28 Şubat 2012 Salı

Güney'in uçuruma doğru ilk adımları..

Dün akşam 23.bölümüyle Kuzey&Güney ekranlardaydı. Başladığı günden itibaren heyecan dozunun giderek arttığı dizi, gün geçtikçe kalitesini de hızla yükseltmeye devam ediyor. 

Dizinin hiç kuşkusuz dün akşamki yıldızı Ali idi. Rıza Kocaoğlu’nun sonuna kadar hakkını vere vere canlandırdığı Ali bütün seyredenlere delikanlılık nasıl olur, arkadaşlık, dostluk nasıl olur, kardeşim demek sadece dilde değil yürekte nasıl olur gözümüze soka soka gösterdi. Allah herkese Ali gibi dost nasip etsin arkadaşlar. Günümüzde yozlaşan ilişkilere inat, dizinin arkadaşlık ve dostluk adına verdiği mesajlar için bütün kalbimle ekibi kutluyorum. 

Ali ile Kuzey’in karşılıklı meyhane sahnelerine ve gecenin sonunda alkolün de etkisiyle yaptıkları kavga sahnesine ben öldüm bittim. Muhteşem bir sahneydi ve Kuzey ile Ali karşılıklı adeta döktürdüler.  

Onlar kapışadursun, Güney ve ailesi de, müstakbel dünürleriyle tanışmaya gittiler. Allahım Yarabbim ben bu Handan hanıma çok gülüyorum cidden. Kadın iki dakika susmayı beceremiyor. Ya Ebru Hanım? Aman aman o nasıl güzel karşılama, ne kibar tavırlar, ne sevecen hareketler bunlar derken meğer altından evlilik sözleşmesi çıkacakmış.  Kuzey’in son anda vazgeçip gelmemesi de pek bir güzel oldu, yoksa o Barış’ı eline alır, şöyle evire çevire sözleşme nasıl olur ona anlatırdı diye düşünüyorum ben. Güney kardeşimde fazlasıyla utandı sıkıldı tanışmada ortaya çıkan kültürel farktan ama hata onda. Ya kardeşim sen bir annene babana anlat, sosyetede yemek adabı nasıl olur, kahve fincanı eline alınıp mı taşınır, hizmetçi mi getirir, eve ayakkabıyla mı girilir, yemek öncesi ne içilir öyle değil mi. Şöyle küçük çaplı birkaç ders alsalardı ve o aldıkları dersi ellerine yüzlerine bulaştırsalardı daha bir eğlenceli olacaktı eminim. Eve dönüşte Güney’e patlayan Sami beyde formundaydı akşam. Vallahi ben korktum ekran başında adamın öfkesinden. 

Geçen haftaki (22.bölüm) cümle âlemi ekrana kilitleyen ve sosyal medyada büyük yankı gören Cemre ile Kuzey’in bir kafede karşılıklı konuşma sahnesinin yerini bu hafta Güney ile Banu ikilisi aldı. Öncelikle her iki sahneyi de ayakta alkışlamak lazım diyorum ben. Oyunculuk adına, inandırıcılık adına dört dörtlüktü hepsi de. Evet, anne-baba rolünü oynayan tüm oyuncular mükemmel, hepsi birbirinden usta, onlara laf etmek haddimize düşmez amma velâkin dizideki genç kadro da birbirinden başarılı gerçekten. Dizinin başından beri Kıvanç Tatlıtuğ’un başarısını konuşmayan kalmadı, ama Buğra Gülsoy’un da hakkını yemeyin. Oyunculuğu, inandırıcılığı, ses tonlamaları ile adamı seyrederken artık karşımda sadece Güney’i görüyorum. 

Ve Güney güney güney. Güney akşam çok büyük kumar oynadı, şimdilik kazandı. Aldığı büyük riski lehine çevirmeyi başardı. E o kadar okul okuyorsun, risk nasıl alınır, strateji nedir bunları sen bilmeyeceksin de biz mi bileceğiz yani? Valla Güney Sinanoğlu ailesi ile bu şekilde baş edebileceğini düşünüyor olabilir ancak henüz farkına varmasa da uçuruma doğru yürüyor. Zira dizinin başından beri hepimizin merak ettiği Banu kızımızın sağlık problemini öğrendik çok şükür. Kızımız ciddi ciddi psikolojik açıdan rahatsızmış meğerse. Şimdilik Güney kazanmış görünse bile, vallahi ben olsam Banu gibi biriyle evlenmektense, son sürat ortamı terk ederdim. Ama elbette ki Güney de bu hırsının karşılığını şöyle layıkıyla almalı değil mi? 

Bu arada hani bazen dizilerde eleştirdiğimiz bir konu var. Böyle karşılıklı uzun uzun bakışmalardan rahatsız oluyoruz ya. Akşam Buğra Gülsoy’u seyrederken sebebini anladım. Evet, uzun bakışmalar rahatsız ediyor çünkü yüzlerinde ifade yok. Öyle manasız manasız bakıyorlar da ondan sinir oluyoruz. Oysa akşam dikkat ettiniz mi bilmiyorum ama son sahnede Ebru Hanım adeta Güney’in karşısında yalvarır bir ses tonu ile konuştuktan sonra, Güney’in annesine dönüp uzun uzun bir bakışı vardı. İşte bu dedim. Buğra Gülsoy orada o birkaç saniyelik bakışla, bir ömürlük duyguyu anlattı. İşte gözleri ile oynayan oyuncuyu seyretmenin keyfi de burada yatıyor zaten. 

Gelelim Ali’nin deyimiyle dizimizin safra haline gelmiş iki kızına. Simay ve Zeyneb'e yani. Zeynep bu bölüm hiç görünmedi.  Büyük isabet! Diziye taze heyecan verelim diye yazılmış bir karakter olan Zeynep, aksine tüm Cemre hayranlarının şiddetli tepkisine uğrayınca sanırım yavaştan ayağının altına muz kabukları konulmaya başlandı. Ben çok eksiklik hissetmedim, büyük ihtimal ile ileriki bölümlerde Simay ve Zeynep yoldan çekilip Cemre ile Kuzey’e yeniden ibrenin dönmesini sağlayacaklar. 

Ve Simay… Onca dizi seyrettim, hiçbirinde bu kadar korkunç bir karakter görmedim. Ne Ferhunde, ne Mukaddes yenge. Hepsini avucunda sallar sallar fırlatır Simay tek eliyle. Seyreden herkes diş biliyor Simay’a. Ne yalan söyleyeyim son dakikaya kadar bende neredeyse tırnaklarımı yedim. Şu kızın foyası nasıl çıkacak ortaya diye. En nihayet son dakikada Simay’ın adının geçmesi ve Kuzeyin de “birazdan hepinizin kafasını gözünü dağıtıcam” bakışı ile hepimiz rahat bir nefes aldık. Büyük ihtimal önümüzdeki bölüm Simay kardeşimize sonsuza kadar veda edeceğiz. 

Kuzey&Güney’den havadisler şimdilik bu kadar canlarım. Haftaya Kuzey’den sıkı bir performans bekliyorum şahsen.

Siyah İnci’den sevgiyle.

Twitter : www.twitter.com/blackpearl42

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder