Milletçe
dizilerde ya da filmlerde seyrettiğimiz kişileri, oynadıkları roller ile
bütünleştirmekte, onları insanüstü birer varlık olarak görmekte çok şükür
üstümüze yok. Malum hatırlarsınız, Kurtlar Vadisi’nin Çakır’ı ölmüştü de,
cenaze namazı kılınmıştı gıyabında. Neredeyse milli yas ilan etmediğimiz
kalmamıştı arkasından. Tarkan’ın bir hayranı menajerini aramıştı da, Tarkan’ın
tuvalette olduğunu duyunca “Aaa yapmaz o öyle şey” diye çığlığı basmıştı. Kim
bilir, belki Tarkan’ın meşhur “Çişim geldi” sözüne tepkiler, yaptığı
terbiyesizlikten çok, bu faaliyeti yapmayı ondan beklemeyenlerin hayal
kırıklığı sonucu oluşmuştu.
Oysa benim size kötü bir haberim var… O seyrettiğimiz çok ünlü kişilerin hepsi
birer İNSAN.
Onlarda uyuyor, banyo yapıyor, tuvalete giriyor, acıkıyor, çok yemek yedikleri
zaman hazımsızlık çekiyor, mideleri bulanıyor, başları dişleri ağrıyor, onlarda
âşık oluyor, romantik sözler ediyor, seviyor, sevişiyor, ayrılıyor, üzülüyor,
acı çekiyor.
Engin Akyürek, ülkenin yetiştirdiği en iyi oyunculardan bir tanesi. Kendi adıma
oyunculuğunun çok hızlı yol aldığını ve ileride çok iyi bir karakter oyuncusu
olacağı kanaatindeyim. Bunun yanı sıra, Engin kardeşimi bazılarından ayıran
başka bir özellik konuşulmaya başladı son birkaç aydır. Adam hiçbir yerde yok, işini yapıyor,
sonra sırra kadem basıyor. Magazin programlarında yok, gece kluplerinde
yakalanmıyor, herhangi bir röportajı yok, reklam filmi yok. İş hayatı ve
popülerliği ile özel hayatı arasındaki bu kocaman kalkan herkese büyük dert
oldu. Aman ben yakalayayım da şu kalkanı delip marifet yapayım,
kimsenin yapamadığını yapıp alkış alayım niyetiyle herkes sabahtan akşama kadar
bunu konuşur oldu. . İşte son birkaç gündür gündemi şiddetle meşgul eden, Engin
Akyürek konulu haberler, bu haberlere hemen atlayan ve yorum yapanlar aslında
bu psikolojinin bir sonucudur.
Oysaki bu adam, oyunculuk mesleğini
seçmiş kendine. Yani nasıl bir doktor sabah hastaneye gidip
işini yapıyorsa, nasıl bir öğretmen okulda öğrencilerine dersini verip evine
geliyorsa, bu adamda sabah işine gidiyor kardeşim, akşam ya da işi bitince de
evine gidiyor, ya da ortalarda görünmeden yaşıyor sosyal hayatını. Hepimiz gibi, herhangi bir insan gibi
yani. Ama ne mümkün, ne haddine !
Ve
derken nerden çıktı nasıl oldu, birkaç fotoğraf ve haber düştü arka arkaya.
Önce üniversite mezunu ve kültürlü olduğunu üstüne basa basa söyleyen eski
sevgilisinin, seviyesiz, saygısız, hadsiz sözlerini okuduk. Hatta bu eski
sevgili Engin Akyüreği de çekmeye çalıştı bu seviyesizliğe. Daha sonra adını
duyurmaya çalışan bir manken kız ile görüntülendi ve asıl bomba haber de buydu
zaten. Aman Allah nasıl olurdu böyle bir şey. Engin Akyüreğin bir sevgilisi
vardı. Dünyanın sonu gelmişti anlaşılan. Konuşuldu yazıldı çizildi son birkaç
gündür her şey. Yalanladı, kabul etti, el ele yürüdü, kız ünlü olmaya
çalışıyor, Engin çok zevksizmiş, gözümüzden gönlümüzden çıkardık onu
artık, kız pek çirkin, yok yok yarışmada ikinci olmuş Allah için
güzel kız, zaten şemsiyenin altında öpüşmüşler, yok yok öpüşmemişler kız
yağmurdan ıslanmasın diye şemsiyeyi tutmuş gibi bir sürü laf söz yordu
hepimizin çenesini.
Önce
şunu hatırlayalım arkadaşlar. Engin Akyürek, Kerim değil. Hatta belki Kerim karakteri ile
alakası bile yok. Kerim sadık bir âşık, E.Akyürek çapkın olabilir, Kerim
sabırlıdır, Engin sabırsız, Kerim tam bir romantiktir, Engin Akyüreğin belki
alakası bile yoktur romantik olmakla, Kerim çok güzel bakıyordur gözleriyle,
Engin bakamıyordur aynı şekilde..Ya da birebir örtüşüyordur karakteri…Bilemeyiz
çünkü Kerim herkesin hayalini süsleyen bir erkektir, Engin ona hayat veren bir
oyuncudur sadece. Biz ekrandaki Kerim’i tanıyoruz arkadaşlar, Engin çok daha
farklı düşüncelere sahip biri olabilir, çok daha farklı biri olabilir..Çünkü Kerim hayali bir kahraman,
Engin ise İNSAN…
Bütün bu örnekleri çoğaltabiliriz, evet sonuç olarak Engin Akyürek bir
insandır, sevebilir, âşık olabilir, hatta dünyanın en çirkin kadınını
sevebilir, kime ne? Eski sevgilisinin bahsettiği sözleri söylemiş te olabilir
söylememişte. Aşkını gözler önünde doya doya yaşamayı da seçebilir, kimsenin
göremeyeceği mekânlarda da, yanındaki insan sevgilisi de olabilir, kardeşi de,
arkadaşı da. Evlenebilir, çocuğu olabilir, boşanabilir, çok ünlü bir oyuncu
olabilir ya da aniden bütün bu hayatı bırakıp bambaşka bir hayat kurabilir.
Yani insana dair her şeyi yaşayabilir özgürce. Evet, kime ne, size ne, bana ne? Kim
yorum yapabilir Engin Akyüreğin hayatı ya da tercileri ile ilgili, hangi hakla?
Yapamazsınız kardeşim, buna hakkınız yok. Oyunculuğunu eleştirebiliriz yada
övebiliriz ama iş özel hayatına geldi mi durmayı bilmek gerek.. Sıradan bir
insan nasıl dışarı çıkabiliyorsa, yemek yiyebiliyorsa, sevgilisiyle vakit
geçirebiliyorsa, bu sadece Engin Akyüreğin değil bütün ünlülerimizin en doğal
hakkıdır. Abartmaya gerek yok.
Lütfen akşamları iş, güç, stres, yorgunluk atmak için karşısına geçtiğimiz TV
dizilerini ve orada seyrettiğimiz karakterleri orada bırakalım. O hayali
insanları gerçekle karıştırmayalım. Seyredelim, birkaç saat güzel vakit
geçirelim, sonra gerçeğe dönelim..Gözümüzde ilahlaştırıp çok büyütmeyelim,
onların da insan olduğunu ve insana dair her konuda karşımıza çıkabileceklerini
düşünelim, düşünelim ve rahat bırakalım. Herkes kendinden sorumludur zira.
Herkesin hayatı kendine özeldir..Dilediği gibi yaşar.
Ve hiç kimse, masum değildir bir diğerini yargılayacak kadar!
Siyah İnci'den Sevgiyle..
www.twitter.com/blackpearl42
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder