Dolu dolu bir bölümle Çarşamba akşamı ekranlardaydı
Kuzey&Güney. Dolu dolu diyorum çünkü her sahnesi ayrı şahaneydi.
Güneyin
işi zorlaşıyor yavaştan. Malum zirveler yüksek ve kaygandır, bazılarının başı
döner, bazılarının ayağı kayar ve çıktıkları o zirveden, ne olduğunu bile
anlayamadan paldır küldür yuvarlanıverirler. Güney de Zirveye yaklaştıkça hava
giderek soğumaya ve ayağının altında buzlanmalar oluşmaya başladı. O soğuk
havanın baş nedenlerinden biri de Ebru Hanım elbette. Bana sorarsanız Çarşamba akşamki
bölümün en bomba sahnesi Güney ve Ebru Hanım arasındaki düello idi. Güney
hakkında daha önce yazmıştım. Güney’in kusursuz ve mükemmel görünümünün altında
aslında çok daha farklı, bencil, hırslı ve basamakları tırmanmak için eline
geçen her fırsatı değerlendirebilecek biri yattığını söylemiştim. Bu bölümde
Güney’in bu özellikleri aniden gün yüzüne çıkıverdi. Önce Ebru Hanım yaptı
hamlesini ve Güney’e hem haddini hem yerini bildirmek istedi ama o da ne! Güney
karşı bir hamle ile hemen 1-0 öne geçiverdi. Sakin, asabiyetten uzak ama
hafiften iğneleyici tavrı ile Ebru hanıma öyle laflar etti ki, yenilir yutulur
değildi. Kartlarını çok açık oynadı, üstü kapalı tehdit ederek Ebru hanımın
gözünü korkutmayı başardı. Şimdilik savaşın ilk raundunu Güney kazandı dilinin hakkıyla.
Ama eminim ki Ebru Hanım boş durmayacak ve dişine göre bulmadığı, hatta adam
bile saymadığı Güney’in ettiği lafların karşılığını ona kat kat verecektir.
Son iki
bölümdür dizinin gidişi Güney ve Cemre üzerinde yoğunlaştı farkındaysanız.
Hazır Cemre demişken Öykü Karayel cidden iyi oyuncu arkadaşlar. Bizim
seyircimizde eleştirmeden önce dikkatlice izleme alışkanlığı yok. Bizler önce
şöyle göz ucuyla bakıp hemen eleştirileri sıralarız. Ancak dikkat ettiniz mi
bilmiyorum ama Öykü Karayel yüzünü ve ses tonunu çok iyi kullanıyor. Tavırları,
mimikleri, tepkileri çok doğal, yapmacıklıktan uzak ve gerçekçi. Dizinin genç
bayan oyuncuları arasında bana göre en iyi oynayan kişi de Öykü Karayel’dir.
Kuzey
cephesinde ise işler biraz can sıkıcı olmaya başladı. Kuzeyin minik hareminde
olayların ardı arkası kesilmiyor. Zeynep-Kuzey aşkını bayıla bayıla seyreden
kaç kişiyiz bilmiyorum. Kendi adıma bu ilişkinin beni hiç
heyecanlandırmadığını, hatta bunalttığını itiraf etmeliyim. Neden mi? Çünkü
Kuzey kesinlikle şıpsevdi bir karakter değil. İlişkisine, dostlarına, aşkına
şiddetle sadık ve sırf bunun için hayatını altüst etmiş bir insan. Şimdi Sen
kalk uğruna hapislerde yattığın Cemre’yi “abimin eski nişanlısı” diyerek geri
plana at, Zeynep ile zoraki bir aşk yaşamaya çalış. Hiç inandırıcı değil. Kuzey
Cemre’yi kesinlikle unutmadı. Sadece çevresinde yol açabileceği huzursuzlukları
engelleme adına Zeynep ile bir yola çıktı ama Sezen Aksu’nun en taş kalpli
insanı bile duygulandıracak o şarkısı bile ekran karşısında olan bendenizi
zerrece heyecanlandırmadıysa bu aşktan pek ümit yok. Heyecanlanmayı bırakın, o
esnada Şu an burada Cemre oturmalıydı gibilerinden söylendim durdum ne yalan
söyleyeyim. Kısacası bence en yakın zamanda pusulanın ibresi Cemre’den yana
dönmeli.
Simay’ı
da yazmasam çatlarım. Bu kız beni çok güldürüyor. Simay yaşadığı saçma sapan
evlilik ve kayınvalidesi ile arasındaki sorunlardan bunalıp gözünü dışarıya dikti
yine. Hiç şaşırmadım niye şaşırmadım onu da biliyorum aslında. Simay tam da
karakterine uygun davranan basit bir varoş hepsi o. Haddini bilmez, arsız ve
tehlikeli biri aynı zamanda. Allah için o barda bulduğu adamla çekip gitse de
meydan biraz rahatlasa diyorum ben.
Birde
sanırım değinmemiz gereken Ali’miz var. Ben Rıza Kocaoğlu’nu oldum olası çok
beğenerek izlemişimdir. Her role giren oyuncu tarifinin en güzel örneklerinden
biridir. Hele hele Ezel’deki Temmuz karakterinden sonra, bu dizideki dürüst,
heyecanlı ve sadık mahalle çocuğu Ali’de ne derece usta bir oyuncu olduğunu
herkese gösterdi. Üstelik dilimizden düşmeyen yeni sözcüklerin de babası olma
yolunda ilerliyor. Malum Sundayman(Pazarcı) kelimesi gündemi altüst etmişti, bu
bölümde de Kardo (sanırım kardeş anlamında) gibi bir kısaltma kullandı ki
evlere şenlik. Yüreğine sağlık Rıza Kocaoğlu diyorum.
Öyle
ya da böyle, benim şu an en heyecanla takip ettiğim olaylar Güney cephesindeki gelişmeler.
Güney fırtınası yavaştan esmeye başladı. Bakalım bu fırtına kaç kişiyi peşinden
sürükleyip dengeleri altüst edecek göreceğiz. Buğra Gülsoy’un da gözleriyle,
yüzüyle, mimikleriyle yansıttığı her duygu için teşekkür ederek bu haftaki
Kuzey&Güney sayfamızı noktalayalım
Siyah
İnci’den sevgiyle.
www.twitter.com/blackpearl42
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder