28 Şubat 2012 Salı

Şahane Ev Kadınları..

Hepsi çok güzeller, eğlenceliler, komikler ama aynı zamanda her birinin ayakları yere sağlam basmakta, sorumluluklarının farkındalar. Ve cidden orijinallerine kıyasla hepsi şahaneler. Evet, bildiniz, bir fenomen olma yolunda ilerleyen, beş farklı hayata sahip, beş tatlı kadından bahsediyorum.

Başlarken eminim sadece bizlerin değil, kendilerinin de endişeleri vardı. Öyle ya, ABD’de gerçeği izlenme rekorları kırıyordu ama bakalım Türk uyarlaması aynı başarıyı yakalayacak mıydı? Bana sorarsanız, orijinalini de seyretmiş biri olarak, Umutsuz Ev Kadınları, ABD yapımını çoktan yakaladı hatta iki adım öteye bile geçti.

Dizinin hem gizemli ve gerilim dolu olaylar zinciri var, hem de bizi kahkahalara boğan komedisi. Kadınlarımızdan hangisi favorim diye düşünüyorum inanın ben bulamıyorum. Hepsi çok iyiler, çok başarılılar, yüreklerin ortaya koydukları, bütün ruhları ile içinde bulundukları role uyum sağladıkları kesin.

Son iki haftadır Elif’e çok gülüyorum mesela. Kadın hem dört çocukla ilgilenirken, başına birde huysuz hasta yaşlı komşusu çıktı, oda yetmezmiş gibi bir de kocasının eski sevgilisi ile aynı işyerinde çalıştığını öğrenmez mi? Doğrusunu isterseniz Ben Ceyda Düvenci kim unuttum. Artık Elif var. Bazen seyrederken Elif’i gerçek zannedeceğimiz kadar mükemmel oynuyor Ceyda Düvenci. Bıcır bıcır konuşması, sevimli hareketleri, öfkelendiğinde bile güzel kalmayı başarabilen inanılmaz kadın. Gecen hafta, yaşlı ve hasta komşusuna yardım ederek seyredenlere büyük bir merhamet dersi verirken, bu hafta kıskançlık krizlerine girdi. Diyorum ya Elif’in işi çok zor. Bize ise ancak seyredip keyfini çıkarmak kalıyor ekran başında.

Zeliş’in ise dünyayı kendi menfaatlerine feda edebilecek bencillikte kocasıyla uğraşması, mimikleri beni öldürdü. Acemi oyunlarının her defasında kendi aleyhine dönmesi de cabası.Hele bu hafta birde hamile kaldı saf Zeliş.. Hayır, yani kocası da sanki her işini halletmiş gibi çocuk derdine düşmez mi. E görünen o ki Zeliş’in işi de zor.

Benim son iki haftadır gözümü en çok rahatsız eden ise Yasemin’in annesi. Her şeyden önce Yasemin ile annesi siyah ile beyaz kadar farklı. Üstelik annesi rolüne göre fazla genç kalmamış mı? Bir de lafa söze dedikoduya çok dikkat eden Yasemin için o anne fazlasıyla oynak geldi bana. Ama elbette ki analıkızlı sevimlilik abidesi onlar. Ve öyle bir anneyle uğraşmak ta Yasemin’in çilesi olsa gerek :) Sadece annesi de değil. Cin bakışlı kızına ne demeli. Hele son bölümde annesinin yanında Mert’e karşı acımasız davranışları ve sözleri sanki  bir gösteri gibi geldi bana. Büyük ihtimal ile Yasemin iyiniyetli ama tehlikeli bir oyunun kurbanı oldu.

En favori hatunlarımdan biri de Emel olup, eminim seyreden pek çok erkeğin de favorilerindendir. O bakımlı, her an şıkır şıkır, biraz fesat ama bolca merhametli Emel’i, özellikle o şahane saçları, boyu posu ile ayıla bayıla seyrediyorum ve çok gülüyorum onun bazen kurnaz bazen saf hallerine. Özge Özder bence bundan sonra hep sarışın kalmalı. Cidden muhteşem olmuş ben çok yakıştırdım açıkçası.

Nermin ablamız ise oğlu Kerem ile uğraşmakla meşgul şu sıralar. Orijinalinde aslında oğlu eşcinsel oluyor ama bizim ülke şartlarına göre epey uçuk sayılacağı için konu yumuşatılmış ve okul hayatındaki sorunlar olarak yansıtılmış. Zaten aslına göre epey değişiklik var ama şimdi dizinin tadını kaçırmaya gerek yok değil mi?

Aslında hepsinin hayatı zor. Hepsi farklı müacedelerin içinde ancak her biri hayatlarındaki insanlara da sonsuz destekler. Benim naçizane yorumum şudur ki, bu çizgide ve performansta devam ederlerse, bu dizi uzun yıllar boyu seyircisini ekran başına bağlayarak devam eder. Devam etmesini de bütün gönlümle dilerim zira ekranlarda doğru dürüst eğlenceli yapım yok şu anda.

 Dram seyretmekten bıkanlar için ise Umutsuz Ev Kadınları şiddetle tavsiye edilir…

Siyah İnci’den sevgiyle..

www.twitter.com/blackpearl42





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder