suratsız halinden çok sıkıldım arkadaşlar. Biraz gül, tebessüm et, adama iki güzel söz söyle, tamam ailenden uzakta evlendin, hiçbir şey istediğiniz gibi gelişmedi ama ömür boyu o pansiyonda tıkılı kalacak değilsin, eninde sonunda döneceksiniz ve sıkıntılı günler başlayacak zaten. Birde orada kaldığın iki üç günü zehir etmenin ne anlamı var. Yok, ailemi üzdüm, yok beni affetmeyecekler, yok özür dilerim, yok vazgeçtim dilemiyorum, yok şöyle, yok böyle. Ne diye kaçtın o zaman diye sormazlar mı adama. Lütfen rica ediyorum senaristlerden, azıcık güldürün şu kızın suratını.

Nikâhta keramet yokmuş tamam onu anladık ta, para da mutluluk getirmiyormuş yahu. Baksanıza Gülsüm’e. Kızcağızın yüzü hiç gülmedi. Hoş zaten bir tirbuşon yüzünden başlayan evlilikten başka bir hayır gelmez oda ayrı konu. Koray’ın bunalımlı halleri de yordu eminim seyredenleri artık. Ama normal tabi Hande gibi bir kadın hayatınıza girmişse, artık ne yaşadıklarınızdan, ne de yaşayacaklarınızdan fazla bir güzellik beklemeyin. Hande her zamanki gibi oyunlarına devam ederken, kalktı şak diye Levent Hoca’yı öpüverdi yolun ortasında. Boşluğa düşmüş insanların ne yaptığını bilmez hallerinden biri olsa gerek diye düşündük ama Allah’tan Koray kardeşim şahit oldu bu öpüşmeye. Çok ta iyi oldu bana kalırsa. Koray ile Gülsüm’ü ben çok yakıştırıyorum kimse kusura bakmasın. Aralarında güzel bir aşk olsun, hatta evlilikleri de güzele gitsin, Koray evde yemek kokularına alışsın, kahvaltı yapmaya alışsın, hatta Pazar günleri çizgili pijamalarını giyip bulmaca çözsün, Gülsüm ile semt pazarına gidip pırasa, ıspanak alsın, üzerine de iki çocuk yapsınlar, onları parka bahçeye götürüp aile saadeti yaşasınlar istiyorum. Evet, biraz fazla şey istedim fark ettim, işin şakası bir yana, Gülsüm ile Koray’ın mutlu olup Hande’nin yaptığı bütün şeytanlıkların kurbanı olmasını isteyen sadece ben değilim sanırım. Koray karakterinin de yeterince Hande peşinde süründüğünü kabul edelim ve artık yeni aşklara yelken açmalarını seyredelim bence. Ama bir an önce Gülsüm’e bir imaj tasarlasınlar, o lüks evin içinde Fatmagül gibi zevksiz bir kılıkla dolaşmasını ben de yadırgıyorum açıkçası.

Cansu cephesinde ise işler iyice sarpa sardı arkadaşlar. Ama bu bölümün en güzel sahnesi bence Hande’nin çatır çatır Cansu’nun yüzüne karşı, bir hayalperest olduğunu, Emir’in Cansu’yu hiçte takmadığını söylemesi oldu. Oh nihayet dedim kendi kendime, birileri Cansu’ya gerçekleri şöyle açık seçik anlattı. Anlattı da Cansu anlayacak mı onu da ilerleyen bölümlerde göreceğiz.

Finalde ise Rıza baba kalp krizi geçirdi, hatta geçirmekle kalmadı yaşam çizgisini de düzleyiverdi bir anda. Zaten bunca aşağılanma, kötü söz, kötü olay karşısında Rıza amcamızın kalbi yine iyi dayandı. Sahi Rıza isminde bir güzellik olsa gerek. Öyle ya, Yaprak Dökümünde A.Rıza beyde maşallah çok sağlam bir kalbe sahipti. Onca olan bitene rağmen bana mısın dememişti adamcağız son bölüme kadar. Neyse Feriha'nın babası büyük ihtimal ile ölmeyecek. Aman ölmesin zaten ortalık, karısı Seher’in dolduruşlarıyla delikanlılık taslayan kılıbık Mehmet’e kalmasın der Siyah İnci.

Ahh ahh Feriha ne yazmakla biter, ne anlatmakla. Daha neler neler kaldı ama bu haftalık bu kadar yetsin diyelim. 

Siyah İnci’den sevgiyle.

www.twitter.com/blackpearl42

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder