Zeynep Kuzey’e âşık, Simav’da Kuzey’e âşık,
Kuzey kime âşık tam bilememekle beraber Cemre’ye âşık olması ihtimali yüksek.
Cemre Güney’e âşık(tı), şimdi Kuzey’e meyilli. Banu Güney’e âşık, Güney ise
güce ve paraya. Hüsük Gülten hanıma âşık, Gülten hanım ise kızına, Yakında
Barış efe de Cemre’ye bir hamle yapar diye bekliyorum ki öyle olması çok ta iyi
olur. Zira kibirli Ebru hanıma çok yakışan bir gelin adayı olacaktır Cemre
kızımız. Esasen dizinin aşklarının büyük bölümü akla tek bir şarkıyı getiriyor
“Yeter ki onursuz olmasın aşk”.
Zeynep evli adama âşık oldu, Simay
yapabileceği her türlü gurursuzluğun yanına bir de arsızlığı ekledi, geldi
istenmediği evin baş kösesine kuruldu, Cemre hem Güney’in Banu ile olan ilişkisine
olan bütün öfkesini diline taşırken, aynı zamanda da Kuzey’in her an yakacağı
bir yeşil ışığa hazır beklemekte.. Ama olanlar oldu, Kuzey Zeynep’i öpüverdi ikisinin
de gözü önünde. Şimdi benim merak ettiğim şey şu. Bu bizim Kuzey, Cemre uğruna
bütün hayatını mahvetmemiş miydi? O büyük aşkını kalbine gömüp, sevdiği kızı
kardeşine bırakmamış mıydı? Hapishanede Cemre’nin bir resmi için ölümü göze
almamış mıydı? Ne oldu da bir anda vazgeçip Zeynep’e dönüverdi ben anlamadım
inanın. Üstelik Cemre ile yaşayacağı aşk daha karmaşık ve daha büyük olaylara
gebe olmaz mıydı? Kim bilir belki Güney, istediği makama gelince Sadece paranın
mutluluk getirmediğini anlayıp Cemre’ye geri dönecektir. Zayıf ihtimal olsa da
heyecan verici değil mi : )?
Cemre rolünü oynayan Öykü Karayel çok
eleştirildi. Yok, ses tonu kötüymüş, yok oynayamıyormuş, daha ilk bölümden kızı
yargılayıp attılar bir köşeye. İster istemez bu eleştirilerin gölgesinde
seyredildi Cemre. Ama ben farklı düşünüyorum. Hani bazı şarkılar vardır, ilk dinlediğinizde bir şey anlamazsınız, ama
birkaç kez dinledikten sonra tadına varırsınız, Öykü Karayel tam da böyle
bir oyuncu bence. Bir kere çok güzel, ona çirkin diyen haksızlık eder. Sade bir
oyunculuk sergiliyor ama dediğim gibi seyrettikçe tadına varıyorsunuz. Olaylara
tepkisini çok iyi yansıtıyor yüz ifadelerinde. Şahsen ben kendisinden memnunum.)
Simay ise basit mahalle kızı. Fazla basit hem
de. Kuzey’e aşığım falan diyor ama o sadece kendini kurtarmanın peşinde.
Nitekim kayınvalidesi ile yaptığı ağız dalaşında ne olduğunu ortaya açıkça
döküverdi. Fazlasıyla sinir bozucu ve itici bir tip. Kimse onu Kuzey’e
yakıştırmıyor olsa da, Simay bir süre daha Kuzey’in hayatını işgal edip bizi
delirtmeye devam edecek sanırım.
Banu Güney’e niye âşık ne bekliyor bilmiyorum.
Güney’in ailesinden fazlasıyla rahatsız. Elinden gelse Güney’i şöyle yalıtılmış
bir odaya koyup üzerine bir kilit takacak. Sinsi, ikiyüzlü, kibirli ama belli
etmek işine gelmiyor şimdilik. Eğer Güney bu kızla evlenir ise, o annesine
verdiği sözleri yutması gerekecek. Valla
Banu Güneyi elde ettikten sonra, ailesini eşiğinden geçirmez benden söylemesi.
Bade İşçil Ezel’deki aptal sarışın rolünün aksine burada karşımıza kurnaz
sarışın olarak çıkmış ama sanki rol üzerine tam oturmamış. Henüz yolun çok
başında bir oyuncu adayı olduğundan, üzerine zehirli oklar atmak haksızlık olur
şimdiden.
Zeynep
kızımız ise şu anda Kuzey’in küçük çaplı hareminin gözdesi konumunda. Pozitif, cana yakın sevimli kız rolünde
izliyoruz Merve’yi. Küçük Sırların fettan, hilekâr Ayşegül’ünü o kadar iyi
oynamıştı ki Merve Boloğur, hala üzerimizde bir etkisi ve kendisinin de sıyrılamadığı
ses nüansları, tonlamalar, bakışlar var. Üstelik masum kız hallerine hala
alışamadım ben. Ancak kesin olan bir şey var ki, esmer hali çok daha çekici bu
kızın. O kızıl-sarı arası saçları olmamış. Üstelik her söze başlayışında bir
nefes alıyor derin derin, bunu duyuyorsunuz. Küçük Sırlardan beri konuşma tarzı
aynı. Konuşurken dudaklarının şapır
şupur sesler çıkarması da üstüne tuz biber diyorum ve kendine bir an önce yeni
bir tarz bulmasını tavsiye ediyorum. Aynı tarz konuşma şekli Burak Özçivit’te
de mevcut dikkat edin. Yeni bir oyunculuk tarzı ise onu bilmiyorum ama rahatsız
edici gerçekten.
Dizinin kadınları arasında şüphesiz her iki
anne de fevkaladenin fevkinde arkadaşlar. Handan hanım karakterini yazan ve
ortaya çıkaran senaristi tebrik etmek lazım. Son zamanlarda yazılmış en iyi
anne karakteridir bana göre. Tam tipik Türk annesi. Kadın her an her lafın, her
olayın içinde. Hele son bölümde Kuzey
Güney kardeşler iş konuşurken masanın başında durması yok mu? Öldürdü beni.
Semra Dinçer gerçekten rolünün hakkını vermiş. Hem fedakâr, hem ayırımcı, hem
iyilik isteyen, hem de işleri hep karıştıran Handan hanım dizinin renklerinden bir
tanesi. Özellikle son bölümlerde tam anlamıyla zirveye oynasa da benim gönlümde
dizinin kraliçesi Gülten hanımdır : )
Zerrin Tekindor’un kalitesine, oyunculuğuna
laf edecek değiliz. Haddimiz de değil. Ancak hayranlıkla izlenir kendisi benim naçizane
görüşüm budur. Nasıl bir mahalle kuaförü hareketleri, gülüşü, mimikleridir o
öyle. Yürüyüşünden burun kıvırışına, konuşmasından gözlerini kısışına kadar tam
mahalle kadını. Bayan okuyucularım beni daha iyi anlayacaktır. Pek çoğumuz
rastlamışızdır bu tarz kuaförlere. Nasıl bir gözlem yeteneği, nasıl bir
oyunculuk yeteneği ise, inanın ağzım açık bayılarak izliyorum kendisini. Yorum
dahi yapılmayacak kadar kusursuz oynuyor rolünü Zerrin Hanım. Her iki annemize
ve oyuncularımıza koskocaman alkışlar gitsin bizden. Gençlerimizi de
unutmayalım elbette. Henüz yolun başında olup ta her birinin üzerine bunca söz
ettirecek oyuncukları da takdir ister.
Senaryo aynı kıvamda giderse, eminim Kuzey
Güney bizi keyifle ekran başında tutmaya yetecektir. Şimdi bu kadar diyelim..:
)
Siyah İnci’den sevgiyle..
www.twitter.com/blackpearl42
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder