Dün akşam yeni
bölümüyle uzun zamandır süregelen monotonluğuna son verdi FSN. Gece Rahmi’nin
gecesiydi. Ve Rahmi eminim beni olduğu kadar, pek çok kimseyi hem dudaklarında
acı bir gülümseme ile gülümsetti hem de bol bol ağlattı. Dizinin ilk bölümünden
beri Rahmi’nin saflığı, o saflıkla yaptığı hatalar ve söylediği sözler bazen
işleri çok zor hale getirse bile, Rahmi’ye kızmak mümkün mü?
Dün akşamki bölüm hemen hemen
Rahmi üzerine kurulmuştu. Kardeşini kurtarışı, kurtarma şekli, kalbinde aslında
hiç kötülük olmayan bir insanın suç işleyip cezaevine düşmesi eminim herkesi
gözyaşına boğdu. Özellikle F.gül ile karşılıklı sahnelerinde ağlamamak mümkün
değildi. İki kardeşin yalnız ve çaresiz, hayata ve birbirlerine tutunmaya
çalışmaları, kardeşini her ne pahasına olursa olsun koruma içgüdüsü, F.gül’ün
ona gösterdiği şefkat, merak ve endişe, bütün bunları oynarken ekrandan
seyirciye yansıyan o duygusallık takdire şayandı doğrusu.
Rahmi’nin hep sevimli ve
gülümseten hatta güldüren bir yanı var. Her şeyi tekrar ederek konuşması, hiç
kötülük düşünmemesi, özellikle yüz mimikleri şahane. Ben genellikle onun
hareketlerine, mimiklerine çok dikkat ediyorum ve bazen sadece onu seyretmek
bile dizinin o ağır, stresli havasını yumuşatıyor. Özellikle Mukaddes’in onu
küçümsediği, susturduğu, azarladığı sahnelere dikkat edin derim ben.
Ama bu bölümde Rahmi herkesi
üzdü. Sonucunu düşünemeden, sadece F.gülü korumak amacıyla yaptığı atak, ne yazık
ki karşılarına büyük bir sorun olarak çıktı. Özellikle hastane sahnesinde cezai
ehliyetinin olup olmadığını anlamak için test yapılırken, eminim herkesi
ağlattı. Hele hele hapishaneye götürülürken o arabadaki bakış, hapishanede
küçük bir çocuğun ürkekliği ve endişesi ile geçirdiği saatler ne yalan
söyleyeyim beni benden aldı.
O bir engelli değil, sadece insanların büyüdükçe kaybettiği saf ve
çocuksu yanını temsil ediyor Rahmi. Ve Bülent Seyran’ı gözyaşları ile ayakta
alkışlıyorum ben kendi adıma. Hepimize o kaybettiğimiz masumiyeti çok çok güzel
anlatabildiği için..
Ve elbette ki son zamanlarda
seyredilen dizilerin en iyi kötülerinden bana göre üçüncü sıradaki kişi
(birinciyi de yazacağım az kaldı )…Yani Mukaddes, nam-ı diğer Muko. Mukaddes
anlatmalarla bitmez aslında.. O,Ne kötü ne iyi biri . Dün akşamki bölümde
döktürdü yine.. E fırsat bu fırsat, kadın zaten birilerine çatmaya yer arıyordu. Hayata
ve hatta belki, kendi yaptığı hatalarına karşı öfkesini etrafına kusmakta
üzerine yok maşallah. Hele konu F.gül oldu mu uçan sinekten bile nem kapıyor
hatun. Bıcır bıcır konuşması, oturuşu, kalkışı, kavgası, sürekli ortalığı
karıştırması, her kapı aralığından çıkıvermesin, sinir bozucu gülüşleri ve
imalı sözleri ile FSN’in en renkli karakteri aslında Mukaddes. Öyle ya da böyle
gerçekten sinir bozucu olsa bile dizinin kilometre taşlarından biridir benim
gözümde. Konunun kısırlaştığı ve tıkandığı anlarda hep imdada yetişmiştir. O
kadar güzel oynuyor ki rolünü Esra Dermancıoğlu, ben bazen Beren Saat ile
ikisini dışarıda yan yana gördüğümde şöyle bir irkiliyorum desem yeridir. Haklı
ama geç gelen bir şöhret bence onunkisi.. Ve umarım çok daha uzun yıllar farklı
rollerde de izleriz kendisini. Ama Mukaddes rolünün onun üzerine çok uzun süre
yapışacağı da kesin : ))
Rahmi ve Mukaddes çok farklı iki
kişilik olmasına rağmen, hayatın o çılgın sürprizleri, onları da bir araya
getirmiş. Rahmi Muko’yu, Muko da Rahmi’yi idare ediyor aslında. Birbirlerine âşık
falan değiller ama muhtaçlar. Onları bağlayan da bu olsa gerek.
Son bölümde takıldığım konulardan
biri de Leman’ın paldır küldür ve özensiz yazılmış ölüm hikâyesi oldu. Dizinin
başından beri olayların içinde olan ve F.gül davasının sonuçlanmasında kilit
rol oynayan ailenin toptan yok edilmesi de pek güzel olmadı. Açıkçası bu
mahkeme nasıl F.gül lehine sonuçlanacak ve daha da önemlisi bunu nasıl bir
mantık örgüsü içinde seyirciye sunacaklar çok merak içindeyim. Leman için bir
cenaze töreni planladılar mı bilmiyorum ama önemli karakterlerden biri olarak
bunu hak ettiğini düşünüyorum. Ve elbette ki son bölümde Münir’in kendi ile
hesaplaşması ve pişmanlık gözyaşları da, Leman ve Münir hikâyesinin parçalanmış,
aşağılanmış, rezil olmuş tarafını bir nebze olsun toparladı.
Şimdilik FSN’den bu kadar.. Siyah
İnci’den sevgiyle..
www.twitter.com/blackpearl42
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder